Öne Çıkanlar sinema Paribu Cineverse Cuma günü vizyona girecek yeni filmler vizyona girecek yeni filmler Avatar: Suyun Yolu (Avatar: The Way of Water) Avrupa Birliği Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn Aubameyang atv ankara türk telekom Yıllık Gelir Vergisi beyannamelerinin verilme süreleri uzatıldı mı Patent İş Birliği Antlaşması

Çıray, CHP’den İstifa Etti

CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, partisinden istifa etti. CHP’nin TBMM’deki sandalye sayısı 132’ye düştü. Çıray, Meral Akşener’in kuracağı partiye katılacak. Çıray, yaptığı açıklamada, “25 Ekim 2017 tarihinde Meral Akşener hanımefendinin liderliğindeki partinin kurucuları arasında yer alıyorum” dedi.

Çıray, Parti Genel Merkezinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştü. Görüşmenin ardından Çıray bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında, “Şartlar yeni bir siyasi çıkış yolunun açılmasını zorunlu kılmıştır” ifadesini kullanan Çıray, “25. 10. 2017 tarihinde Meral Akşener hanımefendinin liderliğindeki partinin kurucuları arasında yer alıyorum. Türk milletinin kurtuluş alternatifi, güçlü ve dünya devletlerinin saygı duyduğu Türkiye’yi yaratmak üzere Meral Akşener liderliğindeki hareketle kesin ve dönüşsüz olarak yola çıkmıştır” dedi.

Çıray’ın yazılı açıklaması şöyle:

“Türk Milletinin son yurdu ve sığınağı Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en zorlu dönemine girmiş bulunuyor. Şüphesiz devletimizin bekasının, refah ve mutluluğunun tehdit altında olduğu ilk defa dile getirilmiyor. Birçok değerli siyaset ve devlet adamı siyasi krizlerde durumun ciddiyetini hissettirmek için benzer ibareler kullandılar. “Ülkemizin adeta uçurumun kıyısına geldiğini” ifade ettiler. Maksatları maddi-manevi bedeli son derece ağır bu tür krizlerin aşılması için bir milli seferberlik ruhu yaratarak Türk milletini harekete geçirmekti.

Ancak 15 yıllık AKP iktidarları sonunda maalesef en ağır kriz tasvirlerini kat be kat geride bırakacak bir felaketin tam içine düşmüş bulunuyoruz. Bu felâketin en büyük delili 15 Temmuz 2016 FETÖ damgalı kanlı ihanet, işgal, girişimiyle başlayan süreçtir. Bu hain kalkışmanın ‘Allah’ın lütfu’ adı altında fırsata dönüştürülerek Türk Milletinin 95 yıllık mücadelesi sonunda kazandığı demokratik kazanımlarının adeta yerle bir edilmesidir. Özetle15 Temmuz hain işgal girişimi, Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Gençliğine Seslenişinde işaret ettiği ‘gaflet, dalalet’ tasvirlerini andıran manzaraları ortaya çıkardı.

Türk Milleti bugün anayasası fiilen iptal edilmiş, hukukun yok hükmünde olduğu bir karanlığa prangalanmış gibidir. Türkiye’nin bu radikalist yönetim anlayışı yüzünden örtülü ambargolara muhatap olmasına, kendini izolasyona tabi tutmasına ve bunların sonucunda adeta İkinci bir Kuzey Kore muamelesine maruz bırakılmasına göz yumamayız.

“Mevcut Siyasi Tablo Milletimize Bir Çıkış Sunamaz Hale Gelmiştir”

Ancak bütün bu ağır tabloya rağmen, muhalefet partilerinden birinin AKP’ye iltihakı ve CHP’nin sıkı bir kuşatılmışlıkla karşı karşıya kalması sonucunda mevcut siyasi tablo milletimize bir çıkış sunamaz hale gelmiştir. Bunun Türk Milletine halihazırdaki maliyeti çok yüksektir. Yakın gelecekte ödeteceği bedelin ise bu olağanüstü maliyetten dahi ağır olması ihtimali de bir heyula gibi adeta kapımızda durmaktadır. Yani şartlar Türk Milletine demokrasi içinde çare bulunmasını ve yeni bir siyasi bir çıkış yolunun açılmasını zorunlu kılmaktadır.

Onbeş yılın sonunda şapka düşmüş kel görünmüştür. AKP’nin, yumuşaklığı ve ılımlılığı benimsemiş, Atatürk’ü yürekten kucaklayan demokratik merkez veya merkez sağ diye bilinen gelenekle uzaktan yakından bir alakasının olmadığı anlaşılmıştır. Demokratik merkez, artık AKP’yi ret etmektedir. 16 Nisan 2016’da yapılan ve sandıktan ancak YSK’nın tam kanunsuzluğu göze almasıyla sözde ‘evet’ çıkartılan ‘kirli’ referandumda, merkez sağın tarihi olarak güçlü olduğu bölgelerde ‘hayır’ oranının çok yüksek çıkması bu reddiyenin en önemli kanıtını teşkil etmiştir. Referandumda ortaya çıkan bu sonuç bu defa gerçekten Allah’ın bir lütfu sayabileceğimiz yeni siyasi gelişmelerin önünü açmıştır.

“Merkez Sağ Başta Olmak Üzere Siyasi Yelpazenin Tüm Millî Unsurlarını Kapsayacak Şekilde ‘Milli Merkez’ Olarak Yeniden Uyanışta Olduğunu Ortaya Koymaktadır”

Bütün bunlar, Türkiye’yi bir yıkım sürecini engelleyecek olan gücün, merkez sağ başta olmak üzere siyasi yelpazenin tüm millî unsurlarını kapsayacak şekilde ‘Milli Merkez’ olarak yeniden uyanışta olduğunu ortaya koymaktadır. Türk Milleti, kurucu medeni değerleri yeniden canlandırmayı ‘Milli Merkez’ siyaseti ile başaracaktır.

Biz yeni siyasetin temsilcileri olarak, siyasetin çare kurumu olduğunun bilinci ile, milletimizin dertlerine çare bulmak ve Türk Milleti’nin özgürce mutluluğu arama hakkını sağlamak için yollara düşüyoruz. Aziz Türk Milleti artık beyin yıkama operasyonlarına karşı ne savunmasızdır ne de yalnızdır! Yarından itibaren milletimizi enkazın altından sağ salim çıkarmak için ne gerekirse yapacağız ve yeniden hukukun üstünlüğüyle güçlendirilmiş parlamenter rejime dönüşün yolu açılmış olacaktır.

Türk Milletinin kurtuluş alternatifi, güçlü ve dünya devletlerinin saygı duyduğu Türkiye’yi yaratmak üzere Meral Akşener liderliğindeki hareketle kesin ve dönüşsüz olarak yola çıkmıştır. Bu esasen Türk Milletinin demokratik Ergenekonu’dur!

“Meral Akşener Hanımefendinin Liderliğindeki Partinin Kurucuları Arasında Yer Alıyorum”

Bütün bu açıklamalarımdan kolayca anlaşılabileceği gibi 25. 10. 2017 tarihinde Meral Akşener hanımefendinin liderliğindeki partinin kurucuları arasında yer alıyorum.

Kararımın yegâne kaynağı Atatürk’ün ölümsüz eserine sadakattir

Bu kararımın yegâne kaynağı ve sebebi, Türk Milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Erdoğan liderliğindeki AKP iktidarları tarafından getirildiği ölüm kalım noktasında, Aziz Türk Milletine ve onun yetiştirdiği en asil kahraman ve dâhisi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümsüz eseri Türkiye Cumhuriyetine duyduğum sonsuz sadakattir.

Talip olduğumuz şey otokratik bir ortamda zorlu ve meşakkatli bir mücadeledir. Korku içinde yaşayamayız, korku içinde yaşamayacağız. Dolayısıyla bu kararımın asli anlamının ucuz, önyargılı ve sığ sözde eleştirilere ve çarpıtmalara konu edilmesine asla müsamaha göstermeyeceğimi ve onlara hak ettikleri cevabı vereceğimi şimdiden ilan ediyorum. İçinden geçtiğimiz şartların ağırlığını en iyi bilen Aziz Türk Milleti ve İzmirli hemşerilerimin de beni kalpten anlayacaklarından, onların yürekten verecekleri gönüllü destekleriyle çağdaş medeniyet yolculuğumuza birlikte devam edeceğimizden hiç şüphe duymuyorum. CHP’den doğan, Celâl Bayar ve Menderes’in kurduğu Demokrat Parti çizgisinden gelen biri olarak, hep kurucu CHP’nin manevi bir üyesiydim ve öyle kalacağım.

Sayın Kılıçdaroğlu’na ve her kademeden CHP’li siyaset arkadaşlarıma saygı dolu teşekkürlerimi arzediyorum

Bu çerçevede;

Kararımı kendine özgü saygı, insani nezaket ve insan sevgisi anlayışıyla karşılayan Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu’na…

Milli meselelerde Aziz Türk Milletinin ve Atatürk Cumhuriyeti’nin çıkarları için yapacağımız çalışmalarda yol arkadaşlığımızı sürdüreceğimize yürekten inandığım her kademeden CHP’li siyaset arkadaşlarıma şahsıma gösterdikleri güven ve verdikleri destek için saygı dolu teşekkürlerimi sunuyorum.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.