Öne Çıkanlar çin tbmm gündem chp palandöken facebook Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Kuşadası Belediyesi Entübe Sayısı Akşener milliyetçi hareket partisi kemal kılıçdaroğlu

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Nihai Kararımızı 22’sinde Vereceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde yapılacak bağımsızlık referandumuna ilişkin, “MGK toplantısını ayın 22’sinde saat 15.00’te yapacağız. MGK toplantısının arkasından da Bakanlar Kurulu toplantısını yapacak. Bu konu ile ilgili nihai kararımızı da bizler teklif olarak, hükümet de Bakanlar Kurulu olarak ayın 22’sinde verecek. Bizim bu konudaki hassasiyetimizin ne denli ileride olduğunu ayın 22’sindeki MGK ve Bakanlar Kurulu toplantısından sonra kendisi çok daha net, açık görecektir” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir canlı televizyon yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde (IKBY) yapılacak bağımsızlık referandumu hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Barzani izim bu konuda ne düşündüğümüzü gayet iyi biliyor. Yaptığı açıklama bana göre hakikaten çok çok yanlış bir açıklama çünkü bizim yıllardır Irak’ın toprak bütünlüğü konusundaki hassasiyetimizi biliyor. Irak’ın toprak bütünlüğü konusundaki hassasiyetimizi bildiği halde bunu yanında Kerkük özellikli bir bölge bunu da bildiği halde, kalkıp hala buralarda kendine göre bazı operasyonlar yapma gayretinin içerisinde girmesini hiç mi hiç doğru bulmuyorum.

“DEMEK Kİ BİZİM ŞEYLERİMİZDEN BİR ŞEY ANLAMAMIŞ”
Biz en zor anlarında oradaki Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin yanında olduk, hala yanındayız ve şu anda bu atılan adımlar bizi ister istemez yeni bir karar sürecine itti. Biz 27’sinde bu ayın Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı yapacaktık ve şimdi Amerika dönüşü 22’sinde içinde bu referandum olayını da gündeme aldığımız ayın 22’sine MGK toplantısını çektik ve MGK toplantısını ayın 22’sinde saat 15.00’te yapacağız. MGK toplantısının arkasından da Bakanlar Kurulu toplantısını yapacak. Bu konu ile ilgili nihai kararımızı da bizler teklif olarak hükümet de Bakanlar Kurulu olarak ayın 22’sinde verecek. Demek ki bizim şeylerimizden bir şey anlamamış, ‘Hala bir şey denmiyor, böyle bir şey söylenmedi, farklı teklifler yok’. Bizim kanaatimiz belli. Ama şimdi artık bizim bu konudaki hassasiyetimizin ne denli ileride olduğunu ayın 22’sindeki MGK ve Bakanlar Kurulu toplantısından sonra kendisi çok daha net, açık görecektir.”

“BURADA TÜRKMENLER VAR SİZ BUNLARI YOK FARZ EDEMEZSİNİZ”
Referandumu “Akıl tutulmasından öte bir şey” şeklinde tanımlayan Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Bu ciddi manada bir siyasi acemiliktir. Böyle bir siyaset anlayışı olamaz. Bir defa Irak’ın kenarında 350 kilometre sınırı olan biziz. Burada bir diğer tarafta İran, bir diğer tarafta Suriye. Suriye’nin zaten ne durumda olduğu belli. Burada bizim tavrımız nedir? Irak’ın toprak bütünlüğüdür, İran aynı şeyi paylaşıyor. Bütün bunlara rağmen eğer siz burada kendinize göre bağımsız bir devlet ilanına kalkarsınız kusura bakmayın buna herkes böyle ‘evet’ demez. Burada Türkmenler var, güneyde Musul’da Araplar var. Siz bunları yok farz edemezsiniz. Bütün bunlar ortadayken Irak’ın toprak bütünlüğünü tehdit edecek bir adımın atılmasına da öyle kolay kolay herkes ‘evet’ demez. Zaten şu anda kendi içinde bile bu işi halletmesi mümkün değil. Irak’ın merkezi yönetimi de parlamentosu da ‘hayır’ diyor. Biz de MGK ve hükümetimizin kararından sonra çok açık net Türkiye de kararını açıklayacaktır. İran zaten bu konu ile ilgili kararını o da açıklamış durumda.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ekonomi Bakanımız Zafer Beyle ilgili ve bunun yanında Halk Bankası’nın alt yöneticileriyle ilgili alınan kararın da yine nasıl bir organizasyonun neticesi olduğu ortaya çıkıyor. Ben geçen basın toplantımda da söyledim. Bu 17-25 Aralık sürecinde buradaki FETO ekibinin o soruşturmalarında geçen ifadeler neyse aynı şimdi burada geçiyor” dedi.

KILIÇDAROĞLU’NUN HATIRI İÇİN GERİ VİTESE TAKAMAYIZ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kızılay’daki meşhur o bomba olayı neyin nesiydi? Yahu siz ne utanmaz adamsınız ya. Nasıl bunları konuşuyorsunuz? Bütün bunlar olacak biz hala teröristlerin olduğu yerlerde inlerde, mağaralarda ne yapacağız? Bunları izleyeceğiz, yok öyle şey ya. Yok öyle şey, inlerine gireceğiz, inlerine. Benim şehitlerimin, on binlerce şehidimin hesabını soracağız. Sonuna kadar üzerine üzerine gideceğiz. Biz Kılıçdaroğlu’nun hatırı için geri vitese takamayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir canlı televizyon yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Amerika ziyareti sırasında korumalarının kendini protesto edenlere saldırması ve darp etmesinin ardından korumaları hakkında Amerika’da açılan soruşturma hakkında değerlendirmelerde bulunan AK Partili Erdoğan şunları kaydetti:
“Şunu açık net söylemem lazım. Bunları olay yaşandığı andan itibaren biz tepkimizi ortaya çok açık net koyduk. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) ABD’nin aslında bir yerde güvenliği, güvencesi altında olan bir şeydir. Bizi BMGK binasının içerisinde kendi elemanları korumaya alır ama dışarıda havalimanından BMGK’ye veya kalacağımız otele kadar burada ABD bizim güvencemizi sağlar. Tabii bunun yanında da bizim kendi korumalarımız vardır. Bu olayda 16 Mayıs’taki seyahatimiz yine Sayın Trump’ın daveti üzerine yaptığımız resmi ziyaretti. Bu resmi ziyarette maalesef orada PKK terör örgütünün mensupları ile bunun yanında FETO terör örgütünün mensuplarının dayanışmasıyla bizler Beyaz Saray’a gittiğimizde belli bir mesafe ki kısa bir mesafeydi. Orada bunların birçok gösterileri oldu buna Amerikan güvenlik kurumlarının ne yazık ki ciddi bir müdahalesi olmadı.

“GELDİKTEN SONRA BAKTIK Kİ ARKADAN KORUMALARIMIZLA İLGİLİ GÖZALTI KARARLARI VERİLMİŞ”
Daha sonra biz büyükelçilik binamıza geleceğimizde de orada meğerse bazı adımlar atıldı. Yine biz oraya geldik baktık yaklaşık bir 100 veya 75 metre mesafede orada yine aynı durumdalar. Orada gösteriler, tabii bütün bu gösteriler karşısında benim oradaki vatandaşlarım da tabii ki eli bağlı duramazdı. Onlar müdahaleyi yapma yoluna gittiler. Herhalde benim korumalarım da eli bağlı duramazdı onlar da gidip çünkü Amerikan polisi en ufak bir müdahale yapmıyor. Onları oradan dağıtalım, buna da tevessül etmediler. Geldikten sonra bir de baktık ki arkadan bizim korumalarımızla ilgili gözaltı kararları veya kendilerine göre mesela eşimin iki tane hanım koruması olayların olduğu yerde yok. Resmi, ismi olan korumaların içerisinde Amerika’ya hiç gelmemiş olanlar bunların içerisinde. Bunlarla ilgili böyle bir gözaltı kararı gibi bir şey çıkarıyorlar.”

“BUNLARI HAKİKATEN ÇOK YADIRGADIM”
Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan’ın da adının karıştığı ABD’deki soruşturma hakkında sorulan soruya yanıt veren Erdoğan, konunun FETÖ’ye dayandığını belirterek şöyle konuştu:
“Orada da ne yazık ki bunlarla müşterek çalışıyorlar. Bu savcılar malum bunlarla müşterek çalışan savcılar olduğu için burada da aynı uygulama yapılıyor. Daha sonra işte Ekonomi Bakanımız Zafer Beyle ilgili ve bunun yanında Halk Bankası’nın alt yöneticileriyle ilgili alınan kararın da yine nasıl bir organizasyonun neticesi olduğu ortaya çıkıyor. Ben geçen basın toplantımda da söyledim. Bu 17-25 Aralık sürecinde buradaki FETO ekibinin o soruşturmalarında geçen ifadeler neyse aynı şimdi burada geçiyor. Hiç mi hiç ilgili alakası olmayan veya Bakanlık süreci ile Bakanlık sürecinin dışındaki dönemleri kapsayan garip ifadeler var orada. Konuya da hakim değiller bu şekilde örneğin Zafer Beyle ve diğerleri ile ilgili o hazırladıkları soruşturma beyanının içerisinde bunlar var. Ben tabii bunları hakikaten çok yadırgadım.

“BAZI MERCİLERİN ATTIĞI YANLIŞ ADIMLAR TRUMP YÖNETİMİNİ DE GÖLGELEMEKTEDİR”
Fakat Astana’dayken, Sayın Trump beni aradı. Ben tabii başka konular zannettim meğerse bu konularla ilgiliymiş. Ben o arada kendisine bir ara telefon görüşmemizde bunlardan üzüntümü söylemiştim, ‘ben ilgileneceğim’ filan dedi. Sonra bu görüşmemizde dedi ki, ‘Ben bundan dolayı çok üzgünüm, incelettim ama bu federal devletin değil eyalet devletinin güvenlikçilerinin yaptığı bir yanlış. Direkt bunlar bana bağlı değil ama ben bu işi yakın takibe alarak araştıracağım, inceleyeceğim’ dedi. Ben de kendisine tabii teşekkür ettim ve 21’inde de Amerika’da yüz yüze görüşmemiz olacak bu görüşmede bunun detaylarını, teferruatını görüşmemiz gerekecek zaten çünkü hakikaten bu süreçle ilgili sıkıntılı bazı yaklaşımlar var ve Amerika’da Trump yönetiminin altında bu tür bazı mercilerin attığı yanlış adımlar ister istemez tabii ki Sayın Trump yönetimini de gölgelemektedir, herhalde buna da zaten fırsat verilmemesi gerekir diye düşünüyorum.”

“GARIN ORADA ŞEHİR EDİLENLER BENİM SİVİL VATANDAŞLARIM DEĞİL MİYDİ?”
Hakkari’de vatandaşların Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ile bombalanmasının ardından başlayan tartışmalara değinen Erdoğan şöyle konuştu:
“Şu ifadeleri görüyorsunuz değil mi? Al birini vur öbürüne. Birisi diyor ki senin İHA’ların nerede? Öbürü diyor ki orada piknik yapıyorlar diyor. Çıkıyor arkasından Genel Başkanı diyor ki, ‘Bunlar terörist de olabilir’ diyor. Böyle bir mantık olabilir mi? Sen burada kimin avukatlığına soyunuyorsun? Benim bu kadar Mehmedim öldürülüyor değil mi? ‘Sivil’ diyor, benim Lice’de Özalp’te ilçe başkan yardımcılarım evlerinin kapısının önünde şehit edildi. Bunun yanında birçok yerde benim vatandaşlarım şehit edildi. Vezneciler’de şehit edilen benim vatandaşlarım değil miydi? Bunlar sivil değil miydi? Onların silahları mı vardı ey Kılıçdaroğlu, Ankara’da garın orada şehir edilenler benim sivil vatandaşlarım değil miydi? Terörist miydi onlar? Onları nasıl şehit ettiler? Aynı şekilde yine Ankara’da akşam mesaisinde görevlerinden çıkan o bütün işçi kardeşlerimi otobüslerini bombalamak suretiyle canlı bombayla orada şehit edenler kimdi? Kızılay’daki meşhur o bomba olayı neyin nesiydi? Yahu siz ne utanmaz adamsınız ya. Nasıl bunları konuşuyorsunuz? Bütün bunlar olacak biz hala teröristlerin olduğu yerlerde inlerde, mağaralarda ne yapacağız? Bunları izleyeceğiz, yok öyle şey ya. Yok öyle şey, inlerine gireceğiz, inlerine. Benim şehitlerimin, on binlerce şehidimin hesabını soracağız. Sonuna kadar üzerine üzerine gideceğiz. Biz Kılıçdaroğlu’nun hatırı için geri vitese takamayız. Öbürü zaten tam terörist ağzı ile konuşuyor. Sen Genel Başkansan önce bu adama diyeceksin, ‘Ya sen ne konuşuyorsun ya’ senin bu ağız, Kandil’dekilerin ağzı. Zaten bunlar aynı ağzı kullanıyorlar.

“ARTIK TÜRKİYE KENDİ SİLAHLI VE SİLAHSIZ İHA’LARINI YAPAR HALE GELDİ”
Biz İHA’ları elde edebilmek için yıllarca çalıştık. Bize Amerika bu silahları vermedi. İsrail’den 12 tane aldık onların da tamir-bakımında vesairede her zaman bize ipe un serdiler. Şimdi hamdolsun artık yerli olarak yapabilir duruma geldik. Şimdi de bu onları rahatsız ediyor. Niye? Artık Türkiye kendi silahlı ve silahsız İHA’larını yapar hale geldi mutluyuz ve terör örgütlerinin üzerine üzerine bu silahlı insansız hava araçları ile gidebiliyoruz hem de silahsız insansız hava araçları ile nerede kim var gidip ondan sonra da uçaklarımıza hemen koordinatlarını verebiliyoruz. İşte bu terörle mücadelenin ileri noktasıdır. Kılıçdaroğlu, istediğin kadar üzül, yanındakinin ismini zaten vermeyeceğim sen de istediğin kadar üzül, terörün yandaşları istedikleri kadar üzülsünler biz bu mücadeleyi sonuna kadar, bu ülkede tek terörist kalmayıncaya kadar devam ettireceğiz. Bu ülkenin mutluluğu-huzuru için bizim buna ihtiyacımız var.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO’nun S-400 alımına müdahale etme hakkının olmadığını belirterek, “Bugün Suriye’nin elinde S-400’ler var. Suriye o S-400’lerle ne yapıyor? Havasını atıyor Şimdi Türkiye gibi bir ülkenin elinde bu tür güçlü savunma imkanlarının olmayışı tabii ki düşündürücüdür. Büyük oranda da bu süreci aşmış vaziyetteyiz. Bu konu ile ilgili tabii benim Sayın Putin ile yaptığım görüşmelerdeki şey ortak üretimi de başarmak, daha ileri safhaları da bunun olacak diye düşünüyorum” dedi.

BİZİM DİNİMİZDE BÖYLE BİR MÜDAHALE TARZI YOKTUR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP’li Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine yapılan saldırı hakkında, “Ben bu süreci yakından takip ettim ve oraya gelen o 20-25 kişilik grup ki içlerinde alkollü olanların olduğunu da bana Bakanım söyledi. Çok çok yanlış bir yaklaşım tarzı. Her şeyden önce bizim dinimizde, değerlerimizde siz kalkıp da defnedilen bir insanın mezarına yönelik, seversin sevmezsin böyle bir müdahale tarzı yoktur. Bunlar böyle bir yanlışı yaptılar. Adli ve idari süreç de başlatılmış vaziyette. Gerek İçişleri gerekse Adalet Bakanlığımız da bunun takibini yapıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir canlı televizyon yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “terörü dört yılda bitiririm” açıklamasını değerlendiren Erdoğan, “Neyle bitirecek, bu anlayış, bu kafa neyle bitirebilir böyle bir şeyi? Bunlara kalsa zaten böyle silahsız veya İHA’yı kullanmaktan öte bir anlayışın temsilcileri. Biz 15 yıllık bir mücadeleyi verdik, hala veriyoruz” dedi.

“HADİ BİZE VERİN DEDİĞİMİZDE YA PARAMIZLA VERMEDİLER”
S-400 füze sistemleri hakkında açıklamalarda bulunan AK Partili Erdoğan şöyle konuştu:
“İşte şimdi yeni adımlar atıyoruz, S-400 adımlarını atıyoruz. Niye atıyoruz? Bizim ön koruma noktasında bunlara da ihtiyacımız vardı onun için atıyoruz. Biz bunlarla da kalmayacağız. Daha başka adımlarımız var. Niye? Artık Türkiye güvenliğinde çok ileri aşamalara gelmesi şart. Zira NATO üyesiyiz, NATO üyesi ülkeler içerisinde birçoklarıyla hadi bize verin dediğimizde ya paramızla vermediler. Ama parasız olarak terör örgütüne veriyorlar. PYD/YPG’ye şu ana kadar 3 bin tır dolusu zırhlı silah ve mühimmat gönderildi. Bunlar para filan vermiyor. Peki nereye geliyor bunlar? Bunlar Kuzey Suriye’ye geliyor. Kuzey Suriye’de PYD/YPG’ye veriyorlar ama aynı zamanda Amerika’nın askerlerine veriliyor. Adı ne? ‘Rakka operasyonunda DEAŞ’a karşı mücadele’ bir müddet sonra gerçi DEAŞ artık yok oluyor o ayrı mesele de daha önce Irak’ta bunlar DEAŞ’ın elinden, PKK’nın elinden çıktı. Bütün bunların elinden o zaman koalisyon ülkelerinin silahları çıktı. Suriye’de de aynı durum söz konusu. Amerika’nın uçakla indirdiği birçok silahların yarını YPG’ye, yarısı DEAŞ’a bunları hep gördük. Biz bunları bir daha yaşamak istemiyoruz.”

“ŞİMDİ DE HEDEFİMİZ İDLİB”
Kendi göbeklerini kendilerinin keseceklerini söylediklerini anımsatan Erdoğan, “Cerablus’tan girdik, bir taraftan Rai’den girdik, ondan sonra Dabık dedik, El-Bab dedik buralara kadar indik 2 bin kilometrekarelik bir alanın güvenliğini sağladık. Şimdi de hedefimiz İdlib’de Rusya ile görüşmelerimizi yaptık İdlib’in şu anda sulh-ü sükuna kavuşmasını temin ve Halep’ten İdlib’e göç edenlerin oradaki huzurunu sağlamak, şu anda bunu Rusya ile birlikte götürüyoruz. Temenni ederim ki burada hedeflerimize ulaşırız” değerlendirmesinde bulundu.

“BİZİM DİNİMİZDE BÖYLE BİR MÜDAHALE TARZI YOKTUR”
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine yönelik yapılan saldırı hakkında sorulan soruya yanıt veren AK Partili Erdoğan şunları kaydetti:
“Ben bu süreci yakından takip ettim ve oraya gelen o 20-25 kişilik grup ki içlerinde alkollü olanların olduğunu da bana Bakanım söyledi. Çok çok yanlış bir yaklaşım tarzı. Her şeyden önce bizim dinimizde, değerlerimizde siz kalkıp da defnedilen bir insanın mezarına yönelik, seversin sevmezsin böyle bir müdahale tarzı yoktur. O bir annedir ve evladı da cezaevinden iznini almış annesini defin merasimine gelmiştir. Konuyu İçişleri Bakanım bana ilettiği zaman şunu söyledim dedim ki, ‘Bu zaten bizim değerlerimizde böyle bir şey yok. Böyle bir şeye hakları da yok. Bence siz özellikle mevtanın sahiplerine şunu teklif etseniz, memleketlerini ben o anda bilmiyordum neresi olduğunu. Elazığ mıdır? Yoksa bir başka yer midir? Söyleseniz de biz kendilerine gerekirse bir uçak tahsis edelim. Eğer Elazığ ise uçakla oraya gönderelim. Kendi topraklarında defnetsinler’. Ve bu arada beni tekrar Süleyman Bey aradı dedi ki üç yer düşünüyorlar Elazığ, Tunceli, Mersin. Dedim ki, ‘Sen memleketi neresi ise onu teklif et’ işte oranın Tunceli olduğunu onlardan öğrendi ve kendileri de uçakla değil otobüsle gideceklerini filan söylemişler. O zaman dedim bütün güvenlik tedbirlerinizi alın ona göre de Tunceli’de defnini sağlayın. Zaten kızı da Ankara’da taziyeleri kabul edeceğini söylemiş. O şekilde uğurlandı. Böyle bir şeyi kabullenmek bizim dinimizde yok. Bunu yapamazsın, buna hakkın yok. Ama bunlar böyle bir yanlışı yaptılar. Adli ve idari süreç de başlatılmış vaziyette. Gerek İçişleri gerekse Adalet Bakanlığımız da bunun takibini yapıyor.”

“BÜYÜK ORANDA DA BU SÜRECİ AŞMIŞ VAZİYETTEYİZ”
Türkiye’nin S-400 füzeleri üzerinden NATO ile yaşadığı gerilimi ele alan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yıllar önce Yunanistan S-300 aldı, herhangi bir uygulama yaptınız mı? Yapmadınız. Şimdi biz aynı ülkeden S-400 ile ilgili anlaşma yaptık rahatsız oldunuz. Peki siz verdiniz de biz almadık mı? NATO ülkelerinden bize böyle bir destek verildi mi füze konusunda? Hayır. İstedik vermediler. Şimdi biz başımızın çaresine bakacağız. Bir başka yerden bulduk, oradan alacağız. İstediğim yerde bu anlaşmaları yapar adımlarını da atarız. Daha bizim bu çeşitlendirmemiz çok daha farklı bir şekilde devam edecek. Buna müdahale yetkileri yok. NATO’nun kendi kuralları içerisinde de yok. Bu yapılan uygulama tamamen Türkiye’nin güçlenmesini engellemeye yönelik adımlardır. Bugün Suriye’nin elinde S-400’ler var. Suriye o S-400’lerle ne yapıyor? Havasını atıyor Şimdi Türkiye gibi bir ülkenin elinde bu tür güçlü savunma imkanlarının olmayışı tabii ki düşündürücüdür. Biz şu anda savunma sanayiinde birçok adımları attık, ama atmamız gereken daha çok önemli adımlar var. Bunun için de çalışıyoruz. Arayışlarımız aynı şekilde devam ediyor. Büyük oranda da bu süreci aşmış vaziyetteyiz. Bu konu ile ilgili tabii benim Sayın Putin ile yaptığım görüşmelerdeki şey ortak üretimi de başarmak, daha ileri safhaları da bunun olacak diye düşünüyorum.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.