656. Kırkpınar Yağlı Güreşleri Başlıyor

Bu yıl 656’ncısı düzenlenecek olan Tarihi Geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreşleri başlıyor. 14 Temmuz Cuma günü Er Meydanına çıkacak olan pehlivanlar mücadele edecek. 16 Temmuz Pazar günü de 2017 yılının Tarihi Kırkpınar başpehlivanının belirleneceği final güreşiyle sona erecek.

656. Tarihi Geleneksel Kırkpınar Yağlı Güreşleri 14-16 Temmuz tarihinde başlıyor. Geçen yıl bin 969 pehlivanın katıldığı Kırkpınar’a bu yıl yaklaşık 2 bin üzerinde pehlivanın Er Meydanına çıkması bekleniyor. Ayrıca Kırkpınar’da geçen yıl 56 olan Başpehlivan güreşlerinde bu yıl pehlivan sayısı 62’ye çıktı.

Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Musa Aydın, Kırkpınar’ın yağlı güreş turnuvalarının zirvesi olduğunu belirterek “Bu yıl Kırkpınar Yağlı Güreşlerimiz çok heyecanlı ve çekişmeli olacak. Tüm vatandaşlarımızı bu heyecan dolu güreşlerimize izlemeye davet ediyorum. Turnuvaya katılacak tüm güreşçilerimize de başarılar diliyorum” dedi.

Altın Kemer Yılı Değil

Kurallar gereği altın kemerin ebedi sahibi olunması için bir başpehlivanın üst üste üç kez “Kırkpınar Başpehlivanı” unvanını alarak altın kemeri takması gerekiyor. Geçen yıl başpehlivan olan Ordulu Recep Kara altın kemere rakiplerine göre en yakın aday. Kara’nın altın kemerin ebedi sahibi olabilmesi için serisini bu yıl da Başpehlivan olması gerekiyor.

Kırkpınar Yağlı Güreş Efsanesi Nedir? 

Tarihi kaynaklara göre, Rumeli’nin fethini gerçekleştirecek akıncı birliklerinin öncü kuvvetlerini oluşturan 40 namlı asker, mola zamanlarında hem eğlenmek hem de kuvvetten düşmemek için bir anlamda idman saydıkları güreşe tutuşurlar

Yine bir mola sırasında Edirne yakınlarındaki Ahıköy’de Ali ve Selim adındaki iki kardeş, saatlerce güreşmelerine rağmen yenişemez ve ısrarla birbirini kündeye getirmek üzere verdikleri mücadelede her ikisi de oldukları yerde canlarını verir. Akıncılar iki kardeşi bir söğüt ağacının altına gömerek, vazifeleri gereği yollarına devam eder. Yıllar sonra akıncılar, arkadaşlarının mezarını ziyaret için gittiklerinde iki pehlivanın mezarlarının bulunduğu yerde bir pınar görürler ve burası bundan sonra Kırkpınar olarak anılmaya başlar.