Öne Çıkanlar çin tbmm chp gündem palandöken facebook Akşener akbank Pandemi Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Kuşadası Belediyesi AİLE

Erdoğan: İnsansız Hava Aracı Testlerden Geçti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz burada çok önemli bir şeyi başardık. Türkiye artık insansız hava aracını mühimmatlı olarak üretir hale geldi. İnsansız hava aracımız testlerden geçti, iş görür vaziyette” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansında yaptığı konuşmasında, konferansın çerçevesini oluşturan bilim, teknoloji, sanayi, ekonomi, inovasyon,  AR-GE, nanoteknoloji, enerji gibi alanların her birinin Türkiye için stratejik öneme sahip olduğunu ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

“Bu anlayışla 2003 yılı başından itibaren Türkiye’yi yönetme sorumluluğu üstlendiğimiz 14 yıla yakın sürede bilim ve teknoloji konusunu önceliklerimiz arasında ilk sıralara yerleştirdik. Başbakanlığım döneminde Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun ihmal edilen toplantılarını yılda 2 kez yapmak suretiyle tamamına bizzat katıldım. Birçok bilim ve teknoloji projesini şahsen himayeme alarak süratli bir şekilde yürütülmesini sağladım. Bilim adamlarımızı, mühendislerimiz, teknisyenlerimizi, bu alanda çalışan girişimcilerimizi her fırsatta teşvik ettim. TÜBA ve TÜBİTAK gibi bilim kuruluşlarımızın bilim faaliyetlerini daima destekledim. Bilim ve teknoloji çalışmaları konusunda yapılan düzenlemeleri özellikle destekledim, kapsamlarının genişletilmesini temin ettim. Türkiye’nin geçtiğimiz 14 yılda ortaya koyduğu büyük sıçramada bilim ve tek alanında yaptığımız yatırımların önemli payı olduğunu biliyorum.”

-“İSLAM VE TÜRK DÜNYASININ UMUDU OLDUĞUMUZUN BİLİNCİNDEYİZ”-

Batının bilim ve teknolojide çok büyük ilerlemeler kaydettiği dönemde, bilhassa son 200 yılda Türkiye’nin farklı meselelerle uğraşmaktan bu alanları ihmal ettiğini belirten Erdoğan, eksikliklerin ve sorumlulukların farkında olduğunu söyledi. “Kendimizle birlikte 1,7 milyar nüfusa sahip İslam dünyasının, 300 milyonluk Türk dünyasının da umudu olduğumuzun bilincindeyiz” diyen Erdoğan, bunun için Türkiye Cumhuriyetinin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 için, diğer alanlarla birlikte bilim ve teknolojide de çok önemli hedefler belirlendiğini ifade etti. Erdoğan, şöyle devam etti:

"2002 yılında AR-GE harcamalarının milli gelirimiz içindeki payı sadece binde 5’ti. Biz bu oranı önce yüzde 1 seviyesine çıkarmayı başardık. Aslında ilk hedefimiz 2002’de yüzde 2’ye çıkarmaktı. 2023 yılına kadar milli gelirden AR-GE’ye ayrılan payı yüzde 3’e çıkarmayı planlıyoruz. Amacımız orta-yüksek teknolojili ürünlerin ihracatımız içindeki payını 2 katına çıkartarak yüzde 50’nin üzerine taşımaktır. Türkiye’nin 500 milyar dolar ihracat hedefine ancak bu şekilde ulaşacağını biliyoruz. İnovasyon kültürünü hem kurumsal hem bireysel alanda köklü bir şekilde yerleştirmek mecburiyetindeyiz.

-“İNSANSIZ HAVA ARACIMIZ TESTLERDEN GEÇTİ”-

Geçtiğimiz 13 yılda teknoparklarımızın sayısını 2’den 63’e çıkardık. AR-GE merkezlerimizin sayısını da 243’e çıkardık. Ama hedeflerimiz bakımından bunlar yeterli değildir. Daha fazlasına ihtiyacımız var. Bana göre Türkiye ilk etapta dünya çapında en az 10 küresel markaya sahip olmalıdır. Dünyanın en iyi üniversitelerine, en başarılı bilim insanlarına, en yenilikçi şirketlerine, üretken AR-GE merkezlerine sahip olmadan bunu sağlayamayız. Önümüzdeki dönemde bilim ve teknoloji alanındaki çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırarak hedeflerime ulaşacağımıza inanıyorum. Şu anda savunma sanayiinde attığımız adımlar ortada. Bizler basit tüfek yapamıyorduk, şu anda bu halloldu. MİLGEM halloldu, kendi gemilerimizi üretiyoruz, ama eksiğimiz var. Sadece geminin tasarımı, inşaatı yetmiyor. İnşası dışında bunun makinesini üretmemiz gerekiyor. Şimdi bunun üzerinde yoğunlaştık. Ama biz burada çok önemli bir şeyi başardık. Türkiye artık insansız hava aracını mühimmatlı olarak üretir hale geldi. İnsansız hava aracımız testlerden geçti, iş görür vaziyette.”

-“BUNLAR SÖZ VERİRLER AMA YERİNE GETİRMEZLER”-

Mülteci sorunu yükünün en başta Türkiye’nin yer aldığı birkaç ülkenin sırtına yüklenmiş durumda olduğunu kaydeden Erdoğan, gelişmiş ülkelerin bu sorun karşısında sınırları kapatmaktan, duvarları yükseltmekten başka hiçbir şey yapmadığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Şu anda 3 milyon mülteci Türkiye'de. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde bu konu gündeme geldi. Türkiye'deki bu sahiplenmeyi gündeme getiren yok gibi. Görmüyorlar, unutturmak istiyorlar. Söylüyorum, sonra bazıları kızıyor. Söz veriler, 3 milyar avro dediler, hala 3 milyar avrodan Türkiye’ye gelen, bu da bize gelmiyor, mültecilere geliyor, 179 milyon avro. Süre geçti, yıl bitiyor. Güya, İkinci bir 3 milyar avro daha vereceklerdi. Ah, ah… Bunlar söz verirler ama yerine getirmezler. Biz ne aldatan olacağız, ne aldanan olacağız. Verseler de vermeseler de biz bombalardan kaçan insanlara insani, vicdani, İslami görevimizi yerine getireceğiz.

-“ADALET VARSA MÜLK VARDIR”-

İnsanlık olarak bir taraftan güvenliğimizi ve geleceğimizi tehdit eden bu sorunlarla boğuşurken, diğer taraftan da ekonomik refaha ve altyapıya ilişkin standartların fevkalade yükseldiği bir çağda yaşıyoruz. Son çeyrek asırda dünyamız iletişim ve ulaşım imkanlarında baş döndürücü gelişmelere sahne oldu. İnternet, mobil iletişim teknolojileri artık vazgeçilmezlerimiz arasına girdi. Her geçen gün teknolojinin getirdiği imkanlardan faydalanıyor. Bu sayede kıtalar, ülkeler arasındaki mesafeler anlamsız hale gelirken, insanların birbirine olan sorumlulukları artıyor. Uluslararası toplumlarda sorunları çözmede öncü olması, gerektiğinde müdahale etmesi gereken BM gibi mekanizmalar çalışmıyor. Bu yüzden dünya hızla çok tehlikeli kaos dönemine doğru sürükleniyor.

Küresel istikrarın anahtarı olan adaletin sağlanamadığına şahit oluyoruz. Türkiye olarak bu sorunlu gidişe ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek itirazlarımızı dile getiriyoruz. Son BM toplantısında konuştum, dedim ki ‘Haydi gelin, bunu değiştirelim.’ Japonya, Hindistan, Almanya daimi üyelerden bir tanesi olmak istiyorlar. Almanya için kılıf uydurdular 5+1 dediler. Ben de diyorum ki 20 üyenin 20'si de daimi olsun. 193 ülke, iki yılda bir değişsin, hepsi de burada daimi üye olsun. Hepsi, 193 ülke BM'de daimi üye olsun. 5 kıta içinde 3 Avrupa, 1 Asya, 1 Amerika. Halkı Müslüman olan bir ülke var mı, yok. Bunlar orada Müslümanların haklarını savunur mu? Irak'ta, Afganistan'da, Mısır'da Libya, Tunus'ta niçin bir çözüm yoluna girilemiyor? Sudan'da neden girilemiyor? Bölmek istediler böldüler hala bir gelişme yok. Adalet, adalet adalet... Adalet mülkün esasıdır. Adalet varsa mülk vardır, devlet vardır.”
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.