Kurtulmuş: Harekatı Fırsat Bilmek Çok Daha Vahim sorunları Ortaya Çıkarır

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Musul Musullularındır. Musul’daki mezhebi ve demografik dengeyi değiştirmek üzere bu harekatı fırsat bilmek, bundan sonra çok daha vahim sorunları ortaya çıkarır" dedi.
Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Halep’te şartsız bir şekilde acil bir ateşkes ilan edilmesinin zaruri olduğunu söyleyen Kurtulmuş, Halep’te ve yakın çevresinde çok ciddi insani dramlar yaşandığını, insanların en temel ihtiyaç maddelerinden yoksun olduklarını belirterek, “Böyle devam ederse Halep’te çok ciddi insani dramların ortaya çıkacağı için açıktır” dedi.
Halep’e gönderilen yardım kuvvetlerinin uçaklarla bombalandığını, hem yardım giden konvoyların durdurulduğunu hem de çok sayıda sivil yardım gönüllüsünün öldürüldüğünü ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“İnsani yardımların acil bir şekilde Halep’e ulaştırılması için uluslararası bir yardım konvoyu üzerinde de çalışılabilir. İlgili ülkelerin de işin içerisinde olduğu bir uluslararası yardım konvoyu oluşturulur böylece bu konvoyun herhangi bir şekilde bombalanması önlenmiş olur.
Bölgedeki krizin sona erdirilmesi bakımından kilit şehirlerden birisi Halep’tir. Siyasi sonucu elde edene kadar Halep’teki insani yardım meselesinin üzerinde yoğunlaşmak mecburiyetindeyiz. Halep’le ilgili görüşlerimizi dile getirmeye devam edeceğiz.”

“DEMOGRAFİK VE MEZHEBİ DENGELERİ BOZMAMAK İÇİN HASSAS DAVRANILMASI GEREKİR”
Musul ve Halep’te ortaya çıkacak olan siyasi sonucun Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgedeki siyasi sonucu da belirleyeceğini söyleyen Kurtulmuş, şunları kaydetti:
“Biz başından itibaren Musul’un DEAŞ’tan kurtarılması için, Musul’un, DEAŞ’tan kurtarılmasından sonra da Musul halkı tarafından yönetilmesinin hayati önemde olduğunun altını çizdik.
Bunun için Koalisyon güçlerinin Irak ordusunun desteklenmeye ihtiyacı olacaktır. Koalisyon güçleri uçaklarla yukarıdan yapacağı bombalamalarla DEAŞ’ı bir şekilde sahadan süpürür. Ama Musul Irak’ın ikinci büyük kenti, hala çok sayıda sivil insanın içeride bulunduğu bir kent. Bu sivillere de zarar vermemek bakımından, oradaki demografik ve mezhebi dengeleri de bozmamak bakımından çok hassas davranılması gereken bir yer. Türkiye başından itibaren uluslararası koalisyonun destek vermesini ama orada DEAŞ’a karşı savaşacak unsurların ağırlıklı olarak yerel insanlar olmasını başından beri savunuyoruz.”

“3 BİN KİŞİ PEŞMERGELERLE BİRLİKTE MUSUL OPERASYONUNA KATILMIŞTIR”
Türkiye’nin Başika’daki eğitim kampında şimdiye kadar 4 bine yakın insanın eğitildiğini ifade eden Kurtulmuş, “Musul’un yerli unsurlarından Araplar, Türkmenler, Kürtler ve bir miktar da Ezidiler olmak üzere çok sayıda insan eğitildi. Bunlara Ninova Mücahitleri adını veriyorlar. Bu gruplar içerisinden 3 bin kişi peşmergelerle birlikte Musul operasyonuna katılmıştır. Bildiğiniz gibi bugün itibariyle Musul operasyonu sürdürülüyor. Ağırlıklı olarak peşmergeler şu anda alandadır. Peşmergelerin ardından da Irak ordusu işin içerisine katılacaktır. Türkiye’nin eğitim verdiği 3 bin kişi de peşmergelerle birlikte DEAŞ’a karşı mücadelenin içindedir” dedi.

“MUSUL OPERASYONUNU MEZHEPLER ARASINDA BİR GERİLİME DÖNÜŞTÜRMEMEK GEREKİR”
Bu savaşların arkasındaki esas niyetin bölgenin mezhebi bakımdan, etnik bakımdan daha fazla bölünüp parçalanması olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“Bu bölgenin bütün unsurlarının öncelikle Musul söz konusu olduğu için, bu iki fay hattı üzerinden asla siyaset geliştirmemesi lazım. Musul Musullularındır. Musul’daki mezhebi ve demografik dengeyi değiştirmek üzere bu harekatı fırsat bilmek, bundan sonra çok daha vahim sorunları ortaya çıkarır. Onun için Şii milis, Sünni milis laflarını bir tarafa atmamız lazım. Bölgedeki mesele Bölgedeki mesele Şiilik ya da Sünnilik, Türkmenlik, Araplık, Kürtlük meselesi değildir. Bölgedeki mesele bir siyasi alt üst oluş meselesidir. Herhangi bir şekilde bölgedeki Musul operasyonunu mezhepler arasında bir gerilime dönüştürmemek gerekir bu uyarıyı yapmak meselesidir.

“BAŞKA BİR TERÖR ÖRGÜTÜNÜ MUSUL’A YERLEŞTİRMEK ÇÖZÜME KATKIDA BULUNMAZ”
Terör örgütlerinden Musul’u kurtarırken özelde DEAŞ’tan Musul’u kurtarırken, ne buraya başka bir silahlı milis gücü getirip yerleştirmek, ne de PYD-YPG gibi başka bir terör örgütünü getirip Musul’a yerleştirmek sorunun çözümüne katkıda bulunmaz. Çözüm orada oturan insanların, Musul DEAŞ’tan temizlendikten sonra da söz sahibi olabilecekleri bir düzeni kurmaktan geçiyor. Bu hem koalisyon ülkelerinin, hem bölgedeki bütün ülkelerin temel sorumluluğu olmalıdır. Hem de Irak Merkezi Yönetimi olmak üzere Irak’taki ilgili bütün tarafların hassasiyetle dikkat edeceği bir husus olmalıdır.”

“TÜRK ASKERİNİN BAŞİKA’DAKİ VARLIĞINDAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”
Hükumet Sözcüsü Kurtulmuş, Türkiye’yi ilgilendiren somut meselelerden birinin de Başika kampı olduğunu söyledi ve Türk askerinin Başika’daki varlığından asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Kurtulmuş, Başika’daki son duruma ilişkin şöyle konuştu:
“Ne zaman Türkiye'nin orada insanları eğitip donatmasına, oradaki insanlarımızı terör örgütlerinden korumasına gerek kalmaz,  o zaman Türkiye belki durumu gözden geçirir. Başika'da bulunan TSK mensuplarının ciddi bir şekilde güvenliklerinin korunması da Türkiye’nin Musul operasyonuna ilişkin önemli hassasiyetlerimizden birisidir. Bununla ilgili de her türlü tedbirleri aldığımızı ifade etmek isterim. Ayrıca Musul, Irak, Suriye’deki gelişmeler Türkiye’yi yakinen ilgilendirir. Suriye’nin, Irak'ın her bir sokağındaki her gelişme bizi yakinen ilgilendirir. Çünkü bu coğrafyada yaşayan insanlarla ya akrabalığımız vardır, ya komşuluğumuz ya hısımlığımız vardır. Tarih boyunca ortak kültürel değerlere ve ortak geçmişe sahip olduğumuz halklardır.”

“KÖRFEZ İŞBİRLİĞİ TOPLANTISI VERİMLİ VE OLUMLU BİR ŞEKİLDE GEÇMİŞTİR”
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu’nda Körfez İşbirliği Konseyi Toplantısı’nın da ele alındığını ifade etti ve şöyle açıkladı:
“Körfez İşbirliği Konseyi Toplantısı’nda FETÖ terör örgütü olarak kabul edildi. Musul konusunda bizim tezlerimize yakinen destek verildiği sonuç bildirisinde ilan edildi. Kıbrıs konusundaki tezlerimizle de Körfez İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler, Türkiye’nin yanında olduklarını ifade eden bir sonuca ulaştılar. Dolayısıyla bizim açımızdan Körfez İşbirliği Toplantısı verimli ve olumlu bir şekilde geçmiştir.
Yarın toplanacak olan İslam İşbirliği Toplantısı da bizim için önemlidir. Musul konusundaki ve Irak’ın geleceği konusundaki endişelerimizi gündeme getireceğiz. Buradaki toplantıda FETÖ’nün bir terör örgütü olması yönünde bir karar alınacak bu da sonuç bildirisinde yer alacaktır.

“PROJELERİN TOPLAM MALİYETİ 10 MİLYAR 122 MİLYON LİRADIR”
Terörden etkilenen bölgelerdeki yeniden yapılandırma çalışmalarının da gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Kurtulmuş “Bu konuda her şehirde her ilçede, Diyarbakır’ın Sur ilçesi, Şırnak Merkez, Silopi, İdil, Cizre, Hakkari, Yüksekova ve Mardin Nusaybin ilçelerindeki durum tek tek gözden geçirilmiş, yapılan çalışmalar değerlendirilmiştir. Bu yedi bölgede şimdiden üzerinde yoğunlaşılan projelerin toplam maliyeti 10 milyar 122 milyon liradır. Bunların bir kısmının projelerine başlanmıştır. Her bir yerleşim birimi için o bölgeye has birtakım imar politikaları geliştiriliyor” diye konuştu.
Ayrıca altyapı çalışmaları sokak sağlıklılaştırma çalışmaları gibi çalışmaların da bu yedi bölgede hızlı bir şekilde sürdürüldüğünü kaydeden Kurtulmuş, “En kısa zamanda terörün ortaya çıkardığı bu yıkıntılar bütünüyle ortadan kaldırılacak ve bu yedi yerleşim yerimizdeki insanlarımız kendi şehirlerine ilçelerine dönme fırsatı bulacaklardır” dedi.

YILDIRIM-BAHÇELİ GÖRÜŞMESİ
Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Başbakan Binali Yıldırım arasındaki görüşmeye ilişkin şu bilgileri verdi:
“Bu görüşme yeni dönemde iktidar ile muhalefet arasındaki diyaloğunun artırılması bakımından takip ettiğimiz yol açısından önemlidir. Bütün siyasi partilerin, iktidar ve muhalefet partilerinin özellikle FETÖ’ye karşı verilen milli mücadeleden sonra siyasetin daha yapıcı bir dil ve üslup üzerinden sürdürülmesine çok büyük önem veriyoruz. Sayın Bahçeli ile Sayın Başbakanımız anayasa değişikliği ile ilgili çalışmaları gözden geçirecekler, FETÖ ile mücadelede gelinen nokta, OHAL uygulaması çerçevesinde atılan adımlar, Fırat Kalkanı operasyonu, Musul operasyonu ve ilgili gelişmeler başta olmak üzere çok sayıda iç ve dış konuyu müzakere edeceklerdir. Sayın Bahçeli ayrıca başkanlık sistemi ile ilgili görüşlerini de Başbakanımızla paylaşacaktır.”

 Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Musul operasyonunun şu ana kadar Türkiye’nin genel çerçevesini zorlayacak bir durumda devam etmediğini ifade ederek, “Beklemediğimiz gelişmeler karşısında hazırlıklarımızı yapıyoruz. Başka unsurlar girerse, Türkiye buna seyirci kalmayacaktır” dedi.

Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kurtulmuş, İtalya Ulusal Çiftçiler Konfederasyonu’nun Türkiye’de üretilen fındığın kanserojen olduğu yönündeki açıklaması üzerine, “Bu haberi yapanlar, bu konuyu gündeme getirenler halt etmişlerdir. Türk fındığı kanserojen olmadığı gibi, hiçbir şekilde sağlığı tehdit eden bir nitelikte değildir. Bu, Türkiye’nin uluslararası alanda dünyadaki en büyük fındık üreticisi olmasını çekemeyenlerin ortaya çıkardığı manipülatif bir haberdir. Hiçbir itibarı yoktur, hiçbir değeri yoktur. Dolayısıyla Karadeniz’deki fındık üreticileri rahat olmalı, biz konunun takipçisiyiz. Son derece yanlış, yanlı bir haberdir. Bunun Türkiye’deki fındığın gelişimine en ufak bir zararı olmayacaktır. Endişe edecek bir durum yoktur. Gerekli mücadeleyi yapar, gerekli cevapları veririz” değerlendirmesinde bulundu.

“ALLAH MUHAFAZA MUSUL’DA İŞLERİN TERS GİTTİĞİNİ DÜŞÜNÜN”
Musul’da devam eden operasyona ilişkin, Türkiye’nin “B ve C planının” ne olduğu sorusuna Kurtulmuş, “Birçok ülke için, koalisyonun içinde yer alsalar dahi Suriye’deki, Irak’taki mesele ta uzaklardaki bir meseledir. Bizim için ise Suriye’nin her sokağındaki, her mahallesindeki gelişme, Irak’ın her kentindeki gelişme Türkiye’yi birinci derecede etkileyen, bize ait bir gelişmedir. Hiçbir şey olmasa 3 milyon mülteciye zaten şu anda ev sahipliği yapan bir ülkeyiz. Allah muhafaza, Musul’da işlerin ters gittiğini düşünün, Musul’da çok sayıda insanın şehri terk edip kaçmak zorunda kaldığını düşünün. Nereye gelecekler? Herhalde Washington DC’ye gidecek halleri yok, gelecekleri yer Türkiye’dir” dedi.

“İLK YAPACAKLARI ŞEY TÜRKİYE’DE TERÖR EYLEMLERİNİ ARTIRMAK OLUR”
Kurtulmuş, “Musul’dan kaçacak olan DEAŞ militanları, yine gidecekleri yer herhalde, İtalya’nın Milano, Almanya’nın Berlin kenti değildir. Onlar bir yolunu bulup Türkiye’yi tehdit etmeye çalışacaklar. İlk yapacakları şey Türkiye’de terör eylemlerini artırmaktır. Daha dün üç polisimizi şehit verdik. Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Herkesin samimi ve açık olması lazım. Türkiye muhtemel göç dalgaları ve yeni terör dalgaları üzerinden birinci derecede etkilenecek olan bir ülkedir. Bu nedenle bu soruna en yakın şekilde ilgiyi de gösterecektir. Hiç kimse ‘Türkiye niye bu kadar çok bu meseleyle ilgileniyor diye bir soru dahi sormaması lazım” diye konuştu. Kurtulmuş, “Evet, B ve C planlarımız var ama bunları da ortalık yerde konuşacak değiliz” dedi.

“BİR TAKIM MİLİSLERİN MUSUL’A KONULMASI ÇÖZÜM ARAYIŞINI BALTALAR”
“Musul operasyonuna ilişkin Türkiye’nin kırmızıçizgileri vardı. O bölgeden Ankara’yı endişelendiren bilgiler geliyor mu? PKK unsurları şu anda Musul harekatında yer alıyor mu” sorusu üzerine de Kurtulmuş, “Bundan sonra medyadan da özellikle istirham ediyorum, ‘Şii milisler’, ‘Sünni milisler’ lafını kullandıkça, bu bölgede operasyon yapmak isteyenlerin ekmeklerine yağ süreriz” dedi.
Haşdi Şabi adı altında bir milis grubunun olduğunu ancak bunların şu anda operasyon içinde yer almadığını belirten Kurtulmuş, “Irak’ın resmi ordusu operasyonun içinde ama peşmerge sahada, ön kuvvet olduğu için Irak ordusu da beklemededir. Musul’un bütün dengelerini değiştirecek olan, bir takım başka milislerin, şehre ait olmayan, dışardan bir takım unsurların getirilip Musul’a konulması, bu ister Haşdi Şabi olur, ister PYD, YPG olur, Musul’daki dengeyi bozduğu gibi, DEAŞ sonrasında ortaya çıkacak bir çözüm arayışını da son derece baltalayacaktır. Biz bu hassasiyeti koruyoruz” diye konuştu.

“OPERASYON, TÜRKİYE’NİN GENEL ÇERÇEVESİNİ ZORLAYACAK BİR DURUMDA DEĞİL”
Israrla “Musul’un bir örgütten kurtarılırken, başka bir örgüte teslim edilmesinin sakıncası” üzerinde durduklarını vurgulayan Kurtulmuş, “Herkesle bu konuyu konuşuyoruz, Irak merkezi hükümeti, Kuzey Irak yönetimi de olmak üzere. Şu ana kadar Türkiye’nin genel çerçevesini zorlayacak bir durumda devam etmiyor operasyon ama biz olası, beklemediğimiz gelişmeler karşısında da tedbirlerimizi almış olarak hazırlıklarımızı yapıyoruz” dedi.

“ANKARA HEYETİ BAĞDAT’TA OLACAK”
Kurtulmuş, Başika krizi konusunda, Ankara’dan Dışişleri Müsteşarı Ümit Yalçın başkanlığında bir heyetin Bağdat’a gideceği haberlerine ilişkin, hava sahasının açılıp geçiş izninin sağlandığını belirtirken, önümüzdeki saatlerde Yalçın’ın Bağdat’ta olacağını, hem Musul hem de diğer konuların müzakere edileceğini kaydetti.

KAMUOYU, YÜZDE 90’LARIN ÜZERİNDE FETÖ İLE MÜCADELEYE DESTEK VERİYOR”
FETÖ’yle mücadelede, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği “yeni adımların” ne olacağı konusunda da Kurtulmuş, “Bu bir günün meselesi değil, mücadele uzun sürecek. Bu uzun mücadele sırasında mühim olan kararlılıktır, kamuoyunun desteğidir. Şu anda kamuoyu, yüzde 90’ların üzerinde FETÖ ile mücadeleye destek veriyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bunlardan arındıracağız” dedi.
Kurtulmuş idam tartışmalarına ilişkin ise, “Şu aşamada TBMM’nin de, hükümetin de gündeminde değildir. Gelirse yolu belli, nasıl olacağı belli. Kamuoyundan böyle bir beklenti var, siyaset kamuoyu beklentisini göz ardı ederek yapılmaz anca şu anda da atılmış ya da atılmaya hazırlık halinde olduğumuz bir adım yok” diye konuştu.

“ESAS FORMÜL BAŞKANLIK SİSTEMİ”
Başkanlık sistemiyle ilgili de Kurtulmuş, “Tek başına AK Parti’nin bir anayasa değişliği yapma imkanı yok. Bunu kamuoyuna getirecek bir çoğunluğumuz da yok. Dolayısıyla başkanlık sistemindeki görüşümüzün diğer partilerle paylaşılarak belli bir noktaya gelmesini sağlayacağız. Bizim tercihimiz, önceliğimiz, birinci hedefimiz bir başkanlık sistemidir. Buradaki sıkıntı hem seçilmiş bir parlamentonun, başbakanın varlığı hem de doğrudan doğruya halk tarafından seçilmiş olan cumhurbaşkanının varlığıdır. Şimdi ara formülün değiştirilip esas formülün uygulanması zamanıdır. Esas formül de başkanlık sistemidir. Önce bir görüşler ortaya çıksın” açıklamasına bulundu.

“MUSUL OPERASYONU DÜZGÜN OLURSA GÖÇ DALGASI OLMAZ”
Kurtulmuş,  Musul operasyonunun ardından bir göç dalgası bekleyip beklemediklerinin sorulması üzerine, “Onun için çırpınıyoruz, Musul’da yanlış bir şey olmasın diye. Musul’da bir şey olursa yeni yüzbinler göçlerini alacaklar sırtlarına, yollara düşecekler, sefil perişan vaziyette gidecekleri tek yer Türkiye’dir. Türkiye buna hazırdır ama bu insanları bu duruma düşürmeyelim diye uluslarası camiaya uyarıda bulunuyoruz. Musul operasyonu düzgün olursa, bir göç dalgası olmaz. Musul’a ait olmayan milis güçler, Musul’a sokulursa Allah muhafaza Musul’da çok farklı şeyler olabilir. Bu bölge barışının ortadan kalkmasına neden olabilir” dedi.

“ADAMLAR KENDİ MEMLEKETLERİNİ KURTARSIN”
Kurtulmuş, Musul’la ilgili Türkiye’nin B ve C planının detayının tekrar sorulmasını üzerine ise, “Musul’u Musul halkı kurtarsın’, senelerdir bunu söylüyoruz. Buradaki sivilleri eğitelim, donatalım, bunlar kendi şehirlerini kurtarmak için ortaya çıksınlar, mücadele etsinler, uluslararası camia da bunlara destek versin. Aynı şeyi Rakka için söylüyoruz, Cerablus’ta uyguladık, Dabık’ta uyguluyoruz. Yani, yerel unsurlar gitsin, çünkü o adamların memleketi orası, adamlar kendi memleketlerini kurtarsın. Biz de Türkiye olarak bunlara lojistik destekler verelim. Böyle olmaz da başka unsurlar da girerse, Türkiye buna seyirci kalmayacaktır” yanıtını verdi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.