Öne Çıkanlar terörist Opeth fenerbahçe İsrail şehit Liaoning Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ihracat Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel diyarbakır Anket Kuşadası Belediyesi Haberleri

“2030’da Su Kaynaklarımız Yüzde 25 Azalacak, İyi Bir Çalışmayla Yüzde 50 Tasarruf Mümkün”

Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci 2030 yılında su kaynaklarımızın yüzde 25 azalacağını, ancak yapılacak iyi bir çalışmayla su tüketiminde yüzde 50 oranında tasarrufun mümkün olduğunu söyledi. Turkuvaz Medya Grubu’nun düzenlediği ‘Türkiye Yüzyılı Zirvesi & Para Sohbetleri’nde konuşan Bakan Kirişçi, Türkiye’nin tarım politikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Kirişci, “Dünya gündeminden hiç düşmeyen konu tarım ve devamında gıda, ikinci olarak su, üçüncü olarak enerji. Aslında bunların gündemden düşmemesi bir tesadüf değil. Tamamıyla hayatın olağan akışı içinde dünyanın da ülkelerin de vazgeçilmezleridir” dedi.

Su verimliliği seferberliği ve suda sıfır kayıp seferberliğini başlattıklarını hatırlatan Bakan Kirişci, şu rakamları paylaştı: “112 milyar metreküp suyumuz var, 58 milyar metrekübü şu anda kullanılıyor. Yüzde 77’si tarımda sulama amaçlı olarak, yüzde 12’si çeşmelerimizden akıttığımız, geri kalan yüzde 11’i de sanayide endüstride kullanılan sular. Bunlarla ilgili 8,5 milyar hektar teknik ve ekonomik olarak sulanabilir alanımız var. 7 milyon hektara getirdik. 7 milyon hektara getirirken yüzde 60’tan fazlasını 20 yıllık iktidarımız döneminde gerçekleştirdik. Hali hazırda yüzde 50 verimlilik var. Tarımsal sulamada yüzde 50 verimlilik. Sanayiyle ilgili olarak da eğer iyi bir çalışma yürütülürse yüzde 50 tasarruf yapma imkânımız var. İçme kullanma sularına gelince yerel yönetimlere büyük bir görev düşüyor. DSİ’nin temizlenmiş, arıtılmış, borulara verdiği 6,2 milyar metreküp suyun 2,1 milyar metreküpü kayıpla kaçakla yok oluyor. Kişi başına 1.323 litre su potansiyelimiz var. 2030’da Türkiye’deki su kaynaklarının yüzde 25 azalacağı öngörülüyor. Kişi başı potansiyelin de 730 litreye düşeceğini söylemek durumundayım. Buna göre hareket edeceğiz. Evlerde kullandığımız suyun maalesef yüzde 75’i gri su… Yani bulaşık makinesi, duş, traş olurken ya da klozetlerde, sifona bastığınızda tükettiğiniz su. Bu gri suyu tekrar kazandıran bir sistemi inşa ediyor olmamız gerekir.”

Gıda ve tarım ürünleriyle ilgili konuyu iki şekilde halletmenin mümkün olduğunu anlatan Bakan Kirişci, şunları söyledi: “Bunlardan birincisi ve doğru olanı yapılabilirse ülkenin yerli ve milli kaynaklarının kullanılması suretiyle üretimin gerçekleştirilmesi. Bu arzu edilen bir husustur. Gıda için tarım esastır dedik. Demokratik bir ülkede her alanda olduğu gibi tarımla ilgili faaliyetlerde ve devamında gıda için bir mevzuat olmalıdır. Dünyada tarımı gelişmiş ülkelerin uyguladığı bu mevzuatı, 2006 yılında yürürlüğe koyduk. Türkiye’de bizden önceki dönemde sadece 2001 krizi sonrası, malum hükümet döneminde destekleme uygulaması vardı, ancak o da alan bazlı bir destekti. Desteklerden de kimsenin haberi yoktu. Bugün desteklerimiz üreticilerimize yoğun şekilde ulaştırılıyor. 2002 yılında 1,8 milyar lira olan destekler, 2022’de 40,1 milyar liraya yükseldi. 128,6 milyon ton bitkisel üretimle rekor kırdık. 9,9 milyon olan büyükbaş hayvanımız 18 milyona çıktı. 32 milyon olan küçükbaş hayvan sayımız 58,5 milyona çıktı. Hem sayıyı artırıp hem verimliliği artırmak istiyoruz. Akarsuları olan bir ülke olmamıza rağmen, Türkiye’de Türk somonundan kimsenin haberi yoktu. 62 bin ton olan üretim miktarı 2022 sonu itibarıyla 525 bin tona yükseldi. Su ürünleri alanında 1,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Tarımda planlı bir döneme geçiş yapacağız. Tarla, ahır, kümes sahibinin kendi isteğine göre değil, bizim onların ne üretmesini istediğimizden hareketle planlı üretim sağlayacağız. Bizim geldiğimiz günden beri sürekli ifade ettiğimiz sloganımız var; ‘sen üret, yeter’ diyoruz. Toprak ve suyla ilgili kısıtları olan bir ülkeyiz. O zaman bizim mutlaka kendi ürünlerimizi üretmemiz lazım. Bizim ihtiyaçlarımız belli. Dolayısıyla arz güvenliğini sağlamamız gerekiyor. Bu nedenle Arz Güvenliği Daire Başkanlığı’nı oluşturduk. Diğer konu da dijitalleşme. ‘Tarım Cebimde’ diye mobil uygulamaya geçtik ve böylece üreticimizin zaman kaybından kurtulmasını sağladık. Bir haftada yapılan işlem, şimdi 2 dakikada yapılabilir hale geldi.”

Kent tarımı yaygınlaşacak

Planlı üretimin daha büyük bir hızla devam edeceğini anlatan Bakan Kirişci, kent tarımını yaygınlaştıracaklarına dikkat çekti. İstanbul’un 76 ilden sebze ve meyve tedariki sağlayan bir şehir olduğunu belirten Kirişci, “Bunlar 2021 yılı verileri. 270 bin kamyonla meyve ve sebze taşınıyor, 140 milyon kilometre yol kat ediliyor. Egzoz emisyonu 117 bin ton. Tüketiciye gelmesi 4 gün sürüyor. Tazeliğini kaybediyor ve lojistik maliyetler öne çıkıyor. Zincir uzadığı için fiyatlar da başını alıp gidiyor. Dolayısıyla bunun da mutlaka kent tarımı marifetiyle üstesinden gelinmeli. Aile işletmeciliğini, kırsala dönüşü teşvik ediyoruz. Modern kırsal yaşam alanları oluşturmak için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’yla çalışmalar yürütüyoruz. Bir de orman ayağımız var, 20 yılda 6,5 milyar fidanı toprakla buluşturduk. Orman alanlarını yüzde 11 artırdık. Orman yangınlarıyla mücadele konusunda çok şey tartışıldı, ama şu anda Tusaş’la birlikte montajı yapılan sikorsky helikopterini envanterimize kattık, Gökbey helikopterimize de kendi envanterimizde yer veriyoruz. Artık kiralayarak değil, satın alarak envanteri geliştiriyoruz. Yapay zekayı kullanıyoruz, 8 tane İHA kullanıyoruz, akıllı kulelerimiz var.”

6’lı koalisyona intihal tepkisi

Gündeme ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bakan Kirişci, 6’lı koalisyona dikkat çekerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Altı artı bir diyor sayın Cumhurbaşkanımız. Gerçekten üzüldüğüm yegâne şey şu; bir çalışma olur, altı artı bir parti bir araya gelir, ya hiç mi dikkat etmezsiniz, hiç mi okumazsınız, neler yapıldı insan bunlara bir bakar ve bu baktıklarını bir yere not eder. Mesela diyor ki; biz ürünlerin fiyatlarını önceden açıklayacağız. Allah aşkına sekiz ay sonra pazar bulacak bir ürünün fiyatını kim nerede, nasıl açıklayacak. Dostlar alışverişte görsün, laf olsun. 219 kalem yazmışlar alt alta. Bazılarında intihal var. Hırsızlıktır intihal. Bize ait olan bir şeyin çalınmasıdır. Bizim hali hazırda yaptığımızın ifade edilmemesidir. Biz gelirsek, şu destekleri vereceğiz diyorlar. Günaydın derler adama. Geldiğimiz yer şurası; ‘Allah ne verirse hayırlısını versin’ deriz, muhalefetin de hayırlısını versin. Demokraside muhalefet iktidardan daha önemli. Önce siz bu ülkedeki insanlarımızın oyunu alacaksınız. Size aferini önce bu ülkenin insanları versin. Bu ülkenin insanlarının neyi istediğine, neyi talep ettiğine, nasıl mutlu olacağına dair bir çalışmanız olsun. Ama ellerindeki bütün oyuncaklar alındı, çalakalem 219 kalem yazıldı. ‘Sorun var dediğiniz kırsala, köylüye, üreticiye ben tek başıma gelmeye hazırım. Kimseyi yanıma almayacağım, lütfen istediğiniz yere birlikte gideriz’ dedim. Ancak şu ana kadar altılı masadan ses seda yok.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.