Öne Çıkanlar abd cumhurbaşkanı erdoğan çin pkk bugünün gündemi tesk genel başkanı bendevi palandöken cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan AİLE gündem özeti Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ırak Pandemi

"Biz Şahsa Değil, Sistemin Bakiliğine Evet Diyoruz"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, başkanlığa değil, Cumhurbaşkanı hükümet sistemine evet dediklerini ifade ederek, “Lafa gelince millete büyük, aziz, kahraman; icraata gelince bidon kafalı, göbeğini kaşıyanlar, makarnacılar diyen nankörleri sandığa gömmek için Evet diyeceğiz. Biz şahsa değil, sistemin bakiliğine evet diyoruz” şeklinde konuştu.

MHP Lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Siyaset ilkelerinin 48 yıldır değişmediğini ifade eden Bahçeli, “Bize dava hatırlatması yapıp geçmişimizden koptuğumuzu utanmadan söyleyenler, en başta kendilerinin nerede ve kimlerle yan yana durduğunu, ahlak ve cesaretleri varsa itiraf etmelidirler. Eğer itiraf edemiyorlarsa, edecek kadar da yüzleri yoksa o zaman ya önümüzden çekilecekler, ya da üzerlerine basıp geçmemizden şikayet etmeyeceklerdir” açıklamasında bulundu.

TBMM’de kabul edilen on sekiz maddelik anayasa değişiklik teklifinin 2 Şubat’ta Cumhurbaşkanı’nın onayına sunulduğunu anımsatan Bahçeli, beklenen onayın Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla birlikte referandum gününün de belli olacağını ifade etti. “Türk milleti sandıkta kararını verecektir” diyen Bahçeli, demokrasi karşıtı cephe ne yaparsa yapsın, milletin anayasa değişikliğine damgasını vuracağını belirtti. Millet ve memleket için son derece faydalı ve olumlu olan değişiklik teklifinin milli iradeyle tescilinin ülkenin önünü açacağını vurgulayan Bahçeli, “İnsanlar yaşadıkça, toplumun ihtiyaçları değişip karmaşıklaştıkça, anayasaların da değişmesi kaçınılmazdır. Elbette ki bizim Anayasamız da değişecektir. 19. yüzyıldaki sapma ve körlüğün ağır sonucunu Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına kadar çekilerek ödedik. Bir millet bu zillete bir kere düşer, bir devlet bu hatayı bir kere yapar ve aydın ise bu şuursuzluğu şayet ders çıkarmışsa tekrarlamaz. Yıkımın yenisine ne Türkiye’nin, ne de Türk milletinin tahammülü vardır" dedi.

-“NİYE EVET DİYORMUŞUZ, SİZE Mİ SORACAKTIK?”-

Bugünkü malum şer ve kriz ittifakının emel ve hedef birliği ederek anayasa değişikliği konusundaki tutumlarını eleştirdiğini ifade eden MHP Lideri Bahçeli, şöyle konuştu:

“CHP, HDP, FETÖ, PKK, DHKP-C, ÖDP, EMEP, Türkiye Komünist Partisi, eli kanlı aydınlıkçılar, sözcüler, fitne çağcılar, Cumhuriyetten geçinen fesat yuvaları, kendilerine milliyetçi diyen dar ve güdük bir grup, ağız birliği etmişçesine MHP’ye saldırıyor. Niye evet diyormuşuz. Biz de diyoruz ki, size ne, size mi soracaktık? Anayasa değişikliğine niye ihtiyaç duymuşuz. Ne yani, izin ve icazeti sizden mi alacaktık? Başkanlık sistemine neden tamam demişiz. Bu iftiraya cevap yetiştirmeye niyetlenmek bile zaman israfıdır. AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın nasıl olur da peşine takılıyormuşuz. Kimsenin peşine takıldığımız yoktur, ancak Kandil ve Pensilvanya’nın yoklama kaçaklarının tepesine binip enselerinden tutacağımız günler yakındır.

-“PERİNÇGİLLER ŞİMDİ KALKMIŞ BİZE DAVAMIZI ÖĞRETECEK”-

Dün söylediklerimizle bugünküleri arasındaki çelişkileri görmüyormuşuz. Aslında bu isnat sahipleri çelişkiler içinde bocaladıklarını yine kendileri fark etmiyor, bir de yüzsüzce tezvirat yapıyorlar. Neymiş, partimize oy verenlerin üçte biri hayır, üçte biri evet, üçte biri de kararsızmış. Kameraların karşısına geçen ne idüğü belirsiz yarım uzmanlar, gazete köşelerinden ahkâm kesen kalem yobazları partimiz hakkında hüküm verirken, partililerimizin ne yapacağını konuşmaktadır. Bugün ekran ekran gezerek MHP bilirkişisi olmaya soyunanların, dün karşımızda hıyanet kusanlar olduğunu biz gayet iyi biliriz. Dün halklara özgürlük diyerek, orak çekiçle poz vererek ülkücülere kurşun sıkan, pusu kuran Perinçgiller; şimdi kalkmışlar neredeyse bize davamızı öğretip ülkücülük anlatacaklar. Bu ne arsızlık, bu ne densizlik, bu ne ahlaksızlıktır? 48 yılımızın hiçbir diliminde olmamak şöyle dursun, en ağır hakaret ve saldırılarla üzerimize gelenler, sanki hidayete ermiş gibi, Milliyetçi-Ülkücü Hareket’in ne yapacağını haykırmaktadır. Anayasa değişikliğine evet diyoruz ya, sıkıntıları, açmazları, ağrı ve sancıları bundandır.

-“PERİNÇEK-ERDOĞAN ARASINDA TERCİH HAKKIMIZ OLURSA, KESİNLİKLE ERDOĞAN”-

Buradan söylüyorum, bu vesileyle herkese açık açık duyuruyorum; eğer Doğu Perinçek ve hayırcı yoldaşlarıyla Recep Tayyip Erdoğan arasında bir tercih hakkımız olursa, kesinlikle ve istinasız Sayın Erdoğan’ı tercih edeceğimizi herkes bilmeli ve kafasına sokmalıdır. Bunlar çılgına dönüp kudursalar da; millet için evet, devlet için evet, Cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyeceğiz.”

-“KARARIMIZIN ALTINDA YATAN ÜÇ KRİTİK DÖNEMEÇ VAR”-

Bahçeli, anayasa değişikliğine evet demeleri kararının altında yatan üç kritik dönemeç olduğunu ifade ederek, şu açıklamada bulundu:

“İlk olarak, 21 Ekim 2007 tarihinde anayasa değişikliği referandumuyla Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine karar verilmesidir. Bu yolu açanlar 367 tıkacının fail ve fanatik tetikçileridir. Buna neden olanlar TBMM’de Cumhurbaşkanının seçilmesine direnip ülkeyi erken seçime götüren CHP’nin başını çektiği kaos çetesidir.

İkinci olarak, 10 Ağustos 2014’de yapılan Cumhurbaşkanı seçimidir. İlk kez bir Cumhurbaşkanı millet tarafından doğrudan doğruya belirlenmiş, yeni ve zorlu bir dönemin rotası çizilmiştir.. Sayın Erdoğan, bizatihi ve aracısız millet tarafından seçildiğinden hareketle, alışılmış ve sembolik bir Cumhurbaşkanı olmayacağını defalarca dile getirmiştir. Bu durum yeni şartları ve farklı bir yönetim yapısını meydana çıkarmıştır. Türkiye adı konmamış, yani fiilen uygulanan partili Cumhurbaşkanlığı sistemine zoraki de olsa dümen kırmıştır. Kaldı ki, Sayın Cumhurbaşkanı sistemin fiilen değiştiğini 14 Ağustos 2015 tarihinde Rize’de ilan etmiştir. Bir yanda milletten direkt yetki alan bir iktidar partisi ve başbakan, diğer yanda yine milletin doğrudan seçtiği Cumhurbaşkanı Türkiye’nin ikili siyasi ve yönetim yapısını ortaya çıkarmıştır. Bırakınız siyasi köklerinin ayrı olmasını, aynı partiye dayanan Cumhurbaşkanı ve başbakan arasında bile gerilim ve anlaşmazlıkların çıkabileceğini, bunun da sistemik ve rejim krizlerine dönüşebileceğini mutlaka bilmek, öngörmek şarttır. Ve de bunun örnekleri görülmüş, yaşanmıştır.

Üçüncü ve en önemlisi olarak, 15 Temmuz FETÖ darbe kalkışmasının toplumsal ve siyasal alana yüklediği mecburi durum muhasebesi ve tarihi sorumluluklardır. FETÖ darbe teşebbüsü milattır; tavrımız, tarzımız, siyasetimizin üslup ve mesajları bu ihanetin öncesi ve sonrasıyla elbette aynı olmayacaktır.”

-“BİZ ŞAHSA DEĞİL, SİSTEMİN BAKİLİĞİNE EVET DİYORUZ”-

Parti olarak, küçük hesapların ardına takılıp, büyük hesapların oyuncağı olmayacaklarının altını çizen Bahçeli, bu nedenle referandumda milletin sesini duyarak evet diyeceklerini belirtti. Bahçeli, referandumda ‘evet’ deme nedenlerini şu şekilde açıkladı:

“Hayırsızların, hayır kuşağında buluşmuş Türkiye muhaliflerinin dedikodularını çürümeye bırakacağız ve Evet diyeceğiz. Mekruh ile mubahın bir arada olmayacağını idrak edip, Evet diyeceğiz. Zemzem ile zehri birleştirip altın kasede içirmeye çalışanların ‘Cumhuriyet elden gidiyor, diktatörlük geliyor’ gürültülerine bakmayacak, Evet diyeceğiz. Sandıkta milli beka için Evet mührünü vuracağız. Biz başkanlığa değil, Cumhurbaşkanı hükümet sistemine Evet diyoruz. Biz Türkiye’nin diriliş ve toparlanmasına Evet diyoruz.
Rejim değişikliği diye kızılca kıyameti koparan CHP ve yanında hizalanmış terör ve bölücülük konsorsiyumunun yalanlarını boşa çıkarıp sistemsel yenilenme için güçlü bir Evet diyoruz. Milletimizin kararından korkup fildişi kulelerinden Türkiye’ye ayar vermeye kalkışan kiralık gazeteci ve aydınlara hadlerini bildirip Evet diyeceğiz. Lafa gelince millete büyük, aziz, kahraman; icraata gelince bidon kafalı, göbeğini kaşıyanlar, makarnacılar diyen nankörleri sandığa gömmek için Evet diyeceğiz. Diyoruz ki; devlet, millet, cumhuriyet görüşümüz Evet. Biz şahsa değil, sistemin bakiliğine evet diyoruz. Biz bir partiye, ideolojiye, bir kesim ve düşünceye değil Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve kurtuluş yıllarının anısına ve adına evet diyoruz.

-“CHP ZİHNİYETİ MİLLETTEN ŞAMARI YİYECEK”-

Biz milletimizin kararına güveniyoruz, en doğrusu neyse yapacağını biliyoruz. Biliniz ki, Cumhuriyetimiz daha sağlam temellere oturacaktır. Türkiye’yi Alman Başbakanı’na şikayet etme küstahlığını gösteren CHP zihniyeti milletten bir kez daha şamarı yiyecek, yakın hısmı HDP’yle birlikte rüzgar ekerken fırtınayla karşılaşıp sandığın dibine tortu gibi çökecektir. FETÖ’cülerin, bunların kuklalarının entrika ve algı oyunları tutmayacaktır. Millete sırt dönen, milletten ödü patlayan, milleti ‘hasolar, memolar’ şeklinde gören, adında halk olup halkla hiçbir bağı olmayanlar Türkiye’nin gücü karşısında şok olacaklar, referandum sonrası kaçacak delik arayacaklardır. Millet hakim ve hakem, biz ise hadimiz.

Türkiye Cumhuriyeti adıyla ve üniter devlet çatısı altında, Türk milleti kimliği ile beraberce yaşayabilmemizin asgari kuralları 29 Ekim 1923 tarihinde Atatürk ve kurucu kahramanlar tarafından konulmuştur. Başkentimizin Ankara, dilimizin Türkçe, bayrağımızın ay yıldızlı al bayrak, milli marşımızın İstiklal Marşı olduğu belirlenmiş ve Anayasamız tarafından da güvence altına alınmıştır. Bundan geri dönüş yoktur.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.