Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İsrail Terör Devletidir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İsrail tam bir işgal devleti. Bu İsrail terör devletidir terör. Kudüs’ü çocuk katili bir ülkenin insafına terk etmeyeceğiz. Kudüs’ü işgal ve yağmadan başka hiçbir değeri olmayan bir devletin vicdanına da bırakmayacağız. Hukuk ve demokrasi içinde mücadelemizi kararlı bir şekilde yürüteceğiz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Sivas İl 6. Olağan Kongresi’ne katılarak, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Dünyanın birçok yerinde artarda sorunların ortaya çıktığına dikkat çeken Erdoğan, “Yedi yıldır süren ve bir milyon kardeşimizin canına mal olan Suriye krizini hal yoluna koymak için adım attığımız günlerde bir bakıyorsunuz Kudüs’te yeni bir provokasyon önümüze çıkıyor. Türkiye barış, istikrar ve güvenlik için çalıştıkça birileri de çatışma ve savaş için gayret gösteriyor. Biz akan kanı durdurmak için imkânlarımızı seferber ederken birileri de İslam dünyasını gözyaşına boğmak için uğraşıyor” dedi.

“EY İSRAİL BU MİLLETİN GEÇMİŞİNDE ASLA HOLOKOST YOKTUR”

 “Müslüman hele de bu Müslüman Türk ise cesur insandır” diyen Erdoğan, kendileri için zalimin de mazlumun da kim olduğunun öneminin olmadığının altını çizdi. Olaylara ilişkin tavırların muhatapların kimliğine, diline, dinine, gücüne göre alınmadığını, haklı mı haksız mı olunduğuna bakılarak belirlendiğine dikkat çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Zalim öz kardeşimiz de olsa karşısına dikilmekten çekinmeyiz. Tarihimizde bunun sayısız örneği vardır. 1492 yılında, ey İsrail, Yahudiler İspanya’dan göçe zorlandığında onlara kapılarını açan biz olduk, bizim ecdadımız oldu.  Osmanlı’ya Yahudi göçleri bu tarihlerle sınırlı değildir. 19. yüzyılda Yahudiler Rusya’da yaşadığı baskılar karşısında yine kurtuluşu Osmanlı’ya sığınmakta buldular. İkinci Dünya Savaşı’nda zulümden kaçanlara kucağını açan yine biz olduk. Bakınız bu konuda bir Alman seyyah şöyle bir tespitte bulunuyor; yeryüzünde Yahudiler herhangi bir memleketten kovuldular mı doğru Türkiye’ye sığınırlar. Gerçekten de Anadolu asırlarca zulüm gören herkes için bir güven kapısı olmuştur. Bu topraklar adına ve şanına yaraşır bir şekilde tüm ihtiyaç sahiplerinin sığındığı yegâne sığınaktır. Bu milletin geçmişinde, ey İsrail, asla holokost, soykırım yoktur böyle biliniz. Bu milletin tarihinde etnik temizlik yoktur, katliam, zulüm, işkence yoktur. Bu devletin mazisinde sömürgecilik yoktur, işgal ve talan yoktur. Çok şükür çiğ süt içmedik ki karnımız ağrısın. Allah’a hamdolsun alnımız ak, başımız dik. Böyle yürüdük, böyle yürüyoruz. Biz bugün haksızlık karşısında tepkimizi en net şekilde ortaya koyabiliyorsak bunu şanlı tarihimizden aldığımız kuvvetle yapıyoruz. Zalimler karşısında sesimizi yükseltirken gücümüzü ecdadımızın bize bıraktığı o tertemiz sicilden alıyoruz. Bu millet tavrını birilerinin cüssesine göre belirlemeyecek kadar cesur bir millettir.”

“PAPA DÂHİL BİRÇOK DEVLET VE HÜKÜMET BAŞKANIYLA GÖRÜŞMELER YAPTIM”

Mazlumların yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk kıblemiz, gözbebeğimiz Kudüs konusunda tüm imkanlarımızı sonuna kadar kullanacağız, Amerika’nın meşum kararını ilan edeceğini açıkladığı Salı gününden bu yana çok yoğun bir telefon diplomasisi yürüttük. Şimdiye kadar Papa dahil birçok devlet ve hükümet başkanıyla görüşmeler yaptım. Muhataplarımıza bu meselenin sadece Müslümanları ilgilendiren bir konu olmadığını, bunun yanında Hristiyanların haklarının da gasp edildiğini ifade ettim. Hatta bir kısım Yahudilerin de burada söz konusu olduğunu da anlattım. Amerika’nın bu adımının tamamıyla evangelist bir yaklaşım olduğunu da çok açık ve net ortaya koymak durumundayım. Amerika’nın bu adımının ne uluslararası hukukla, ne diplomasiyle ne de insanlıkla bağdaşmadığını tüm muhataplarımıza dile getirdik” diye konuştu.

“ŞECAAT ARZ EDERKEN SİRKATİN ORTAYA KOYDULAR”

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dönem Başkanı sıfatıyla, İslam ülkelerinin liderlerini İstanbul’da toplayacağına dikkat çeken Erdoğan, “Burada belirleyeceğimiz yol haritasıyla bu kararın hayata geçirilmesinin hiç de öyle kolay olmayacağını göstereceğiz. Kaldı ki, Trump’ın açıklaması bizim için zaten bir yok hükmündedir. Bunun bir kıymeti harbiyesi yoktur. Orayı başkent olarak ilan etmeniz, Büyükelçilik binanızı oraya taşımanızın bizim nezdimizde bir kıymeti harbiyesi yoktur. Yok hükmündedir. Biz beklerdik ki büyük ülkelerin liderleri çatışmayı değil, barışmayı-barıştırmayı sağlasınlar. İşte şecaat arz ederken sirkatin ortaya koydular. Olay bu kadar basittir” ifadelerini kullandı.

KUDÜS BİZİMDİR SLOGANINA “İNŞALLAH” CEVABI

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yarın Türkiye’ye geleceğini anımsatan AK Partili Erdoğan, Kudüs ve Suriye meselesini etraflıca değerlendireceklerini kaydetti. Öte yandan Erdoğan, Kudüs konusunda ortak tepki veren vatandaşlara da teşekkür etti. 1947’den itibaren küçülen Filistin’in haritasını gösteren Erdoğan, vatandaşlardan gelen “Kudüs bizimdir bizim kalacak” sloganına, “İnşallah” yanıtını verdi.

“ŞU HAİNLİĞİ GÖRÜYOR MUSUNUZ?”

Filistin’in mazlum ve mağdur olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“İsrail tam bir işgal devleti. Dünyanın Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere almış olduğu bunlar hakkında hiçbir kararı bugüne kadar bu İsrail tanımamıştır, tanımaz. Şimdi de bakın Amerika ve İsrail, 1980 BM kararı, 478 sayılı karar ve Amerika ile İsrail’in dışında buna bunların dışında uyan yok. Ama adam tanımıyor. Şimdi de şu tabloyu görüyorsunuz. Şu hainliği görüyor musunuz? Bu İsrail terör devletidir terör. 14 yaşındaki çocuğu gözleri bağlı olarak bu teröristler bakın ne halde sürüklüyorlar. Ondan sonra görüştüğümüz bazı İsrailliler, ‘Ya böyle demeseydiniz be.’ Ne diyecektik ya? Ne yapacağız? Ya elimizle müdahale edeceğiz, olmuyorsa dilimizle müdahale edeceğiz, o da olmuyorsa kalbimizden buz edeceğiz. Bu da imanın en zayıf derecesidir. Buradan bir kez daha herkese şu çağrıyı yapmak istiyorum; Kudüs Müslümanların harim-i ismetidir. Kudüs, İstanbul’un kardeşi, Konya’nın, Sivas’ın, Diyarbakır’ın dostudur, kardeşidir. Kudüs bizim gözümüzün nurudur. Kudüs’ü çocuk katili bir ülkenin insafına terk etmeyeceğiz. Kudüs’ü işgal ve yağmadan başka hiçbir değeri olmayan bir devletin vicdanına da bırakmayacağız. Hukuk ve demokrasi içinde mücadelemizi kararlı bir şekilde yürüteceğiz.”