Öne Çıkanlar istanbul İçişleri Bakanı Süleyman Soylu KPSS enflasyon çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı berat albayrak fenerbahçe Antalya Lisesi Ercan Resulov Peugeot Motorcycles Pi Sonsuzluk filmi Recep Baştuğ Kimdir

Kılıçdaroğlu: Hanedanlığa Yönelen Bir Anlayış Var

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Birileri bir siyasal partinin seçime girmesini yargı yoluyla engellemek istediler ama biz demokrasiyi savunan parti olarak engelleri kaldırdık çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz. Keyfi bir yönetim var, basiretsiz bir yönetim var ve süratle hanedanlığa yönelen bir anlayış var” dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu, parti genel merkezinde gerçekleştirilen il başkanları toplantısına katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet, egemenliğin saraydan alınıp halka verilmesidir. Hani diyorlar ya ‘Egemenlik milletindir’ evet milletindir, ama bunu sağlayan kadrolar Cumhuriyet Halk Partisi’nin kadrolarıdır” dedi.

“BİZ DEMOKRASİYİ SAVUNUYORUZ”

24 Haziran seçimlerinden önce İYİ Parti’ye geçen 15 CHP’li milletvekiline değinen Kılıçdaroğlu, “Birileri bir siyasal partinin seçime girmesini yargı yoluyla engellemek istediler ama biz demokrasiyi savunan parti olarak engelleri kaldırdık çünkü biz demokrasiyi savunuyoruz. Keyfi bir yönetim var, basiretsiz bir yönetim var ve süratle hanedanlığa yönelen bir anlayış var” şeklinde konuştu.

VATANDAŞ DER YA ‘AYRANI YOK İÇMEYE’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Devletin Telekom’unu öyle sattılar ki adam karı dışarı götürdü, borcunu bize bıraktı. Yine borcu bu millet ödeyecek. Niye sattın? Onunla ilgili de yakında bir suç duyurusunda bulunacağız. Sorumluların mahkemelerde hesap vermesini istiyoruz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ejder meyveli smoothie, Efuli, Liçi meyvesi eşliğinde aloevera. Vallahi dilimiz de dönmüyor ama idare edin. Pataşur, zencefilli bilmem ne, somon bilmem ne. Hani bizim meşhur bir lafımız vardı vatandaş der ya, ‘Ayranı yok içmeye’ diye. Arkasını ben söylemiyorum. Bunların geldiği, Türkiye’yi getirdikleri nokta bu” dedi.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin keyfi ve basiretsiz bir şekilde yönetildiğini, yönetim anlayışının hanedanlığa doğru gittiğini vurgulayarak, “15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra 20 Temmuz’da bir sivil darbe yapıldı. Pek çok insanın hakkı ellerinden alındır. OHAL ilan edildi. Terörle hiçbir ilgili olmayan sadece iktidara muhalif olduğu için aile boyu yurt dışına çıkışı yasaklananlar, üniversitelerden atılanlar oldu. Öğrenciler, avukatlar, STK yöneticileri, gazeteciler kıta kıta hapishanelere dolduruldu. 15 Temmuz hain darbe girişimini 20  Temmuz’un ana aktörü olan kişi Allah’ın bir lütfu olarak değerlendirdi. Bir darbe girişimini Allah’ın bir lütfu olarak bir kişi dillendiriyorsa ondan çok şey beklediğini ve ondan haberdar olduğunu dolaylı olarak geniş kitlelere aktarıyor” şeklinde konuştu.

TEK ADAM REJİMİNİN ALTI ÖZELLİĞİ

“Sistem mistem hepsi hikaye. Tek adam rejimi var” diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Tek adam rejiminin özellikleri nedir?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Altı temel özelliği var. Birincisi şu, her şeyi bir kişi belirler. Tek adam diyoruz ona. Bir şey mi sorulacak, tek adama. Bir karar mı verilecek? Tek adama. İhale mi verilecek? Tek adama. Kupon arazi mi satılacak? Tek adam sorulur. Birinci özellik budur. Tek adam her şeye hakimdir.

İkinci özellik, tek adam her şeye hakim olduğu, her şeye karar verdiği için tek adam kendisini hem devlet hem de millet olarak tanımlar. Devlet de millet de benim diye ortaya çıkar. Siz tek adamı eleştirdiğinizde şöyle bir suçlama yapılır, siz milleti-devleti eleştiriyorsunuz. Geldiğimiz nokta budur.

Üçüncü özellik, hiçbir mahkeme tek adamın gözlemini almadan karar veremez. ‘Tek adam ne düşünür? Ben karar verirsem tek adamı rahatlatır mıyım? Onun gözüne girer miyim? Beni terfi ettirir mi?’ diye yargı bağımsızlığı tümüyle ortadan kalkar, karar bir yerden alınır ve mahkeme o kararı yerine getirir.

Dördüncü özellik, tek adam vatandaştan topladığı verginin bir kuruşunun bile hesabını vermez. Çünkü vatandaşı sıradan ve kendisine mahkum kitleler olarak görür. Çünkü millet kendisidir karşı tarafı millet olarak görmez. Millet olarak görmediği için fakir fukaradan topladığı her kuruşun hesabını millete vermez. Zül addeder kendisi için. ‘Niye ben hesap vereyim’ der. Hesabını vermez ama bir şey yapacaksa onu da lütuf-ihsan olarak takdim eder kamuoyuna. Bu yurttaş-vatandaş kimliğinin yok edilmesi anlamına gelir.

Beşinci özellik, tek adam rejiminde medya bir kişinin gözü kulağı ve sesidir o da tek adamın. Tek adam ne derse onu yazarlar. Nitekim havuz medyasına bakın, bir yerden talimat alınır gazetelerde aynı başlık atılır. Asla tek adam eleştirilemez, asla. Sadece onun kulu ve kölesi olma bağlamında her dediği büyük puntolarla yazılır. Yanlış bile söylese onları asla görmezler.

Altıncı özellik, tek adam rejiminde tek adam sıkışırsa, vatandaşı perişan ederse, ülkeyi uçurumun kenarına getirirse mutlaka bir düşman arayışına girer. Ya içerde ya dışarıda bir düşman bulacak ve bütün sorumluluğu onun üstüne yıkacak, sorumlusu budur diyecek.”

“YAKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”

Türk Telekom’un yüzde 55 hissesine sahip olan OGER Telekom’un bankalara borçlarını ödeyememesi nedeniyle kredi veren bankaların ortak girişim grubu kurarak Türk Telekom hisselerini devralacağı yönündeki haberleri ele alan Kılıçdaroğlu, “Devletin Telekom’unu öyle sattılar ki adam karı dışarı götürdü, borcunu bize bıraktı. Yine borcu bu millet ödeyecek. Niye sattın? Onunla ilgili de yakında bir suç duyurusunda bulunacağız. Sorumluların mahkemelerde hesap vermesini istiyoruz” diye konuştu.

“MALI GÖTÜREN DAHA BÜYÜK MALI GÖTÜRENLE YAN YANA”

AK Parti eski Milletvekili Şaban Dişli’nin Lahey’e büyükelçi atanmasına değinen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Ben grup başkanvekiliyken bu Şaban Dişli’nin bir milyon dolarlık malı nasıl götürdüğünü belgesiyle ortaya koymuştum. Çıt bile çıkaramadılar, Şaban Dişli bir süre sonra istifa etti. Ben siyaseti bırakır diyordum, şimdi sarayın adamı. Tam adamını bulmuşlar. Malı götüren daha büyük malı götürenle yan yana ve şimdi bunu Büyükelçi tayin ediyor. Ne yapacak bu Hollanda’da. Kandıracağı adam yok, malı götüreceği adam yok. Ne yapacak burada? Aynı zamanda kim? Kardeşi de içeride, Mehmet Dişli. Suçun şahsiliğine inanırım, Mehmet Dişli dolayısıyla bir başkasının, kardeşinin, yeğeninin, amcasının, dayısının, babasının suçlanmasını istemem -suçu yoksa- yani aile boyu olmaz suç onu ayırıyorum ama şunu da söylemekten kendimi alamıyorum, Bank Asya’nın önünden geçen adamı içeri atıyorsun, oğlunu içeri atıyorsun, yedi sülalesini cezalandırıyorsun, üniversiteden atıyorsun e bu beyefendinin özelliği ney ki bir de ayrıca Büyükelçi tayin ediyorsun? Özelliğini ben gayet iyi biliyorum malı götürme özelliği var. Onun için ayrılamıyor yanından.”

“TAZMİNAT DAVASI MI AÇACAKSIN? AÇMAZSAN NAMERTSİN”

Dolarla ihale yapılmasına, söz konusu ihalelere Dolarla garanti verilmesine, köprü ve tünel geçişlerinin dolarla hesaplanmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Bunların derhal Türk Lirası’na çevrilmesi lazım” dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vatandaşlara yaptığı dolar bozdurma çağrısını anımsatan CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Çok açık ve net söylüyorum sevgili Erdoğan, sen dolar baronlarının adamısın. Tazminat davası mı açacaksın? Açmazsan namertsin. Açarsa ispat edeceğim, dolar baronlarının adamı olduğun ispat edeceğim açarsa. Belli konularda korkuyor dava açmıyor. Uyduruk konularda açıyor onların hepsini de kazanıyor” açıklamasında bulundu.

“DIŞ POLİTİKA KAN DAVASI HALİNE GELMEZ”

Hükümete “Ortadoğu bataklığına ülkeyi sokmayın” şeklinde uyarıda bulunduklarını ve hükümetten “bataklık” ifadesi nedeniyle tepki gördüklerini aktaran Kılıçdaroğlu, “Bugün geldiğimiz noktada ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. En son Tahran’da bir toplantı yaptılar. Dedik ki Suriye ile mutlaka belli ilkeler çerçevesinde ilişki kurun. Esat’la ilişki kurun. Amerika, Rusya, İran, Almanya, Fransa kuruyor biz niye kurmuyoruz? Kan davası haline getirmiş. Dış politika kan davası haline gelmez yoktur öyle bir şey. 9 Eylül Gazi Mustafa Kemal Yunan askerlerini denize döktü ama Venizelos Gazi Mustafa Kemal’e Nobel Ödülü verilmesi teklifinde bulundu bunu kan davası haline dönüştürmedi” diye konuştu.

“SİZDE DİN İMAN AHLAK VAR MI?”

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen 30 Ağustos resepsiyonunda konuklara sunulan ikramlar hakkında konuşan Kılıçdaroğlu, “Ejder meyveli smoothie, Efuli, Liçi meyvesi eşliğinde aloevera. Vallahi dilimiz de dönmüyor ama idare edin. Pataşur, zencefilli bilmem ne, somon bilmem ne. Hani bizim meşhur bir lafımız vardı vatandaş der ya, ‘Ayranı yok içmeye’ diye. Arkasını ben söylemiyorum. Bunların geldiği, Türkiye’yi getirdikleri nokta bu. Cumhur, yani vatandaş perişan. Ekmek derdinde ekmek. Borç batağında, önünü göremiyor, işsizlik, pahalılıktan yakınıyor. Tek adam sarayda badem sütüyle, ejder bilmem nesiyle besleniyor. Ya bunu Allah kabul eder mi? Ya sizde din iman, ahlak var mı? Adana’da bir kişi işsizlikten ve yoksulluktan ötürü çocuklarını, eşini öldürdü ve intihar etti. Bunların yüzüne gözüne dursun. Kendilerine ve hanedanlarına hizmet ediyorlar” açıklamasında bulundu.

“BORÇ ALMAK İÇİN KATAR’A YALVARMAYA BAŞLADIN”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çeşitli sorular soran CHP lideri Kılıçdaroğlu “’Borç alan emir alır’ diyordun memleketi bu hale getirmek için bugüne kadar emir aldığın dış güçleri açıklayacak mısın? Londra’daki tefeciler faizi yetersiz buldukları ve sana güvenmedikleri için sana güvenmedikleri için borç para vermiyorlar. Şimdi borç almak için Katar’ın kapısını çalmaya ve yalvarmaya başladın. Yeni emirleri Katar’dan mı alacaksın?” dedi. Kılıçdaroğlu konuşmasını, “Bunlar uzun süre dayanamazlar. Yönetemiyorlar Türkiye’yi yönetemezler de zaten. İsraftan başı dönmüş bunların. Saraylarına mahkum olmuş vaziyetteler. Bir yere giderken bile binlerce korumayla gidiyorlar. Kendi vatandaşından korkan başkan mı olur? Kendi polisinden, ordusundan korkan başkan mı olur? Bunu düzeltecek olan biziz. Bu bizim namus borcumuzdur, namus borcumuzun arkasındayız” ifadeleriyle bitirdi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.