Öne Çıkanlar Covid19 ANTALYA Entübe Sayısı Kovid19 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Ağır hasta sayısı Entube hasta sayısı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca istanbul COVID19 aşısı Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk

Ses Kısıklığı Tiroit Habercisi Olabilir

Vücuda enerji depolayan tiroit bezleri, aynı zamanda sağlıklı bir beden için gerekli hormonları üretiyor. Kimi zaman hormonların yapımındaki bir bozukluk tiroit hastalıklarına yol açarak, başta ses kısıklığı olmak üzere; halsizlik, saç dökülmesi, kilo alma ve verme gibi şikâyetlerle kendini gösterebiliyor.
 
“İlerleyen Tiroit Rahatsızlığı Sesinizi Kısabilir”
 
Memorial Ataşehir Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Erol Bolu, tiroit hastalıkları ve tedavisi hakkında bilgi vererek, yaşamsal fonksiyonlar için büyük önem taşıyan T3 ve T4 hormonların üretiminde oluşan bozukluğun tiroit hastalıklarına neden olabileceğini dile getirdi.
Bu bezin fazla ya da az çalışmasıyla hastalığın, birçok belirtiyle kendini gösterebileceği uyarısında bulunan Bolu, “Bu nedenle tiroit fonksiyonlarının durumuna ilişkin T3 ve T4 hormonlarının düzenli olarak kontrol edilmesi gerekir. Ses kısıklığı, tiroit hastalığının ileri evrelerinde görülen bir belirtidir. Oysa ilk evrelerde pratik bir kan tahliliyle tanı konulabilmektedir ”dedi.

“Ellerde Titreme ve Terleme Olabilir”
 
Bolu, bireyde T3 ve T4’ün yüksek, TSH seviyesinin ise düşük olduğu tablo “hipertiroidi” olarak tanımlanan, kişinin iştahlı olmasına rağmen kilo kaybı yaşaması, özellikle istirahatte artış gösteren nabız sayısının 100 ve üzerine çıkması, terleme, ellerde titreme,  uyku ve adet düzensizlikleri hipertiroidi belirtileri arasında yer aldığının altını çizdi. Bolu, “Tiroit bezinin az çalışması haliyse “hipotiroidi” olarak ifade edilir. Bu tabloda, T3 ve T4 üretilemezken, TSH hormonu daha yüksek oranda salınmaktadır. Hastada kilo alma, yorgunluk, depresyon, cilt kuruluğu, saçlarda kırılma ile adet düzensizlikleri görülür“ açıklamasında bulundu.
 
“Hormon Seviyesi Önemli”
 
Bu iki hastalıkta ayırıcı tanının TSH hormonu olduğunu dile getiren Dr. Erol Bolu, eğer TSH yüksekse hipotiroidi, düşükse hipertiroidi söz konusu olabileceğini ifade ederek, bir diğer farkın da yapısal bozukluklar olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

 “Guatrlar, nodüllü ve nodülsüz olmak üzere ikiye ayrılır. Nodülsüz guatrda genel bir büyümeden söz edilir. Bu durum yutma güçlüğü ve ses kısıklığına yol açabilir. Bu belirtilere nodüller neden olmaktadır. Tiroidin büyüklüğü ve nodülün yaptığı basıyla orantılı olarak ses kısıklığı giderek şiddetlenmektedir. Hastanın sesi her gün giderek daha çok kısılarak, frekansını kaybeder. Bu nodüller, yutma refleksini ve sesi kontrol eden sinirlere yakındır. İleri evrede ortaya çıkan ses kısıklığı ise ciddi bir soruna işaret etmektedir.”

“Şikâyetlerle ilk Karşılaştığınızda Beklemeden Doktora Gidin”
 
Hastaya öncelikle fiziki muayene ve ultrason yapılması gerektiğini ifade eden Bolu, ultrasonda ise, nodülün karakteri, büyüklüğü ve civar dokuyla olan ilişkisi, ses dalgalarını tutup tutmaması ile bunun kalitesi, kanlanmanın durumu, nodülün iyi ya da kötü huylu olmasına dair birçok bilgiye ulaşıldığını belirtti. Nodülün iyi mi kötü huylu mu olduğunu anlamak için kullanılan en temel yöntemle ilgili şu bilgiyi verdi:
 
“ İnce iğne aspirasyon biyopsisidir. Fiziki muayenede ele gelen, ultrasonda da teyit edilen iyi huylu nodüller dört-altı aylık takiplerle kontrol edilmelidir. Eğer bir değişiklik yoksa takip süresinin uzatıldığını, ancak şüpheli bir nodülse ince iğne ile biyopsi yapılarak, sitolojik olarak incelenmektedir. İstenmeyen bir durumla karşılaşılması veya nodülün en baştan kötü huylu olduğunun anlaşılması halinde de cerrahi uygulanmaktadır.”
 
“Her Koşulda Düzenli Takip Şart”
 
Tiroit hastalıklarının tedavisinde cerrahi dışı yöntemlerin de sıklıkla kullanıldığını kaydeden Bolu, bazı nodüllerin ilaçlı ya da ilaçsız olarak belirli periyotlarla takip edildiğini belirterek şu bilgileri paylaştı:
 
 “Hipertiroidiye yol açan nodüllerin bir kısmının sıcak nodüllerdir ve hormon salgıladığı için hastalara radyoaktif iyot önerilmektedir. Nodüller tamamen ortadan kalkmasa da radyoaktif iyot uygulaması boyutlarını küçültebilmektedir. Tiroit kanseri gündeme geldiğinde ise tek seçenek cerrahi olmaktadır. 1 cm ve altındaki küçük tiroit tümörlerinde, eğer tek nodül varsa sadece o bölgenin çıkartılması yeterlidir. Hasta sonrasında ultrasonla takip edilmelidir. Düzenli takiple kontrol altında tutulan tiroit hastalıkları, yaşamsal sorunlara neden olmamaktadır.”
 
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.