Erdoğan: Türkiye Artık Eski Türkiye Değil

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, büyüyen gelişen ve sağlam adımlarla ilerleyen Türkiye gerçeğini artık dünyanın gördüğünü dile getirerek, “Açıkçası özellikle son 3 yıldır yaşadığımız sorunları bu durumdan bağımsız olmadığını düşünüyorum. Eğer ülkemizin üzerinde bazı oyunlar oynanıyorsa bilesiniz ki bu oyunların arkasında işte bu sıçrama var. Her kim ki Gezi olaylarının, 17-25 Aralık darbe girişiminin, son terör eylemlerinin, hatta bölgemizdeki gelişmelerin bu durumla hiçbir ilişkisi olmadığını söylerse onunun idrakinden şüphe ederim. Şu gerçeğinde görülmesi lazım, Türkiye artık eski Türkiye değil. Ayağına her çelme takıldığında yere kapaklanan, küçük manipülasyonlarla krizlere sokulan, istikrarı pamuk ipliğine bağlı Türkiye artık yok” açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı 5. Türk Patent Ödülleri Töreninde konuştu.

2015 yılında Türkiye’nin 5 bin 500’ü aşan başvuru ile yerli patent başvuru sayısını bir önceki yıla göre yüzde 13 oranında artırdığını belirtti. 2016 yılının ocak-şubat ve mart aylarında yerli patent başvuru sayısının yüzde 23 oranında artış gösterdiğini ifade eden Erdoğan, uluslararası verilere bakıldığında 2014 yılında Türkiye’nin 853 uluslararası patent başvurusu yaptığını, 2015 yılında ise bu sayının yüzde 18 artışla bin barajını aştığını anlattı. Diğer ülkelerin yüzde 1-2 oranlarındaki artışlarının yeterli görüldüğü bir ortamda Türkiye olarak elde edilen bu başarının umutlandırdığını kaydeden Erdoğan, “Ülke olarak pek çok alanda olduğu gibi sınaî mülkiyet alanında da küresel yarışa geç başladık, sıkıntı burada. Bu yarışı rekabet halinde olduğumuz ülkelere göre pek çok dezavantaj ile sürdürüyoruz. Ama başaracağız. Son 13 yılda iyi bir atakla pek çok ülkeyi geride bıraktık. Bu dönemde patent başvuru sayımızın 13 katına, patent tescil sayımızın 23 katına çıkması aldığımız mesafenin büyüklüğünü gösteriyor” dedi. 2015 yılında 40 bini aşan tasarım başvurusu ile Türkiye en fazla tasarım başvurusu yapılan ülkeler sıralamasında Avrupa’da 2’nci, dünyada ise 4. sırada yer aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2011 yılından bu yana Avrupa’da en fazla marka başvurusunun yapıldığı ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çekti. Elde edilen verilerin Türk insanın kendi markasını oluşturma arzusunu ve girişimci ruhunu açık bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, bu azmin önünde hiçbir gücün durmasının mümkün olmadığını belirterek, “Yeter ki önünü açalım ve desteklerimizi verelim” dedi.

TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL

Sadece sınaî mülkiyet verilerine bakarak kabına sığmayan bir Türkiye’nin görülebileceğini, büyüyen gelişen ve sağlam adımlarla ilerleyen Türkiye gerçeğini artık dünyanın gördüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Açıkçası özellikle son 3 yıldır yaşadığımız sorunları bu durumdan bağımsız olmadığını düşünüyorum. Eğer ülkemizin üzerinde bazı oyunlar oynanıyorsa bilesiniz ki bu oyunların arkasında işte bu sıçrama var. Her kim ki Gezi olaylarının, 17-25 Aralık darbe girişiminin, son terör eylemlerinin, hatta bölgemizdeki gelişmelerin bu durumla hiçbir ilişkisi olmadığını söylerse onunun idrakinden şüphe ederim. Şu gerçeğinde görülmesi lazım, Türkiye artık eski Türkiye değil. Ayağına her çelme takıldığında yere kapaklanan, küçük manipülasyonlarla krizlere sokulan, istikrarı pamuk ipliğine bağlı Türkiye artık yok. Yeni Türkiye yolunda kararlıkla yürüyoruz. 2023 hedeflerimize mutlaka ulaşacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bize bu mücadelede destek veren herkes milletimin gönlünde hak ettiği yeri alacaktır. Türkiye’nin bugün geldiği yer itibariyle küçük başarılarla yetinmemiz hele rehavete kapılmamız asla söz konusu olamaz. Bizim hedeflerimiz çok büyük.”

DAHA BÜYÜK BİR SIÇRAMAYI HEP BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRELİM

Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmeden gerçek başarıya ulaşılmış sayılmayacağını ifade eden Erdoğan, ihracatın 500 milyar dolara ulaşmadan kendilerine rahatın olmadığını kaydetti. Erdoğan, “Kendi uçağını, otomobilini, savunma sanayi ürünlerini, yüksek teknolojiye dayalı bir üretimle ortaya koymayan kendi yazılımlarının sahibi olmayan bir Türkiye, yeni Türkiye olamaz. Sınaî mülkiyet meselesi de yeni Türkiye hedefimizle yakından ilişkili bir konudur. Bu konuda hepimize çok büyük göreler çok büyük sorumluluklar düşüyor.  Bu alanda çalışan herkese sesleniyorum; ilk çeyrek itibariyle çok olumlu sinyaller aldığımız 2016 yılında sınaî mülkiyet hakları konusunda çok daha büyük bir sıçramayı hep birlikte gerçekleştirelim. Sizlerin de çok iyi bir şekilde müşahede edeceği üzere ihtiyaç duyduğunuz tüm destek mekanizmaları birer birer uygulamaya geçiriliyor. Yapısal reformlar hayata geçiriliyor. Geçirilmeye de devam edecek. Sınaî mülkiyet sistemini bugünün değil yarının Türkiye’sine ve geleceğin rekabet ortamına göre hazırlıyoruz” dedi.  Türk Patent Enstitüsü’nün (TPE) 2000’li yılların başında kendisine gelen patent başvurularını araştırıp inceleyemediği için yabancı ülkelerin patent kurumlarına göndermek zorunda kaldığını belirten Erdoğan, TPE’nin artık uluslararası patent araştırma ve inceleme otoritesi olarak kabul edilme seviyesine geldiğini ifade etti.

ÇALIŞMALARA DESTEK VERECEK

2016 yılının sonunda TPE’nin uluslararası düzeyde hizmet veren bir kurum haline geleceğini kaydeden Erdoğan, güçlü tarihi ve kültürel bağlara sahip olunan ülkelerin sınaî mülkiyet alanındaki ihtiyaçlarının tespit edilerek gereken katkının ve desteğin sağlanması gerektiğinin önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda yapılacak çalışmaları özellikle destekleyeceğini kaydetti.

Sınaî Mülkiyet Kanunu Tasarısının TBMM’ye sevk edilmiş olmasından büyük memnuniyet duyduğunu, ilgili tüm kesimlerin katkısı ile hazırlanan tasarının kısa sürede yasalaşacağına inandığını dile getiren Erdoğan, Borsa İstanbul bünyesinde yürütülen Patent Borsası çalışmalarının da en kısa sürede tamamlanarak uygulamaya geçmesini beklediğini anlattı. Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:

“Sınaî mülkiyet kanununda özel yer verilen coğrafi işaretler bize ecdadımızın emaneti olan ülkemizin tarihine, kültürüne ve coğrafyasına dair ürünlere daha iyi sahip çıkmamızı da sağlayacaktır. Bugüne kadar yürütülmekte olan çalışmalar sayesinde pek çok ilimiz, ilçemiz, yöremiz, artık daha fazla tanınıyor, ziyaret ediliyor. Bugün coğrafi işaret ve markalaşma konusunda ortaya koydukları başarılar nedeniyle iki ilimize, Aydın ve Antalya’ya ödüllerini takdim edeceğim. Ülkemizin 7 bölgesinden, 7 coğrafi işaretimizin tanıtımı yapılıyor. Bir taraftan 189 olan tescilli coğrafi işaret sayımızı artırırken, diğer yandan tüm coğrafi işaretlerimizin dünya çapında tanınmasını, bilinmesini sağlayacak çalışmaları da yürütmeliyiz. Türkiye’nin sahip olduğu değerleri hem içeride hem dışarıda daha güçlü şekilde korunmasını zamanı gelmiştir. Geçmişte yiyecekten motiflere kadar bizim sahip çıkmadığımız pek çok değerimizin başkaları tarafından uluslararası patentler yolu ile nasıl sahiplenildiğini çık iyi hatırlıyoruz. Artık bu ayıpları ortadan kaldırmak mecburiyetindeyiz, şehirlerimiz kendi değerlerine, firmalarımız kendi değerlerine, ülkemiz de bunların tamamına sahip çıkarak Türkiye markasını her alanda tescilli hale getirmelidir.”