“Kılıçdaroğlu’nun Tek Derdi, Devletin İmkanlarının Partilerinin Emrine Verilmemesidir”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirerek, “Bu zatın derdi adaleti savunmak veya herhangi hak-hukuk müdafaası yapmak değildir. Tek derdi, ağababalarının döneminde olduğu gibi devletin tüm imkanlarının kendi partilerinin emrine verilmemiş olmasıdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yozgat'ta AK Parti 6. Olağan İl Kongresi'nde konuşma yaptı. Bahçeli’nin 2019 seçimlerinde AK Parti’yle beraber hareket edeceklerini açıklamasından memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, “Bu, önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkacak nice oyunları, kurulacak nice tezgahları şimdiden bozan fevkalade, dirayetli bir karardır. Eskiden beri pek çok kritik dönemde desteğini gördüğümüz, özellikle 15 Temmuzdan beri sergilediği dik duruşuyla takdirle takip ettiğimiz Sayın Bahçeli’ye bu vesileyle şahsım, partim, milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum. Tabii gönül isterdi ki bu yerli ve milli duruşa, ana muhalefet partisi de katılsın. Ancak ana muhalefet partisi yerli ve milli duruştan pek anlamadığı için böyle bir şeyin içinde yer alması mümkün değildir” şeklinde konuştu.

“TEK DERDİ, DEVLETİN TÜM İMKANLARININ KENDİ PARTİLERİNİN EMRİNE VERİLMEMİŞ OLMASIDIR”

Konuşmasında Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Erdoğan, “Anayasa mahkemesi işine gelmeyen karar verdiğinde oraya, herhangi bir savcı işine gelmeyen bir iddianame hazırladığında ona, herhangi bir hakim bir karar verdiğinde ona saldırır. Çünkü bu zatın derdi adaleti savunmak veya herhangi hak-hukuk müdafaası yapmak değildir. Tek derdi, ağababalarının döneminde olduğu gibi devletin tüm imkanlarının kendi partilerinin emrine verilmemiş olmasıdır. Çünkü artık devletin tüm imkanları milletin emrindedir” ifadelerini kullandı.

“TEK PARTİ CHP’SİNİN NAZİLERDEN AŞAĞI KALMAYACAK İŞLER YAPTIĞINI BİLMİYOR MU?”

Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Nazi dönemine atıfta bulunduğunun altını çizerek, şunları söyledi:

“Peki bu zat, Aynı dönemde tek parti CHP’sinin de Nazilerden aşağı kalmayacak işler yaptığını bilmiyor mu? Kendi partisinin yayın organının faşist İtalya’ya selam çakan manşetlerini bilmiyor mu? Öz kardeşlerimizi Boraltan köprüsünde düşmana teslim edip gözlerimizin önünde hepsinin katledilmesine yol açtıklarını bilmiyor mu? Milletimizin ibadet ettiği camileri satışa çıkardıklarını bilmiyor mu? İnsanlarımızın yedikleri kuru ekmeği dahi karneyle almak zorunda bıraktıklarını bilmiyor mu? Şimdi Atatürkçü geçindikleri halde o dönemde paraların üzerinden Cumhuriyetimizin kurucusunun resmini kaldırıp, kendi Milli Şeflerinin resmini koyduklarını bilmiyor mu? Geçmişteki tüm büyük siyasi ve ekonomik krizlerin müsebbibinin kendi iş bilmezliği ve hıyanetleri olduklarını bilmiyor mu? Elbette biliyor. Dert başka. Onun tek derdi, buralardan bir yol bulup, ülkede yeni bir gerginlik alanı oluşturmaktır, yeni bir fitne kazanı kaynatmaktır. Kendi kayığına binen birilerini de yanına aldığı için bu aralar sesi biraz daha gür çıkıyor. Maalesef ana muhalefet partisinin ve ardından gidenlerin bu üslupları yüzünden ülkemizde hiçbir mesele kendi mecrasında tartışılamaz hale gelmiştir.”