Öne Çıkanlar Covid19 çin bugünün gündem başlıkları binali yıldırım gündem Kuşadası Belediyesi Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk Akşener ihracat Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank Gürer vakıfbank

Dışişleri’nden Ermenistan’a Protokol Tepkisi

Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan’ın Türkiye ile Ermenistan arasında 10 Ekim 2009 tarihinde Zürih’te imzalanan Protokollerin onaylanma sürecindeki gecikmenin sorumluluğunun “Türkiye’ye ait olduğu” yönündeki sözlerine Ankara’dan sert tepki geldi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye’nin  Ermenistan ile ilişkilerini normalleştirme yönündeki çalışmalarını, bu ülkenin bağımsızlığını ilan ettiği 1991 tarihinden bu yana çeşitli düzeylerde sürdürdüğü belirtildi.

Bu bağlamda, söz konusu protokoller İsviçre’nin kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen görüşmeler sonucunda hazırlandığını anımsatan Bakanlık, Ermenistan Anayasa Mahkemesi 12 Ocak 2010 tarihinde aldığı bir kararla Protokollerin lafzına ve ruhuna aykırı önkoşullar ve kısıtlayıcı hükümler ortaya koyduğunu vurguladı.

"ERMENİ DİASPORASI PROTOKOLLERE BAŞTAN KARŞI ÇIKTI"

Bunun ardından Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın, 22 Nisan 2010 tarihinde protokollerin onayının askıya alındığını kamuoyuna açıkladığına dikkat çekildiği açıklamada “Ermeni diasporasının Protokollere baştan beri karşı çıktığı ve Protokolleri onaylamaması için Ermenistan Hükümeti üzerinde baskı kurduğu da bilinen bir gerçektir” dedi.

Son olarak, Sarkisyan’ın 19 Eylül 2017 tarihinde BM 72. Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Protokollerin gecikmesinin sorumluluğunu mesnetsiz şekilde Türkiye’ye yükleyen iddialarda bulunduğu, gelişme sağlanamadığı için Protokolleri hükümsüz sayacaklarını ve 2018 baharına bu Protokoller olmaksızın gireceklerini açıkladığı anımsatıldı. Açıklamada şöyle devam edildi:

"TÜRKYE, PROTOKOLLERİN ASLİ HÜKÜMLERİNE BAĞLILIĞINI MUHAFAZA EDİYOR”

“Ermenistan’ın bu olumsuz tutumuna rağmen Türkiye, Protokollerin asli hükümlerine bağlılığını muhafaza etmektedir. Protokoller halen TBMM Dışişleri Komisyonu’nun gündeminde olup, onaylanmaları için Güney Kafkasya’da uygun siyasi atmosferin ve barış ortamının oluşması elzemdir.”

Bakanlık, Türkiye’nin protokol süreciyle hedeflediği ana unsurun, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkinin normalleşme sürecinin hayata geçirilmesi, bu bağlamda da Yukarı Karabağ sorununun çözüm sürecinde ilerleme kaydedilmesi olduğunu anlattı. 

Bunun ardından Nalbantyan’ın sözkonusu konuşmada dile getirdiği “soykırım iddiaları"nın da gerçeği yansıtmadığının altını çizen Bakanlık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarıyla da tespit edildiği üzere, 1915 olaylarının ifade özgürlüğü bağlamında meşru bir tartışma konusu olduğunu vurguladıktan sonra  şöyle devam etti:

“Kötü niyetli çevrelerin sözkonusu tarihi olaylara ilişkin tek taraflı anlatılarını dayatma ve uluslararası kamuoyu nezdinde baskı kurma arayışları hukuken ve ahlaken yanlış olup, bölgemizde barış ve istikrara katkı yapmamaktadır. Ermenistan’dan beklentimiz, tartışmalı tarihi konuları bırakıp, yakın tarihin en önemli insanlık suçlarından biri olan Hocalı Katliamı’nın hesabını vermesidir.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.