ÖSYM Başkanı Ömer Demir İstifa Etti

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Ömer Demir istifa ettiğini açıkladı.

ÖSYM Başkanı Demir gazetecilere yaptığı açıklama ile istifa ettiğini, görevden ayrılma talebini ilgili makama sunduğunu belirtti.

“İdari Kusur Olduğunu Kabul Ediyoruz”

Önce kazandığı açıklanan ardından da kazanmadığı belirtilen adaylarla ilgili yeni bir bilginin paylaşılmayacağını belirten Demir, “Yanlış bir haber vermişiz bir hak mahrumiyeti söz konusu değil. Normalde yerleşmemeleri gerekirken yanlışlıkla yerleştirildikleri için kişiler için bir nesnel hak mahrumiyetinden bahsedemeyiz. Ama bir idari kusur olduğunu kabul ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Yapılan yanlışlıkla bir kişinin hak kazanmadığını, kurum olarak ise kusurlu olduklarını belirten Demir, “Çünkü daha kayıt yapılmamış, henüz bir işlemin başında bir aşamada olunduğu için ve kendi puanlarında bir değişiklik yok, kaybedenler için” dedi.

“2010 Meselesi Memleketimizin Başına Bir Kâbus Gibi Çöktü”

“15 Temmuz sonrası ekipte değişiklik olduğu, ekibin sadece bu sınavı mı okuduğuna ve daha önceki sınavlarda şaibeli olabilir mi” sorusu üzerine Demir, şaibenin söz konusu olamayacağını belirterek şunları kaydetti:

“Şu kılavuzun bütün hükümlerini detaylı bir şekilde okuyup, özümseyip, yerleştirme yapacak. Bu yerleştirme ilk kez yapılıyor bu kural da ilk kez bu yıl gelmiş. Dolayısıyla bunlar üst üste  geldiği zaman böyle bir hata çıkmış oldu dolayısıyla şaibeli bir durum söz konusu olmaz. Zaten biz bütün cevapları yayınlıyoruz, bütün adayların cevap kâğıdına ulaşabiliyorlar. Bu konuyla ilgili en ufak bir tereddüttü olanınkini hemen cevap dönüyoruz. Bu konularda şeffaflık konusunda ÖSYM’nin yeni dönemde belki tasarladığımız bazı şeyler var. Onlar da hayata geçirilirse eğer artık bu konularla ilgili belki insanların kafasında acaba sorusu hiçbir zaman olmayacak bir durumda ÖSYM. O yüzden ÖSYM’nin sistematik çalışması ve işini yapmasıyla ilgili bir güven sorunu olduğuna dair bir algı yok bende. Ama 2010 meselesi memleketimizin başına bir kâbus gibi çökmüştür. Binlerce kamu görevlisi kamudan ihraç edilmiştir, yargıdan güvenlikten bütün kurumlara verilen zarar gibi buraya da zarar verilmiştir. Bunun dışında bu kurumun kendi doğal çalışma düzeni içerisinde böyle bir kusur üretme meselesine ilişkin  bir sabıkası söz konusu değil. Ben onun da özellikle vurgulanmasını istiyorum istifamın da asıl nedeni budur bu kuruma sahip çıkmalıyız. Bu kurum hepimizin haklarını elde etmesinde rol alan bir kurumdur. Dolayısıyla buna sahip çıkmak buradan ayrılmayı gerektiriyorsa ayrılmalıyız burada bulunmayı gerektiriyorsa bulunmalıyız. Bunun özellikle vurgulanması için ben görevden ayrılma talebimi ilettim.”