Öne Çıkanlar Hakkari EMİNE ERDOĞAN Hadise elazığ Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan malatya palandöken doğalgaz Covid 19 CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ENGİN ALTAY tunceli polis

OECD Raporuna Göre Türk Doktor Sayısı Arttı

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) yeni yayımladığı bir raporda Türkiye’de doktor sayısının 2000 yılına göre hızlı bir artış gösterdiğini bildirdi. Doktor ve hemşire sayısında hızlı artış kaydetmesine karşın Türkiye kişi başına düşen doktor-hemşire sayısında OECD sonuncusu.

“OECD Ülkelerinde Sağlık İşgücü Politikaları: Doğru İşler, Doğru Beceri, Doğru Yerler” başlıklı raporu yayınlandı. Raporda, OECD bölgesinde doktor ve hemşire sayısının rekor düzeylere ulaştığı
bildirildi. Şimdi ülkelerin, halkın değişen sağlık gereksinimlerine daha iyi karşılık verebilmek için eğitim ve istihdam stratejilerini reforma tabi tutmaları gereğine değinen OECD, “Ülkeler ayrıca gelişmiş ülkelerden gelen yabancı eğitim almış sağlık çalışanlarına bağlılıklarını azaltmalılar” dedi.

Rapora göre 2013’te OECD ülkelerinde toplam 3.6 milyon doktor ve 10.8 milyon hemşire istihdam ediliyordu. Rakam 2000 yılında 2.9 milyon doktor, 8.3 milyon hemşire seviyesindeydi.

-“DOKTOR SAYISI TÜRKİYE’DE HIZLI ARTTI”-

OECD raporunda Türkiye ile ilgili şu satırlar yer aldı:

“Doktor sayısı özellikle Türkiye, Kore ve Meksika gibi ülkelerde, diğer OECD ülkeleriyle aradaki uçurumu kapatarak, görece düşük düzeyde olduğu 2000 yılına göre hızlı şekilde arttı. Hemşire sayısı da hemen hemen tüm OECD ülkelerde artış gösterdi, hem 2000’de düşük olduğu
Kore, Portekiz gibi ülkelerde, hem de zaten yüksek sayıların bulunduğu İsviçre, Norveç ve Danimarka’da.

Bu büyümenin büyük bölümüne tıp ve hemşirelik eğitim ve öğretim programlarına öğrenci girişlerindeki önemli artışlar neden oldu. Göçmen doktor ve hemşireler de artışa katkıda bulundu. 2013-2014 döneminde OECD ülkelerinde faal doktorların yüzde 17’sini yabancı eğitim almış olanlar oluşturuyorlardı, hemşirelerin ise yüzde 6’sını. Dışarıda eğitim almış doktorların üçte birini OECD ülkelerinden gelenler oluştursa da, aralarında zaten ciddi açıklarla karşılaşan Afrika’daki düşük gelirli ülkelerden gelen çok sayıda doktor da bulunuyordu.”

Türkiye’de 2000 yılında 85 bin 242 doktor bulunuyordu, bunların 55’i yani binde 1’i yabancı ülkelerde öğrenim görmüştü. Doktor sayısı 2006’da 104 bin 475’e çıktı, bunların 240’ı yani binde 2’si yabancı
ülkelerde eğitim görmüştü. Doktor sayısı 2013’te 133 bin 775’e yükseldi, doktorların 261’i yabancı ülkede diploma almıştı, oran değişmedi.

Tabip odalarının “yabancı doktor görevlendirilmesine” yıllardır karşı çıktığı Türkiye’de bin kişiye düşen pratisyen doktor sayısı 1.8, Şili’de 1.9. Nüfusu az Yunanistan OECD’de kişi başına en fazla sağlık görevlisi düşen ülke. Yunanistan’da bin kişiye 6.3 doktor düşüyor. Yunanistan’ı Avusturya, Norveç ve Portekiz izliyor. OECD ortalaması ise bin kişiye 3.3.

-RAPORDA TÜRKİYE-

Raporda Türkiye hakkında şu bilgiler yer aldı:

“-OECD ortalamasında bin kişiye düşen doktor sayısı 2000’de 2.7 iken, 203’te 3.3’e yükseldi. Büyüme özellikle, 2000’de düşük düzeyle başlayan ülkelerde (Türkiye, Kore ve Meksika) fakat aynı zamanda 2000’de de yüksek rakama sahip Yunanistan ve Avusturya gibi ülkelerde de hızlı oldu.

-2013’te OECD ülkeleri arasında kişi başına düşen doktor ve hemşire sayısı konusunda büyük farklılıklar vardı, bu sadece sağlık harcaması çeşitliliklerini değil, sağlık hizmetleri sunumunun
organizasyonunu da yansıtıyordu. Farklılık, bin kişiye 2’den az doktorun bulunduğu ülkeler Türkiye ve Şili’den, bin kişiye dörtten fazla doktorun bulunduğu Yunanistan, Avusturya, Norveç, Portekiz ve
Almanya gibi ülkeler arasında değişiyor.

-Kişi başına en az hemşire Türkiye, Meksika ve Yunanistan’da bulunuyor, en yüksek ise İsviçre, Norveç, Danimarka ve İzlanda’da.

-OECD ülkelerinin çoğunda 2005-2013 arası mezun olan hemşire sayısı arttı. Bu artış özellikle Şili, Meksika, Polonya ve Türkiye gibi ülkelerde istikrarlı oldu.

-Dışarıda eğitim görmüş sağlık işçilerinin oranı açısından da OECD ülkeleri arasında önemli farklılıklar bulunuyor. 2014’te yabancı ülkelerde eğitim görmüş doktorların oranı Türkiye, Polonya, Estonya ve Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 3’ten az, İsrail ve Yeni Zelanda’da yüzde 40’tan fazla. Yabancı eğitimli hemşirelerin oranı az.

-Kent ve kırsal bölgeler arasında doktor yoğunluğu farklılıkları en yüksek Slovak Cumhuriyeti, Çek Cumhuriyeti ve Yunanistan, uçurum Japonya, Kore ve Türkiye’de ise daha az belirgin.”

-OECD’DE DOKTOR VE HEMŞİRELER-

Raporda şöyle denildi:

“-Oldukça fazla sayıda doktor ve hemşire kendi becerileri ve işin gerektirdikleri arasında bir uyumsuzluk olduğunu belirtiyor. Doktorların yarısına yakını, hemşirelerin ise yüzde 40’ı uygulamak
zorunda oldukları görevlerin bir bölümü hakkında yetersiz beceriye sahip olduklarını ifade ediyor. Bununla birlikte doktor ve hemşirelerin büyük bir bölümü de yerine getirme zorunluluğu bulunan bazı işler konusunda ise fazla donanıma sahip bulunduklarını bildiriyor.

-Bu zorlukları çözmek için ülkelerin yerine getirilmesini teşvik edecekleri üç amaçlı plan tavsiye ediliyor.

1)Doğru işler: Gelecekteki ihtiyaçları karşılamak için sağlık çalışanlarının doğru bir misini ve yeterli sayıda sağlık çalışanını eğitmek gerekiyor. Bunu yaparken özellikle gelişmekte olan ve yükselen
ekonomilerde görüldüğü şekilde, ciddi kısıtlılıklara katlanan diğer ülkelerin eğitim çabalarına güvenilmemesi de gerekir.

-Doğru beceriler: Sağlık çalışanlarının doğru beceri ve yeterlik edinmeleri temin edilmeli, daha takım bazlı ve hasta merkezli yaklaşımla yüksek kaliteli sağlık hizmeti vermeleri için hayatları
boyunca becerilerini adapte edebilme fırsatları verilmeli.

-Doğru yerler: Herkese nerede yaşadıklarına bakmaksızın, sağlık işçilerinin daha eşit bir coğrafi dağılımını teşvik etmek ve finansal teşvik ya da düzenleme yoluyla ve yenilikçi sağlık hizmet sunum
modellerini, özellikle de tele-tıbbı (tele-medicin) daha fazla kullanılır kılmak suretiyle uygun sağlık hizmeti erişimi temin edin.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.