Başbakan Yıldırım: Bırakın Sırtımızı Sıvazlamayı Da Biraz Yük Alın

Başbakan Yıldırım, Dolmabahçe Ofisinde Kadın Girişimcileri Heyeti’ni kabul etti. Yıldırım, dünyanın Halep’i, büyük bir aymazlıkla, duyarsızlıkla ve çaresizlikle izlediğini belirterek, “Şimdi herkes, ‘Türkler büyük iş başardı’ diyor. Bırakın bizim sırtımızı sıvazlamayı da biraz yük alın” dedi.

Kadın girişimcilere seslenen Yıldırım, “İş gücüne katılımda ağır gidiyoruz. Kadınların iş gücüne katılımı hala yetersiz. Türkiye’de kadın-erkek nüfusu neredeyse eşit. Hatta yüzde 1 kadınlar daha fazla. Onun için iktidar sizsiniz esasında. Siz hemcinslerinize daha çok alan açacaksınız. Madem erkeklerden şikayetiniz var, öyle mi? Tercihlerinizde pozitif ayrımcılığı siz başlatacaksınız” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin dış kaynaklı ama içeride uygulaması yapılan asimetrik bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu söyleyen Yıldırım, “Son 5-6 yılda Irak’ta Suriye’deki yönetim boşluğu, orada terör örgütlerinin palazlanmasına, terör örgütleri marifetiyle o bölge üzerinde bazı ülkelerin emellerinin gerçekleştirilmesi için güzel bir zemin oluşturdu. Bize bunun zararı terör olarak dönüyor. Zaten 40 yıla yaklaşan bir terör sorunumuz var. Bu bölgelerdeki istikrarsızlık terör sorununu tekrar canlandırdı” diye konuştu.

“DEAŞ, PYD ve Diğer Terör Grupları Elde Ettikleri Silahları PKK’ya Vermeye Başladılar”

Türkiye’nin terörle mücadelede savunmadan taarruza geçmesiyle terör örgütünün büyük bir bozguna uğradığını, güç kaybettiğini söyleyen Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

“Bunun üzerine güneyimizdeki ülkelerden ciddi anlamda destekler gelmeye başladı. Burada maalesef yapılan DEAŞ, PYD ve diğer terör grupları elde ettikleri silahları PKK’ya vermeye başladılar.  Bunlara silah verenler de belli. Bu silahlar yurt içinde terör faaliyetlerinde kullanılmaya başlandı. Bu da terörle mücadelede bizim işimizi zora soktu. Çok gelişmiş silahlar elde ettiler. Bunların hepsini topladık, büyük oranda, kırsalda hiçbir gücü kalmadı. Artık talimatlarını şöyle veriyorlar, ‘kuralsız asimetrik saldırılar yapın. Ses getiren eylemler yapın.’ Yüzlerce olayı engelliyoruz ama bir tanesini kaçırdığımız zaman, hepimizi üzen bir sonuçla karşı karşıya kalıyoruz.”

“Fırat Kalkanı Başladıktan Sonra Türkiye İşin İçine Girdi”

Bazılarının Fırat Kalkanının neden başlatıldığı ve Türkiye’nin orada ne işi olduğu sorduğunu ifade eden Yıldırım, “Fırat Kalkanı başladıktan sonra Türkiye bölgede işin içine tam anlamıyla girdi. Başlatmasaydık, Gaziantep’in, Kilis’in ortasına füze düşüyor. Onlarca insan ölüyor. Nerede bu devlet, niye bunlara bakmıyor? E, bakmanın yolu tehdidi kapıya gelmeden durdurmaktır. Biz, kendi topraklarımızı ekip biçsek bize yeter, Suriye’nin toprağıyla ne işimiz var? Bizim orada bulunma sebebimiz, güney sınırlarımızda yaşayan vatandaşların can ve mal emniyetini sağlamak, oradan gelen tehditleri de gelmeden önlemek” diye açıkladı.

“Biz Böyle Bir Dünya Hayal Etmiyoruz”

Dünyanın “büyük bir aymazlıkla, duyarsızlıkla, çaresizlikle” Halep’i izlediğini, bir şey yapmadığını fakat Türkiye’nin o ateş çemberinin içine girdiğini, 45 bin insanı oradan çıkardığını söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:

“Şimdi Amerika’dan tut, Avrupa’ya kadar herkes, ‘Türkler büyük iş başardı’ diyor. Bırakın bizim sırtımızı sıvazlamayı da biraz yük alın. Bu dünya hepimizin ortak mirası, nimetlerini paylaşırken en önde gidiyorsunuz, külfetlerine sorunlarına geldiği zaman nasihat veriyorsunuz. Biz böyle bir dünya hayal etmiyoruz. Bizim hayal ettiğimiz dünya nimette de külfette de aynı şekilde yük alan bir dünya.”

“Türkiye Neden Daha Hızlı Yol Alamıyor? Bürokrasiden”

Türkiye’nin bürokrasiden dolayı hızlı yol alamadığını savunan Yıldırım, “Gerçekleri saklamanın anlamı yok. Biz de istiyoruz ki artık bu vesayet sistemini ortadan kaldıralım. Milli irade kime yetki verdiyse o verdiği süre içerisinde mazeret üretmesin, iş üretsin. Vatandaşın karşısına gidince efendim ben bu işi yapacaktım anayasa şöyle dedi, mevzuat böyle dedi, bürokrasi böyle dedi.’ Bu mazeretlerden vatandaş bıktı. Siyasete de zarar veriyor ülkeye de zarar veriyor. Eğer ben yetki verdiysem sonuna kadar güvenmem lazım. Seçim dönemi geldi hayal kırıklığı yaşadıysam gereğini de yaparım. Demokrasilerin özü budur” şeklinde konuştu.

“Oradaki İnsanlarımız Artık Yüzünü Devlete Döndüler”

Geçen sene dağa çıkışların yılda ortalama bin 500 kişi olduğunu, şimdi ise geçen iki ayda 3 kişinin dağa çıktığını ifade eden Yıldırım, “Oradaki insanlarımız artık yüzünü devlete döndüler ama bir soru soruyorlar. Devlet tekrar bizi bu alçakların eline bırakacak mı bırakmayacak mı? Haklı bir soru. Asla bir daha o kötü tecrübeyi yaşamayacağız” dedi.
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.