Başbakan Yıldırım: Devlet Ekonomi Ve Ticaret İle Uğraşamaz

Başbakan Binali Yıldırım, “Devlet ekonomi ile ticaret ile uğraşamaz, imalat ile uğraşamaz. Nasıl uğraşır söyleyeyim size. Ticaretin amacı nedir, para kazanmaktır değil mi? Para kazanmazsanız yapar mısınız o işi? Ama devlette böyle bir hesap yok, vakıf gibi çalışıyor, hayır kurumu gibi. Bir iyi yönetici geliyor, iyi çalışıyor, derliyor, toparlıyor. Bir değişiklik oluyor hepsi bir anda yok olup gidiyor. Devlet bir işin sahibi ise orada ya patron yok ya da patron çok” dedi.

Başbakan Yıldırım, Ankara Ticaret Odası (ATO) Meclis Toplantısına katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Yıldırım, Ankara’nın gün geçtikçe hızlı tren hatlarının buluştuğu bir merkez haline geldiğini belirterek şu anda Ankara ile Eskişehir, Konya, Bilecik, Sakarya, İstanbul tren hatlarının devrede olduğunu, 2019 yılı sonrası ise Ankara ile Kırıkkale, Yozgat, Sivas ve Kayseri arasında tren hatlarının açılacağını söyledi.

“ANKARA’YA 15 YILDA 534 KİLOMETRE DAHA BÖLÜNMÜŞ YOL İLAVE ETTİK”

Bölünmüş yollara ilişkin de konuşan Başbakan Yıldırım, 2003 yılına kadar Ankara’da 466 kilometre bölünmüş yolun olduğunu ve bu yolların büyük bir kısmının Ankara – İstanbul otoyolunun oluşturduğunu dile getirerek, “Biz bunun üzerine 15 yılda 534 kilometre daha bölünmüş yol ilave ettik ve Ankara’yı komşu olan bütün illerle bölünmüş yollarla bağladık” ifadelerini kullandı.

“AFRİN’DE BİZ ONLARI YOK ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Türkiye’nin bir beka mücadelesi verdiğini söyleyen Yıldırım, ”Bölgede özellikle Suriye’deki otorite boşluğu, bazıların iştahını kabarttı. Bölgeye uzaktan gelip yerleşmek isteyen ve kendilerine de terör gruplarını yoldaş alan sözde müttefiklerimiz var. PYD/YPG-PKK ile kol kola terör ile mücadele et, bu ne biçim iş? Amerika bunu yapıyor” şeklinde konuştu. Ayrıca Yıldırım, “Diğer yandan DEAŞ mücadelesi diyoruz bir bakıyorsunuz DEAŞ’ın önünü açmışlar, yol veriyorlar, silahı ve mühimmatı ile teröristleri ile korumalık yaparak Rakka’dan çıkarıp başka yerlerde milletin başına bela olsun diye şimdi onlar Afrin’deler. Afrin’de biz onları yok etmeye çalışıyoruz” dedi.

“MÜCADELEYİ BÜTÜN AVRUPA’YA KARŞI VERDİK”

Türkiye’ye yönelik 15 Temmuz darbe girişimi sonrası “felaket tellalları” tarafından not indirme yarışına girişildiğini söyleyen Yıldırım, “O indiriyor, ben daha fazla indiririm diyor öbürü geliyor, daha sonra bir başkası geliyor. Başarılı da oldular, 2016’nın 3’ncü çeyreğinde Türkiye küçüldü. Ama 4’ncü çeyrekte tekrar ayağa kalktı” diye konuştu. Yıldırım, “felaket tellalları” tarafından asıl büyük felaket senaryolarının 2017’ye saklandığını belirterek, “’2017’de Türkiye iflas edecek, derin krize girecek’, niye? 2017 Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemine yönelik referandumun geçmemesini sağlamak. Biz referandumu sadece içeride ‘hayır’ cephesine karşı vermedik. Mücadeleyi bütün Avrupa’ya karşı verdik” ifadelerini kullandı.

“DEVLET EKONOMİ VE TİCARET İLE UĞRAŞAMAZ”

Başbakan Yıldırım’ın konuşması şu şekilde devam etti:

“Devlet ekonomi ve ticaret ile uğraşamaz, imalat ile uğraşamaz. Nasıl uğraşır söyleyeyim size. Ticaretin amacı nedir, para kazanmaktır değil mi? Para kazanmazsanız yapar mısınız o işi. Ama devlette böyle bir hesap yok, vakıf gibi çalışıyor, hayır kurumu gibi. Bir iyi yönetici geliyor, iyi çalışıyor, derliyor, toparlıyor. Bir değişiklik oluyor hepsi bir anda yok olup gidiyor. Devlet bir işin sahibi ise orada ya patron yok ya da patron çok. İkisinin arası yok. Onun içinde kaybediyor. Ticaretten çekileceğiz,  bütün özel sektörün yaptığı her şeyi devletindir, onlara vereceğiz. Başka ne aslında devletin hakim olması gereken iki tane alan var, birisi güvenlik biri de adalet. Buna denetimi de ilave edebilirsiniz. Bu üç alanı sağlam tutarsak gerisi artık gözüm kapalı gitsin. Hiçbir sıkıntı olmaz. Bugün her türlü işi yapacak özel sektör gücü var, dinamizmi var. Eğitimde bile artık özel sektör sorumluluk almaya başladı. Ciddi anlamda eğitimde kaliteli özel sektör katkısını görüyoruz.

“SÜREKLİ MORAL BOZAN KONULARA DEĞİL MORALİMİZİ DE YÜKSELTECEK KONULARA DA İHTİYACIMIZ VAR”

Sağlık sistemimiz doğrusunu isterseniz dünyada bir örnek. Yine geçen gün bir istatistik yayınlandı. 2018 için soruyorlar çeşitli ülkelerde. ‘Ülkenizin sağlık sistemi ile alakalı ne düşünüyorsunuz?’ Bildiğimiz anlı şanlı ülkeler, Amerika’sı, Almanya’sı, Polonya’sı gelişmiş bütün ülkelere bakın, hepsinde yüzde 70’den başlayıp yüzde 30’lara varıncaya kadar ‘sağlık sisteminden endişeliyim’ diyor, güven problemi var. Türklere soruyorlar, sadece yüzde 3’ü endişe belirtiyor. Yüzde 97’si diyor ki sağlık sistemi ile ilgili bir derdimiz yok. Bu büyük bir başarı, başarıları da konuşalım. Sürekli eleştirel, sürekli moral bozan konulara değil moralimizi de yükseltecek ilişkilere, konulara da ihtiyacımız var.”