CHP’li Böke: Değişen Hukuk Düzeninde Hiçbirimizin Hukukunun Olmadığı Açık

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Selin Sayek Böke, “Eğer sınır tanımayan gazetecilerin temsilcilerini, eğer dünya çapında insan hakları savunucularını, belli sendikaların genel sekreterlerini hunharca hapislere atıyorsanız, bunu bugünkü hukuk düzeninde yapıyorsanız, değişen hukuk düzeninde yarın hiçbirimizin hukukunun olmadığı gayet açık” diye konuştu.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında genel merkezde toplandı. MYK’nın gündemine ilişkin basın toplantısı düzenleyen Böke, Türkiye’de yönetim krizinin kendini her alanda ortaya koyduğunu belirtti. Bu yönetim krizinin toplumda yorgunluk, yılgınlık ve umutsuzluk yarattığını söyleyen Böke, “Bu umutsuzluk hayatın renklerini çalmak üzere kurulmuş iktidarın yarattığı umutsuzluk. Bu iktidar yapısı ve bu umutsuzluğu besleyen kötü yönetim, farklı toplum kesimleri arasında duygusal kopuş yaşatıyor. Bu kopuş ve kırılmalar, kendiliğinden ortaya çıkmıyor. Doğrudan saray ve iktidar tarafından planlanan mühendisliğin sonucu olarak ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

“Bu Siyasete ‘Hayır’ Dememiz Gerekiyor”

Siyasi mühendisliğin kendisini ciddi bir biçimde baskı unsuruna dönüştürdüğünü ve toplumu “benden olan ve benden olmayan” diye ikiye bölmeye çalıştığını belirten Böke şunları kaydetti:

“Bu bölünmenin siyasi oy verme davranışlarıyla tarif edildiği bir döneme işaret ediyor. Bu siyasete ‘hayır’ dememiz gerekiyor. Bu iktidara ‘hayır’ dememiz gerekiyor. Ancak baskıyla, zulümle tehditle varlığını sürdürebileceğini bilen bir siyaset, Türkiye’yi bölüyor. Bu kötü yönetim ve bu kötü yönetimin ortaya koyduğu siyaset, sorunu bir parti sorunu olmasının ötesine taşıyor. Bu, bir Türkiye sorunu.”

Türkiye’nin bu sorunu ancak CHP önderliğinde aşabileceğini ifade eden Böke, iktidarı, “vahşi bir siyasi dille” baskı ve şiddet ortamı yaratmakla suçlayarak, “Biz siyasilere düşen görev, Türkiye’yi barıştırmak ve bu vahşi siyasi dilden ve riskten arındırmaktır”dedi.

“Sınır Tanımayan Hukuksuzluğa Karşı Sınır Tanımayan İnsan Hakları Mücadelesi Vermeliyiz”

Devletin verdiği gücü suistimal ederek kullanan iktidarın, kendisinden farklı düşünenleri hapse atarak fikirlerden kurtulabileceğini düşündüğünü belirten Böke, Özgür Gündem gazetesinin üç nöbetçi genel yayın yönetmeninin tutuklanmasına işaret ederek şöyle devam etti:

“Bütün dünyanın tanıdığı çok değerli insan hakları savunucularını, sınır tanımadan haber yapan gazetecileri ve Türkiye’de farklı ses olmak için gayret gösteren gazetecileri, sınır tanımayan bir hukuksuzlukla hapse atıyorlar. Daha geçen hafta DİSK’in genel sekreterini gözaltına almışlardı.
Eğer sınır tanımayan gazetecilerin temsilcilerini, eğer dünya çapında insan hakları savunucularını, belli sendikaların genel sekreterlerini böyle hunharca hapislere atıyorsanız, düşünün ki bunu bugünkü hukuk düzeninde yapıyorsanız, değişen hukuk düzeninde yarın hiçbirimizin hukukunun olmadığı gayet açık bir şekilde otaya çıkıyor. Bunu sadece, gazeteciler, insan hakları savunucuları yaşamıyor, bunu sadece Türkiye’de kendi sesini duyurmak isteyen ama bu ses farklı geldiği için hoşlanılmayan bütün vatandaşlarımız yaşıyor. Binlerce insan cumhurbaşkanına hakaretten davaya maruz bırakılmış durumda. İşte devletin kendisine sağladığı gücü, vatandaşına karşı kullanan yaklaşım kendisini çok açık bir şekilde ortaya çıkarıyor. Bu sınır tanımayan hukuksuzluğa karşı hepimizin, sınır tanımayan bir insan hakları mücadelesi vermemiz gerektiği aşikar.”

“Sadece AKP’yi Savunacak Bir Hukuk Düzenine İzin Vermeyeceğiz”

Yüksek yargıda bazı düzenlemeler içeren “yargı paketi”ne de değinen Böke, “Kendilerinin arka bahçesi olarak tarif etmek istedikleri bir hukuk düzeni var. Bizler asla, sadece AKP’yi savunacak bir hukuk düzenine izin vermeyeceğiz. Biz Türkiye’de bütün vatandaşların hakkını hukukunu savunacak bir hukuk düzeni için mücadele vermeye devam edeceğiz” dedi. Böke, söz konusu düzenlemeyi, iptali için, hızla Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini de söyledi.
Böke, sadece arka bahçe hukuku değil, Maarif Vakfı’yla da bir arka bahçe eğitim platformunun AK Parti tarafından tasarlandığını belirterek, “Çocuklarımızı cemaatlere teslim eden, başkalarına devreden bu yaklaşıma asla izin vermeyeceğiz. Milli Eğitimi ve yargıyı Türkiye’nin kurumları olduğu gerçeğinden, yeniden kazanmak için bütün mücadeleyi vereceğiz” diye konuştu.

“Saray Rejimi Türkiye’nin Önündeki En Büyük Milli Güvenlik Riski”

Atanmış başbakandan sonra şimdi de liyakata göre yapılması gereken büyükelçilik atamalarının “tamamen yandaşlara ödül olarak verilir hâle geldiğini” ifade eden Böke, “Biz bu atanmışlığa son vereceğiz. Hak edenlerin, bilenlerin iş yaptığı yepyeni bir Türkiye’nin inşası için gayret göstereceğiz” dedi.  Böke ayrıca, “Sadece büyükelçi atamalarıyla değil, bütün dünyaca terör örgütü olduğu kabul edilmiş belli örgütleri, kendilerine yakın görerek bize meşru göstermeye çalışan bir yönetimle karşı karşıyayız. Saray rejimi Türkiye’nin önündeki en büyük milli güvenlik riski olarak ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

“Herkes İçin Hukuk, Herkes İçin Eğitim’ Diyen Siyaset Anlayışına İhtiyaç Var”

İktidarın, demokratik haklarını kullanarak fikir beyan etmek isteyen belli gruplara, hatta milletvekillerine gaz sıkarak Türkiye’yi susturabileceğini sandığını söyleyen Böke, bu meselelerin artık bir parti değil Türkiye meselesi olduğunu ortaya koyan bir anlayışa ihtiyaç olduğunu belirtti. Böke, “Faşizm bir kere tesis edildiği zaman, toplumun farklı kesimleri bir kere birbirine düşman edildiği zaman faturayı hep beraber ödüyoruz. Onun için bir an evvel bizi bir araya getiren, ‘herkes için hukuk, herkes için eğitim’ diyen yeni bir siyaset anlayışına ve CHP’ye ihtiyaç var”dedi.

“O Mahkemeleri AKP’nin Yargılandığı Süreçlere Dönüştüreceğiz”

Gazetecilerin dokunulmazlıklar konusundaki sorusu üzerine de Böke, “Biz kendi adımıza hiçbir şeyden korkmuyoruz. Eğer biz o mahkemelere davet edilirsek, o mahkemelerin AKP’nin yargılandığı mahkeme süreçlerine dönüşmesi için her türlü adımı atıyor olacağız. Türkiye gerçeklerden yoksun bırakılmayacak” yanıtını verdi.