Öne Çıkanlar galatasaray palandöken türk telekom ukrayna trabzonspor anadolu efes dolar Göztepe Beşiktaş Haberleri antalyaspor basketbol transfer

“Emeklilere 8 Bin TL Seyyanen Zam Ve Gerçekçi Bir Enflasyon Farkı Verilmelidir”

Demokrat Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş TBMM’de düzenlediği basın toplantısında KOBİ'lerin ihtiyaç duydukları kredilere ulaşamadığını belirterek, “O zaman esnafa ve KOBİ'lere gözüken yol tefecidir. Bu millet, değerlerinin tefeciler elinde yok olmasına razı olmayacaktır.” dedi.

Türkiye'nin hâlihazırda uygulanan ekonomik ve siyasal modelle yoluna devam edemeyeceğini ileri süren Altıntaş, “Seçimleri kazanmak için akıl dışı uygulamalarla bu milletin hayatını bir yıl daha mahvetmeye hiçbirinizin hakkı yoktur.” ifadesini kullandı.”

Demokrat Parti Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş düzenlediği basın toplantısında, iktidarın temel dertlerinden birinin yerel seçimler olduğunu söyleyen belirterek şunları kaydetti:

“Partili başkanlık rejimiyle problemlerimiz kangren haline geliyor”

“Türkiye bu ekonomik ve siyasal modelle hayatını sürdüremez. Bu partili başkanlık rejimi modeliyle hayatını sürdürmeye ısrar ettiği müddetçe de ülkenin başındaki problemler eksileceği yere her gün birbirinden daha önemli hadiseler meydana gelerek sonuçta kangren olmuş bir dert yumağı haline gelecektir.

Bugün vatandaşın hayatına baktığımız zaman, Hasan Mutlucan'ın şarkısındaki “Ölmeden Mezara Koydular Beni” dizelerinden başka bir şey aklımıza gelmiyor. Hiç kimse kazandığı parayla, helal parayla barınabilme, yaşayabilme, geleceğinden ve hayatından emin olabilme ümidini, düşüncesini gönlünde yaşatamıyor.

Bütün bunların yanında kurlardaki artış ve Sayın Cumhurbaşkanı’na devredilen yetkiyle seyyanen vergilerin sürekli artırılmasına bağlı olarak akaryakıt fiyatları nedeniyle, vatandaşın borcu ve devletin borcu da gerçekten ülkemizin bir beka sorunu haline gelmiştir ve süratle buna bir çare ve bir çözüm bulunmak zorundadır.

“Şehir dışında üniversite tercihi, aileler için barınma ve diğer giderler nedeniyle sevinç yerine derde dönüşmüştür”

Ancak çözümle alakalı bir emare göremiyoruz. Halk günübirlik yaşıyor, halkın temel derdi barınma, sofrasına ekmek koyma, çoluğunu çocuğunu okula gönderebilme, evinin kirasını ödeyebilmek, gaz parasını, su parasını elektrik parasını ödeyebilmek… Onun dışındaki sosyal ihtiyaçlarıyla alakalı düşünebilecek şansı bile, zamanı bile kalmamış.

Maazallah bu günlerde tercih yapmakta olan evlatlarımızdan herhangi birisinin bulunduğunuz şehrin dışında başka bir yerde bir üniversiteye gitmesi durumunda o ailenin en büyük sevinci dert olmaya dönecek, bu çocuk nerede barınacak, ne yiyip ne içecek, eğitimini nasıl sürdürecek?

Bütün bunlara rağmen iktidarın temel dertlerinden bir tanesi, “Ben mahalli seçimleri nasıl kazanırım?” Elbette ki her siyasi partinin mahalli seçimleri kazanmak gibi bir hesabı ve kitabı olması çok normal ve doğrudur, ancak seçimleri kazanmak için icraata ve uygulamaya sokacağınız akıl dışı uygulamalarla bu milletin hayatını bir yıl daha mahvetmeye hiçbirinizin hakkı yoktur.

“Esnaf ve KOBİ’lerimizin iflas riski nedeniyle Türkiye'de işsizlik sorunu katlanarak artmaya devam edecektir.”

Sadece emekliler ve ücretliler değil, alın terini ekmeğine katık eden esnaflar ve ülkemizin en büyük zenginliği olan KOBİ’lerimiz, ihtiyaç duydukları anda krediye ulaşamamaktadır.

Esnaf Kefalet Kooperatifi ilave finansman bulamadığı için kredi verememekte, ancak tahsil ettiği paraları kendi içerisinde çevirebilmektedir. KOBİ'ler herhangi bir şekilde ihtiyaç duyup herhangi bir bankanın kapısını çalsalar kredi bulamamaktadır.

Bunun böyle olduğu da Merkez Bankası kayıtlarına veya takas odası kayıtlarına bakıldığında, her yıl ay katlanarak artan karşılıksız çekler neticesinde ayan beyan ortada gözükmektedir. Eğer bu sorunlara bir çare bulunmaz, bunların feryadı, ihtiyacı duyulmazdan gelinirse esnafımız ve KOBİ’lerimiz ödeyemedikleri çeklerden, ödeyemedikleri borçlarından dolayı, ödeyemedikleri işçi ücretlerinden ve vergilerden dolayı bir ağır yük altına girecek, belki işini terk edecek, belki iflas edecek ve bununla birlikte Türkiye'de işsizlik sorunu katlanarak artmaya devam edecektir.

“İktidar sadece Haziran ayında, Türkiye’nin 95 yıllık borcundan fazla dış borç yapmıştır.”

Türkiye'nin kötü yönetilmesine örnek olarak sadece bir rakam vermek istiyorum, herkesin dikkatini çeken bir olaydır bu. 2018 yılında uygulamaya koyduğumuz partili başkanlık rejimini ile Türkiye idare edilmeye başlandığında, yani Cumhuriyet'in 95. yılında, gelmiş geçmiş bütün Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri dönemlerinin iç ve dış borcumuzun toplam rakamı 876 milyar TL'ydi. Aradan geçen 5 yılda iktidar bu borcu yaklaşık 5-6 kattan fazla arttırmıştır.

Ama ben orasında durmak istemiyorum, sadece 2023 yılının Haziran ayında borçlandığı rakam 882 milyar TL. Bu devletin 95 yılda biriktirdiği borç stokunu sadece bir ayda yapabilmek, bir ekonomik başarı değildir. Eğer bunun ekonomik başarı olmadığını kabul ediyorsa bu ülkeyi yönetenler de, kendi kendilerine çok acilen "Nerede hata yapıyoruz da bu borçları arttırıyoruz, bu insanlara normal şartlarda bu ülkede dirlik ve düzenlik içerisinde yaşama hakkı vermiyoruz, ele güne el açmaktan, avuç açmaktan neden uzak duramıyoruz?" diye bir soru sormalı ve bu sorunun cevabını aramalıdır.

Eğer bu soruyu sormadan, başımıza gelen her çeşit derdi dış güçlere ve bizi diz çöktürmeye uğraşanlara havale edersek, problemlerimiz gerçekten ciddi manada artmaya devam edecek.

Az önce, mazotun bu ülkede fiyatı itibariyle bir beka sorunu oluşturduğunu söylemiştim. Enerji olarak mazotun ekmekten suya, sırtınızdaki elbiseden yolda gördüğünüz her şeye kadar hayatın girmediği noktası kalmamıştır.

Bugün Türkiye'de mazotun pompa fiyatı 37 liradır. Dolar da 27 TL'dir. Bu iki rakama baktığınızda Türkiye'de 1 litre mazot 1,37 buçuk dolar seviyesine gelmişler. "Efendim dünyada daha pahalı, dünyada daha ucuz" tartışmaları çok yanlıştır, onların milli geliri ve diğer uygulamaları bizden farklıdır.

Mazotun litresinin 1,37 dolara gelmiş olmasının dışında, önümüzdeki süreçte doların artışıyla birlikte mazot fiyatının nereye geleceğini kestirebilmek, yeni atanan ekonomi kabinesinin de imkânının dışına çıkmış durumdadır. Ayrıca ürünle mazot paritesine bakıldığında bugün 6 kilogram buğday sattığınız takdirde 1 litre mazot alabilir hale gelmiş bulunmaktadır.

Efendim buğdayı 9 liraya satıyoruz 10 liraya satıyoruz diyenler çıkabilir, Türkiye'nin aritmetik ortalamasına ve buğday kalitesine bakıldığında ortalamanın çok üstünde bir kısmı çiftçinin buğdayını 6 liraya satmıştır. 1 litre mazot alabilmek için de 6 kilogram buğday satmakla karşı karşıya kalmıştır. İlerleyen zaman içerisinde bu belki 7 kilograma, 7 buçuk kilograma, 8 kilograma çıkabilir. İşte o zaman çiftçi, "ben ekemiyorum" demek durumuyla karşı karşıya kalır.

“Emeklilere 8 bin TL seyyanen zam ve gerçekçi bir enflasyon farkı verilmelidir”

Bunu özellikle şundan dolayı söylüyorum, bugün Türkiye'nin gündemini en fazla meşgul eden hadiselerden bir tanesi, memurların ve emeklilerin toplu sözleşme görüşmelerine başlamış olmasıdır. Görüşmelerinin salimen ve sağlıklı yürüyebilmesi, doğru sonuç alınabilmesi ve gelecekte insanımızın önüne bir takım problemler koyulmaması için emeklilere 8 bin liralık seyyanen zam verildikten sonra yanıltıcı rakamlar ortaya koyan TÜİK enflasyonu yerine gerçek enflasyon üzerinden hesaplama yapılmalıdır. Vatandaşın enflasyonu, Merkez Bankası tarafından hedeflendiği açıklanan yılsonu enflasyon rakamı olan yüzde 58'den bile çok daha pahalıdır.

Az önce belirtmiş olduğum mazot ve buğday paritesinden hareket ederek şu hadisenin altını da çok önemli bir şekilde çizmek istiyorum. Yakın gelecekte, bu ay ve önümüzdeki ay, Türkiye'de pancar, fındık, kuru üzüm, pamuk, ayçiçeği, mısır ve çeltik hasadı başlayacak, bu ürünler de devreye girecektir. Bu ürünlerin devreye girmesi esnasında iç piyasada pahalılık olur gerekçesiyle ithalat kapıları sakın açılmasın, dışarıdan ithalata gümrüksüz asla izin verilmesin ki bunlara da çok uygun ve makul fiyatlar verilerek Türkiye'de ekonominin sürdürülebilirliğinin sağlanması lazım diye düşünüyorum.

Ancak yapılan uygulamalara baktığımızda pek fazla da bundan ümit görmüyorum. Bugün salçalık domatesin kilosu 2 liraya inmiştir. 2 liraya inişin altındaki temel sebeplerden bir tanesi, iç piyasada fiyatlar pahalılaşır kaygısıyla salça ihracatına konulmuş olan kotadır. Ayrıca bu sene ülkemizde zeytin rekoltesi düşük, yurt dışında da yeteri kadar insanların elinde zeytinyağı yok. Onun için Türkiye de hemen fiyatlar pahalanıyor diye zeytinyağı ihracatına yasak koyuyor. Bu ürünlerin fiyatlarına aklınıza geldiği zaman ihracat yasağı koymak suretiyle piyasalar asla düzenlenemez.

“Demokrat Parti’den Vatandaşlık Kanunu’nda değişiklik teklifi: 5 yıl bekleme süresi, 10 yıl satış yasağı”

Gündeme getirmek istediğim konulardan bir tanesi de Türkiye'de göç ve göçmen girişiyle birlikte tartışılan vatandaşlık kanunu, Türk vatandaşlığının parayla satılması, bir Türk milliyetçisi ve Türk vatandaşı olarak benim ciddi manada canımı acıtmaktadır. Elbette ki başka ülkelerin insanları bizim ülkemizden vatandaşlık isteyebilirler. O zaman uygulanacak kriterlerin en azından diğer Avrupa memleketlerinde uygulanan kriterlere yakın bir kriter olması gerekmektedir.

Bundan dolayı biz partimizin milletvekilleri ile beraber müşterek olarak 11 Temmuz 2023 tarihinde bir kanun teklifi vererek vatandaşlık kanununda en azından gayrimenkul almak suretiyle vatandaş olanların gayrimenkullerini satmak için bekleme süresinin 5 yıl olması yerine 10 yıl olarak değiştirilmesi teklifinde bulunduk.

Son olarak söylemek istediğim şu. Türkiye'de Disney Plus platformunda gösterime girmesi planlanan Atatürk'le ilgili bir dizi Ermeni diasporasının baskısı sonucunda yayından kaldırılmıştır.

Milletimizin milli değeri ve milli kahramanı, Cumhuriyetimizin kurucusu olan Atatürk ile alakalı bir dizinin Ermeni diasporasının baskısıyla yayından kaldırılmasını Demokrat Partililer olarak biz şiddetle kınıyoruz ve bu işle alakalı olarak yapılacak müeyyideler ne ise onları da can-ı gönülden destekliyoruz.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.