Öne Çıkanlar CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak Koronavirüs sıla vodafone suriye Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hatay CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan chp niğde milletvekili ömer fethi gürer gündem başlıkları google

Kılıçdaroğlu: Bir Ülkenin Rejimini Bir Kişi Belirleyemez

Başkanlık sistemine kapıları kapatan ve  parlamenter sisteme vurgu yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir ülkenin rejimini bir kişi belirleyemez. Bir kişinin arzusu üzerine rejim değişmez. Şimdi bir kişinin arzusu üzerine 140 yıllık çabayı alıp bir tarafa atacağız ve Türkiye’ye özgü bir başkanlık sistemi getireceğiz, neden, bir Allah’ın kulu çıkıp haklı bir gerekçe söylesin. Anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgeleridir. Anayasalar bir partinin mutfağında hazırlanmaz. Uzlaşma olmadan, dayatma kültürüyle anayasalar hazırlanmamalı” dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP Hukuk ve Seçim İşleri Genel Başkan Yardımcılığı tarafından düzenlenen  "Anayasa Çalıştayı"nda konuştu.

“TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ EN TEMEL SORUN DARBE HUKUKU KÜLLİYATINDAN TÜRKİYE’NİN ARINDIRILMAMIŞ OLMASIDIR”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Anayasaya uygun olarak yani darbe ruhunu içine sindirmiş bir anayasaya paralel bir darbe hukuku oluşturmak darbecilerin temel görevlerinden birisi bu olmuştur. Ve bugün Türkiye’nin önündeki tablo bu acı tablodur. Darbe hukukunun kendi özel koşullarında oluştuğunu biliyoruz. Darbe dönemlerinde düşünceyi ifade özgürlüğü yoktur.
Bugün Türkiye’nin önündeki en temel sorun darbe hukuku külliyatından Türkiye’nin arındırılmamış olmasıdır. Türkiye eğer uygar dünyanın bir parçası olacaksa, özgür dünyanın bir parçası olacaksa Türkiye’nin darbe hukukundan arınması gerekiyor. Alt hukuk normları nedir ve önemi nedir. Üç örnekle bunu sizin bilginize sunmak isterim.

“142 GAZETECİ HAPİSTE İSE O ÜLKEDE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDEN SÖZ EDEMEZSİNİZ”
Eğer bir ülkede 80 darbesinden yıllar sonra 142 gazeteci hapiste ise o ülkede basın özgürlüğünden söz edemezsiniz. Peki bunlar anayasanın hükmüne rağmen nasıl içerideler? Az önce söylediğim darbe hukukunun öngördüğü kalıplar içinde oluşturulan hukuk ve yargı ile içerideler.

“YARGININ BAĞIMSIZLIĞINDAN SÖZ EDEN VAR MI?”
Yargı bağımsızdır, kimse emir ve talimat veremez diyor yargıya… Ve sonra bir değişiklik yaptık Avrupa Birliği standartlarına uyalım diye yargı ile ilgili genelge de çıkarılamaz dedik. Bugüne bakıyoruz. Yargının bağımsızlığından söz eden var mı? Yargıya emir ve talimat verilmiyor diyen var mı? Bırakın emir ve talimat vermeyi, miting meydanlarından çağrı yapılıyor, savcı harekete geçiyor, mahkeme alıyor, tutuklayıp hapse koyuyor. Ve bugün içinde bulunduğumuz atmosfer öyle bir atmosfer ki yargıcın önüne çıkan kişi tutuklanmazsa yargıç kendi geleceğinden kaygı duyuyor. Eleştirilmemek için, görevden alınmamak için yargıç atın içeri diyor. O da hapse atıyor.

“BUGÜN 4 KİŞİNİN YAN YANA YÜRÜMESİ BİLE BİR MUCİZE”
Yine 12 Eylül Anayasası, değişmeyen maddelerden birisi… Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına, silahsız ve saldırısız olmak koşuluyla izin almadan serbesttir diyor. Bugün 4 kişinin yan yana yürümesi bile bir mucize… Bir bütün olarak Türkiye darbe hukukundan arındırıldığı zaman o zaman çağdaş bir ülke olabilir. Demokrasisi güçlü bir ülke olabilir.
Bugün ne yapılmak isteniyor.
Bugün deniyor ki bir anayasa değişikliği yapalım. Önce buradan yola çıkıldı. Arkasından cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra ‘sistemi değiştirelim, rejimi değiştirelim, parlamenter demokratik sistemden vazgeçelim yerine başkanlık sistemi getirelim’. Nasıl bir başkanlık sistemi, Amerika’daki gibi mi? ‘hayır’ nasıl, ‘Türkiye’ye özgü bir başkanlık sistemi’.

“BİR ÜLKENİN REJİMİNİ BİR KİŞİ BELİRLEYEMEZ”
Bir ülkenin rejimini bir kişi belirleyemez. Bir kişinin arzusu üzerine rejim değişmez. Bir ülkenin rejimini o ülkenin tarihsel koşulları belirler, siyasal koşulları belirler, sosyolojik koşulları belirler. Amerika’da neden başkanlık vardır, Amerika’nın tarihini bilirseniz başkanlık sisteminin neden olduğunu anlamış olursunuz. Almanya’da eyaletler var ama parlamenter sistem var. Neden öyle olduğunu tarihini bilirseniz açıklarsınız. İngiltere’de parlamenter sistemi var ama kraliçe de var, tarihini bilmezseniz İngiltere’deki sistemi anlayamazsınız.
Türkiye’nin temel sorunu nedir biliyor musunuz, Türkiye’nin en temel sorunu tarihini bilmeyen sığ bir kültüre sahip kişiler tarafından yönetilmiş olmasıdır.
140 yıllık bir parlamenter sistem deneyimimiz var. Uzun bir mücadele sonunda ve bedeller ödenerek bu parlamenter sistem yaşatılmıştır. Şimdi bir kişinin arzusu üzerine 140 yıllık çabayı alıp bir tarafa atacağız ve Türkiye’ye özgü bir başkanlık sistemi getireceğiz, neden, bir Allah’ın kulu çıkıp haklı bir gerekçe söylesin. Bir kişinin arzusu üzerine bunlar yapılır mı? Şunu söylüyorlar, ‘parlamento yeterince çalışmıyor’.
Parlamentoyu kanun çıkarma fabrikası olarak görmek kadar büyük bir hata olamaz. Parlamentolar kanun çıkarma fabrikaları değildir. Hala bu gerçeği eğer bu ülkeyi yönetenler öğrenememişse biz bunlara Allah aşkına neyi öğreteceğiz. Alfabenin A harfinden başlasınlar sadece bunu öğütleyebiliriz.
Eğer parlamentolar her olaya özgü yasa çıkarırlarsa mahkemeleri kapatalım o zaman. İçtihatlar niye vardır?
Bugün anayasa değişikliğine uygun koşullar var mıdır, OHAL döneminde yani olağanüstü hal uygulamaların olduğu bir dönemde acaba tutarlı ve sağlıklı bir anayasa değişikliği yapabilir miyiz?

“GÜÇLÜ BİR PARLAMENTER SİSTEM GEREKLİDİR”
Güçlü bir parlamenter sistem, sağlıklı işleyen bir parlamenter sistem kurmak için ne gerekiyor? Doğru bugün sorunlarımız var.  Türkiye darbe hukukundan arındığı süreç içinde süratle bu sorunlarını çözebilecek güce sahiptir. Yani güçlü bir parlamenter sistem gereklidir.

YÜZDE 10 SEÇİM BARAJI
Anayasayı değiştirmek yetmiyor, eğer Seçim Yasasını değiştirmezseniz yüzde 10 seçim barajı hangi demokratik ülkede var? Çıkıp bunu bu ülkeyi yönetenler söylesin. Sabah, akşam, öğle, ikindi milli iradeden söz ederler. Peki milli iradenin parlamentoya  tam yansımasını niye engellerler? Yüzde 10 seçim barajı kimin ürünüdür, darbecilerin ürünüdür. Yüzde 10 seçim barajını kim savunuyor, Adalet ve Kalkınma Partisi. Darbe felsefesini kim savunuyor, yine onlar savunuyor. Bu gerçeği bütün yurttaşlarımın bilmesini isterim.
Darbeye karşı olmak sadece dille olmuyor, eylemle de de düşünceyle de  faaliyetlerimizle de biz bunu yapmak zorundayız.
Yüzde 10 seçim barajını askeri darbeciler getirmişlerse yüzde 10 seçim barajını kaldırmak da demokrasiyi savunanların görevi olmalıdır.
Siyasi partiler yasası, liderler sultası… Liderler sultasının olduğu bir yerde sağlıklı bir parlamenter rejim olmaz. Neden, 550 milletvekilini genel başkan oturup tek başına belirliyor. Milletin önüne koyuyor listeleri, bunlara oy vereceksiniz.
12 Eylül darbe anayasasını eleştiriyorsak yeni bir anayasa yapıp tartışmadan, konuşmadan düşüncelerimizi özgürce açıklamadan nasıl daha güzel bir anayasaya yapabiliriz.

“ANAYASALAR BİRER TOPLUMSAL UZLAŞMA BELGELERİDİR”
Anayasalar birer toplumsal uzlaşma belgeleridir. Yani anayasa kitapçığını eline alan her yurttaş bu benim anayasamdır diyebilmelidir. O nedenle ısrarla söylüyoruz. Anayasalar bir partinin mutfağında hazırlanmaz. Bir partinin dünyaya bakışıyla hazırlanmaz. Bir partinin kültürüyle hazırlanmaz. Anayasalar aynı zamanda evrensel kuralları da içermek zorundadır. Eğer uygar dünyanın bir parçası olmak istiyorsak.

UZLAŞMA OLMADAN, DAYATMA KÜLTÜRÜYLE ANAYASALAR HAZIRLANMAMALI”
Uzlaşma olmadan, dayatma kültürüyle anayasalar hazırlanmamalı. Darbe gecesi televizyonlara gönderdiğim bir metin vardı, bu sabah o metni buldum. O metni sizlere okumak isterim. Aynı düşüncemizi yine söylüyoruz. Parlamenter demokrasi vurgumuzu o gece de yaptık. 15 Temmuz’dan bu yana ne oldu, neden parlamenter demokratik sistemimizden vazgeçiyoruz, neden parlamentoyu aşağılıyoruz?

“MİLLİ İRADEYİ BİR KİŞİNİN İKİ DUDAĞI ARASINA NEDEN HAPSEDİYORUZ”
Milli iradeyi bir kişinin iki dudağı arasına neden hapsediyoruz.
Bir kişiyi koskoca Türkiye Cumhuriyetini neden teslim ediyoruz.”
Bir süre önce silahlı saldırıya uğrayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da Anayasa Çalıştayına sandalye ile katıldı.

ANAYASA ÇALIŞTAYI
Hukuk ve Seçim İşleri Genel Başkan Yardımcılığı tarafından düzenlenen “Anayasa Çalıştayı” Kılıçdaroğlu’nun açış konuşmasıyla başladı.
Program 3 oturum halinde gerçekleştirilecek. Birinci oturumda “Anayasa Vizyonu” başlığı altında  “Nasıl Bir Anayasa?”,  “Anayasa Yapım Koşulları” konuları ele alınacak. “Parlamenter Demokrasi” başlıklı ikinci oturumda “Türkiye’de Parlamenter Sistem Geleneği”,  “Türkiye’de Parlamenter Sistem Uygulamasının Değerlendirilmesi”, “Güçlü Bir Parlamenter Sistem İçin Yapılması Gerekenler” başlıkları konuşulacak. Üçüncü oturumda da “Otoriter Sistem Arayışları” başlığında  “Başkanlık Ambalajında Tek Adam Rejimi Dayatması”, “Demokrasi, Hükümet Sistemi İlişkisi’ konuları ele alınacak.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.