Kılıçdaroğlu: Kömür İthalatı Zorunlu Olmadıkça Yasaklanmalı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye Taş Kömürü Kurumunun yeniden ayağa kaldırılması lazım. Yeniden kömür üretmesi lazım. Yeniden işçi istihdam etmesi lazım. Kesinlikle kömür ithalatının zorunlu olmadıkça yasaklanması lazım. Ne demek kömür ithalatı, memlekette kömür var, kesinlikle yasaklanması lazım” dedi.

Kılıçdaroğlu, Zonguldak'ta düzenlenen Taşkömürü Çalıştayı'na katıldı. Kılıçdaroğlu, burada konuşmada özetle şunları söyledi:

“Bütün savaşların arka perdesine baktığınızda savaşın nedeni aslında enerji kaynaklarıdır. Dünya savaşlarının çıkışlarına bakın, enerji kaynakları yüzünden savaşlar çıkmıştır. Osmanlının batışı ekonomik bağımsızlığının olmamasından kaynaklandı.  

İlk uçak fabrikamızın temeli 1925 yılında Kayseri’de atılır. 9 yıl sonra Kayseri’den kalkan ilk uçağımız Ankara’ya iner. 1940’lı yıllarda Türkiye uçak ihraç eden ülkedir.

Enerjide nereden nereye geldik. Cumhuriyetin kuruluşunda birilerine muhtaç olmayalım diye kendi enerji kaynaklarımızı, kendi sularımızı bir şekliyle enerji elde etmek için kullanırken 1990’dan itibaren 2015’e enerji ithalatımız yüzde 301 arttı. Bu ne demektir dışa bağımlı bir enerji politikamız var demektir.

“EN FAZLA DOĞALGAZ İTHAL EDEN 5. ÜLKEYİZ”

Ham petrolün ithalatı büyük bir kısmı Irak’tan geliyor. Doğalgaz Rusya’dan geliyor. Kullandığımız doğalgazın yüzde 53’ü Rusya’dan. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti enerji konusunda Rusya’ya bağımlıdır. Yani kazaen Ruslarla ile kavga etsek Rusya doğalgazın vanalarını kapatsa hepimiz tir tir titreyeceğiz soğuktan.

Hiçbir ülke Türkiye Cumhuriyeti kadar enerji konusunda bir ülkeye bağlı değil. Doğalgaz kullanımının yüzde 99’unu ithal ediyoruz. En fazla kömür ithal eden 7.ülkeyiz. En fazla doğalgaz ithal eden de 5. ülkeyiz. Enerji ithalatına ne kadar para ödüyoruz, sadece son iki yılın rakamını vereceğim, 2016’da 27 milyar dolar verdik. 2017 yılında 37 milyar dolar verdik.

“TÜRKİYE ENERJİ LOBİLERİNE TESLİM OLDU”

Dışarıdan kömür ithal ediyoruz. Zonguldak’ta kömür var. Stratejik ürün. Binlerce insan buradan geçiniyor, neden ithal ediyoruz? Hangi gerekçeyle ithal ediyorsun? Kişi hem çalışıyor, hem üretiyor hem kazanıyor, Türkiye kazanıyor, 'efendim dışarıda daha ucuz biz dışarıdan getireceğiz'. Bunun arkasındaki yatan model şudur; Türkiye enerji lobilerine teslim olmuş durumda. Lobilerin yönettiği bir ülke adam olmaz. Lobilerin yönettiği bir ülke egemen güçlerin politikalarına teslim olur. Dolayısıyla siz enerjide gidersiniz Rusya’ya bağımlı hale gelirsiniz.

Ve geleceğimiz enerji açısından büyük bir risk taşıyor. Mardin’in köylerinde şu anda elektrik kesik. İstanbul’da 1 milyona yakın ailenin elektriği ve doğalgazı kesik borcunu ödemediği için. Geldiğimiz nokta dramatik bir noktadır.

“ZONGULDAK’IN ALTINDA BİR SERVET VAR AMA ÇIKARAMIYORUZ”

Rusya’dan kömür alıyoruz. Amerika’dan kömür alıyoruz. Kolombiya’dan kömür alıyoruz. Güney Afrika’dan kömür alıyoruz. Zonguldak’ın altında bir servet var ama buradan çıkarmıyoruz. Niçin, ‘efendim işçinin ücretleri çok yüksek, sendikalı’. Bizim projemiz, nerede bir maden işletmesi varsa orada mutlaka sendika olmalı. Ama biz sendikacılığı şöyle düşünüyoruz, ücret sendikacılığı hayır.

Bir ayrımcılıktan söz edildi. Parlamentoya bir yasa geldi. Soma’dan sonra geldi. Dediler ki biz bunları şehitler gibi kabul edeceğiz. Hayatını kaybeden maden işçisinin çocuğunu devlete sınavsız alacağız. Güzel. Biz dedik ki ayırım yapılmaz. İş kazası geçirip hayatını kaybedenler arasında ayırım yapılmaz. Şehitler arasında ayırım yapılmaz. Gaziler arasında ayırım yapılmaz. Şimdi bakıyorsunuz 15 Temmuz şehitleri ve gaziler için ayrı statü var. 35-40 derecede terörle mücadele edip hayatını kaybeden şehitler için daha düşük bir statü var. Afrin’dekiler de benzer statü içinde. Şehitler hepimizin şehidi. Hepimizin gururu. Şehitler arasında ayırım olur mu? Madende, iş kazasında hayatını kaybetmiş, ‘şu tarihe kadar kaybettiysen sana imkan sağlayacağım, o tarihten sonra kaybedersen imkan sağlamam’.

“İŞ KAZALARINDA DÜNYA BİRİNCİSİYİZ”

Bizimle gelişmiş ülkeler arasında şöyle bir fark var. Gelişmiş ülkeler önce risk analizi yaparlar. Kontrol edilir. Test edilir. Her şey tamamsa işçiye denilir ki ‘buyurun aşağıya inebilirsin’. Bizde ise işçi gönderilir, patlama olur, işçi öldükten sonra önlem alırız. Böyle bir yönetim anlayışı olmaz. O nedenle iş kazalarında dünya birincisiyiz.

Türkiye Taş Kömürü Kurumunun yeniden ayağa kaldırılması lazım. Yeniden kömür üretmesi lazım. Yeniden işçi istihdam etmesi lazım. Kesinlikle kömür ithalatının zorunlu olmadıkça yasaklanması lazım. Ne demek kömür ithalatı, memlekette kömür var. Kesinlikle yasaklanması lazım.”