Öne Çıkanlar CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak Koronavirüs sıla vodafone suriye Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş hatay CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan chp niğde milletvekili ömer fethi gürer gündem başlıkları google

Kılıçdaroğlu: Rakka İçin Ve Suriyelilere Vatandaşlık İçin Referandum Yapılsın

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Rakka’ya gidelim mi, gitmeyelim mi, gel referandum yapalım, millete soralım, Rakka’ya bu ülkenin Anadolu’nun  gariban çocukları gitsin mi, gitmesin mi? Gel, beraber gidelim millete, soralım millete? Benim evladım Rakka’ya gitsin mi, gitmesin mi? Anadolu’nun gariban çocukları Rakka’ya gidecek, orada şehit olacak, beylerin çocukları Ankara’da, İstanbul’da paraları istif edecekler, dolarları istif edecekler, onlara bir şey olmayacak” dedi.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ayrıca “Suriyelilere vatandaşlık verilsin mi, verilmesin mi referanduma gidelim. Hep demiyorlar mı millet bilir. Milletten korkma kardeşim, gel Suriyeliler için referanduma gidelim” önerisini getirdi.

“RAKKA’YA GİDELİM Mİ, GİTMEYELİM Mİ GEL REFERANDUM YAPALIM”
Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı özetle şunları söyledi:
“Şimdi tutturmuşlar Rakka’ya gideceğiz. Birileri talimat vermiş. Onlara göre üst akıldan talimat aldılar Rakka’ya gidecekler. Söylüyorum, Rakka’ya gidelim mi, gitmeyelim mi gel referandum yapalım, millete soralım, Rakka’ya bu ülkenin Anadolu’nun  gariban çocukları gitsin mi, gitmesin mi? Gel, beraber gidelim millete, soralım millete? Benim evladım Rakka’ya gitsin mi, gitmesin mi? Anadolu’nun gariban çocukları Rakka’ya gidecek, orada şehit olacak, beylerin çocukları Ankara’da, İstanbul’da paraları istif edecekler, dolarları istif edecekler, onlara bir şey olmayacak.

“KENDİ ÇOCUKLARI İÇİN”
Şimdi de gençlerimizi kandırmak için 18 yaşında milletvekilliği getirdik diyorlar.
Peki 18 yaş milletvekilliğini kimin için getiriyorlar, kendi çocukları için.

“BAKKALIN 18 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU MİLLETVEKİLİ OLACAK MI, HAYIR”
Bakkalın 18 yaşındaki çocuğu milletvekili olacak mı, hayır. Manavın 18 yaşındaki çocuğu milletvekili olacak mı? İşçinin 18 yaşındaki çocuğu milletvekili olacak mı? Olmaz. Bunlar kendi çocuklarına istikbal hazırlıyorlar.
Genç arkadaşım hala bu düzene ‘hayır’ demiyor musun?
İşsizlik almış başını gidiyor.
Bizim derdimiz bunlar.
Hükümete diyoruz bakın bu sorunların çözümü için bize ne düşüyorsa biz hepsini yaparız. Yeter ki işsizliği önleyin. Ama onlar bütün bunları unutmuşlar. Tek adam rejimi kuracağız diyorlar.  Ben Türkiye’yi gerekirse tek adama feda ederim mantığıyla yola çıkmış vaziyetteler.
Ülkenin bu kadar sorunu varken neden rejim değişikliği, neden?
Vatandaşlarıma soruyorum, bunlar işsizliği çözmek için mücadele ettiler de parlamenter sistem mi buna engel oldu? Siz terörü bitirmek için her türlü çabayı gösterdiniz de size parlamenter sistem mi engel oldu?

“TEK ADAMA HER TÜRLÜ İMKANI VERELİM DİYORLAR”
17 milyon yoksulumuz var. Hayır. Onlarla uğraşmıyoruz. Tek adama her türlü imkanı verelim diyorlar.
Hangi gerekçeyle tek adam rejimi?
Buldukları tek şey var, ‘hayır oyu kullananlar teröristtir’. Kamuoyundan büyük tepki alınca bundan vazgeçtiler. Bunu söyleyen adamlar yani vatandaşı terörist olarak suçlayan adamlar terör örgütlerine yardım ve yataklık yapanlardır, işin garip tarafı da bu. 
Yine güzel bir sözümüz var, beşer şaşar.
Aileden birisi hata yaparsa faturayı aile öder. Tek adam rejiminde bir kişi hata yaparsa faturayı kim öder, 80 milyon öder.
Bir kişi ‘hadi arkadaşlar savaş ilan ediyoruz’, biri kişi Meclis’i fesh ediyor.
Bize diyorlar ki gidin ‘evet’ oyu kullanın, niye kardeşim, bana mantıklı bir gerekçe göster, gidip evet oyunu ben de vereyim ama ben sana yüzlerce mantıklı gerekçe gösteriyorum, sevgili vatandaşım git, namusunla, şerefinle, onurunla ‘hayır’ oyunu kullan diyorum.
Diyorlar ki ‘olur mu millet hata yapan adamı oraya seçer mi, siz millete güvenmiyor musunuz?’

“ORHAN GENCEBAY’IN ÇOK GÜZEL BİR ŞARKISINI DİNLEDİK”
Yıllar yılı Orhan Gencebay’ın çok güzel bir şarkısını dinledik ve zaman zaman  da söyledik, hatasız kul olmaz diye.
Evet hata insana mahsus bir kavramdır. Kimse unutmasın. Hatasız kul olmaz. İnsanlar hata yapabilir. Önemli olan hatadan ders çıkarmak.

“KANDIRIRSA DEVLETİ 24 SAATTE ELE GEÇİRİR”
Bir kişiye devleti teslim ettiğiniz zaman ne olacak, biliyor musunuz, bir kişiye devleti teslim ederseniz ve o bir kişiye herhangi bir güç yanıltırsa, kandırırsa devleti 24 saatte ele geçirir, 24 saat uzun aslında 12 saatte ele geçirir. Niçin biliyor musunuz,  çünkü kararname çıkarma yetkisi var. Bütün valiler, bütün büyükelçiler, bütün komutanlar, bütün kaymakamlar, bütün polis müdürleri, amirleri istenirse bir öğleden sonra bir kararnameyle tamamı değiştirilir. Sizin öyle ince ince çalışmanıza hiç gerek yok, bir adam üzerinde çalışacaksınız, kandıracaksınız ve bu olacak.
Böyle bir maceranın içine Türkiye sürüklenebilir mi?
Sürüklenmemeli.
Sadece ve sadece hata kavramı dünyada canlılardan insana mahsustur.  Aslan gidip aç kaldığında ceylanı yakalayıp yediğinde biz aslana hata yaptı diyor muyuz? Demiyoruz. Çünkü içgüdüleriyle hareket eder. Ama insanoğlu aklıyla hareket eder.

“BU KADAR YETKİYİ EVLİYAYA VERSEN EVLİYAYI AZDIRIRSIN DİYE”
TBMM çok önemlidir.
Şimdi yetkileri elinden alınıyor.
Sayın İlhan Kesici’nin güzel bir sözü vardı Anadolu’da söylenen, bu kadar yetkiyi evliyaya versen evliyayı azdırırsın diye. Aynı tablo ile karşı karşıyayız. Bu kadar yetkiyi evliyaya versen, evliyayı azdırır.

“KULLANDIĞIMIZ ARABADA BİLE YEDEK LASTİK OLMASI LAZIM”
Bu kadar yetki bir kişiye verilemez. Doğru da değildir. Devletin sigortası vardır. Subabı vardır. Kullandığımız arabada bile yedek lastik olması lazım. Yedek lastik olmadan sizi yola çıkarmazlar. Yedek lastik. Apartman yönetiminde yönetim kurulu var. Muhtarlıkta ihtiyar meclisi var.
Nasıl bir anlayıştır ve nasıl bir maceranın içine Türkiye sürüklenmektedir. Bütün vatandaşlarımın bunu bilmesini isterim.
Aramızda muhtarlar var, bir kararnameyle, bir kararname çıkartılar, muhtarlığı kaldırdım derler.
Muhtar kardeşlerime sesleniyorum, bu kadar yetkiyi bir kişiye verirseniz, birisi gelir sizin muhtarlığın kapısına anahtarı asar.

ANNELERE SESLENDİ
Hala ‘hayır’ demeyecek misin sevgili muhtar kardeşim?
Annelere sesleniyorum. Siz çocuklarınızı nereye gittiğini bilmediğiniz bir trene bindirir misiniz? Yoksa dağın ötesindeki felaketi görüp bugünden tedbir mi alırsınız? Onun için bu işin ‘evet’ oyunun vebali ağırdır. Evet oyunun vebali ağırdır. Çocuklarınıza, bayrağınıza, vatanınıza saygı duyuyorsanız bu işin tek yolu vardır, bu kadar yetki bir kişiye verilmez, hayır diyeceksiniz.
Hayır oyunun vebali var mı, hiçbir vebali yok. Çünkü hayır oyu verdiğiniz zaman bildiğiniz bir yol var, en kestirme yol nedir, bildiğiniz yoldur. 
 
“PARLAMENTER DEMOKRATİK SİSTEM EN İYİ BİLDİĞİMİZ YOL”
Parlamenter demokratik sistem en iyi bildiğimiz yol. Cumhurbaşkanı yerinde, başbakan yerinde, bakanlar yerinde, valiler yerinde, TBMM yerinde. Yani sonunun ne olacağını biliyoruz ama evet olursa sonunun ne olacağını kimse bilmiyor. Ve Türkiye derin ve sonu belli olmayan bir maceranın içine sürükleniyor. Her vatandaşımın her annenin bunu düşünmesi lazım. Bu bir parti meselesi değildir. Bu hepimizi hangi partiden olursak olalım hepimizi ilgilendiren bir konudur.
Hayır oyu kullanmanın güzel bir huzuru vardır ve bereketi vardır. Bilinen yoldan dönmemek, o yolu sağlamlaştırmak güzelleştirmek varken bilinmeyen bir yola neden bu milleti sürüklüyoruz. O nedenle bilinmeyen bir yola sürüklenmemek umuduyla hepinizi ‘hayır’a davet ediyorum.”

“SEFA BAŞKAN SİZ BİR MAĞDURSUNUZ, ADALET MAĞDURUSUNUZ”
Sefa Başkan aramızda, Kocaeli eski Büyükşehir Belediye Başkanımız. Ama hala hakkını arıyor. Haksız bir infazla karşı karşıya kaldı. Sefa Başkan siz bir mağdursunuz, adalet mağdurusunuz.
Verilmeyecek hesabımız yoktur, yeter ki adalet terazisi doğru olsun.
Dün İzmir’de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız ve 129 çalışanı beraat etti.  Sahte deliller ürettiler, gizli tanıklarını devreye koydular.

“SAĞIR KULAKLAR DUYSUN”
Çünkü İzmir Büyükşehir Belediyesinin uluslararası kredi notu Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kredi notundan daha iyi. Sağır kulaklar duysun.

“28 ŞUBAT DARBESİNE NE KADAR KARŞIYSAK 20 TEMMUZ DARBESİNE DE O  KADAR KARŞIYIZ”
Bugün 28 Şubat, 28 Şubat’ta bir postmodern darbe yaşamıştı Türkiye.
Herkesin görüşüne saygımız var. Herkesin inancına saygımız var. Herkesin kimliğine saygımız var. Devlet dediğiniz kurum vatandaşına hizmet eder. Elinde sopayla vatandaşını dizayn etmez. 28 Şubat darbesine ne kadar karşıysak 20 Temmuz darbesine de o  kadar karşıyız.
Bir kıyaslama yaptı arkadaşlar. 28 Şubat’ta görevine son verilen öğretmenlerin sayısı 3 bin 527. 20 Temmuz sonrası görevine son verilen öğretmenlerin sayısı 30 bin 470.

“BİZ MAĞDURA SAHİP ÇIKIYORUZ, DARBECİLERE DEĞİL”
Bizi suçluyorlar. ‘Siz FETÖ’ye sahip çıkıyorsunuz’ diyorlar. Biz mağdura sahip çıkıyoruz, darbecilere değil.
Ben elimde sopayla insanları dizayn ederim mantığı.

“TÜRKİYE’Yİ YARI AÇIK CEZAEVİNE DÖNDÜRDÜLER”
Bütün mağdur ailelere sesleniyorum. Sizin hakkınızı bizi neyle suçlarlarsa suçlasınlar sizin yanınızda olacağız.
Türkiye’yi yarı açık cezaevine döndürdüler.

BAŞBAKAN’A YANIT VERDİ
Kurunun yanında yaş da yanar diyor Sayın Binali Yıldırım.
Nereden nereye geldik. Hazreti Ömer’in Dicle’nin kenarında bir koyun kaybolsa sorumlusu benim anlayışından masum insanları da biz hapse atabiliriz anlayışına geldik.
Türkiye iyi yönetilmiyor.
15 yıldır iktidardalar. 15 yıl önce insanlar kömüre muhtaçtı. 15 yıl geçti yine kömüre muhtaçlar. Kendi gelirleri 6 kat arttı, muhtaç ailelerin geliri artmadı.
Sakın şunu anlamasınlar gidip propaganda yapmasınlar, ‘efendim bunlara kömür verilmesin’. Hayır efendim kömür de verilsin, doğalgaz da verilsin, her türlü imkan sağlansın.
6.5 milyon işsizimiz var.
İstikrar gerekiyor diyorlar. İstikrar için bizi tek başımıza iktidar yapın diyorlardı.15 yıldır tek başına iktidarsınız.

“TERÖRSÜZ BİR TÜRKİYE DEVRALDINIZ, TÜRKİYE KAN BATAĞI İÇİNDE”
15 yılın sonunda ne oldu, işsizlik arttı. Terörsüz bir Türkiye devraldınız, Türkiye kan batağı içinde.
Kaç Suriyeli var Türkiye’de belli değil, kimse bilmiyor. Sayı emin olun 4 milyondan az değil.

“SURİYE İÇİN GİDİYORLAR, SURİYE’DE ŞEHİT OLUYORLAR. ONLARIN GENÇLERİ, TÜRKİYE’DE”
Bizim gençlerimiz, çocuklarımız Suriye için Suriye’de şehit oluyor. Bizim çocuklarımız. Anadolu’nun gariban ailelerinin çocukları Suriye için gidiyorlar, Suriye’de şehit oluyorlar. Onların gençleri, Türkiye’de, nasıl oluyor bu? Üstelik iş bulup çalışıyorlar. Bizim çocuklarımız işsiz, onların işi var.
İşsiz genç arkadaşım hala isyan etmeyecek misin? Ben bu düzene hayır diyorum demeyecek misin?
Bizim esnaf vergi veriyor, Suriyeli esnaf vergi vermiyor.
Esnaf kardeşim hala uyanmadın mı? Sen de hala bu düzene hayır demeyecek misin? Sen de hayır de.
Şimdi diyorlar ki Suriyelilere vatandaşlık hakkı vereceğiz. İnsaf ya insaf. Niye veriyorsun vatandaşlık hakkı, hangi gerekçeyle veriyorsun? İstiyorsa sözüm söz, Suriyelilere vatandaşlık verilsin mi, verilmesin mi referanduma gidelim, bu kadar açık, bu kadar net. Hep demiyorlar mı millet bilir. Milletten korkma kardeşim, gel Suriyeliler için referanduma gidelim. Milletten korkmayacaksınız, bizim gibi.
Kaç lira para harcadık Suriyeliler için. 36 milyar lira.
Yani kendi ülkesinde bizim vatandaşımız ikinci sınıf vatandaş.
Sevgili vatandaşım bu düzene hala hayır demeyecek misin.”
Kılıçdaroğlu’nun grup konuşması yanındaki bir genç tarafından işaret diline çevrildi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.