Kılıçdaroğlu’dan Soylu’ya: Sen Kimsin Beni Tehdit Ediyorsun

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin görevinden uzaklaştırılmasına ilişkin, “İçişleri Bakanlığı’nın saydığı unsurlardan tamamından belediye başkanımız hakkında daha önce soruşturma açılmış ve takipsizlik kararı verilmiş. Beraat ettiği bir konu yeniden soruşturuluyor. Şimdi siz Man Adası’nı tartışmadan uzak tutmak ve İçişleri Bakanı olarak da koltuğunuzu sağlamlaştırmak için böyle bir olaya başvuruyorsunuz” dedi.

Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için, “Kim oluyorsun sen, beni tehdit ediyorsun? Bu tür insanları siyasette muhatap almak da doğru değil. Bunlar kendi çukurlarında debelenip dururlar” ifadelerini de kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV özel yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın oğlu Mehmet Yavuz Yılmaz’ın cenaze töreninde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la arasındaki gerilimin yansıdığı bir fotoğraf karesinin gündem olduğunun söylenmesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Sıradan. Sayın Erdoğan geliyordu, geldi ve yerine geçti. Benim açımdan çok fazla bir şey ifade etmiyor. Tabi bir şey ifade etmiyor derken, Sayın Erdoğan’ın cenaze törenine gelmesi ve Yılmaz Ailesinin acısını paylaşması da önemli bir şey” dedi.

ERKEN SEÇİM: “BİZ HAZIRIZ”

Kılıçdaroğlu, erken seçim iddiaları için de “Erken seçim için şartlar olgunlaştı mı? Bence asıl sorulması gereken soru şu, erken seçim şartları kimin için olgunlaştı? Erken seçime kim karar verecek? Kararı parlamento değil bir kişi verecek. Bir kişi ‘erken seçime gidiyoruz’ diyecek, ona göre bürokrasi harekete geçecek. Dolayısıyla erken seçim, kamuoyunun beklediği ya da ‘erken seçim kaçınılmazdır’ diye oturup tartıştığı bir seçim süreci değil. Tek adam rejiminin başlangıcını yaşıyoruz. Sarayda oturan bir kişi karar verecek, hiç kimse itiraz etmeyecek ve erken seçime gidilecek. Gelinen tablo üzülerek ifade edeyim bu. Biz erken seçime hazır mıyız, evet, hazırız” dedi.

SEÇİM İTTİFAKI: “DEMOKRASİDEN YANA KİM TAVIR ALIYORSA ‘EVET’ DERİZ”

Kılıçdaroğlu, 2019 seçimleri için, “CHP olarak, İYİ Parti ya da HDP ile bir ittifak oluşturma fikrine nasıl bakarsınız” sorusu üzerine, “Bugün için herhangi bir ittifak söz konusu değil ama demokrasiden yana kim tavır alıyorsa, biz onlara ‘evet’ deriz. ‘Siz demokrasiden yana tavır alıyorsunuz, biz size karşıyız’ demek, ‘biz otoriter rejimden yanayız’ demektir. Kim demokrasiyi savunuyorsa başımızın üzerinde yeri var elbette. Oturulacak, tartışılacak, konuşulacak. Her partinin ayrı programı var ama hepimizin bir ortak paydasının olması lazım, nedir, demokrasi. Demokrasi içinde, İYİ Parti de, MHP de, DSP de diğer partiler de bir araya gelebilirler” yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, “Yani diyorsunuz ki İYİ Parti’yle de, HDP’yle de belki yönetimiyle değil ama MHP tabanıyla da ittifak halinde olacağız” denmesi üzerine de, “Kim insan haklarından, düşünce özgürlüğünden, yargı bağımsızlığından, yani demokrasinin temel kurallarından yanaysa, elbette, nasıl reddediliriz” değerlendirmesini yaptı.

İLGEZDİ’NİN GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILMASI: “TAMAMINDAN SORUŞTURMA AÇILMIŞ VE TAKİPSİZLİK KARARI VERİLMİŞ”

Kılıçdaroğlu, Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi’nin görevinden uzaklaştırılmasıyla ilgili de, “İçişleri Bakanlığı’nın saydığı unsurlardan tamamından belediye başkanımız hakkında daha önce soruşturma açılmış ve takipsizlik kararı verilmiş. Beraat ettiği bir konu yeniden soruşturuluyor. İtiraz ediyorlar, Danıştay da ‘soruşturulmasına gerek yoktur’ kararı veriyor. Yargı kararı kesinleşmiş, herhangi bir sorun yok. Şimdi siz Man Adası’nı tartışmadan uzak tutmak ve İçişleri Bakanı olarak da koltuğunuzu sağlamlaştırmak için böyle bir olaya başvuruyorsunuz. Şu bir gerçek, bizim belediye başkanlarımızı baskılayarak onları iş yapamaz hale getirmek, ‘bak görüyorsunuz CHP’li belediyeler iş hizmet üretemiyor’ noktasına taşımak istiyorlar, asıl amaçları bu” dedi.

BUZ REZİDANS: “1 KURUŞLUK TORPİL VARSA SİYASETİ BIRAKIRIM”

İlgezdi’nin uzaklaştırılmasına gerekçe gösterilen Buz Rezidans’ında, kızının da dairesinin olduğu tartışmalarına ilişkin ise Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

“Buz Rezidans’ta kızımın 73 metrekarelik bir dairesi var, parası ödenmiş mi ödenmiş. Baksınlar, değeri kaç lira. Eğer 1 kuruşluk bir torpil varsa 1 kuruşluk bir çıkar sağlanmışsa ben siyaseti bırakırım. Ben onlara benzemem, ben onlar gibi değilim. Bu iddia üzerine ben, sadece kendimin değil bütün çocuklarımın, dünürlerim dahil hepsinin mal varlığını araştırın, dedim. Niye araştırmıyorlar? Bir siyasi manevra da Binali Bey yapsın, Erdoğan yapsın. Niye siyasi manevra yapmıyorlar? Benim kadar neden cesur olmuyorlar? ‘Gelin kardeşim, benim, çocuklarımın, eniştemin mal varlığımı araştırın’ desin. Kızımın dairesi orada. Hatta bir gün kızıma dedim ki ‘şu basın mensuplarını çağır, şu daireyi bir görsünler.’ Daireyi aldı kızım, emin olun, mobilya almak için iki ay beklendi, para biriktirelim diye.

Küçücük bir daire. Niye oradan alındı? Bekar bir kız, girişi çıkışı kontrollü olduğu için oradan alındı. Belediye otobüsünün gitmediği bir yer. Çok lüks olur da, 1 milyon dolarlık falan… Biz 1 milyon doları hayatımızda yan yana para olarak da görmedik. Ticaret yapmadım ben. Benim bürokratik hayatım bellidir. Devlette çalıştığım süre içinde Erdoğan’ın aldığı maaşın en az iki katını aldım. Ama O, ayrı bir yerde, ben ayrı bir yerdeyim.  Benim boğazımdan aşağı haram lokma inmez. Benim çocuklarımın mal varlığı bellidir, O çocuklarının mal varlığını açıklamıyor.”

“O’NUN BASKISI BİZE VIZ GELİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Daha çok şeyler gelecek” sözlerinin anımsatılması üzerine de Kılıçdaroğlu, “CHP’li belediyelerin verilmeyecek hesabı mı var, hepsinin hesabı veriliyor. Burada ayıp olan şu, Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zat, doğrudan doğruya yargıya ve bürokrasiye talimat vererek onları kendi özel intikamını alması için aracı kılması. Devleti bir şantaj, bir baskı unsuru olarak kullanıyor asıl acı olan bu çünkü kendisi acz içinde. O makamda oturan zat, acziyetini baskı kurarak, baskı inşa ederek gidermeye çalışıyor. O’nun baskısı bize vız gelir” dedi.

SOYLU’YA SERT ÇIKTI

Kendisine yönelik “sen bittin” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için de Kılıçdaroğlu, “Ben O’na yanıt vermedim, yanıt vermeye değmez çünkü. Yanıt vereceğim kişi en azından benim muhatabım olmalı ama grup başkanvekillerimiz, parti sözcümüz ağzının payını verdi. İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturacak, emrinde yüzbinlerce polis olacak, kalkacak beni tehdit edecek. Şantajla, baskıyla, devletin gücünü kullanarak beni tehdit edecek ve ben de ona pabuç bırakacağım. Kim oluyorsun sen, kimsin sen beni tehdit ediyorsun? Değmez bile, emin olun değmez. Sırf sarayın gözüne girmek ve koltuğunu sağlamlaştırmak için bu yola başvuruyor” dedi.

Soylu hakkında suç duyurusunda bulunduklarını da anımsatan CHP lideri, hepsinin hesabının yargı önünde sorulacağını belirtirken, “Belli bir olayı kapatmak için yapıyorsunuz bunları ve biz buna pabuç bırakmayız. Grup başkanvekillerimiz, FETÖ ile irtibatını da sordular. Özgür Bey açıklayacak zaten neyin ne olduğunu. Gensoru tarihine kadar süre verdi. Bir kişi çok sık parti değiştirirse hele hele kendi partisiyle davalık olursa, davalarını kurtarmak için iktidar partine geçerse o kişinin kişiliği her zaman tartışma konusu olur. Dolayısıyla cevap vermeye değmez” dedi.

“BUNLAR KENDİ ÇUKURLARINDA DEBELENİP DURURLAR”

Kılıçdaroğlu, “Düne kadar Fethullah Gülen’e övgüler düzen ve düne kadar Erdoğan hakkında ağıza alınmayacak her şeyi söyleyen bir insan nasıl 180 derece dönüp de birden bire gelir ve İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturur? Bir insanda kişilik olur, ahlak olur. Dün söylediğini bugün nasıl yalarsın? Bu tür insanları siyasette muhatap almak da doğru değil. Bunlar kendi çukurlarında debelenip dururlar” değerlendirmesinde bulundu.

MAN ADASI BELGELERİ: “ŞİRKETİN ADINI BANA SÖYLEMEK ZORUNDALAR”

Kılıçdaroğlu, Man Adası belgeleriyle ilgili de, canlı yayında dekont gösterirken, “Bu para bir şekliyle gidiyor sonra geliyor. Burada tereddüt var mı, hayır. Swift kayıtları var mı, var. İkinci nokta; şu soruyu sorduk, bu şirket satışı kime ve hangi şirket? Bu ana kadar cevabını almış değiliz. Bellway Limited’in sermayesi, 1 sterlin, para transferi, 15 milyon dolar. Nasıl oluyor, 1 sterlinlik şirket 15 milyon dolarlık bir şirketi satın alıyor? Bu ticarete benim aklım ermedi. Üç; daha açıklamadan önce ‘belgeler sahtedir’ dediler. ‘Sahte’ diyenlerden birisi de sarayın avukatı, onu da baroya şikayet ettik. ‘Bu şirket satışıdır’ dediler, peki kardeşim hangi şirket? Niye cevap vermiyorlar. Ben mi geriyorum ortalığı, her türlü hakareti yapıyorlar. Şirketin adını bana söylemek zorundalar” diye konuştu.  

“BİNALİ YILDIRIM’I DA KANDIRDILAR”

Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’ın TBMM’de yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakınlarının Man Adası’nda şirketinin olmadığını söylediğini ifade ederken, “Binali Yıldırım’ı da kandırdılar, O’na da yalan söylettiler Meclis’te. Şimdi ‘Beni kandırdılar’ diyecek. Sarayın her söylediğine inanma Sayın Binali Yıldırım, saray seni de kandırır, seni yanıltır” dedi.

MASAK’ı, emniyet istihbaratı, Sermaye Piyasası Kurulu’nu da göreve çağırdıklarını ifade eden CHP lideri, “Gelsinler, bu pisliği temizlesinler” dedi.

“ÇOK GÜZEL BİR ADAYIMIZ OLACAK”

Kılıçdaroğlu, 2019 cumhurbaşkanlığı seçimi için adaylarının kim olacağı sorusu üzerine de, “Çok güzel bir adayımız olacak. Biz diğer partiler gibi değiliz; oturur, konuşur, kendi aramızda tartışırız. Demokrasiden yana olan herkesle, her parti ile ilişki kurarız, bizim adayımıza oy verip vermeyecekleri konusunda nabzını tutarız, ondan sonra bir karar veririz” dedi.

“Belirlediğiniz ya da aklınızdan geçen isimler var mı” sorusuna da Kılıçdaroğlu, “Birden fazla isim var, arkadaşlarla değerlendireceğiz, yetkili organlarda konuşacağız” yanıtını verdi.

“SARAYDA OTURAN ZAT ZARRAB ALEYHİNE NİYE TEK CÜMLE KURMAZ”

Kılıçdaroğlu, ABD ile ilişkileri de değerlendirirken, Reza Zarrab’ın tanık olduğu dava üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi. CHP lideri, “Saraydaki zata sormak isterim, Reza Zarrab gibi bir sahtekar var, bakanlarına rüşvet dağıttı, orada itiraf etti. Halk Bank’ın avukatı da ‘evet, genel müdür rüşvet aldı’ dedi. Merak ediyorum, sarayda oturan zat, Reza Zarrab aleyhine niye tek cümle kurmaz. ‘Bu Reza Zarrab doğru adam değildir, bu sahtekardır, bu şarlatandır’ diye bir cümle kursun. Reza Zarrab verilsin diye iki kez nota verildi, Atilla için tek nota bile verilmedi, niçin? Saray’daki zat duyuyor mu beni, duysun. Ben bunları söyleyince kıyameti koparıyorlar. ‘Kılıçdaroğlu, Bahçeli gibi olsun, hiç ses çıkarmasın hükümete destek versin, biz O’nu savunuruz. O zaman rahat eder yoksa Kılıçdaroğlu’nun başı belaya girer, en çok zararı kendisine olur.’ Biz korkacak mıyız?” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Türk işçi göçünün yıldönümü nedeniyle Almanya’ya giderek burada bazı programlara katılacağını da belirtirken, tedavisi devam eden Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ı da ziyaret edeceğini söyledi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.