Kılıçdaroğlu’ndan Cumhurbaşkanı’na Yanıt: “Haysiyetli Bir Adamsan Gereğini Yapacaksın”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Bunların tamamı bankaların resmi kayıtlarıdır. Bu parayı yurt dışına göndermişler. O şirketlerinde kayıtlarında var. Haysiyetli bir adamsan gereğini yapacaksın. İspat etmezsen alçaksın diyorlar. Ben ispat ettim, söyle bakayım alçak kim?” diye seslendi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

“Önce baştan bir tavsiyem olsun sevgili Erdoğan’a, yanına bir doktor al, doktor da yanında olsun. 1 Ağustos 2011 Mann Adası devletinde bir şirket kurulur. O şirketin kuruluş senedi de bizde. Şirketin yönetim kurulu bir kişiden oluşmaktadır. Sıddık Ayan. Şirketin sermayesi 1 sterlin. 

29 Aralık 2011 Ahmet Burak Erdoğan, oğlu 1 milyon 450 bin dolar. Swit mesajları elimizde. Bunlar yetmez bankaların dekontu lazım dedim.

Diyecekler ki bu belgeler sahtedir. Bunların tamamı bankaların resmi kayıtlarıdır. Bu parayı yurt dışına göndermişler. O şirketlerin de kayıtların da var. Haysiyetli bir adamsan gereğini yapacaksın. İspat etmezsen alçaksın diyorlar. Ben ispat ettim, söyle bakayım alçak kim?”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, “Herhalde beyefendi beni dinliyordur, önce baştan bir tavsiyem olsun sevgili Erdoğan’a, yanına bir doktor al, doktor da yanında olsun. Bütün bu paraların swift mesajları elimizde. Yetiyor mu? Bu beni tatmin etmez dedim. Ne lazım bana, bankaların dekontu lazım dedim. Bu paranın gönderildiği dekontlar. Şimdi diyecekler ki ‘bu belgeler sahtedir’. Bunların tamamı bankaların resmi kayıtlarıdır. Hiç sağa sola kaçmaya gerek yok. Haysiyetli bir adamsan gereğini yapacaksın" diye seslendi.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:

“Şimdi geliyoruz kutuyu açmaya… Çorum’da bir konuşma yaptım, Erdoğan’a bazı sorular sordum. Sonra 21 Kasım 2017’de bu grupta yine sorular sordum.

Sorduğum soruyu aynen okuyorum; çocuklarının, dünürünün, eniştenin, kardeşinin, eski özel kalem müdürünün vergi cennetlerinde kurulan bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiklerini biliyor musun? Aradan süre geçti tık yok. Sonra bir gün gazetelerde 'Kılıçdaroğlu’na dava açtım'. Vah vah vah, ne kadar korktum. Dava açsan ne olur, dava açmasan ne olur? Sen benim sorumu otur adam gibi cevap ver, adam gibi.

Herhalde beyefendi beni dinliyordur, önce baştan bir tavsiyem olsun sevgili Erdoğan’a, yanına bir doktor al, doktor da yanında olsun.

“30 MİLYAR DOLARI NEREYE HARCADIN?”

İkinci bir soru daha sormuştum. Sen gittin her tarafta dedin ki ‘Suriyelilere 30 milyar dolar para harcadım’. Bunu açıkla, 30 milyar doları nereye harcadın? Bunun cevabı henüz verilmiş değil. Sevgili Erdoğan gözlerinden öperek bir soru daha sorayım. 30 milyar doları ne zaman nerede kimin için harcadın?

Sonra çıktı Balıkesir’de ‘sen bunu ispat et’ dedi. Madem istiyor, ispat edelim. Beni tanımıyor, öyle anlaşılıyor. Hikayeyi anlatayım kısaca.

“1 AĞUSTOS 2011 MANN ADASI DEVLETİNDE BİR ŞİRKET KURULUR”

1 Ağustos 2011 Mann Adası Devletinde bir şirket kurulur.  Küçücük bir ada. Belvey Limited Şirketi. O şirketin kuruluş senedi de bizde.

“ŞİRKETİN SERMAYESİ 1 STERLİN”

Şirketin yönetim kurulu bir kişiden oluşmaktadır, Sıddık Ayan. Şirketin sermayesi 1 sterlin. Adresini de vereyim Reşitpaşa Caddesi Yol sokak Sarıyer, İstanbul, bir Sterlinlik bir şirket. Sıddık Ayhan bir süre sonra 15 Kasım 2011’de bu şirketi Kasım Öztaş’a devreder.

Şimdi ben Erdoğan’a bir soru soruyorum. Tekrar. Sıddık Ayhan kimdir, tanıyor musun? Eminim benden çok daha iyi biliyorsun kim olduğunu? Peki bu Kasım Öztaş’ı tanıyor musun? Eminim onu da çok yakından tanıyor.

“BU ŞİRKETİN BÜTÜN KAYITLARI BİZİM ELİMİZDE”

Bu şirketin bütün kayıtları bizim elimizde. Diyeceksiniz ki bu şirkete para gitti mi, evet para gitti. Şimdi geliyorum, para nereye ne zaman gitti.

“ENİŞTE- 2.5 MİLYON DOLAR BELVEY ŞİRKETİNE PARA GÖNDERİYOR”

15 Aralık 2011 tarihinde Ziya İlgen, enişte 2.5 milyon dolar Belvey şirketine para gönderiyor.

“2.5 MİLYON DOLAR PARAYI NİYE GÖNDERİR SENİN KARDEŞİN?”

15 Aralık 2011 tarihinde Mustafa Erdoğan, kardeşi 2.5 milyon dolar para gönderiyor. 1 sterlinlik şirkete 2.5 milyon dolar parayı niye gönderir senin kardeşin?

26 Aralık 2011 tarihi Ziya İlgen yine 1 milyon 250 bin dolar para gönderir.

26 Aralık 2011 tarihinde Mustafa Erdoğan 1 milyon 250 bin dolar para gönderir.

27 Aralık 2011 Osman Ketenci, dünür dedim ya 1 milyon 250 bin dolar gönderiyor.

Mustafa Gündoğan, 1 milyon 250 bin bu dedim ya eski özel kalem müdürü

28 Aralık 2011 Mustafa Gündoğan 250 bin dolar.

28 Aralık 2011 Osman Ketenci 1 milyon dolar.

29 Aralık 2011 Ahmet Burak Erdoğan, oğlu 1 milyon 450 bin dolar.

4 Ocak 2012 Ahmet Burak Erdoğan 2 milyon  300 bin dolar gönderir.

Şimdi diyecekler ki ya bunların belgesi var mı?

“BÜTÜN BU PARALARIN SWİFT MESAJLARI ELİMİZDE”

Bütün bu paraların swift mesajları elimizde. Diyeceksiniz ki bu swift mesajı ne demek? Ben de bilmiyordum, bankacılara sorduk. Yurt dışına para dolar gönderirken bu mesaj ile gönderilirmiş. Hepsi gönderdiklerinin tamamı swift mesajları elimizde. Yetiyor mu? Bu beni tatmin etmez dedim. Ne lazım bana, bankaların dekontu lazım dedim. Bu paranın gönderildiği dekontlar. Şimdi diyecekler ki ‘bu belgeler sahtedir’. Bunların tamamı bankaların resmi kayıtlarıdır. Sadece Türkiye’de değil, bu parayı yurt dışına göndermişler. O şirketlerin de kayıtların da var. Hepsinde var, hiç sağa sola kaçmaya gerek yok. Haysiyetli bir adamsan gereğini yapacaksın."

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Yıllar yılı size dönüp ahkam kesen din iman edebiyatı yapan ‘vergi verin’ der, ‘dolarınızı bozdurun’ der, ‘altınızı şöyle yapın’ der, kendisi alır çocuklarıyla beraber yurt dışına giderler, paralar oraya gider. Ben bunu söylediğim zaman da ‘ispat etmezsen alçaksın’ diyorlar. Ben ispat ettim, söyle bakayım şimdi alçak kim?” diye sordu.

“Bana soruyorlar, ‘neden kızıyorsun Erdoğan’a’. Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak Konya Ereğli’de 40 günlük bebek zatürreden öldü. O bebeğin hakkını savunmak için ben bunları soruyorum.

Devleti yönetenlerin vatandaşlara örnek olması lazım. Vatandaşa diyeceksin ki vergi ver, vermezsen 3 misli kaçakçılık cezası keseceğim ama kendi çocuklarını göndereceksin, akrabayı, taallukatını başka adalarda şirket kurduracaksın, Türkiye’den milyonlarca dolar para göndereceksin sonra Kayseri’de meydana çıkacaksın ‘dolarlarınızı bozdurun Türk lirası değerlidir biz yerliyiz ve milliyiz’.

“SEN GAYRİ MİLLİSİN”

Sen ne yerlisin ne millisin. Sen gayri millisin. Gayri milli bir hükümet tarafından yönetiliyor.

Benim bir kusurum, hatam varsa söyleyin. Hiçbir zaman alınmam. Ama yıllar yılı size dönüp ahkam kesen, din, iman edebiyatı yapan, vergi verin der, dolarınızı bozdurun der, altınızı şöyle yapın der, kendisi alır çocuklarıyla beraber yurt dışına giderler, paralar oraya gider.

“BEN İSPAT ETTİM, SÖYLE BAKAYIM ŞİMDİ ALÇAK KİM?”

Ben bunu söylediğim zaman da ‘ispat etmezsen alçaksın’ diyorlar. Ben ispat ettim, söyle bakayım şimdi alçak kim?

Kadın musluğu açtığında 5 çeşit vergi ödeyecek. Çiftçinin traktöre verdiği mazottan kaç lira KDV, kaç lira ÖTV alınıyor, biliyor musun sen? Ona gelince parayı alıyorsun. Sırtına yıkıyorsun bütün vergiyi. Senin çocukların, enişten, dünürün parayı dışarı götürecek Kılıçdaroğlu ağzına bant çekecek hiç konuşmayacak, dönüp diyecekler ki ‘ne güzel muhalefet’. Ben bunu yapar mıyım, yapmam, niçin, haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır.

“UMARIM SAYIN ERDOĞAN’IN YANINDA DOKTORU VARDIR”

Umarım Sayın Erdoğan’ın yanında doktoru vardır. Sinirlerine hakim oluyordur umarım. Sevgili Erdoğan sen Türkiye’yi yönetemiyorsun, sen Türkiye’yi felakete sürüklüyorsun. Ben senin bildiğin öyle susan, haksızlıklar karşısında susan, efendim işte iki tane koltuk verdik oturur, sesini keser diyen adam değilim benim. Ben bu milletin evladıyım. 

Havuz medyasına da seslenmek istiyorum. En büyük kötülüğü Erdoğan’a siz yapıyorsunuz.

“NİYE SAHTE OLSUN, BANKADAN GİDİYOR KARDEŞİM”

Daha belgeleri görmeden, ‘bunlar sahte.’ Niye sahte olsun. Bankadan gidiyor kardeşim. Paralar gidiyor, nereye gidiyor, Man Adasına gidiyor. Biz bunları biliyoruz.

Ama ikinci soruma bir cevap gelmedi. Sevgili Erdoğan sana bir daha hatırlatayım 30 milyar dolar Suriyelilere para harcadığını söylüyorsun. Bu parayı kimin için nerede ne zaman harcadın? Tüyü bitmemiş yetimin hakkı var. 80 milyon adalet istiyor.”

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, “Ekonomideki çarpıklık da kadına yönelik şiddetin bir unsurudur diye söyledim. ‘Vay efendim sen kadına şiddeti savundun.’ Ben kadına şiddeti savunmadım. Savunmayacağım, savunmuyorum. Kadınlara kalkan her el insanlığa kalkmıştır. Bu iktidar döneminde boşanmalar yüzde 37 arttı. Fuhuş yüzde 790 arttı, kadına şiddet yüzde bin 400 arttı. Yaa sen kadına şiddeti önleyeceğine kalkıp benimle uğraşıyorsun. Niye benimle uğraşıyorsun? Çünkü ‘acaba Kılıçdaroğlu’nu nasıl yıpratırım’ diyor. Sen beni yıpratamazsın kardeşim” dedi.

“Bu Ankara’daki beylerin çocukları ayrı yerlere gidiyorlar, ayrı okullara gidiyorlar. Ayrı yerlerde şirket kuruyorlar. Devlete vergi vermemek için her türlü dümeni çeviriyorlar. Bu Ankara’daki beylerin çocuklarını bütün Türkiye’ye tanıtacağım.

“ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE ÖĞRETMENLERE BİRER MAAŞ İKRAMİYE VERECEĞİZ”

Öğretmenlik meslek kanunu çıkaracağız. Bağımsız bir kanun olacak. Maaşı iyi olacak. Öğretmene 3 bin 600 ek gösterge vermek zorundayız. Her 24 Kasım Öğretmenler Gününde öğretmenlere birer maaş ikramiye vereceğiz.

Sevgili Erdoğan para var, pul da var, her şey var. Sevgili Binali Yıldırım para da var pul da var. Nerede var diyecekler. Yurt dışındaki faiz lobisine 15 yılda 145 milyar dolar para ödediler.

"BİR DE NUMARADAN ŞİKAYET EDİYORLAR"

Bir de numaradan şikayet ediyorlar. ‘Vay efendim faizler çok yüksek’. Sanki bu memleketi Fransızlar yönetiyor. Yaa sen yönetiyorsun kime şikayet ediyorsun, faizi indireceksen indir. Binali Yıldırım da bu zaytungcuları gerçekten kıskandıracak bir açıklama yapmış. Bankacılara sesleniyor, 'elinizi tutan mı var, faizleri indirin' diyor. Ee senin elini tutan mı var, sen niye indirecek kararlar almıyorsun? Bankacılar ülkeyi yönetmiyor ki sen yönetiyorsun.

Sarayda oturup Türkiye’ye bakmak bu ülkeye hayır getirmez. Bu ülkeye hayır getirecek politikacının çiftçi ile gidip oturup konuşması lazım. Emekliyle oturup konuşması lazım. Muhtarla oturup konuşması lazım. O muhtarları saraya davet ediyor. Ben bütün muhtarların ayağına gidiyorum.

Vergi cennetlerinde şirket kuruyorlar, Türkiye’de vergi vermemek için, kim, Ankara’daki beylerin çocukları. Dedik ki bunu da araştıralım. Verdik önergeyi onu da reddettiler. Ankara’daki beylerin çocukları da Türkiye’de vergi ödememek için başka yerlere gidip şirket kuruyorlar. Bunu araştıralım dedik, bunu da reddettiler.

Bunlar zaman zaman konuları çarpıtırlar.

Şunu söyledim. Ekonomideki çarpıklık da kadına yönelik şiddetin bir unsurudur diye söyledim. Evin beyi aylardır işsizse geliri yoksa çocuğuna harçlık veremiyorsa evine büyük bir sinirle geliyor ufak bir tartışmada hıncını eşinden alıyor. Vay efendim sen kadına şiddeti savundun. Ben kadına şiddeti savunmadım. Savunmayacağım, savunmuyorum. Kadınlara kalkan her el insanlığa kalkmıştır.

“SEN BENİ YIPRATAMAZSIN KARDEŞİM”

Bu iktidar döneminde boşanmalar yüzde 37 arttı. Fuhuş yüzde 790 arttı, kadına şiddet yüzde bin 400 arttı. Yaa sen kadına şiddeti önleyeceğine kalkıp benimle uğraşıyorsun. Niye benimle uğraşıyorsun? Çünkü ‘acaba Kılıçdaroğlu’nu nasıl yıpratırım’ diyor. Sen beni yıpratamazsın kardeşim. Benim verilmeyecek hesabım yoktur.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.