“PKK’ya Doğrudan Ya Da Dolaylı Yardımın Kabul Edilmesi Mümkün Değil”

Başbakan Binali Yıldırım, ABD’nin PYD’ye silah yardımı kararı alması ile ilgili olarak, PKK’ya doğrudan ya da dolaylı yardım girişimlerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını belirtti.  Türkiye’nin bu konudaki durumu çok net olduğunu belirten Yıldırım, “Türkiye bölgede PKK’nın bir başka terör örgütü DEAŞ’a karşı kullanılmasına karşıdır. Bunu net bir şekilde muhataplarımıza söyledik. Bir terör örgütü kullanarak başka terör örgütü yok edilemez. Sonra o terör örgütü de sizin başınıza bela olur. Bunu Amerika çok iyi şekilde bilmektedir” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, Somali konulu yüksek düzeyli konferansa katılmak üzere Londra’ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanında açıklamalarda bulunarak, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Somali’ye karşılık beklemeden, barışın, huzurun sağlanması için destek veren ülkeler arasında olduğunu belirten Yıldırım, 2011 yılından itibaren Somali’de devletin inşası, istikranın tesisi, ekonominin düzeltilmesi için gerek ikili gerekse uluslararası düzeyde en fazla desteğin sağlandığını belirtti. Somali ile Türkiye arasındaki ilişkilere değinen Yıldırım, Somalili liderlerin bir araya gelerek başta güvenlik olmak üzere, uzlaşmaya dayalı karar almalarının takdir edildiğini ifade etti. Doğu Afrika’da kuraklık ve açlık felaketlerini devam ettiğine dikkat çeken Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin insani krizle mücadele kapsamında ivedilikle harekete geçtiğini anlattı. Londra temaslar kapsamında İngiltere Başbakanı Theresa May ile bir araya geleceklerini anlatan Yıldırım, İngiltere iş çevreleriyle Türkiye’deki yatırım konularını ele alınacağını, uluslararası basın kuruluşları ile de Türkiye konulu değerlendirmeler yapılacağını, konferansa katılan diğer ülkelerin hükümet ve devlet başkanlarıyla da ikili görüşmeler yapılacağını belirtti.

BİR TERÖR ÖRGÜTÜ KULLANARAK BAŞKA TERÖR ÖRGÜTÜ YOK EDİLEMEZ
Yıldırım, ABD’nin PYD’ye silah yardımı kararı alması ile ilgili olarak, Türkiye’nin bu konudaki durumunun çok net olduğunu söyleyerek, “Düşüncesinde herhangi bir kafa karışıklığı yoktur. Nedir? Türkiye bölgede PKK’nın bir başka terör örgütü DEAŞ’a karşı kullanılmasına karşıdır. Bunu net bir şekilde muhataplarımıza söyledik. Bir terör örgütü kullanarak başka terör örgütü yok edilemez. Sonra o terör örgütü de sizin başınıza bela olur. Bunu Amerika çok iyi şekilde bilmektedir. PKK konusunun ABD’nin terör örgütü olarak kabul ettiği bilinmektedir” dedi.
PKK’ya doğrudan ya da dolaylı yardım girişimlerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığına dikkat çeken Yıldırım, “sözlerine şöyle devam etti:
“ABD ve Türkiye NATO’da önemli iki ortaktır. Stratejik düzeydeki ilişkilerimiz ile terör örgütü arasında ABD bir tercih yapma cihetine gitmesini düşünmüyoruz. Kaldı ki bu son karardaki açıklamalarda da esasen Türkiye’nin hassasiyetlerinin azami ölçüde dikkate alınacağının altı çizilmiştir. Bölgede terörle mücadele edilecekse Türkiye bunu en güzel şekilde yapıyor, yıllardan beri yapıyor. Fırat Kalkanı Operasyonu ile yurt dışında da ne kadar başarılı ve etkili yaptığını ortaya koymuştur. İlerde Türkiye’nin terör açısından başını ağrıtacak bir takım girişimlerin mümkün mertebe olmaması ve Türkiye’nin PKK terör örgütü konusundaki hassasiyetinin en üst düzeyde dikkate alınması için hala Amerikan yönetiminin elinde imkanlar olduğunu düşünüyoruz. Eğer aksi bir karar alırsa, bunun doğuracağı sonuçlar sadece Türkiye’yi bağlamaz, aynı zamanda Amerika için de olumsuz bir netice ortaya koyacaktır.”

TARİHİMİZ BİZİ UTANDIRACAK HİÇBİR ŞEYE SAHİP DEĞİLDİR
Başbakan Yıldırım, bir televizyon programında Atatürk’e hakaret edildiği iddiasıyla ilgili açılan soruşturma ile ilgili soruya ise şöyle yanıt verdi:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhuriyetimizin kahramanlar bizim milli değerlerimizdir. Dolayısı ile bunlara yapılacak her türlü yakıştırmayı, yanlış sıfatları asla kabul etmeyiz. Uygun görmeyiz. Bu ve buna benzer girişimleri şiddetle kınıyorum ve hukuken da yapılması gereken ne varsa bunlar da yapılacaktır. Biz kahramanlarımızın kurduğu, binlerce şehidimizin bize emanet ettiği yurdumuzu daha ileri götürecek ne tedbir varsa bunları alacağız. Tarihimiz bizi utandıracak hiçbir şeye sahip değildir. Bu tartışmaların yapay anlamsız ve maksatlı olduğunu düşünüyoruz. Bizim bu konuda kafamız çok açık ve nettir.”

İŞE İHTİYACIN VAR MI DİYE SORANLAR OLUYOR
Başbakan Yıldırım, 21 Mayıs tarihinde gerçekleştirecek kongrede izlenecek yolun sorulması üzerine şunları kaydetti:
“Anayasa değişikliğinden sonra benim konumumla ilgili sağ olsun insanlar çok ilgi gösteriyorlar, ne olacağımı, ne iş yapacağımı, işe ihtiyacın var mı diye soranlar oluyor. Bundan da duygusal olarak çok etkileniyorum, hoşuma gidiyor yani. Ben geleceğe yönelik hiç hesap yapmadım bundan sonra da yapmam. Önümüzde yapacak bir işimiz var, kongremizi en güzel şekilde yapacağız, genel başkanımızı seçeceğiz. Bundan sonraki oluşumlara yetkili kurullarımız, grubumuz karar verecek. Genel kurulda tüzük değişikliği zaten gündemde var, orada ihtiyacımız olan değişiklikleri genel kurulun iradesi ile yapmış olacağız. Yolumuza devam edeceğiz. 3 Kasım 2019’a kadar mevcut sistem devam edecek. Yeni sistemin tam anlamıyla uygulayama girmesi, yapılacak ilk genel seçim ve cumhurbaşkanlığı… Bu seçimler müşterek yapacak. Bizi erken terhis etme gayretleri olabilir, siyasette her zaman, her şey olur, biz sorumluluk sahibiyiz ve bu sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmenin gayreti içindeyiz.”

MİRAS PAYLAŞIMA GİRDİKLERİNDE DÜŞÜNDÜK Kİ ARTIK YENİLGİYİ KABUL ETMİŞLER
Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına aday olacağı iddiasına ilişkin, “Dedim ya beni benden çok düşünen var ama herkes işine baksın” dedi.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Meclis’de dünkü partisinin grup toplantısında referandum sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerine değinen Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
“Yüzde 48.6’nın adayı kim olacak diye bir miras paylaşıma girdiklerinde düşündük ki artık yenilgiyi kabul etmişler ama yatıp kalkıyorlar tekrar uyanınca başa tekrar dönüyorlar. Aslında hayır çıktı da evet çıkmış gibi gösteriyorlar diye YSK’ya verip veriştiriyor. YSK bizim gözbebeğimiz bir kuruluştur. Dünyada örnek bir şekilde seçim yapmış ve ciddi bir sorun olmadan bu seçimleri gerçekleştirmiştir. Seçimlerle ilgili oylar çalındı iddiası var mıdır? Bir seçimin şaibeli olup olmamasının tek şeyi oyların sandığa yansımamasıdır. Hiç kimse bu iddiayı söylemiyor. Neymiş, mühür vardı, yoktu. Kardeşim oradaki yöneticilerin, sandık kurullarının hatalarını oy verenlere ceremesini çektirmeye hakkımız var mı? Benim görevim mi pusulanın nasıl olduğu? Sonra ne önemi var? Önemli olan senin bastığın mühürdür, evettir, hayırdır. Öbür mühürlerin önemi yoktur. Onlarca karar var. Bir türlü sonucu hazmedemiyorlar. Bu demokrasiyi, millet iradesini kabul etmemek anlamına gelir. Önce siz demokrat, milli iradeye tabi olacaksınız, vesayet sisteminden önce kendiniz kurtulacaksınız ki ülke kurtulsun. Bunlar hala vesayetin etkisi altında ülkemizin seçimlerini başarılı bir şekilde yapan ve bu güne kadar bunu ispatlamış YSK’ya laf ediyorlar, onları rencide edecek, hedef gösterecek açıklamalar yapıyorlar şiddetle kınıyorum. YSK üyelerimizi bizim en tecrübeli, en prestijli hukukçularımızdır. Artık bu tartışmayı burada bitirme zamanı gelmiştir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun düşen bundan sonra 2019 seçimlerinde nasıl başarılı olunur, bunun için taktikler geliştirsin. Kampanya dönemindeki kuzu taktiğine tekrar dönebilir, bu kısmen başarılı oldu, bundan sonra da bunu sürdürebilir.”

ÖNEMLİ OLAYLARDAN SONRA KURULTAY TALEPLERİ CHP’NİN KLASİĞİDİR
Başbakan Yıldırım, CHP’yi sarayın karıştırdığına yönelik iddiaların anımsatılması üzerine ise “Bizim böyle bir şey yapmamıza ihtiyaç yok, CHP’nin klasiğidir. Her seçimden sonra kurultay, kurultay diye sesler yükselir. Burada da farklı bir şey oyladı. Bakın CHP’nin siyasi tarihine en önemli olaylardan sonra kurultay talepleri vardır, bugünde aynısı olmuştur, Sarayın işi gücü yokta başka, CHP ile mi uğraşacak, dünya kadar memleket işi var, CHP’ye sıra bile gelmez” dedi.