Öne Çıkanlar galatasaray bugünün gündemi gündem özeti Koronavirüs Kuşadası Belediyesi deprem gündem başlıkları erdoğan çin Covid19 konser başbakan binali yıldırım

“Teröristlere Basamak Olanlar, Sözcülük Yapanlar Su Katılmamış Teröristtir”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisini grup konuşmasında; "İP Başkanı’nın Türk Tabipleri Birliği’ne övgüleri, bizi de suçlayan sözleri hala hafızalarımızda olup, en son dehşet verici iftiraya ne diyeceği, nasıl bir yorum getireceği pek tabii merak konusudur. Herkesi uyarıyorum, Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir. Teröristlere basamak olanlar, sözcülük yapanlar su katılmamış teröristtir. Türk askerine aslı astarı olmayan suçlamalar da bulunanlar terörizme beşinci kol faaliyeti yapan kansızlardır." dedi. 

MHP Lideri Bahçeli partisinin TBMM grup toplantısında Milletvekillerine hitap etti. 

MHP Liderinin konuşmasından satırbaşları şöyle;

"Milliyetçi Hareket Partisi olarak stratejik koordinatlarını belirlediğimiz hedefleri insan, zaman ve mekân çerçevesinde isabet, ihtiyat ve itinayla tayin ve tespit kabiliyeti gösterdik, buna da aynen devam ediyoruz.

İlkelerimizden ödün vermedik, irademizden şaşmadık. Tutarlığımızdan caymadık,irfanımızdan sapmadık. Birileri gibi ülkü ve ülke sevdamızı asla ve kat’a bahis konusu yapmadık, siyasi müzayedeye bırakmadık,pazarlık malzemesi görecek kadar alçalmadık,ufalmadık, ufalanmadık.

Biz milletimizin uğruna varlığımızı adadık.Bir doğrunun imanının,bin eğriyi düzelteceğine inandık.Eskiyle yeninin arasına sıkışıp kalmadık.Fil dişi kulelerde milliyetçilik taslamadık. Milletimizle iç içe olduk, milletimizle aynı hizada durduk, hülasa millet biziz dedik.

Siyasi muhitler arası sürekli göçenlerle, çıkarlarının gemiyle yön değiştirenlerle ne işimiz olmuş, ne de ilişkimiz olacaktır. Biz bakacak yüze basmayız, bastığımız yüze de asla bakmayız.

Kendi evindeki dolu testiyi, kendi evindeki bol tepsiyi görmeyip, başkasının avucundan damla damla su içmeye kalkanların, lokma lokma ekmek yemeye çalışanların ne kandığı, ne de doyduğu görülmüş, duyulmuş şey değildir.

Biz milletimize nasıl hizmet edeceğimizin amacıyla yoğruluyoruz. Biz lider ülke Türkiye’yi inşa, imar ve ihyanın peşindeyiz. Hiç kimse kusura bakmasın, küçülmüş siyasetçilerin küçük hesaplarına kafa yoracak değiliz.

Çok şükür meydanlardan taşıyoruz, her gittiğimiz yerde hüsnü kabul görüyor, destek topluyor, milletimizin emsalsiz takdir ve teveccühüyle gücümüze güç katıyoruz.

2023 yılında, 1923 yılının ilkelerini kesintiye uğratmayacağız. 2023 yılında,1923 yılının ruh ve mirasını yağmalatmayacağız. 2023 yılında,1923 yılının eser ve emanetlerini yıktırmayacağız. Batan kayık gibi yan giden zillet taifesine Türkiye’yi rehin bırakmayacağız.

Emek veriyoruz, çaba gösteriyoruz, zaman ayırıyoruz, sürekli faal halde bulunuyoruz, bin defa helal olsun, yeter ki cumhur kazansın, yeter ki Cumhuriyet’in önü açılsın, yeter ki Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanımız olsun.

Geldiğimiz yer belli, durduğumuz yer bellidir. Tarafımız belli, tahayyülümüz bellidir. Ve bizim adayımız belli, kararımız nettir. Geçtiğimiz hafta sonu Manisa Açık Hava Toplantımız yine dost sevindirmiş, düşman çatlatmıştır.

Geliyor gelmekte olan diyorlar ya, asıl gelenin Cumhur İttifakı, asıl gelmekte olanın Milliyetçi Hareket Partisi olduğunu ne görüyorlar, ne de göstermeye ciğerleri yetiyor.

Biz yürüdükçe dağılıyorlar, biz yükseldikçe kaçışıyorlar.Üç kuruşa beş köfte sırasına giren süfli zihniyetler boşuna nefes tüketmesin,bizim bölünecek vatanımız yoktur,bizim inecek bayrağımız yoktur,bizim susacak ezanımız yoktur,bizim zillete düşecek ülkemiz yoktur.

Yarınlar bugünden çok daha güzel olacaktır. Türkiye’nin yolu da, bahtı da ardına kadar açıktır. Karamsarlarla işimiz yoktur. Ümit çeşmesi kurumuş olanlarla irtibatımız yoktur. Gücümüz Türkiye, güvencemiz büyük Türk milletidir.

Algı operasyonları bizi yolumuzdan döndüremeyecektir. Allah’a şükürler olsun ki, açık hava toplantılarımız başarıyla geçmiştir. Meydanların dili cumhurun zaferini muştulamaktadır. Meydanların sesi Türkiye’nin yükseliş umutlarına tercümanlık yapmaktadır.

Aşağı yukarı 1,5 yıldır zillet ittifakının Cumhurbaşkanı adayının hüviyeti üzerinde papatya falları açılıp çekilişler yapılıyor. Doğmayan oğul, bitmeyecek tarlaya nasıl buğday ekiyorsa, zillet partileri de susuz vadide küreksiz tekneyle mesafe almaya çalışıyor.

Yabancı ülkelerde Türkiye’yi ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı yüzleri kızarmadan, vicdanları sızlamadan, kalpleri teklemeden şikayet sırasına giriyorlar.

Televizyon ekranlarına baktığınızda, neredeyse her akşam üç-beş sabitleşmiş sabit fikirli sözde uzman yorumcu ve kerameti kendinden menkul akademisyenler bağıra çağıra zillet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı üzerinde toto oynuyorlar.

Cumhur İttifakı’nın adayı belli, kararı nettir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, tecrübesiyle, birikimiyle ve devlet adamlığı vasfıyla gündeme taşınan isimlerle mukayesesi her şeyden önce izanın ve insafın ayaklar altına alınmasıdır.

Ankara’yı yavaşlatması yetmiyormuş gibi, Türkiye’nin hızını da yavaşlatmak için pusuya yatanların umut olarak takdimi hangi akla, hangi mantığa, hangi makuliyete hizmettir?

İstanbul’u mahvı perişan eden aciz, acul, arızalı, aidiyet ve ahlaki sancıları olan başarısız şahsın devamlı ön plana çıkarılması kimin telkini, kimlerin tembihidir?

“Kadından imam olmaz, ben başbakan olacağım” diyen malum siyasetçinin, doğrudan değil de yancıları aracılığıyla Cumhurbaşkanı adaylığı için yeniden kulisleri kaynatması fırsatçılık değil midir? Altılı masada fesat çıkarmak şeklinde okunmayacak mıdır?

Bunları hangisi Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığına layık olabilir? Sayın Cumhurbaşkanımızı ve 2023’te Cumhurbaşkanı adayımızı sorunlu isimlerle eş tutmak, onlarla yarıştırmaya niyet etmek bir defa klasik bir FETÖ yöntemidir.

Gözümüzden kaçtı sanılmasın, zillet ittifakının muhtemel Cumhurbaşkanı adayı etrafında biriken tartışmaları ilk olarak dış güçler kışkırtmaktadır. İkinci olarak söz konusu tartışmanın ateşini PKK, FETÖ ve bölücü odaklar körüklemektedir.

Cumhurbaşkanlığı, yapboz tahtası, deneme yanılma sahası değildir. Cumhurbaşkanlığı, staj yapma yeri, acemi eğitim alanı değildir. Cumhurbaşkanlığı, yalvarmayla, yakarmayla, sızlanmayla, el avuç açmayla oturulacak bir makam değildir.

Cumhurbaşkanlığı, cumhurun irade külliyesi, itibar kubbesi, iffet, iddia ve ifade köşküdür. Cumhurbaşkanını seçen millettir, bu milletin adı da Türk milletidir.

Kılıçdaroğlu, nasıl bir adam olduğunun görülmesini istiyormuş. Arife tarif gerekir mi? Bilinen bir gerçeği tekrar duymaya ihtiyaç olur mu? Usta hırsıza kapı dayanır mı? Diyeceğim odur ki, Türkiye’nin karşısına dikilen bir şahsa adam denilir mi?

Kılıçdaroğlu açık açık adayım diyemiyor veya adayını ilan edemiyor. Sayın Kılıçdaroğlu, iki de bir meydan okuyacağına, cesaretin varsa milletimizin huzuruna çık da adaylığını ilan et, adayım diyerek kararını zikret.

Kılıçdaroğlu, Sivas’ta başörtüsünü ben çözdüm demiş. Madem bu sorun çözüldü, peki neden kanuni düzenlemeye ihtiyaç duydun? Bu istismara neden heves ettin? Maksadın neydi, nereye ulaşmayı istedin?

Emirlere mutlak itaat lâzımdır. Laubali, gevşek, disiplinsiz, metotsuz kimselerle dâvamız yürümez. Her şeyde örnek olmak lâzımdır.Başbuğ Alparslan Türkeş.

Sayın Kılıçdaroğlu, dürüstsen, iyi niyetliysen, başörtüsü üzerinden siyasi rant devşirmeyi aklından geçirmiyorsan merdane gibi dönmeyi bırak, işte sana demokrasi meydanı, gel burada duruş göstermeye bak.

Türk Silahlı Kuvvetleri’mizin kimyasal silah kullandığını şerefsizce dillendirenlere aldanacak ve kanacak hiç kimse yoktur. Irak ve Suriye’de benzeri karanlık algı oyunlarının görüldüğü, işgal için bahaneler oluşturulduğu bilinen bir geçektir.

CHP’li bir milletvekilinden HDP’lilere, terörist Demirtaş’tan Türk Tabipleri Birliği Başkanı’na kadar düşman safında toplananlar, terörün değirmenine su taşıyanlar açıktadır, hepsi de alçaktır.

İP Başkanı’nın Türk Tabipleri Birliği’ne övgüleri, bizi de suçlayan sözleri hala hafızalarımızda olup, en son dehşet verici iftiraya ne diyeceği, nasıl bir yorum getireceği pek tabii merak konusudur.

Herkesi uyarıyorum, Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir. Teröristlere basamak olanlar, sözcülük yapanlar su katılmamış teröristtir. Türk askerine aslı astarı olmayan suçlamalar da bulunanlar terörizme beşinci kol faaliyeti yapan kansızlardır.

Türk Tabipleri Birliği’nin başkan ve yöneticileri hakkında en ağır cezai işlemlerin tatbik ve temin edilerek, bu birliğin kapısına kilit vurulmasını, doktorlarımızın bu kuruma mecburi üyelik şartlarının kaldırılarak özgürleşmelerini tarihi önemde addediyorum.

Türk askerine hainlerin ve zalimlerin ağzıyla kimyasal silah çamuru atanları, mesela Türk Tabipleri Birliği Başkanı’yla diğerlerinin Türk vatandaşlığından çıkarılması, vatansız ve ülkesiz olmaya mahkum edilmesi akla en yatkın yollardan birisidir.

Tahammülümüz bitmiş, sabır taşımız çatlamıştır. Türk Tabipleri Birliği’nin tıpla, hekimlikle, sağlıkla uzaktan yakından ilgisi kalmamıştır. Bunların tahrikleri çizmeyi aşmıştır.

Zillet ittifakının dış bağlantılı senaryoları, FETÖ’nün kumpasları, PKK’nın ve bölücü mihrakların iftiraları devam ederken, Danıştay 5’inci Dairesi’nin FETÖ’den ihraç edilen 178 hakimi görevlerine iade kararı yenilir yutulur şey değildir.

Türkiye’nin kafese sokulmak için tuzak kurulduğunu apaçık şekilde görüyoruz. 15 Temmuz’un rövanşını almak için müsait zaman kollayanlara boyun eğemeyiz, hoşgörü gösteremeyiz, 251 şehidimizin kemiklerini sızlatamayız."

Türk milliyetçileri olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tutarlı ve tafsilatlı bir tarih şuuruyla bakıyor,bu şekilde yorumluyoruz.Maziye önem vermemiz,hürmet duymamız,bugüne yönelik bir memnuniyetsizlik hali veya bir mahrumiyet halsizliği olarak okunmamalıdır.

Tarihimizin görkemi her milletperver, her vatansever için gıpta edilecek bir gurur kaynağıdır.Gerçekçi olmak lazım gelirse, biz saadeti geçmişimizin sayfalarında değil,onu her seviyede geçme başarısı göstermiş bir istikbal yükselişinde görüyor ve değerlendiriyoruz."

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.