Öne Çıkanlar galatasaray Kuşadası Belediyesi Koronavirüs bugünün gündemi gündem özeti deprem gündem başlıkları erdoğan çin türkiye Covid19 konser

Erken Teşhis Katarakta Umut Oluyor

Yaşlılarda sıklıkla rastlanan katarakt hastalığının daha erken yaşlarda hatta bebeklerde bile görülebildiğini bildiren Ankara Özel Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Oftalmoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yonca Akova, kataraktın gözün renkli kısmı irisin hemen arkasında yer alan göz merceğinin opaklaşması olarak tanımlandığını, bu opaklaşmanın zamanla bireyin görüş kabiliyetini azalttığını ve görmeyi engellediğini belirtti.

Ankara Özel Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Oftalmoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yonca Akova katarakt hastalığı hakkında bilinmesi gerekenleri ve erken teşhisin önemini anlattı.

-KATARAKT HASTALIĞI BELİRTİLERİ NELERDİR?-

Kataraktın yavaş yavaş ilerlediğini, katarakt olan kişinin görmesinin zamanla azaldığını hissettiğini ve bir süre sonra göz bebeğinde grilik veya beyazlık fark ettiğini aktardı. O güne kadar var olan görme alışkanlıklarının değişmesinin, katarakt olan kişilerin en büyük şikâyeti olduğunu bildiren Akova, şöyle açıkladı:

“Televizyon izleme, okuma mesafelerinin değişmesi sonucunda hastalar hekime başvuruyorlar. Hastaların bir bölümü baktıkları yerlerin bir kısmında gölgeli görme ya da karanlık görme gibi şikâyetler yaşıyor. Ayrıca netlikte bozulma oluyor. Bakılan nesneler ve örneğin bu nesnelerin renkleri net görülemiyor. Çift görme, görmede yavaş yavaş azalma, gece görüşünde bozulma, renklerde soluklaşma veya sararma, gözlük numaralarının sık değişmesi ise diğer belirtiler.”

Akova, zannedilenin aksine hastalığın sadece yaşlılarda görülmediğini, daha erken yaşlarda katarakta rastlandığını ve bu sebeple belirtilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini bildirdi.

-HANGİ DURUMLAR KATARAKT OLUŞUMUNA NEDEN OLABİLİR?-

Akova, katarakt oluşumuna neden olabilen durumları şöyle sıraladı:

“Diyabet, delici veya delici olmayan göz yaralanmaları, üveit (göz içi iltihabı), steroidli ilaçların uzun süre kullanımı ve ultraviyole ışınlara, radyasyona maruz kalma katarakt oluşumuna neden olabilen durumlardır.”

-KATARAKT TEDAVİSİNDE ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ NEDİR?-

Tanısı gecikmiş, dolayısıyla ilerlemiş bir kataraktta bazı önemli tetkiklerin gerektiği gibi yapılamadığını vurgulayan Akova, bunlardan birinin glokoma yani göz tansiyonu yüksekliğine bağlı göz dibindeki optik sinir hasarı olduğunu, diğerinin ise göz dibinde yaşlılığa bağlı sarı leke hastalığı olup olmadığının belirlenmesi olduğunu açıkladı. Diyabeti olan hastalarda da göz dibinde kanama ve ödemin görülemeyebileceğini aktaran Akova, ileri kataraktı olan bir kişinin aynı zamanda diyabeti, glokomu ya da sarı leke hastalığı varsa görmesindeki azalmanın nedeninin bu hastalıkların tümünden kaynaklı olabileceğini belirtti.

Kataraktın tedavi edilebileceğini ancak arkasında yatan ve ileri katarakttan dolayı tanısı konamayan bu ikincil nedenlerden biri sebebiyle görmenin katarakt ameliyatı sonrasında beklenen ölçüde olmadığını ifade etti. Katarakt tedavisinin etkili olması ve görme kalitesinin istenilen düzeyde sağlanması için erken teşhisin büyük önem taşıdığını bildiren Akova, cerrahi sırasında uzak/yakın veya uzak/yakın ve astigmatın birlikte olduğu özellikli merceklerin, gecikmiş kataraktlarda takılmasının ameliyat öncesi ölçümlerin çok sağlıklı yapılamaması nedeniyle her zaman mümkün olamayabileceğini dile getirdi.

-KATARAKTIN TAM TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜDÜR?-

Kataraktın, ilaçla veya gözlükle tedavi edilebilen bir rahatsızlık olmadığını hatırlatan Akova, kataraktın ilerlemesini durdurabilecek etkili bir yöntem olmadığının ve oluşmuş bir kataraktın tek tedavisinin ameliyat olduğunun altını çizdi. Akova şu açıklamalarda bulundu:

“Katarakt ameliyatı göz numarasının düzeltilmesi ve hatta yakın görmenin kazandırılması fırsatını da içerdiğinden, göz numarasını düzeltici ameliyat (refraktif cerrahi) kategorisinde kabul ediliyor. Katarakt ameliyatının başarısı çok yüksek. Hastalarımızın büyük çoğunluğu, yenilikçi katarakt ameliyatlarının hemen ertesinde görmelerinde belirgin artış fark ediyor ve en iyi görmelerine eski yöntemlere göre çok daha kısa sürede ulaşıyor.  Ameliyatın başarısında ileri teknoloji bir FAKO cihazının ve femtosaniye teknolojisinin kullanılması kadar doktorun cerrahi deneyimi de önemli. Özellikli bir göz içi lensi kullanıldığı zaman kişinin gençliğinde kullandığı gözlüğü bile kullanmasına gerek kalmayabiliyor.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.