Altun: “Siz Terör Örgütlerini Bu Şekilde Himaye Ettiğiniz Müddetçe Bizimle NATO’da İttifak İçinde Olamazsınız”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İsveç’te meydana gelen provokatif saldırı eylemi hakkında TRT Haber canlı yayınına telefonla bağlanarak değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin bu saldırıya karşı tavrının sorulması üzerine, İsveç makamlarından terör örgütlerine karşı derhâl gerekli adımlarını beklediklerini ifade eden İletişim Başkanı Altun şunları kaydetti:

“Çok açık ve net bir şekilde bu kanlı terör örgütü mensuplarının orada gerçekleştirdikleri bu kirli eylemi en sert şekilde kınıyoruz ve İsveç makamlarına bir kez daha çağrı yapıyoruz. Derhâl, gecikmeksizin bu terör örgütlerine karşı gerekli adımları atın ve bizim bu noktada son derece somut bir şekilde dile getirdiğimiz talepleri yerine getirin! Şimdi burada Türkiye olarak biz çok uzun bir süreden beri çok haklı bir mücadele veriyoruz ve çok farklı kaynaklardan beslenen terör örgütleriyle mücadele veriyoruz. Bir taraftan ulusal bir mücadele veriyoruz, bir taraftan da kendi toplumsal huzurumuz, barışımız için mücadele verirken bölgesel huzurumuz için de, bölgenin barışı için de bu mücadeleyi veriyoruz. Bütün bunlarla birlikte küresel terörizme karşı da mücadele veriyoruz. Bu yönüyle de Cumhurbaşkanımızın liderliğinde esas itibarıyla son 20 yıldır etkin bir şekilde yürüttüğümüz terörle mücadelenin küresel barışa hizmet eden bir eylem olarak kendisini gösteriyor.”

“Küresel barışa da ihanet ediyorlar”

İletişim Başkanı Altun, Türkiye’nin bu süreçte çok ciddi bedeller ödediğini, çok ciddi bir mücadele verdiğini dile getirdi. “Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın defalarca ifade ettiği gibi müttefiklerimizden, Batılı ülkeler başta olmak üzere, kendileriyle dost olduğumuzu düşündüğümüz aktörlerden destek talep ediyoruz” diyen İletişim Başkanı Altun açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Aramızdaki ittifakın ve hukukun gereği olarak teröre karşı bizden yana tavır almalarını bekliyoruz. Fakat ne yazık ki uzunca bir süredir görüyoruz ki Batılı ülkeler, Avrupalı ülkeler, terör söz konusu olduğunda teröre karşı kendi müttefiklerini, Türkiye’yi desteklemek yerine terör örgütlerini himaye etmeyi tercih ediyorlar. Terör örgütlerini himaye ederek esas itibarıyla kendi toplumsal barışlarına da, küresel barışa da ihanet ediyorlar. Bu tablo ortadayken ne olursa olsun Cumhurbaşkanımız “göbeğimizi kendimiz keseriz, terörü kaynağında kuruturuz” diyerek, bütün engellemelere rağmen, sadece sınırlarımız içinde değil sınırlarımız dışındaki terör faaliyetlerini sonlandırmaya dönük çok yoğun bir mücadele başlattı ve 2016’dan sonra verilen bu yoğun mücadele ile birlikte terör örgütlerine çok ağır darbeler indirildi. Terör örgütleri bu anlamda bölgede etkinliklerini yitirmiş, çok zor durumda ve giderek etkisini yok edecek hâle gelmiştir.”

“Siz terör örgütlerini bu şekilde himaye ettiğiniz müddetçe bizimle NATO’da ittifak içinde olamazsınız”

İsveç hükûmetiyle çeşitli görüşmeler yaptıklarını ifade eden İletişim Başkanı Altun, NATO üyelik tartışmaları başlamadan önce de birçok Avrupa devleti ve hükûmetiyle birlikte İsveç’e de “kendi topraklarınızdaki terör faaliyetlerine son verin; FETÖ ile PKK ile olan ilişkilerinizi sonlandırın” çağrısında bulunduklarını belirtti.

İletişim Başkanı Altun şunları kaydetti:

“Son dönemlerde İsveç’in NATO’ya üyeliği söz konusu olmaya başladığında bu noktada tartışma öne çıktığında biz bir kez daha taleplerimizi yineledik ve dedik ki “siz terör örgütlerini bu şekilde himaye ettiğiniz müddetçe bizimle NATO’da ittifak içinde olamazsınız. Eğer NATO’da bizimle gerçek anlamda bir ittifak içinde olacaksanız o zaman bizim terörizmle, terörle, terör örgütleriyle verdiğimiz mücadeleye destek verin.” Bu noktada çok net bir şekilde tavrımızı ortaya koyduk. Cumhurbaşkanımız çok net olarak bunu hem muhataplarına birebir ifade etti hem de uluslararası platformlarda, uluslararası kamuoylarının gözü önünde ifade etti ve ne oldu? Yıl sonunda Madrid’de bir zirve gerçekleşti. O üçlü zirvede dönemin İsveç hükûmeti, açık ve net taahhütlerde bulundu. Bu açık, net taahhütler orada kayda geçti. Biz ısrarla oradaki kaydı esas aldığımızı vurguluyoruz. Bu nedenle bir kere daha bugünkü çirkin tablo karşısında tekrar altını çizerek vurguluyoruz. Terör örgütleri öncelikle size meydan okuyorlar. Terör örgütleri karşısında ya acizsiniz ya da terör örgütlerine siz bu alanı açıyorsunuz. Bizim daha farklı bir şey düşünme imkânımız söz konusu değil. Bu nedenle ısrarla bir kez daha teröristlerin Türkiye’ye iadesi taahhüdünüzü yerine getirin diyoruz. Israrla bu terör örgütlerinin topraklarınızda faaliyet göstermesine engel olun diyoruz.

“Küresel kaos çağının faturasını en çok Avrupa ödüyor”

“Ne yazık ki Avrupa’nın terör örgütlerini himaye çabası Türkiye’nin onlara, Avrupa ülkelerine sağlayacağı stratejik, jeopolitik, demografik imkânlardan mahrum olmalarını beraberinde getiriyor.” diyen İletişim Başkanı Altun sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eski Türkiye için bunu göze alabilirlerdi. Ama yeni Türkiye için bunu göze alamazlar. Hele bu “küresel kaos” çağında bunu göze alamazlar. Bugün bu küresel belirsizlik çağının, kaos çağının uluslararası anlamda giderek sıkıntılı süreçlerin yaşandığı bu dönemin faturasını en çok Avrupa ödüyor. Avrupa bugün itibarıyla uluslararası siyasette, küresel siyasette varlık gösteremiyor. Bölgesel güç, küresel bir oyuncu olarak Türkiye’nin bu noktada varlığı, enerji meselesi ve gıda krizi başta olmak üzere birçok noktada üstlendiği küresel inisiyatif, Avrupa için de bir imkândır. Fakat görüyoruz ki Avrupalı müttefiklerimiz tamamen geçmiş alışkanlıklarla, eski Türkiye’yi yine gözlerinin önüne getirerek birtakım ucuz yöntemlerle, çeşitli terör örgütlerini himaye ederek Türkiye’yi dizayn edeceklerini varsayıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye bambaşka bir noktaya geldi. Türkiye böyle uzaktan birtakım sözde yapılarla, terör örgütleriyle dizayn edilebilecek bir Türkiye değil. Bu Türkiye, kural koyan bir Türkiye! Bu Türkiye sadece istikrar adası olan değil, aynı zamanda istikrarlaştırıcı bir güç olan bir Türkiye! Bugün bölgenin ve küresel alanın en fazla sıkıntı çektiği savaşın, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın baş müzakerecisi konumundaki bir Türkiye… Bu noktada biz pozisyonumuzu, her ne olursa olsun, korumaya, küresel terörizmle mücadeleye, terörü kaynağında kurutmaya devam edeceğiz.”

“Söz değil, gerçekten icraat istiyoruz”

Bugün yaşanan çirkin saldırıyı, çirkin sözde protestoyu yerinde ve en doğru şekilde cevapladıklarını dile getiren İletişim Başkanı Altun: “Terör örgütlerini kaynağında etkisiz hâle getirerek bunun cevabını veriyoruz. Fakat İsveç hükûmetinin de derhâl bu yapılan eyleme cevap vermesi gerekiyor. Söz değil, gerçekten icraat istiyoruz. Madrid’de üçlü muhtırada verilen sözlerin hayata geçmesini bekliyoruz. Bizim pozisyonumuz budur. Biz bu noktada gerçekten diyalogla, müzakereyle süreç yürütmek istiyoruz. Bu konuda çok net bir yaklaşımımız var. İsveç Dışişleri Bakanı bugün bu eylemden memnun olmadıklarını, bu eylemin çirkin bir eylem olduğunu vurguladı. Ben de onun üzerine kendisine cevap yazdım: “O zaman bir an önce harekete geçin ve sizin gerçek anlamda bir adım attığınızı biz görebilelim” dedim. Türkiye bu noktada çok net bir pozisyona sahip. Gerek sahada gerek masada en açık, en net şekilde hareket eden bir aktör konumunda. Sayın Cumhurbaşkanımız muhataplarına ne söylüyorsa, uluslararası alanda da bunu açık ve net bir şekilde dillendiriyor. O noktada hiçbir aktör bize farklı bir cevapla gelemez. O nedenle burada bizim durduğumuz yer de, verdiğimiz mücadele de değerlidir. Bu mücadeleyi vermeye, durduğumuz yerde durmaya devam edeceğiz.” İfadelerini kullandı.

“Türkiye’nin bundan sonra beklediği somut adım ne olur, ne olursa Türkiye tatmin olur? Türkiye’nin İsveç’ten beklediği net cevap nedir?” soruları üzerine İletişim Başkanı Altun şu değerlendirmelerde bulundu:

“Çok net, tekrar vurgulamaya çalışayım. Bizim Madrid’de, muhtırada açık bir şekilde ifade edilen, bize verilen taahhütlerin karşılanması beklentimiz var ve burada savunma sanayii noktasında bir dizi gizli ve açık yaptırım söz konusuydu; bunların kaldırılmasına yönelik adımlar atıldı. Bunu olumlu karşıladığımızı vurguladık. Fakat onun ötesinde, altını çizerek söylüyorum, sadece PKK değil, FETÖ ve PKK’nın İsveç topraklarında faaliyetlerine son verilmesi, bununla beraber örgüt mensuplarının Türkiye’ye iadesi, Türkiye’nin en somut beklentileridir. Bir an önce de bunun hayata geçmesi lazım. Bunları bekliyoruz.”

“Somut adım bekliyoruz”

İsveç makamlarının “Ülkemizde yasal düzenleme yok” gibi savunmalarının da olduğu hatırlatılarak “Madird’deki mutabakat metnine imza atılmasından sonra yasal düzenleme için yeteri kadar süre geçmedi mi?” sorusunun sorulması üzerine İletişim Başkanı Altun:

“Bu nihayetinde bir siyasi irade, bir masanın etrafında karşı karşıya oturuyor ve bir mutabakat metnine imza atıyorlar. “Bu mutabakat metnine imza atarlarken bizim bunu gerçekleştirmeye irademiz yetmez” gibi bir kayıtları yok. Bizim de bu nedenle burada somut bir beklentimiz var. Nihayetinde tekrar vurguluyor, tekrar ifade ediyoruz. Meseleyi sadece İsveç’in NATO üyeliği meselesiyle ilgili olarak konuşmuyoruz. Bugünkü bu eylem, Avrupa’nın bir başka şehrinde de olabilirdi. Onlara da çok net bir şekilde aynı cevabı verirdik ve onları da sert bir şekilde kınardık, pozisyonumuzu alırdık. Dolayısıyla İsveç’in NATO üyeliği ile ilgili tartışmada biz aynı noktadayız. Somut adım bekliyoruz.” İfadelerini kullandı.

“Fransa’daki PKK’nın varlığı sadece Türkiye için değil Avrupa için de Fransa için de bir tehdittir”

Fransa’da geride bıraktığımız günlerde yaşanan olaylar, terör örgütü yandaşlarının Fransa sokaklarında yaptığı eylemler hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “işte beslediğiniz yılan gün gelir sizi de sokar” açıklaması hatırlatılarak, “terör örgütünün bu eyleminin, İsveç’in NATO üyelik sürecini de sabote etme girişimi olduğunu düşünür müsünüz, bu konuyla ilgili görüşünüz nedir?” sorusuna karşılık İletişim Başkanı Altun şu açıklamalarla sözlerini tamamladı:

Bunun cevabını vermesi gereken, her şeyden önce İsveç hükûmeti, o yüzden ben kendilerine yönelik de bir meydan okumadır dedim. Bunu yapanlar “İsveç’in NATO’ya girmesini istemiyoruz” diyorlar. Fakat bizim muhatabımız onlar değil. Bizim muhatabımız İsveç hükûmeti. Dolayısıyla onun bu soruya cevap vermesi gerekir. Olaylar gerçekleşmeden iki gün önce biz Ankara’da Türkiye-Fransa ilişkileriyle ilgili bir uluslararası panel düzenledik ve Fransa’dan da katılımlar oldu. Orada da ben yaptığım konuşmada açık ve net bir şekilde vurgulamaya çalışmıştım. “Fransa’daki PKK’nın varlığı sadece Türkiye için değil Avrupa için de Fransa için de bir tehdittir” diye vurgulamıştım. “Gerek PKK’nın gerekse onun Suriye’deki uzantılarının desteklenmesine yönelik Fransa’nın verdiği imtihan, yürüttüğü politika yanlış bir politikadır” diye vurgulamıştım. Aynı noktadayız ve bu noktada Fransa, Almanya ve bütün Avrupa ülkelerinin açık ve net bir şekilde burada teröre karşı barıştan, huzurdan yana tavır alması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin pozisyonu açık ve nettir ve bu pozisyon çerçevesinde biz muhataplarımızdan dürüstlük, şeffaflık ve samimiyet bekliyoruz.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.