"Bu Ülkenin Hiçbir Evladını Kaybetme Lüksümüz Yok"

Başbakan Binali Yıldırım, “Bu ülkenin her evladı bizim için aziz bir emanettir. Bu ülkenin hiçbir evladını kaybetmek gibi bir lüksümüz yoktur. Eğitimde fırsat eşitliği sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu ülkenin bütün çocuklarına sahip çıkacak, hiçbirini ne bölücülere ne FETÖ’cülere  asla kurban etmeyeceğiz, asla bırakmayacağız” dedi.

Başbakan Yıldırım, Çankaya Köşkü’nde 81 ilden gelen öğretmenlerle öğle yemeğinde bir araya geldi. Konuşma yapan Başbakan Yıldırım, eğitim noktasında bugünün geçmiş dönemden çok farklı olduğunu söyledi. Bütçede en büyük payın savunmaya değil, eğitime ayrıldığını ifade eden Yıldırım, “Bu Türkiye’nin geleceği noktasındaki hassasiyetimizin en bariz göstergesidir. Geçen 14 yılda eğitim hayatımızın nereden nereye geldiğine bakarsak bu hassasiyetin somut sonuçlarını rahatlıkla görürüz” dedi. Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

“2002’de eğitime ayırdığımız bütçe sadece 10 milyar lira. Bugün 2017 bütçesi 122 milyar 500 milyona çıktı. Bugün yaklaşık 1 milyona ulaşan öğretmeni, 20 milyon öğrencisiyle büyük bir aileyiz. Eğitim camiamızın insan sayısı dünyadaki birçok ülkenin nüfusundan daha fazla. Bununla elbette gurur duyuyoruz ve doğru yolda ilerlediğimizden eminiz. Eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve öğrencinin eğitim hakkının şartsız elde edebilmesi için birçok düzenlemeye imza attık. 14 yılda 300 bine yakın derslik inşa ettik, okullarımızı bilişim sınıflarıyla donattık. 561 bin öğretmenimizin 14 yıl içinde atamasını gerçekleştirdik. 3 bin 300 engelli kardeşimizi ve 950 milli sporcumuzu meslek hayatına kazandırdık. 2,5 milyar ders kitabını ücretsiz dağıttık. İlk defa sosyal bilimler ve spor liselerini hayata geçirdik. Bugün yabancı öğrenci sayısı bin 300’ü bulan uluslararası imam hatip okulları eğitim veriyor. Türkiye Maarif Vakfını kurduk. Zorunlu eğitim süresini 4+4+4 12 yıla uzattık. Temel eğitimden orta öğretime geçiş sistemini başlattık. Kuran-ı Kerim ve Siyer derslerinin seçmeli olarak okutulmasını başlattık. Farklı dillerde eğitimin önünü açan düzenlemeler yaptık. Mesleki ve teknik eğitim reformu hayata geçti. Meslek liselerinde uygulanan kat sayı adaletsizliğini sona erdirdik. Üniversiteye girişteki okul katkı puanını ve üniversite harçlarını kaldırdık. Üniversitesiz hiçbir ilimiz kalmadı. Göreve başladığımız ilk anda çocuklarımızın okullaşması için seferberlik başlattık. Özellikle kız çocukları için ‘Ana-Kız Okuldayız’ ve ‘Haydi Kızlar Okula’ gibi kampanyalarla 1,5 milyon kız çocuğumuzu ve kadınlarımızı okul sıralarına kavuşturduk.”

-OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZORUNLU HALE GELİYOR-

Önümüzdeki dönemde okul öncesi eğitimin de zorunlu hale getirileceğini ifade eden Yıldırım, son 14 yıl içinde yüzde 50’nin üzerinde okul öncesi eğitimin verilmeye başlandığını kaydetti. 2019 yılı sonuna kadar sabahçı-öğlenci uygulamasının tamamen ortadan kaldırılacağını hatırlatan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Okullarımızda tam gün eğitime geçmiş olacağız. 5. sınıflarda yabancı dil eğitimine ağırlık vereceğiz, kaliteyi artıracağız. Fatih Projesi ile birlikte okullarımızda akıllı tahtalar var, internet var, 433 bin sınıfta bu tahtalar hizmet veriyor. Öğretmen ve öğrencilerimize tablet dağıtımı başladı. Bugüne kadar 1,5 milyar tablet bilgisayar dağıttık. Artık dünyanın neresinde olursa olsun, bilgiye öğrencilerimiz bir tuş mesafesinde. Okulda öğretmenin anlattığı konunun videosunu evinde tabletinden izleyecek. Köy okullarındaki bir öğrencimizle Ankara’nın merkezindeki kardeşimizin aynı bilgiye aynı anda ulaşmasının yolunu açıyoruz. Bu sistemi dünyada birçok ülke henüz başlatamadı. Bu anlamda da Türkiye Fatih Projesiyle bilişimle eğitimin kapılarını açmış oldu. Gelecek, bilişimle gelecek. Geleceğimiz, gençlerimiz bilişimle bilgi toplumunun önemli bir parçası haline gelecek. Sadece yolları, köprüleri yapmak marifet değil. Eğitim alanında sunduğumuz alanlar da dünyada dikkat çekmeye başladı. Öğrencilerimizin tamamı bilmez ama eskiden kara tahtalar vardı. Tahtaya yazı yazıldığında tebeşir tozundan boğulacak kadar öksürürdünüz. Bir de tahtayı silme derdi vardı. Hiçbir öğrenci tahta silme sırasının kendisine gelmesini istemezdi. O günler geride kaldı. Artık internete bağlanan, sayısal ekranlara sahip akıllı tahtalarımız okullarda yerini aldı. Sadece bu örnek bile eğitimde nereden nereye geldiğimizin açık bir göstergesi.”

-“ONLAR ŞEHADET ŞERBETİ İÇTİ, BU ÜLKEYİ ALÇAKLARA TESLİM ETMEDİ”-

Hayatını kaybeden, görev başında şehit olan, Van depreminde hayatını kaybeden öğretmenleri anan Başbakan Yıldırım, “15 Temmuz alçak darbe girişiminde hayatını kaybeden 248 kahraman vatan evladımız, 2 bin 194 gazimiz var. Bunlar arasında öğretmenimiz Yusuf Elitaş ve Ramazan Konuş var. Bu şehit öğretmenlerimizin eşleri de bugün burada bizimle beraber. Onlar, bir kalkışma var sedasını duyunca ‘Korkmayın, öleceksek bugün ölelim’ diye ana, eş ve çocukla beraber gecenin karanlığında bu ülkenin geleceği için hiç tereddüt etmeden meydana indiler. Tıpkı diğerleri gibi. Yusuf Elitaş öğretmenimiz de meydandaydı. Onlar şehadet şerbeti içti, bu ülkeyi alçaklara teslim etmedi” diye konuştu.
-“HER ÇOCUĞUMUZ HAKKINA SAHİP ÇIKABİLMELİDİR”-

Öğretmenlere seslenen Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:

“Çocuklarımıza tarihimizi, milli kültürümüzü ve değerlerimizi öğretmek konusunda daha titiz olmak mecburiyetindeyiz. Çocuklarımız eleştirel düşünebilmeli, karşılaştıkları gelişmeleri çok yönlü değerlendirebilmelidir. Demokrasi bilincinin, vatan, bayrak sevgisinin güçlenmesi için ilk adımın öğrencilik yılarında atılması gerekiyor. Sizlerin demokratik tavrı ve örnekliği, çocuklarımızda mutlaka kalıcı bir tavra dönüşecektir. İnsan hakları konusunu önemsiyoruz. Her çocuğumuz insan hakkı bilinciyle yetişmeli ve hakkına sahip çıkabilmelidir. Çocuklarımız hem evrensel olanı hem de yerel olanı birlikte öğrenmeli. Yeniye açık, öğrenmekten, araştırmaktan zevk alan, kitapları arkadaş bilen öğrenciler mutlaka bizim geleceğimizdir. Her çocuk keşfetmeyi bekleyen bir evrendir. Çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerinin keşfedilmesinde en büyük rehberlik görevi şüphesiz sizler ve anne babalardır. Öğretmen ve öğrenciler eğitim piramidinin en tepesinde yer alıyor.

-“VATANDAŞLARIMIZIN ÜZERİNE ATEŞ AÇANLAR BİZİM YETİŞTİRDİĞİMİZ ÖĞRENCİLER DEĞİL”-

Bakanlığımız ve bütün teşkilatımız sizlere her türlü hizmet ve desteği vermek için 7 gün 24 saat hazırdır. Öğretmenlerimizin hak ettiği değeri vermek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu meslek sevda işidir. İşine aşık olmayan, başarılı olamaz. Para her şey değil, madde değil. Memleket vatan sevgisi olarak göreceğiz. Bugün bölücü terör örgütünde gözünü kırpmadan toplulukların içinde kendisini patlatarak insanları yok eden, devletin silahını, uçağını alarak vatandaşlarımızın üzerine gözünü kırpmadan ateş açanlar bizim yetiştirdiğimiz öğrenciler değil. Demek ki bir yerde eksik bıraktığımız bir şey var. Onu mutlaka bulmalı ve telafi etmeliyiz. Hiçbir öğretmenimizin amacı insanları öldüren yarının yetişkinlerini yetiştirmek değil. Sizin amacınız, ülkemizi müreffeh yarınlara taşıyacak, Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal’in hedef gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak öğrenciler yetiştirmektir. Bu noktada hepimize, hükümet olarak bizlere, eğitim camiamızın en seçkin kişileri olarak sizlere çok büyük görev ve sorumluluk düşüyor. Baş aktör daima sizlersiniz. Çocuklarımızın hayatında en önemli rolü siz oynuyorsunuz. Siz nasıl şekillendiriyorsanız, çocuklar yarına o şekilde yürüyor. Bunun bilincinde olduğunuzdan eminim ve görevinizin hakkını vermek için her türlü fedakarlığı göstererek gayretle çalıştığınıza eminim.

-“BU ÜLKENİN HİÇBİR EVLADINI KAYBETMEK GİBİ BİR LÜKSÜMÜZ YOKTUR”-

Bu ülkenin her evladı izim için aziz bir emanettir. Bu ülkenin hiçbir evladını kaybetmek gibi bir lüksümüz yoktur. Eğitimde fırsat eşitliği sağlamak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bu ülkenin bütün çocuklarına sahip çıkacak, hiçbirini ne bölücülere ne FETO’culara asla kurban etmeyeceğiz, asla bırakmayacağız. Hiçbir öğrencimiz ya da eğitim çalışanımız, kökeni, kimliği, kültürü gibi sebeplerle dışlanmayacak. Birliğimizi, dirliğimizi bozmaya çalışan kötü niyetli kişilere fırsat vermeyeceğiz. Terör örgütleri yakın geçmişimizde eğitim kurumlarımıza sızmak için çok gayret ettiler. Ama artık o günler geride kalıyor. 15 Temmuzda ülke olarak yaşadığımız acıları bir daha yaşamamak için bütün terör unsurlarını, eğitim kurumlarımızdan temizliyoruz. Ardahan’da, Edirne’de, Hakkâri’de, Şırnak’ta, İzmir’de, Ankara’da Türkiye’nin dört bir yanında bin bir zorluklarla görev yapan sizlersiniz. Emeğiniz büyük, bizlerde hakkınız çok. Öğrencisi ağladığında gözyaşını silen, açken üzülen, tokken sevinen siz öğretmenlerimizsiniz. Öğrencilerinin başarısını anlatırken gözlerinin içi gülen yine sizsiniz. Tüm öğretmenlerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Emekli olup kalbi hala okulda atan öğretmenlerimizin ellerinden öpüyoruz. Bugün benim ilkokul öğretmenim Galip Kumbar bugün sağlık sorunu olmasına rağmen burada bizimle beraber. Aynı zamanda eşim Semiha Hanım’ın öğretmeni de bugün aramızda. Göreve yeni başlayan genç öğretmen arkadaşlarımıza çıktıkları bu uzun ve meşakkatli yolculukta başarılar dilerim. Okul sınırlarından kötülüğü defeden, iyilik tohumları eken, yarınları sevgiyle inşa eden siz değerli öğretmenlerimiz iyi ki varsınız.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.