Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Suriye Rejimiyle Temasımız Söz Konusu Değil

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Suriye hükümeti ile temasa geçilmeli” çağrısına, “Açık tavrımızı baştan beri ortaya koyduk; bizim rejimle herhangi bir temasımız söz konusu değil” yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kalın, terör örgütlerinin Afrin bölgesinde yediği darbeler neticesinde yeni arayışlara girdiğini belirterek, “Geçtiğimiz hafta bildiğiniz gibi PYD/YPG terör örgütü Suriye rejimine çağrı yaparak, Türkiye’ye karşı onların yardımına gelmesini istedi. Bu bile aslında bu terör örgütünün ne tür kirli ilişkiler içinde olduğunu açık bir şekilde göstermektedir. İşine geldiği zaman her ülkeyle ve her aktörle işbirliği yapabileceğini açık bir şekilde göstermektedir. Özellikle YPG ve PYD’ye DEAŞ’la mücadele bahanesiyle bugüne kadar destek veren Amerikan yönetiminin bu noktayı daha net bir şekilde görmesi gerektiğini düşünüyoruz. Umarız bunu doğru bir şekilde analiz ederler ve PYD ve YPG’ye verdikleri desteği derhal bir an önce daha fazla geciktirmeden sonlandırırlar. Bugüne kadar DEAŞ’la mücadele adı altında verilen desteklerin artık hiçbir zemini kalmamıştır” diye konuştu.

“SOÇİ ZİRVESİ’NDE BİRTAKIM HATALAR YAPILDI”

Kalın, konuşmasında Soçi’de yapılan zirveye değinerek şunları kaydetti:

“Soçi toplantılarına hep yapıcı bir tutumla yaklaştık. Bunun sahaya somut yansımalarının olması ve çatışmasızlık durumunun devam ettirilmesi ve siyasi geçiş sürecinin hayata geçirilmesi için katkı sağlaması yönünde çabalarımızı yoğunlaştırdık. Bu çerçevede Soçi’de de bir üçlü zirve gerçekleştirildi. Bizim açımızdan tabi Soçi Zirvesi’nde birtakım hatalar yapıldı, aksaklıklar oldu. Buna tepki olarak da Suriye muhalefetinin belli kolları, grupları bu toplantıya katılmadılar. Buna rağmen sonuç bildirgesinde Birleşmiş Milletler 2254 sayılı karara atıf yapılması, Astana ve Cenevre süreçlerinin birbirlerine biraz daha yakınlaştırılması noktasında önemli bir adım atıldı. Bir diğer önemli netice de 150 kişilik bir Anayasa Komisyonu’nun kurulması kararı alınmış olmasıdır. Bu komisyona verilecek isimleri belirleme sürecini şu anda başlattık. Bu siyasi geçiş sürecinde önemli adımdır. Fakat bütün bunlar yaşanırken özellikle rejimin İdlib çatışmasızlık bölgesinde Astana’da alınan çatışmasızlık kararını ihlal edici tavırları da maalesef devam ediyor. Sivillere yönelik saldırıların derhal durdurulması için bütün aktörlerin devreye girmesi gerekiyor.”

Kalın, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapılan anlaşma çerçevesinde 4. gözlem bölgesini kurmak için çalışmalar yürüttüğünü hatırlatarak, “Zaman zaman sahada zorluklarla karşılaşıyor, taciz ateşiyle karşılaşıyor hatta saldırılarla karşılaşıyorlar. Burada da garantör ülkeler başta olmak üzere herkesin üzerine düşeni yapması gerekmektedir” dedi.

“HAREKAT EKONOMİMİZİ OLUMSUZ ETKİLEMİYOR”

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Zeytin Dalı Harekatı’nın ekonomiye herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığını belirterek, “Tam tersine Türkiye sınırları içerisinde terörün tamamen sıfırlanması üretim, yatırım, uluslararası sermaye açısından çok daha elverişli bir ekonomi oluşmasına imkan sağlayacaktır” diye konuştu.

“KILIÇDAROĞLU’NUN GECİKMELİ AÇIKLAMASI MANİDAR”

Kalın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında, 2014’te PYD’nin terör örgütü olduğuna ilişkin ilk kararın Mardin İkinci Ağır Ceza Mahkemesinden çıktığını, 2015’te ise PYD’nin başkanı Salih Müslim’in Ankara’ya davet edildiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a terör örgütlerine yardım ve yataklıktan dava açacağını belirtmesini şöyle değerlendirdi:

“Kılıçdaroğlu'nun PYD/YPG'nin bir terör örgütü olduğunu net bir şekilde ifade etmesi memnuniyet verici ama gecikmeli bir şekilde bu açıklamanın Sayın Cumhurbaşkanımızın birçok çağrısından, meydan okumasından sonra yapması da manidar ama şunu da göz ardı etmemek lazım Hala CHP içinde PYD'ye terör örgütü diyemeyen, hatta dolaylı olarak onlara destek veren, arka çıkan birtakım seslerin olduğunu da görüyoruz. Umarız bu konuda da Sayın Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı sıfatıyla gerekli adımları atacaktır.”

“BİZİ YÖNLENDİRME ŞEKLİNDEKİ YAKLAŞIMLAR ÇOK GERÇEKÇİ DEĞİL”

Kılıçdaroğlu’nun “Suriye hükümeti ile temasa geçilmeli” çağrısına da Kalın, şu yanıtı verdi:

“Rejimle ilişki birçok defa soruldu, açık tavrımızı hep baştan beri ortaya koyduk; bizim rejimle herhangi bir temasımız söz konusu değil, şu anda öyle bir temasın kurulması da söz konusu değil. Biz defalarca ifade ettik Suriye’nin birlik ve beraberliğini sağlayacak bir devlet yapısının ve liderliğin ortaya çıkması, Suriye’nin geleceği açısından büyük önem arz ediyor.

Bizi yönlendirme şeklindeki yaklaşımların çok gerçekçi olmadığını ifade etmeliyiz. Bizim Suriye’deki hedefimiz ne işgaldir, ne oradaki terör yapılarına verilen desteği görmezlikten gelmektir. Amacımız hem Suriye topraklarının bütünlüğü ile terör örgütlerinden temizlenmesi hem de siyasi geçiş sürecinin hem bizim hem de Suriye halkı için sürdürülebilir şekilde hayata geçirilmesi. Bununla ilgili olarak da Astana’da Rusya ile İran ile diğer bölge ülkeleri ile diğer taraftan uluslararası koalisyonla, AB ülkeleriyle ile Amerika ile bu koordinasyonu sağlamaya çalışıyoruz.”

“TİLLERSON'IN ZİYARETİ KENDİ TALEPLERİ”

Kalın, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymond McMaster’ın Türkiye’ye ziyaretlerine ilişkin ise şunları dedi:

“Sayın Tillerson'ın ziyareti kendi talepleri üzerine gerçekleşiyor. Dışişleri Bakanımızın misafiri olarak gelecekler ve muhtemelen Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından da kabule dilecekler. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster’la da benim bir telefon trafiğim var bir müddettir o çerçevede kendisi ülkemizi ziyaret edecek benim misafirim olarak gelecek.

“ABD İLE GÜVENİN YENİDEN TESİSİ İÇİN ÇABA İÇİNDEYİZ”

Suriye, Irak terörle mücadele başta olmak üzere Türk- Amerikan ilişkilerini ilgilendiren konuları etraflı bir şekilde ele alacağız. Bu ziyaretler önemli. Biz ABD ile güvenin yeniden tesisi için bir çaba içindeyiz. Ama bu güveni sağlayacak olan da sahada atılacak somut adımlardır. Amerikan yönetiminden birtakım somut adım beklentilerimiz var örneğin, PKK terörüyle mücadele konusunda sık sık konuştuğumuz bir konu, anlık istihbarat paylaşımı, operasyonların koordinasyonu ve diğer konuda. Fakat maalesef bugüne kadar çok somut, elle tutulur, sahaya yansıyan adımlar şu ana kadar görmedik. Bu konuları etraflı bir şekilde ele alacağız.”

“AFRİN OPERASYONUYLA İLGİLİ GEREKLİ PLANLAMAYI YAPAN TSK’DIR, MİT’TİR”

“Kemal Kılıçdaroğlu ‘Afrin’e girilmemeli daha derine gerek yok’ diyor, Devlet Bahçeli’nin ise ‘önce ÖSO girsin Türk Silahlı Kuvvetleri sonra girsin’ şeklindeki açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine de Kalın, “Afrin operasyonuyla ilgili gerekli askeri planlamayı yapan kurum bellidir, Türk Silahlı Kuvvetleri’dir, Milli İstihbarat Teşkilatı’dır, ilgili güvenlik birimlerimizdir. Onların yaptıkları planlamalar çerçevesinde bu harekat gayet başarılı bir şekilde yürütülüyor bundan sonra da böyle devam edecektir. Tabi ki bu tür görüşler dile getirilebilir buna saygı duyuyoruz. Asıl olan askerimizin, istihbarat birimlerimizin sahadaki bilgiler ışığında ve ortaya koyduğu planlar ve bunların uygulanmasıdır. Dolayısıyla ‘oraya girelim, buraya girmeyelim’ tarzı değerlendirmeleri bırakalım ilgili makamlar yapsınlar” diye konuştu.