Erdoğan: Ülkemizi Sürekli Tehdit Altında Tutanlara Karşı Artık Duramazdık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatıyla ilgili “Dün El Bab'da şehit olan 16 askerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu mücadelemiz sıradan bir mücadele değil. 16 şehidimiz oldu, 200’e yakın DEAŞ’lı orada öldürüldü. Ülkemizi sürekli tehdit altında tutanlara karşı artık duramazdık ve bunun gereğini de yapıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Toplu Açılış Töreninde konuştu. El Bab'da şehit olan 16 askere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dileyen Erdoğan, “Bu mücadelemiz sıradan bir mücadele değil. 16 şehidimiz oldu, 200'e yakın DEAŞ'lı orada öldürüldü. Ülkemizi sürekli tehdit altında tutanlara karşı artık duramazdık ve bunun gereğini de yapıyoruz” dedi. Harekatın yanı sıra Rusya, ABD, İran, Irak ve Körfez ülkeleriyle diplomatik temaslarında devam ettiğini ifade eden Erdoğan, yürütülen görüşmeler sonucunda Fırat Kalkanı Harekatının başladığına dikkat çekti.

 “Onlara ‘Dur’ Dedikçe Biz Daha İleri Atıldık” 

Açılışı yapılan 151 eser hakkında da bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, 663 bin dekar arazinin zirai sulamaya açıldığını, yerleşim merkezlerine yılda 100 milyon metreküp içme suyu temin edildiğini ifade etti. Yapılan yatırımlarla bir ilin, 29 ilçenin, 186 yerleşim yerinin ve 376 bin dekar arazinin sel ve taşkından korunmasının sağlanacağını belirten Erdoğan, ülkeyi yönetme sorumluluğunun üstlenildiği günden beri istismar siyaseti yerine eser siyaseti yapmayı tercih ettiklerini kaydetti.

Türkiye’nin 2003 yılından bugüne yılda ortalama yüzde 5.9 büyüme oranına ulaştığına dikkat çeken Erdoğan, gayri safi yurt içi hasılanın 2002 yılında 236 milyar dolar iken, 2013 yılında 949 milyar dolara kadar çıktığını anımsattı. Trilyon dolarlık gayri safi milli hasıla oranına yaklaşıldığı zaman bazılarının tüm düğmelere birden bastığını belirten Erdoğan, “Kimi ağaç diyerek, kimi yolsuzluk diyerek, kimi öz yönetim diyerek, kimi doğrudan silaha sarılıp darbe yapmaya kalkarak, kimi bölgemizi kana ve ateşe boğarak bizi kendilerince durdurmak istediler. Onlar ‘dur’ dedikçe biz daha ileri atıldık. Çünkü tarihimizin ve milletimizin bize verdiği görev budur. Dünyanın ve bölgemizin yeniden yapılandırılmaya çalışıldığı şu kritik dönemde, eğer durmaya kalkarsak kendimizi bulacağımız yer, Sevr şartlarıdır. Halbuki biz hala Lozan'daki kayıplarımızın üzüntüsüyle yaşayan bir milletiz. Açık konuşmak lazım; Türkiye, İstiklal Harbi'nden sonraki en büyük mücadelesini veriyor. Bu mücadele, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet mücadelesidir” diye konuştu.

 “Bizim Asıl Mücadelemiz Arkalarındaki Güçlerdir”

Geçmişteki mücadelelerin aksine bugün asimetrik bir saldırı ile karşı karşıya olunduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Terör örgütleri, bu kavganın sadece piyonlarıdır. Bizim asıl mücadelemiz arkalarındaki güçlerdir. Bu güçler, hassas noktamız olarak neremizi görüyorlarsa oraya yükleniyorlar. Kimi yerde köken kimi yerde mezhep ve meşrep farklılıkları yüzünden milletimizi bölmeye çalışıyorlar. Diyorlar ki eğer Türk milleti bir ve beraber olursa bu çelik yumruk kendi tepelerine inecektir. Etnik bölücülük zehrini Kürt kardeşlerimize zerk etmeye çalıştılar, hamdolsun başaramadılar. Mezhep bölücülüğü zehrini Alevi kardeşlerimize bulaştırmaya çalıştılar, hamdolsun yine başaramadılar. Siyasi görüş farklılıkları üzerinden milletimizi bölmeye çalıştılar, hamdolsun bundan da netice elde edemediler. Suriye’de Irak’ta Libya’da Mısır’da oynadıkları oyunu ülkemizi taşıyamadılar. 15 Temmuz darbe girişimi, tıpkı 17-25 Aralık gibi devletin içine sızdırılmış olan bir ihanet çetesinin mensupları eliyle Türkiye’ye diz çöktürme operasyonuydu, milletimiz darbecilerin karşısına cesaretle dikilip boğazına sarılan kolları kırarak bu operasyonu da boşa çıkardı.”

“Bugün Geleceğimizi Güvence Altına Alma Mecburiyetiyle Karşı Karşıyayız”

Son dönemde PKK ve DEAŞ terör örgütünün, Rus Büyükelçine yapılan suikastta olduğu gibi FETÖ terör örgütünün alçakça hunharca eylemleri kaçırılan fırsatlarına telafisi gayreti olduğunu ifade eden Erdoğan, verilen şehitlerle can yakılmasının hedeflendiğini anlattı. Can acısının mücadele azmini daha da bilediğine dikkat çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Şehitlerimizin bedenlerini toprağa veriyor olabiliriz ama hatıralarını yaşatmakta emanetlerine sahip çıkmakta mücadeleyi sürdürmekte kararlıyız. Yaşadığımız hadiseleri değerlendirirken, kendi eksikliklerimizi, hatalarımızı, zaaflarımızı tamamen elbette bir kenara bırakmıyoruz. Bunların hepsini de biliyoruz, şartlar uygun olduğunda birliğimizi ve beraberliğimizi zedeleyen sorunların çözümü için gereken reformları yaptık, yapıyoruz, yapacağız. Türkiye’deki her bir bireyin hakkının hukukunun özgürlük alanlarının muhafazası ve geliştirilmesi konusunda kimsenin en küçük bir tereddüttü olmasın. Milletimizin tüm fertlerinin huzuru ile refahını artırmak için bugüne kadar çok önemli hizmet ve yatırımları hayata geçirdik, bundan sonra daha fazlasını da gerçekleştireceğiz. Bu konularda en küçük bir durma, duraksama, geriye gidiş asla söz konusu olmayacak. Şu anda içinde bulunduğumuz durum bambaşka. Bugün ülke ve millet olarak bekamızı, geleceğimizi, istiklalimizi güvence altına alma mecburiyetiyle karşı karşıyayız. Onun için 79 milyon, diğer tüm farklılıklarımızı bir kenara bırakarak geleceğimiz için bir ve beraber hareket etmeliyiz.”