Öne Çıkanlar Kuşadası Belediyesi Zeytin Dalı Harekatı dünya sağlık örgütü Afrin ataşehir belediyesi duman obezite Dr. Fevzi Özgönül Anadolu Sağlık Merkezi diyabet meme kanseri hipertansiyon

Pastaları Kerpiç, Konfetileri "Çeş"ten... İyi Ki Doğdun Köy Enstitüsü!

-Yazar-Yönetmen Osman Şahin'in deyimiyle yoksul, delik deşik paçavralar içindeki Anadolu çocuklarını "ölümün süt dişlerinden" kurtaran Köy Enstitüleri bugün 82'nci yaş gününü kutluyor.



-Türk mucizesi Köy Enstitüleri'nin unutulduğunu sanan gerici, yobaz, aşiretçi kafalar görmezden gelse de Köy Enstitüsü modeli bugün sadece az gelişmiş dünya için değil, gelişmiş ülkeler için bile bir model olma vasfını güçlendirerek sürdürüyor.

ANKARA(ANKA)- Atatürk, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç'un strateji, plan ve uygulamalarıyla hayata geçen ve sonuçları açısından bugün dahi, geri bırakılan ülkelere örnek olan Köy Enstitülerinin 82'nci doğum günü kutlandı. Atatürkçü Düşünce Derneği, Köy Enstitülerinin Kemalist Cumhuriyet’in Eğitim Bilimine kattığı, dünyaya örnek olmuş, tamamen Türklere ait, yerli ve milli bir eğitim modeli olduğunu belirterek, "Köy Enstitüleri, 21.yüzyıl koşullarına göre güncellenerek yeniden hayata geçirilmelidir" dedi.

-HALA ÖRNEK

Yazar-Yönetmen Osman Şahin'in deyimiyle yoksul Anadolu çocuklarını "ölümün süt dişlerinden" kurtaran Köy Enstitüleri; bugün o mücadelelerle dolu öyküleri dinleyerek büyümüş çocuklar ve artık çok ihtiyarlamış eski mezunlarının hayallerinde, kerpiçten kümes görünümlü doğum günü pastaları, konfeti niyetine havaya savrulan saman "çeşl"eri ve mum ateşi niyetine okul fırınlarının hatıralarıyla sessizce kutlanıyor.

Türk mucizesi Köy Enstitüleri'nin sonunu getiren gerici, yobaz, aşiretçi, batı işbirlikçisi liberal-sol anlayış görmezden gelse de Köy Enstitüsü modeli bugün sadece az gelişmiş dünya için değil, gelişmiş ülkeler için dahi model olma vasfını güçlendirerek sürdürüyor.

-ADD: GÜNCELLENİP YENİDEN KURULMALI

Köy Enstitüleri'nin kuruluş yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi, Cumhuriyet'in ilanında okuryazarlık oranının yüzde 3.5 olduğunu belirtirken nüfusun yüzde 85'inin yaşadığı kırsal bölgede okul ve öğretmen bulunmadığı hatırlattı.

ADD Köy Enstitülerinin milletin yardımına "okul yapan okullar" olarak bu aşamada koştuğunu hatırlatarak şöyle dedi:

"İlkokulu bitirmiş yoksul köy çocukları, doğru bir modelle hem bilimsel bilgilerle, edebiyat ve sanatla, hem de köylünün gereksinimi olan tarım, hayvancılık, sağlık, demircilik, inşaat, marangozluk gibi pratik bilgilerle donatılıyordu. Her öğrencinin yılda 25 dünya klasiği roman okuması, bir enstrüman çalması zorunluydu."

Mezun olan kızlı erkekli bu öğretmen ordusu; ellerine verilen tahta bavullardaki araç gereçleriyle gittikleri söylerde, bir yandan öğrencileriyle birlikte okullarını inşa ediyor, bir yandan teorik ve pratik bilgiler veriyor, bir yandan köylüyü eğitiyordu."

Atatürk'ün 1936'da askerliğini çavuş ve onbaşı olarak yapan gençlerle başlattığı Köy Eğitmenleri'nin devamı olan Köy Enstitüleri, İlkokul Öğretmeni yetiştirmek üzere 17 Nisan 1940 tarihli, 3803 sayılı yasayla açıldığını hatırlatan ADD şöyle devam etti:

"Türkiye'nin bu özgün eğitim projesini Mili Eğitim Bakanlığı görevine getirilen Hasan Ali Yücel, İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç ile birlikte büyük titizlik ve yetkinlikle yönetti. Kuzeyden güneye, doğudan batıya yurdun her bölgesinde 21 enstitü açıldı. Sadece deftere kitaba dayalı değil, aynı zamanda 'iş için, iş içinde eğitim' ilkesi uygulandı. Her köy enstitüsünün kendisine ait tarlaları, bağları, arı kovanları, bağcılık, balıkçılık malzemeleri, besi hayvanları, atölyeleri, laboratuvarları vardı. Derslerin yarısı temel örgün eğitim konularını içeriyordu. Diğer yarısı uygulamalı eğitimdi.

1940-1946 yılları arasında Köy Enstitülerinde 15 bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirildi ve üretim yapıldı. 750 bin fidan dikildi. 1.200 dönüm bağ oluşturuldu. Ayrıca 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santrali, 16 su, 12 tarım deposu, 3 balıkhane, 100 km. yol yapıldı. Sulama kanalları inşa edilerek öğrencilerin uygulamalı eğitim gördüğü çiftliklerin sulama suyu yine öğrenciler tarafından sağlandı."

-BUGÜNÜN DE AKTÖRLERİ, AŞİRETLER, YOBAZLAR, LİBOŞ-SOLCULAR KAPATTI

Atatürkçü Düşünce Derneği'ne göre Köy Enstitüleri 1946 yılında Hasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ayrılmasıyla büyük bir darbe yedi. Daha sonra MEB olan Reşat Şemsettin Sirer tarafından önce haftalık öğrenci-öğretmen değerlendirme toplantıları ve sonra Köy Enstitüleri'nin belkemiği olan uygulamalı dersler kaldırıldı. Ardından okullar Köy Öğretmen Okullarına dönüştürüldü. Bu okullarda DP tarafından 1954'te kapatıldı.

1954 yılına değin Köy Enstitülerinden 1398'i kız, 15 bin 943'ü erkek, toplam 17 bin 341 köy öğretmeni mezun oldu. Ayrıca 1936-1947 yılları arasında faaliyet gösteren eğitmen kurslarından 8 bin 675 eğitmen, sağlık bölümlerinden 1.248 sağlık memuru mezun edildi.

-TÜRK KÜLTÜRÜNÜN YÜZAKLARI YETİŞTİ... BAYKURT, MAKAL, BAŞARAN, AKORAL...

Bu okullarda yetişen Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Dursun Akçam, Nevzat Akoral gibi Türk kültürünün yüzakı yazar, öğretmen, ressam ve aydınlar yetişti. Her baskı döneminde iktidarların hedefi olan bu isimlerin bir bölümü sürgünlerde ezildi, hapislerde çürüdü.

ADD, bütün dünyada örnek bir eğitim sistemi olarak kabul edilen ve Türkiye'ye özgü bu model ilk günlerden itibaren "Kız ve erkek öğrencilerin bir arada okuması ahlaksızlıktır", Köy enstitülerinde verilen eğitim ve yapılan çalışmalar dinimize ve ahlak anlayışımıza aykırıdır", "Köy Enstitüleri komünistlerin, dinsizlerin yetiştiği fuhuş yuvalarıdır" diye ortalığı ayağa kaldıran, esasında halkı cahil bırakmak ve sömürmek isteyen, örnekleri bugün de görülen malum zihniyet tarafından karalandığını ve yok edildiğini belirtti.

Köy Enstitülerinin kuruluşunun 82. yılında Atatürk Devrimcilerinin önündeki en önemli görevlerden birinin, bu Kemalist Eğitim Modelini günümüz koşullarına uyarlayarak yeniden hayata geçirmek olduğunu kaydeden ADD, "Taşımalı eğitim adlı ucube sistemle köy okullarını kapatıp, halkımızı tarikat şeflerine ve imamlara terk eden çağ ve akıl dışı zihniyet ancak çocuklarımıza yeniden Laik Cumhuriyet'in bilim ışığını götürecek bu modelle yenilgiye uğratılabilir" dedi.

ADD açıklamasını şöyle bitirdi:

"Atatürkçü Düşünce Derneği, Köy Enstitülerinin fikir babası Büyük Atatürk'ü, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yü, kurucuları Hasan Ali Yücel ve Tonguç'u, Köy Enstitülü Öğretmenlerimizi minnet, şükran ve saygıyla anarken bu özgün eğitim modelinin 21. yüzyıl koşullarında güncellenerek yeniden hayat bulması için var gücüyle çalışmayı görev saydığını kamuoyuna saygıyla duyurur."

-TÜRKİYE GENÇLİK BİRLİĞİ

Türkiye Gençlik Birliği de yaptığı açıklamada "Üreten Türkiye'nin yapı taşı, ülkemizin en ücra köşelerine uzanan, kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyetimizin şefkatli eli Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 82. yılı kutlu olsun" dedi.

TGB Köy Enstitülerinin önemini anlamak için "Yücel'in Çiçekleri" belgeselini önerirken "Vatanın dağlarında, bayırlarında, kırlarında, en ücra yerlerinde kendi başına açıp solan çiçek bırakmayacağız” sloganını paylaştı.

TGB kitap olarak da Osman Şahin'in, bir köy çocuğunun hayatının Köy Enstitüleriyle nasıl değiştiğini güçlü bir anlatımla gözler önüne seren "Ölümün Süt Dişleri" kitabını tavsiye etti.

-KAPATILMASI, MESLEKSİZ "VASIFSIZ İŞÇİLER CENNETİ" YARATTI

75 yıl sonra yapılan değerlendirmelerde Köy Enstitüleri'nin kapatılmasında, Anadoluda bilinçli bir emekçi sınıf yaratmadaki başarısının sömürgenler tarafından tehdit olarak algılanmasının rolünü ortaya koyuyor. Köy Enstitüleri'ne en büyük tepki TBMM'de anadolunun gerici aşiret liderleri ve eşrafından gelmiş, onlarla küçük çıkar işbirliğindeki liberal kesim de buna ses çıkarmamıştı. Köy Enstitülerinin kapatılması Türk toplumunun mesleksiz bir toplum ve "vasıfsız işçiler cenneti" haline dönüşerek bugünkü geriliğinde en büyük etkenlerden biri olarak görüldü.

Bugün siyaset, sendikacılık, dernekçilik ve basında "aşiret, mezhep, etnikçi ağalığı" sisteminin kırılamamış olması da bazı yorumcular tarafından Türk eğitim sisteminin başlangıcındaki bu büyük kırılmaya bağlanıyor.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.