Öne Çıkanlar Covid19 Kovid19 ANTALYA Entübe Sayısı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu cumhurbaşkanı erdoğan istanbul Ağır hasta sayısı Entube hasta sayısı Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel Sağlık Bakanı Fahrettin Koca COVID19 aşısı

Bahçeli'den Davutoğlu'na Yeşilçam'lı Gönderme

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye sınırlarını Metin Akpınar ve Kemal Sunal’ın oynadığı Propaganda filmine benzettiğini anımsatarak, “Duvarların yanlış örüldüğünü söyleyen, ‘Arap Baharı’yla birlikte yüzyılın tasfiyesi, değişimi yaşanıyor’ diyen yine Davutoğlu’ydu. Madem Kemal Sunal ve Metin Akpınar’dan konu açılmıştır, o halde Sayın Davutoğlu’na Köyden İndim Şehire ve Sahte Kabadayı filmlerini izlemesini, kendisiyle bire bir örtüşen rolleri böylelikle görmesini içtenlikle öneriyorum. Ya da Kibar Feyzo’daki Maho Ağa’yı dikkatle incelemesini tavsiye ediyorum” dedi.

MHP lideri Bahçeli TBMM’de partisinin Grup Toplantısında milletvekillerine ve davetlilere seslendi. Geçtiğimiz hafta konuşmasını oturarak yapan Bahçeli, bu hafta konuşmasını ayakta yaptı. Salona girişinde ve kürsüye gelişinde milletvekilleri ve partililer tarafından coşkuyla alkışlanan Bahçeli, insanlık tarihinde, bir adım sonrasını göremeyen, tehlikeleri fark edemeyen yönetimlerin hüsran ve felaketle biten acı sonlarına çok sık rastlandığını söyledi.

-“AKP’NİN KÖTÜRÜM VE KÖKSÜZ POLİTİKALARI BAŞIMIZA ONCA DERT SARMAKTADIR”-

Hayalperest ve vizyonsuz yöneticilerin nice badirelere yol açtığı, nice yenilgi ve yıkımlara neden olduğunun da bilinmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, “Hangi ülke olursa olsun, iktidara hakim çevrelerin hedeflerindeki bulanıklık, politikalarındaki dağınıklık, tutum ve davranışlarındaki tutarsızlık peyderpey kriz üretecek, istikrarsızlık getirecektir. Bir devlet adamının en önemli görevi mensubu olduğu milletine sorumluluk ve samimiyet ölçülerine göre hizmet etmektir. Bunu yaparken dün-bugün dengesini, millet-devlet uyumunu, bölgesel ve küresel dinamikleri iyi gözetmesi gerekecektir. Bahsettiğim sorumluluk ve samimiyet yoksa içinden çıkılamayacak pek çok sorun her alanda varlığını gecikmeden gösterecektir. Kabul etmeliyiz ki, Türkiye’yi yoran ve zorlayan çok sayıda açmaz ve anormallik devamlı surette mesafe kaydetmektedir. Bu çerçevede iç ve dış politikada üst üste kaybedilen mevziler ülkemizi darboğaza sokmaktadır. AKP’nin kötürüm ve köksüz politikaları başımıza onca dert sarmaktadır” dedi.

-“KİBAR FEYZO’DAKİ MAHO AĞA’YI DİKKATLE İNCELEMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM”-

Suriye’deki duruma ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun geçmişte yaptığı açıklamaları anımsatan Bahçeli, “Öyle konuşmalar yapmışlardır ki, sanıyorum yüzleri varsa bugünlerde epey bir kızaracaktır” dedi.

Davutoğlu’nun Türkiye sınırlarını Metin Akpınar ve merhum Kemal Sunal’ın oynadığı Propaganda filmine benzettiğini anımsatan Bahçeli, “Duvarların yanlış örüldüğünü söyleyen, Arap Baharı’yla birlikte yüzyılın tasfiyesi, değişimi yaşanıyor diyen yine Davutoğlu’ydu. Madem Kemal Sunal ve Metin Akpınar’dan konu açılmıştır, o halde Sayın Davutoğlu’na Köyden İndim Şehire ve Sahte Kabadayı filmlerini izlemesini, kendisiyle bire bir örtüşen rolleri böylelikle görmesini içtenlikle öneriyorum. Ya da Kibar Feyzo’daki Maho Ağa’yı dikkatle incelemesini tavsiye ediyorum. Davutoğlu 2013 yılında diyordu ki, ‘Tarih coğrafi sınırlara isyan ediyordu ve evet biz bu parantezi kapatacağız.’ Türkiye’nin dış politikasına yön veren kişinin öngörüsüzlüğüne ve uçuk fikirlerine ibret alarak bakınız. Peki, Sayın Davutoğlu geçmişe dönüp baktığında günahlarının ne kadar fazla olduğunu görmekte, bundan ders çıkarmakta mıdır?” ifadelerini kullandı.

-“RUSYA’NIN YAPTIĞI BARBARLIK”-

Hayal mahsulü sözlerin karın doyurmadığını, ucube değerlendirmelerin, hiçbir karşılığı olmayan hamasi nutukların bir şey kazandırmadığını anlatan Bahçeli, “Bunu da aklımızdan çıkarmamalıyız ve Türkiye’nin yanlış ellerde heba olduğunu da görmek mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz hafta Münih’te düzenlenen Suriye toplantısında çatışmaların durdurulması kararlaştırıldığını söyleyen MHP lideri, “Rusya’nın hala ve inatla Halep’i bombalaması, sivil insanların hayatlarına kast etmesi tam bir barbarlıktır. Gelişmeler mülteci sayısının artacağına işaret etmektedir. En olumsuz senaryoya göre Türkiye’nin 600 bine yakın yeni mülteciyle karşı karşıya kalabileceğini göstermektedir. Suriye’de insanlık dramı yaşanmaktadır ve insanlık vicdanı suskundur. Türkiye, Suriye buhranının ceremesini çekmektedir. BM kapılarımızı açmamızı istemektedir. Avrupa Birliği 3 milyar euroluk rüşvet ve vize kolaylığı gibi akıl almaz ayak oyunlarıyla Suriyeli mültecileri almamızı dayatmaktadır. AKP ise meseleyi makul bir bedele çoktan indirgemiştir” diye konuştu.

-“YA DÖVİZ YA DA OTOBÜS SÖZLERİ AHLAKEN ÇOK SORUNLUDUR”-

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2015 yılı Kasım ayında Antalya’da düzenlenen G-20 zirvesinde AB temsilcileriyle yaptığı mülteci “pazarlığının” medyaya sızdırıldığını söyleyen Bahçeli şu ifadeleri kullandı:

“Ensarlıkla övünenler, açık kapı politikasıyla gururlananlar, vicdan diplomasisi diyenler mültecilerin vatan topraklarına alınması karşılığında AB tarafından vaat edilen para ve diğer imkanları yetersiz bulmuşlardır. Erdoğan ‘ey BM sen ne işe yarıyorsun? Senin görevin ne? Şu ana kadar 10 milyar dolara yakın bu mülteciler için para harcamış olan Türkiye’ye sen destek verdin mi?’ çıkışıyla göz boyamaya çalışmaktadır. ‘Alnımızda enayi yazmıyor’ diyen Erdoğan, BM’den gelen 455 milyon doları eleştirmektedir. Bir yönüyle Erdoğan haklıdır. Batı, mültecilerden korunmak için Türkiye’ye ahlaksız teklifler yapmakta, ısrarla üç maymunu oynamaktadır. Bu olacak ve kabul edilecek bir şey değildir. Ancak Erdoğan ve AKP hükümeti ne kadar haklı olsa da, ikircikli ve çelişkilidir. AB’nin ayak sürümesi karşılığında Erdoğan’ın, ‘Otobüsler, uçaklar boşuna durmuyor, kapıları açarız, hayırlı yolculuklar dileriz’ demesi de meselenin çözüme kavuşmasına yetmemektedir. ‘Ya döviz ya da otobüs’ sözleri ahlaken çok sorunludur.”

-“KARA OPERASYONUNDAN TBMM’NİN HABERİ YOKTUR”-

Türkiye’nin Suudi Arabistan’la birlikte Ortadoğu’da askeri faaliyete hazırlanması geçen haftanın en çok konuşulan konusu olduğunu söyleyen Bahçeli, “Dışişleri Bakanı, Münih yolculuğu esnasında dilinin altındaki baklayı çıkarmış, Suriye’ye kara operasyonundan bahsetmiştir. Suudi yönetimi yaptığı keşif çalışmasından sonra İncirliğe beş adet savaş uçağı göndermiş ve teröre karşı Türkiye’yle müştereken mücadele edileceğini söylemiştir. AKP’li Dışişleri Bakanı Suudi askerlerinin Türkiye’den geçmesinin bir temenni olduğunu ifade ederek, kara operasyonu lehinde açıklamada bulunmuştur. Anlayacağınız Suudi Arabistan’ın başını çektiği ülkelerle Türkiye kara operasyonuna girmeye hazırlanmaktadır. Bundan TBMM’nin haberi yoktur. Daha önemlisi Türk milletinin bilgi ve desteği de bulunmamaktadır. AKP, Suudi Arabistan’a İncirlik hava üssünü açıp, ardından senaryosunun kimin tarafından yazıldığı az çok belli olan savaşa katılmakla hangi amaca hizmet edecektir? Bu kararı kim vermiştir? Meclis’in onayı olmadan Türkiye’yi savaş sokmak, bu minvalde kamuoyu hazırlama teşebbüsünde bulunmak nasıl bir şuursuzluk, nasıl bir kendini bilmezliktir? Türkiye çadır devleti, muz cumhuriyeti midir? Doğrudur, ülkemizin güney kara sınırları boyunca milli güvenliğine dönük aşırı tehditler vardır ve her geçen artmaktadır” dedi.

-“HÜKÜMET İNCİRLİĞİ ÖNÜNE GELENE AÇMAKLA NEREYE VARMAK İSTEMEKTE?”-

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne gerektiği taktirde sınır ötesi harekat ve müdahale izninin bizzat Gazi Meclis tarafından verildiğini kaydeden Bahçeli, “Eğer Suriye’ye yönelik, yani Esad’ı hedef alan bir kara operasyonu planlanıyorsa, ki açıklamalardan çıkan sonuç budur, bu durumda bilmediğimiz, göremediğimiz hangi yakın ve yakıcı tehlike AKP’yi pozisyon almaya sürüklemektedir?” diye sordu.

“Hal böyleyken savaş çığırtkanlığı yapmak Türkiye’yi uçuruma götürmek değil midir?” diyen Bahçeli, “AKP hükümeti Suudi Arabistan ile birlikte, hangi yetki ve hukuki dayanağa göre Suriye’ye yönelik kara operasyonu icra edecektir? Riyad yönetimine kara operasyonu liderliğini kim vermiş, rolleri kimler dağıtmıştır? Hedef terörle mücadele ise, Suudi Arabistan PKK-PYD terörüyle mücadelemizde bugüne kadar bizim duymadığımız hangi katkıyı sunmuştur? Rusya’ya baksak, onlarda terörle mücadele edildiğini söylemekte, IŞİD’i bombalıyorum derken Türkmenleri katletmektedir. ABD de terörle mücadele ettiğini ifade etmekte, ama ön planda PYD’yle, arka planda ise PKK’yla sarmaş dolaş ve gayri ahlaki ortaklıklarını devam ettirmektedir. Hükümet İncirliği önüne gelene açmakla nereye varmak istemekte, Türkiye’yi bölgenin hedef tahtası haline getirmekle neyi ummaktadır?

Geçtiğimiz Cumartesi günü yazılı basın açıklamamızla vurguladığımız gibi, hükümet TBMM’ne çok acil ve hemen bilgi vermelidir. Tezgah altı yürütülen sinsi faaliyet ve ilişkilerin Türkiye’yi felakete sürükleyeceği, pahalıya mal olacağı asla hatırdan çıkarılmamalıdır. Şayet ülke güvenliği açısından zorunlu ve kaçınılmazsa, her türlü askeri operasyon ve müdahale hem hak hem de milli görevdir. Türkiye’nin güvenliği ve egemenlik hakları her türlü mülahazanın, her türlü siyasi ve ideolojik yaklaşımın üstünde ve önündedir.

Vatan için, bayrak için, bağımsızlık için, şerefli yaşamak için değil savaş, seve seve ölmesini de biliriz. Türk milletinin hiçbir şeyden, hiç kimseden korkusu yoktur. Fakat her askeri aktivitenin hukuki temeli olması da şarttır” ifadelerini kullandı.

-“TALİHSİZ OLDUĞU KADAR YÜREK YARALAYICI”-

“CHP’li bazı çürümüş milletvekilleri de son günlerde PYD’nin militanı gibi konuşmuşlardır” diyen Bahçeli, PYD’nin KCK’nın Suriye kolu olduğunu anlattı. PYD’nin 2003 yılında kurulduğunu belirten Bahçeli, “Altını kalın olarak çiziyor ve söylüyorum ki, PKK eşittir PYD’dedir. Katil her yerde katil, terörist her yerde teröristtir. Dün Kobani’ye selam çakan Davutoğlu, aslında PYD’yi selamlamıştır. Milletin kesesinden lahmacun yiyen peşmerge ve PKK’lılar ise PYD’ye AKP’nin mihmandarlığında desteğe gitmişlerdir. Şimdi bu teröristler Türkiye’ye kafa tutmaktadır. Cerablus ile Azez arasında fitne saçmaktadır” diye konuştu.

Sur, Cizre, Silopi, Nusaybin ve Dargeçit’te Kobani tecrübeli, Suruç ve çevresinden sızmış YPG’li teröristlerin kan döktüğünü belirten Bahçeli, “Erdoğan’ın Sur ve Cizre’de, ‘bu toprakları yeniden vatan yapabilmek için mücadele veriyoruz’ sözleri ise talihsiz olduğu kadar yürek yaralayıcıdır. Bu aziz topraklar bin yıldır Türk’ündür, gelecek bin yıllarda da Türk’ün olacak ve Türk kalacaktır. Aksini iddia eden var ise, bilinsin ki, vatan hainidir. Bu gerçeği hiçbir küresel güç dahi değiştiremeyecektir. ABD, PYD’ye cici çocuk muamelesi yapıp silah ve mühimmat verdikçe, bu silahlar PKK’lıların eliyle Türkiye’de şehadetlere yol açmaktadır” diye konuştu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.