Öne Çıkanlar Covid19 Koronavirüs İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener suriye Kuşadası Belediyesi chp niğde milletvekili ömer fethi gürer palandöken atatürk şehit Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş

Başbakan Yıldırım: ABD İle İlişkilerimiz 1 Mart Tezkeresinden Beri Rota Değişikliğine Uğradı

Başbakan Binali Yıldırım, “Irak’tan gelecek her türlü terör tehdidine karşı, her türlü mülteci akınına karşı ve bölgede zuhur edecek bir mezhep savaşı ve katliamlara karşı Türkiye asla kayıtsız olamaz, gerektiği anda müdahale etmekten de zerre kadar tereddüt göstermeyeceğiz” dedi.
Başbakan Yıldırım, partisinin istişare toplantısının gerçekleştiği Afyonkarahisar’da düzenlenen ortak televizyon yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yıldırım, Musul’da yürütülen operasyona katılan güçler ve Türkiye’nin harekata katılımı konusunda şunları söyledi:
“Koalisyon güçleri içerisinde hava unsurları var, kara unsurları var. Hava unsurları içerisinde Türkiye yer alacak. Bir hava harekatında ihtiyaç duyulduğunda bizim uçaklarımız da operasyona katılacak. Burada bir tereddüt yok. Burada mutabakat sağlanmış durumda. Kara operasyonunda zaten şu anda Irak’ın resmi askerleri, polisi güçleriyle peşmergeler doğrudan yer alıyor. Ayrıca bizim Başika kampında eğittiğimiz Ninova Muhafızları var onlar yer alıyorlar. Diğer taraftan Irak içerisinde diğer milis gruplar var, onlar yer alıyorlar. Dolayısıyla şu anda koalisyon güçlerinden doğrudan operasyonda yer alan başka ülke unsurları yok. Amerika Birleşik Devletleri lojistik destek veriyor, arka planda Amerika’da yer alıyor. Dolayısıyla kara harekatında şu anda bizim aktif olarak operasyonların içinde yer almamızı gerektirecek bir durum söz konusu değil.”

“BAĞDAT İLERİ GERİ AÇIKLAMALAR YAPIYOR”
Başbakan Yıldırım, Türkiye’nin Musul operasyonuna girme şartlarının oluşumuna ilişkin şöyle konuştu:
“Bizim oradaki hassasiyetimiz iki noktada ön plana çıkıyor. Bir tanesi Başika’daki bizim varlığımız, askeri varlığımıza yönelik Bağdat ileri geri açıklamalar yapıyor. Önceki şartların değişen bir şey yok, biz orada 2015’ten beri bulunuyoruz, bugüne kadar herhangi bir sorun olmadığı halde bugün bunun gündem yapılarak, sürekli temcit pilavı gibi tekrarlanması hoş değil, bizi rahatsız ediyor. Bunu da açıkça ifade ettik. İtirazlara rağmen biz orada Musul’un kurtarılması, DEAŞ’a karşı etkin mücadele edilmesi konusunda birliğimiz ciddi bir katkı sağlıyor. Binlerce orada yaşayan aşiretlerin, sivil unsurların eğitimini yaptı, ve DEAŞ’la yapılan mücadelede de önemli bir başarı kazandı. Bunu ispat etti. Bütün bu şartlar ortadayken, amaç eğer DEAŞ’I Irak’tan temizlemekse, tam da bizim oradaki Başika askeri varlığımız bunu yapıyor. Irak’ın bize bu konuda teşekkür etmesi lazım, biz bunu beklerken maalesef, ‘Ne işi var burada Türk birliğinin’ şeklinde rahatsız edici efendim sürekli bunu bir takım iç siyaset saikleriyle veya başka ülkelerin yönlendirilmesiyle yapıldığını düşünüyoruz.

“YENİ KERBELALAR OLUŞMASIN”
İkinci önemli orada husus, bizim Musul operasyonundan sonra, demografik yapının, değiştirileceği ve Musul’da yaşayan 2 milyona yakın insanın mülteci durumuna düşüp ve büyük bir mülteci akımının Türkiye’ye doğru geleceği yönünde endişelerimiz var. Burada birinci husus yeni Kerbelalar oluşmasın, böyle bir tehlike görüyoruz ve bunu da vakitlice uyarıyoruz. İkinci husus, buradan çıkacak mültecilerin Türkiye’ye doğru gelmesi demek, mevcut 3 milyonun üzerine 1 milyon daha ilave olması demektir. Bir başka konu da burada mezhep savaşı riskinin çok ama çok artması demektir, bu da büyük bir katliam, ikinci bir Felluce vakası demektir. Bütün bunları dikkate alarak biz diyoruz ki bu işe biz kayıtsız kalamayız. Çünkü bizim Irak’la beraber 350 kilometre sınırımız var, dolayısıyla Irak’tan gelecek her türlü terör tehdidine karşı, her türlü mülteci akınına karşı ve bölgede zuhur edecek bir mezhep savaşı ve katliamlara karşı Türkiye asla kayıtsız olamaz, gerektiği anda müdahale etmekten de zerre kadar tereddüt göstermeyeceğiz. Bunu da açıkça ifade ettik. Bu konuda da hiç kimsenin vaazı, nasihatine ihtiyacımız yok.

“PKK TERÖR ÖRGÜTÜNE YATAKLIK YAPMASINLAR”
Bir konu unutulmamalı, ülkemizin başını ağrıtan PKK terörünün barındığı ülke Irak. Irak, bize laf edeceğine önce orada bulunan ve ülkemizi rahatsız eden, yıllardır sivil insanların hayatına kast eden, güvenlik güçlerimiz, şehit eden bu alçak hain bölücü PKK terör örgütüne yataklık yapmasınlar. Önce ülkelerine sahip çıksınlar, ülkelerindeki terör örgütlerini efendime söyleyeyim zapturapta alamıyorlar, Türkiye’ye kafa tutmaya kalkıyorlar. Böyle bir şey yok.”

Başbakan Binali Yıldırım, “Türkiye’deki göçmenlerden 40 bin kadarı döndü oralara yerleşti, köylerine girdiler, okullar açıldı, hastaneler açıldı, insanlar hayata döndü. 40 bin kişi gitti, yerleşti, normal yaşama döndü, topraklarıyla buluştular, hasretlerini giderdiler” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, “Bununla sınırlı değil, ABD ile bizim ilişkilerimiz 1 Mart tezkeresinden beri rota değişikliğine uğradı. Bunu saklamaya lüzum yok. 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesiyle beraber ABD, bölgede başka unsurlarla iş yapma cehdine gitti ve bu tutumu bu gün der devam ediyor gördüğümüz kadarıyla” dedi.
Başbakan Yıldırım, partisinin istişare toplantısının gerçekleştiği Afyonkarahisar’da düzenlenen ortak televizyon yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye’nin Suriye ve Irak’la kara sınırı bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, terör unsurlarının geçişini önlemek adına Türkiye’nin her türlü tedbiri alma hakkının olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bunu Suriye’de başlattık, Fırat Kalkanı operasyonu ile 95 kilometreye 45 kilometrelik bir bantta Fırat Kalkanı’yla Özgür Suriye Ordusu’nun harekatına destek veriyoruz. Amacımız, hem güneyde yaşayan, Kilis Gaziantep, Hatay bu bölgedeki vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini korumak, hem de sınırlarımızdan DEAŞ YPG PYD gibi örgütlerin gelip eylem yapmasının önüne geçmek. Buradaki operasyonlar gayet iyi gidiyor. Cerablus temizlendi, Efsane yaptıkları Dabık temizlendi, Rai temizlendi. Şimdi daha güneye El Bab’a doğru bu temizlik harekatı devam ediyor. Güvenli bölge oluşturuldu, Türkiye’deki mültecilerin bir kısmı da geldiler, oradaki köylerine evlerine yerleştiler, normal hayata geçtiler. Buranın elektriğini veriyoruz, suyunu veriyoruz, okullar açıldı, sağlık hizmeti veriliyor kent konseyleri oluşturuldu. Ne oldu işte DEAŞ sınırımızın dibine kadar gelmişti onları uzaklaştırdık. Benzer şeyleri Irak’ta şartlar icap ederse yaparız hiç tereddüt olmasın. Biz Türkiye biliyorsunuz Irak’taki sınır bölgemizde arazi şartları çok zor. Tamamen derin vadiler, dağlar, dolayısıyla oradan mülteci geçişi çok zor ve buna da rıza gösteremeyiz, çünkü onlar arasında terör unsurlarının karışıp geçme riski çok yüksek. O yüzden Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin kontrolündeki bölgede güvenli bir alan oluşturmak daha akıllıca.”

“AMERİKA TERCİHİ YAPMAK ZORUNDA”
Bir terör örgütüyle başka terör örgütünün yok edilmesinin akla ziyan bir iş olduğunu söylediklerini belirten Yıldırım, “yok ettikten sonra öbür terör örgütünü ne yapacaksınız? Onun için başka bir terör örgütü mü üretip onunla mücadele edeceksiniz? Bu bir devlet politikası olamaz. Bu bir yanıltmadır. Oradaki terör grupları maalesef Amerika’yı bu konuda ikna etmiş gibi gözüküyor. Ama Amerika şu tercihi yapmak zorunda. Ya yıllardan beri her alanda stratejik ortaklık yapmış, NATO’da beraber olan, savunma alanında çok geniş işbirliği olan, Kore Savaşı’ndan tutun birçok konuda hep beraber hareket ettiği Türkiye’yi mi tercih edecek? Yoksa üç beş teröristin oluşturduğu bu grupları mı tercih edecek? Biz onlara söyledik, ‘Bakın, YPG’ye PYD’ye verdiğiniz silahların yarıdan fazlası PKK’ya gidiyor’ Doğuda güneydoğuda elde ettiğimiz silahlara bakıyoruz, onların silahları. Uçaksavarlar, roketatarlar, bu ne anlama geliyor? Amerika bizim dostumuzsa bize silah çeken terör gruplarına dolaylı olarak destek vermiş olmuyor mu? Amerika orada DEAŞ’ı temizlemek için orada PKK’nın uzantısı terör gruplarını kullanıyor buna da bizim itirazımız var.

“AMERİKA’NIN TERCİHİNİN BU YÖNDE OLDUĞUNU BİZE SÖYLENMESİNİ İSTİYORUZ”
Bu gruplar ABD’ye bazı vaatlerde bulunmuş olabilir. Hangi amaçla kullanırsa kullansınlar, bu yanlış bir yoldur. Sürdürülebilir bir durum değildir. Amerika’nın biz tercihinin bu yönde olduğunu kesin ve net olarak bize söylenmesini istiyoruz. Onlar diyor ki, ‘YPG’yi, PYD’yi terör örgütü olarak düşünmüyoruz, PKK terör örgütüdür, sonuna kadar PKK ile mücadelenizde sizinle beraberiz’ bunlar iletildi, bundan sonra ümit ederiz ki bu çerçevede bu tutumlarını gözden geçirirler.”

“ABD BÖLGEDE BAŞKA UNSURLARLA İŞ YAPMA CEHDİNE GİTTİ”
Türkiye’nin ABD ile ilişkileri hakkında, “Bununla sınırlı değil, ABD ile bizim ilişkilerimiz 1 Mart tezkeresinden beri rota değişikliğine uğradı. Bunu saklamaya lüzum yok. 1 Mart Tezkeresi’nin reddedilmesiyle beraber ABD, bölgede başka unsurlarla iş yapma cehdine gitti ve bu tutumu bu gün der devam ediyor gördüğümüz kadarıyla. Şimdi YPG, PYD, PKK hepsi aynı kaynaktan besleniyor, yetmez bir de FETÖ meselesi var FETO da yine ABD’de terörist başı orada oturuyor. Rakka operasyonu için bize destek olun dediler. Biz de ‘Pek ala olalım’ dedik. Ama PYD, YPG’de olsun dediler, ellerinde onun 10-15 bin kişilik bir gücü var. Biz dedik, ‘Orada biz yokuz. Kusura bakmayın. Terör örgütüyle yan yana biz bulunamayız. Bizden hiç medet ummayın. Eğer burada bizimle hareket edecekseniz, önce YPG ile PYD ile bağınızı koparın’ bunu açık ve net söyledik. Bu konuda ‘Hayır biz onlarla hareket edeceğiz’ diye bir şey demediler. Ama bizim duruşumuz net. Kararlılığımızı biliyorlar. Bundan sonrası onların bileceği iş ” açıklamasında bulundu.

“DEAŞ’I 20 KİLOMETRE GÜNEYE KADAR PÜSKÜRTTÜK”
Türkiye’nin Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik bir planının olmadığının altını çizen Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:
“Bu ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması ve buradaki kanın durmasını istiyoruz ancak buralardaki otorite boşluğundan, yönetim boşluğundan kaynaklı burada yeşeren terör örgütleri bizim canımızı yakıyor. Peki ne yapacağız? Ellerindeki ağır silahlarla, bombalarlar, canlı bombalarla sınırı geçip eylemlerini yaptıktan sonra mı harekete geçeceğiz? Zaten bunları yapıyoruz içerideki PKK unsurlarına karşı. Ama şunu da yapacağız, Suriye’de buna başladık, Fırat Kalkanı’yla güvenli bir bölge oluşturduk. Benzer şekilde biliyorsunuz yıllardan beri Kuzey Irak’ta biz hava operasyonları yapıyoruz. Zaman zaman karadan da operasyonlar yapıyoruz. Hatırlayın geçmiş yıllarda, ciddi, 90’lı yıllarda çok büyük operasyonlar yapıldı. Ama biz bu operasyonların yapılmasından ziyade kalıcı olarak buradaki geçişleri önleyecek güvenlik tedbirlerini almamız gerekiyor. Cumhurbaşkanımızın bahsettiği konu bundan ibarettir. Kilis’e ha babam roketler atılıyordu, füzeler atılıyordu niye? DEAŞ burnumuzun dibindeydi. Şimdi DEAŞ’ı 20 kilometre güneye kadar püskürttük, en azından ellerindeki bu roketleri menzilinin dışında kaldı. Ama daha uzun menzilli roket alabilirler mi? Alabilirler.  Ama onun için de gerekli tedbirleri alıyoruz. Biraz daha güneye, tam emniyetli bir alan oluşturuncaya kadar devam edeceğiz. Buralardan da terör unsurlarını temizleyeceğiz.”

“40 BİN KİŞİ YAŞAMA DÖNDÜ”
IŞİD’den temizlenen alanda yaşam başladığına dikkat çeken Yıldırım, “Türkiye’deki göçmenlerden 40 bin kadarı döndü oralara yerleşti, köylerine girdiler, okullar açıldı, hastaneler açıldı, insanlar hayata döndü. 40 bin kişi gitti, yerleşti, normal yaşama döndü, topraklarıyla buluştular, hasretlerini giderdiler” şeklinde konuştu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.