Öne Çıkanlar Covid19 Koronavirüs İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener suriye palandöken Kuşadası Belediyesi chp niğde milletvekili ömer fethi gürer atatürk İdlib Visca şehit türkiye

Başbakan Yıldırım: İmar Revizyonlarına Ve Dikey Yapılaşmalara Dur Diyelim

Başbakan Binali Yıldırım, “Kim laf etse hemen, ‘Vay tarihi Haydarpaşa Garı’na laf ettirmeyiz, el sürdürtmeyiz’ el sürdürtmeye sürdürtmeye bir gün elden çıkacak haberleri yok. Taksim Atatürk Kültür Merkezi. Ya ne özelliği var o binanın? Tamam Atatürk’ün adını taşıyor eyvallah ama çok daha güzel bir mimari yapı olabilir” dedi.

Başbakan Binali Yıldırım, “Ülkemiz nükleer santral yapmalı mıdır? Evet yapmalıdır. Çünkü enerjide bizim arz güvenliği için çeşitliliğe ihtiyacımız var. Bir tane değil iki tane değil üç tane yapmamız lazım. En az 6 bin megavatlık nükleer gücümüz olması lazım” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, “Uzun yıllar büyükşehir belediye başkanlığı yapmış Bakanımız Mehmet Özhaseki de buradayken benim en önemli uyarım, tavsiyem artık kendi ellerimizle şehirlerimizi mahvetmekten yok etmekten sakınalım. İmar revizyonlarına ve dikey yapılaşmalara artık bir dur diyelim” dedi.
Başbakan Yıldırım, Sepetçiler Kasrı’nda Şehrin Mimarları Buluşması etkinliğine katıldı. Konuşma metnine bağlı kalmadan “İçinden geldiği gibi” konuşacağını belirten Yıldırım, “Medeniyetimizin izlerini taşıyan büyükşehirlerimize baktığımızda İstanbul, Edirne, Bursa, Konya gibi şehirlerimizde maalesef imar rantıyla geçmişin değerlerinin büyük bir savaşın içinde olduğunu görüyoruz ama ne yazık ki geçmişimiz, medeniyetimiz imar rantına her geçen gün yenik düşmekten kurtulamıyor. Belediyelerimizin -üzülerek söylemek isterim ki- meclislerinin gündemindeki dosyaların yüzde 85’i imar revizyonu. İmar revizyonu konusunda da mecliste hiç kavga gürültü olduğuna bugüne kadar şahit olmadım. Muhalefet iktidar ayrımı hiç olmaz ve şehri çirkinleştirmekte adete yarış haline girerler. Dolayısıyla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız buradayken burada iken uzun yıllar büyükşehir belediye başkanlığı yapmış Bakanımız Mehmet Özhaseki de buradayken benim en önemli uyarım, tavsiyem artık kendi ellerimizle şehirlerimizi mahvetmekten yok etmekten sakınalım. İmar revizyonlarına ve dikey yapılaşmalara artık bir dur diyelim. İmarsız yapılaşma benim milletvekili olduğum İzmir’in yüzde 62 si imarsız sağlıksız yapılardan oluşuyor” değerlendirmesinde bulundu.

“YEDİ KAT İZİN ALMIŞ SEKİZ KAT YAPMIŞ”
Başbakan Yıldırım, katılımcılara Karadenizli bir müteahhitin yaptığı kaçak katlı hastaneyi şöyle anlattı:
“Karadeniz’de bir müteahhit bina yapmış İstanbul’un o hale gelmesinde epey katkısı olmuş, çok da para kazanmış. Bu sefer yaş ilerleyince ‘Memlekete gideyim bir tane hayır işi yapayım’ demiş. Bir hastane yapmaya karar vermiş. Hastaneyi kendi nam-ı hesabına yapıp devlete bağışlayacak. Yapmış, bağışlamış bir türlü açılamıyor hastane. Niye? Katın biri kaçak. Yedi kat izin almış sekiz kat yapmış. Alışkanlıktır ya alırsınız belediyeden ruhsatı ‘Efendim işte balkonu şöyle, girişi böyle, çatısı böyle’ hepsinin tanımı vardır ondan sonra illa yaparken bir çıkıntı bir değişiklik, ‘Tavan arasına da bir kat daha sıkıştıralım, koyalım’ gibi şeytan dürtüyor ve orijinalliği bozuluyor.”

“ŞAHSEN DİKEY MİMARİYE KARŞI BİRİYİM”
Anadolu’daki bir şehre veya ilçeye, beldeye girildiğinde iki veya üç tane biçimsiz, yüksek bina görüldüğünü söyleyen Yıldırım, “Bunun biri Kaymakamlıktır biri Belediyedir biri de Jandarma veya polisin durduğu binadır. Birkaç tane de alel usül yapılmış okullar vardır. Onun dışındaki mimariyle bu yapıların mimarisi arasında hiç ama hiçbir uyum, benzerlik olmaz. Yani devlet o karamsar bakışını yaptığı binalara da yansıtıyor. İçeri girdiğiniz zaman ruhunuz kararıyor. Kurşuni renkli boya içeride. Kiri göstermesin diye. Son zamanlarda hakikaten güzel binalar yapılıyor. Kamu binaları olsun, özel binalar olsun ama ben şahsen dikey mimariye karşı biriyim. Dikey mimari insanı yalnızlaştırıyor. Aramızdaki o bağları zayıflatıyor. Binada 50 aile oturuyor hiç kimse birbirini tanımıyor. Bu bizim kültürümüz değil ki bizim kültürümüz ortak yaşam. Acıyı da sevgiyi de mutluluğu da paylaşmak. İnsanlar birbirlerine ziyarete gitmiyor, selam vermiyor, karşılaşmıyor. Yıllarca aynı yerde yaşıyorlar ancak bir olay olunca ‘Bu adam da burada mı yaşıyormuş’ diye hayret ifade ediyor” şeklinde konuştu.

“BİR GÜN ELDEN ÇIKACAK HABERLERİ YOK”
Sit konusunun iyi anlaşılmadığına dikkat çeken Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:
“’Sit’ deyince bizde ‘otur’ anlaşılıyor. İngilizceden herhalde böyle geçti. Eser orada yok olup gidiyor, ‘Bir şey yapamazsın’ yav niye yapmayayım kardeşim. Yapalım, dışını muhafaza edelim içeriye de istediğimiz fonksiyonu verelim. Ne yaptırıyorlar, ne de müdahale ediyorlar. Böyle çok zor durumlarla da karşılaştık. Onun için bu ‘sit’ konusunda da bakış açısının mutlaka gözden geçirilmesi lazım yanı tarihi eseri korumak ona dokunmamak değil. Tarihi eseri ancak dokunarak, ihya ederek, sağlamlaştırarak, yabancıların binalarına gidiyorsun dışarıdan bakıyorsun 15.-14. asırdan yapılmış içeri gidiyorsun şeffaf kabinli asansörler, açık ofisler bambaşka bir dünya dışarısı tarih içerisi modernite. İkisini bir araya pek ala getirmişler biz de böyle yapmalıyız. Birçok tarihi mekanımızı etkin olarak değerlendiremiyoruz. Niye? Böyle bir toplumsal baskı var. ‘Vay efendim sen Haydarpaşa Garı’nı filanca işe kullanacaksın’ yav Haydarpaşa Garı her işe kullanılır. Ne var bunda? Dışarıda duruyor güzel, biblo gibi. İçeriye kütüphane, kültür merkezi, galeri yap her türlü sosyal kültürel faaliyetin yapılabileceği, orayı 24 saat yaşam alanı haline getireceğiz. İnsanların gece-gündüz gelip gideceği yer olsun. şimdi in cin top oynuyor. Kim laf etse hemen, ‘Vay tarihi Haydarpaşa Garı’na laf ettirmeyiz, el sürdürtmeyiz’ el sürdürtmeye sürdürtmeye bir gün elden çıkacak haberleri yok. Taksim Atatürk Kültür Merkezi. Ya ne özelliği var o binanın? Tamam Atatürk’ün adını taşıyor eyvallah ama çok daha güzel mir mimari yapı olabilir. Çok daha orada diyoruz ki onu kaldıralım o alanı da genişletelim bir kimliği olan dört köşe cam giydirme bir bina yerine bizim kültürümüzü, tarihimizi, geçmişimizi geleceğe taşıyan bir bina yapalım bunda ne var?”

“YOK OLAN AĞIR HASARLI OLAN 36 BİN CİVARINDA BİNA VAR”
“Geçtiğimiz aylarda Doğu ve Güneydoğu’daki sokakları binaları tarumar etti terör örgütü” diyen Yıldırım, şehirlerin, ilçelerin, beldelerin perişan edildiğini vurgulayarak, “İki aydır enkaz kaldırma çalışmalarını ancak tamamlama noktasına geldik. Yok olan ağır hasarlı olan 36 bin civarında bina var, konut var. Bütün bunların hepsini yeniden ve oranın mimarisine, o şehrin, beldenin, ilçenin alışkanlıklarını yansıtacak şekilde yeniden planladık. Çevre Şehircilik Bakanlığı’mız, TOKİ onların yapımına başladı. Bir senede büyük bir kısmını tamamlamış olacağız vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Büyük bir bedel tabi 10 milyarı bulan bir bütçeden bahsediyoruz. Ancak tabi yıkılan, yok olan mal yerine konur da giden can geri gelmiyor” diye konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜYLE BU İŞLER KONUŞULMAZ”
Terörle mücadele hakkında bazılarının “Oturun, konuşun niye böyle yapıyorsunuz” dediğini anımsatan Başbakan Yıldırım, “Neyi konuşacağız? Adamlar bölmek istiyor memleketi neyi konuşacağız Bölücülerle neyi konuşacağız? Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesiyle milletiyle bölünmez bütünlüğü dışınsa konuşacak hiçbir şey yok. Ne zaman bu noktaya gelirlerse o zaman buyursun herkes gibi memleketin hangi köşesinde istiyorsa otursunlar, yaşasınlar, seyahat etsinler. Bu gerçekleşmeden asla ve asla terör örgütüyle bu işler konuşulmaz” ifadelerini kullandı.

“ÜÇ TANE YAPMAMIZ LAZIM”
Yıldırım, nükleer santral hakkında, “Ülkemiz nükleer santral yapmalı mıdır? Evet yapmalıdır. Çünkü enerjide bizim arz güvenliği için çeşitliliğe ihtiyacımız var. Bir tane değil iki tane değil üç tane yapmamız lazım. En az 6 bin megavatlık nükleer gücümüz olması lazım” açıklamasında bulundu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.