CHP'li Bankoğlu: “Kadının 89 Yıllık Haklarını Kimse Elinden Alamaz”

CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanındığı 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’ne ilişkin yazılı açıklama yaptı. Bankoğlu açıklamasında “Eşitliği sözlükte yer alan bir kavramdan öte kabullenememiş olanlar, kadının toplumsal hayattaki rolünü sadece eş ve anne kadar görebiliyor” dedi.

Türkiye’nin en büyük dönüşümlerinden biri

CHP’li Bankoğlu’nun açıklamasında şunlar yer aldı:

“Kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkının kabulünün 89. yıl dönümünü kutlu olsun. 5 Aralık 1934’te Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlık yarınları için çok büyük ve önemli bir adım atılmış ve pek çok ülkeden önce kadınların siyasette söz sahibi olmalarının önünü açan yasa kabul edilmiştir. İlk olarak 1930’daki belediye seçimlerine katılma hakkı kazanan kadınlar, muhtar oldular ve ihtiyar meclisine seçildiler. 5 Aralık 1934’te ise kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi ve kadın erkek eşitliğinin tüm alanlara yayılması Türkiye’nin en büyük dönüşümlerinden birini başlatmıştır.”

Türkiye gibi ülkelerde rekabet, kadınlar için iki kat daha zor

“Çağdaşlığı; eşitlik ve özgürlük gibi insan haklarından ayrı düşünmeye çalışan sığ bir dünya görüşü o gün olduğu gibi ne yazık ki bugün de var. Bilimin ve teknolojinin nimetlerinden yararlanırken orta çağ karanlığındaki zihniyetler ilerlemenin dışında kalmaya mahkûmdur. Çağdaşlık yolunda ilk yürüyenlerden olan ülkemiz kadınları, bugün hiç de iç açıcı olmayan bir tablo ile karşı karşıyadır. Özellikle siyasî alanda ve çalışma hayatında erkeklerle eşit şartlarda olmayan kadınların mücadelesi devam etmektedir. Karar vericilerin büyük çoğunluğunun erkek olması ve bunların içinde eşitliği maalesef tehlike olarak algılayanların da şaşılacak kadar çok olması ilerlemeye engel olan önemli hususların başındadır. Eşitliği sözlükte yer alan bir kavramdan öte kabullenememiş olanlar, kadının toplumsal hayattaki rolünü sadece eş ve anne kadar görebiliyor. Bu yüzden siyasette ve iş hayatındaki rekabet, özellikle bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin kadınları için iki kere zorlaşıyor. Burada Atatürk’ün bir sözünü hatırlatmak istiyorum. ‘Şuna inanmak gerekir ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir. Erkeklere ilk öğüdü, ilk eğitimi veren ve onun üzerinde ilk analık egemenliğini ve etkisini kuran, kadındır.’ Kadınların eğitim hakkını sonuna kadar kullanması, ekonomik özgürlüğünü elde etmesi ülkenin refahı için vazgeçilmezdir.”

Türkiye kadının siyasette temsiliyetinde OECD sonuncusu!

“Ülkeyi yönetenlerin kullandığı ayrıştırıcı, kavgacı, ahlaki konulardaki baskıcı üslubu, 22 yıldır artan kadın cinayetleri ve kadına şiddetle karşılığını göstermektedir. Kadın erkek eşitliği konusu bizim için tartışmaya kapalıdır. Bu yüzden kadının güç kazanmasının en önemli göstergesi kadın temsiliyetinin güçlenmesidir. Bunun için daha çok kadının siyaset alanında yer alması, kadınların haklarını arayan sivil toplum kuruluşlarında görev alması ve desteklemesi şarttır. Kadının her alanda sesini ve sözünü kısmaya çalışan bu karanlık zihniyetle mücadelenin, güçlenmenin yolları bunlardır. Bugün TBMM’de görev yapan 600 milletvekilinin sadece 121’i kadındır. Bu durumumuzla OECD ülkeleri içinde sondan üçüncüyüz. 42 OECD ülkesi içinde en az bakanlık görevinde olan kadınlar yine Türkiye’de.”

Eşit temsil, fermuar sistemi ile yüzde 50 kotanın uygulanmasıyla mümkün

“CHP olarak kadınlarla erkeklerin eşit düzeyde temsil edilerek siyaset yapabilmesi amacıyla kanun teklifimizi Meclis’e sunmuştuk. Bu kanun teklifi, milletvekilliği seçimlerinde, siyasi partilerin aday listelerini, kadınlar ve erkekler için yüzde 50 temsili sağlayacak biçimde oluşturmasını ‘zorunlu’ tutuyoruz. Cinsiyet kotası uygulamasıyla birlikte, kadınların seçilebilecekleri sıralarda olabilmesini temin için, aday listesinde her iki cinsiyetin birbirini izlediği ‘fermuar’ yöntemini de getiriyoruz. Böylece, yüzde 50 kota ve fermuar yönteminin birlikte uygulanmasıyla ‘eşit temsil’ sağlanmış olacak. Teklifimiz partimiz açısından geçerliliğini korumaktadır. Kadınlarla erkeklerin toplumsal yaşamın tüm alanlarında eşit haklara sahip olmaları ve eşit muamele görmeleri, özgürlüğün de en önemli adımıdır. Temsilde adalet, eşit temsilin yaşama geçirilmesi ayrıca gelecek kuşakların da eşitlikçi bir dünyada yaşamalarını sağlayacaktır.”

21. yüzyıl dünyasında kadınlar hala eşitlik savaşı veriyor

Bankoğlu kadının evde, tarlada, fabrikada, okulda istisnasız her yerde en büyük emekçi olduğunu belirtip “Kadınların daha çocuklukta başlayan ve bitmeyen büyük sorumlulukları karşısında 21. yüzyıl dünyasında eşitlik savaşı veriyor olması bile oldukça vahim bir durum. Eşit işe eşit ücretin olmadığı, aynı işe talip olan erkeğin çoğunlukla yine bir erkek karar verici tarafından tercih edilmesi, anne ve eş olarak ağır sorumluluklar altına sokulurken maddi ve manevi hiçbir pozitif ayrım yapılmaması kabul edilemez. İşte tüm bu sıkıntıların çözümü ve cevabı yine biz kadınlardadır. Gücümüzü gerçek anlamda farkına vardığımız ve birlik olduğumuz zaman bu sıkıntılar büyük ölçüde çözülecek” dedi.

Kararlılığımız kadınlara güç verecek

“Kadının güçsüz olduğu bir ülkede, başarının ve mutluluğun olamayacağını elimizden geldiğince anlatmaya ve göstermeye devam edeceğiz. CHP olarak kararlılığımızın tüm kadınlara güç vermesini, kadınların tüm hakları için mücadele verdiğimizin bilinmesini istiyorum. Elbette tüm kadınlardan da destek beklerken bir kez daha şunu hatırlatmak istiyorum: Kadınlar haklarını, sorunlarını ve gereksinimlerini erkek karar vericilerden değil, hemcinslerinin savunuculuğu ile aramalıdır. Çünkü dünyayı kadınlar değiştirecek. Ancak bu şekilde adaletli bir sistem oluşacaktır. Bu vesileyle bir kez daha bize seçme ve seçilme hakkı tanıyan Ulu Önderimizi saygıyla anıyor, onun bir sözünü kadınların unutmamasını diliyorum: ‘Ey kahraman Türk kadını. Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın.’”