Öne Çıkanlar türkiye galatasaray ihracat çin gündem özeti ak parti Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu gündem özel meme kanseri Metina astım burgan bank

"Kapanmış Yaraları Tekrar Açmak Yerine, Kanayan Yaralara Bakmak Durumundayız"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, son dönemdeki partisine yönelik katılımlarla ilgili konuştu. “Başka kimler var?” soruna esprili bir üslupla yanıt veren Akşener, “Bakacağız duruma. Bakacağız gari” dedi. Akşener, 29 Ekim'deki TOGG törenine daha önce planlanmış programı nedeniyle katılamayacağını ifade etti.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, katıldığı canlı yayın programında  gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın kadınlara yönelik konut desteği açıklaması sorulan Akşener, “Mantık doğru ama 3 çocuk gerekçesi yanlış. 1 çocuklu, dul bir kadına neden yok? 2 çocuklu bir kadına neden yok? Bu çok büyük bir ayrımcılıktır.” dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışı hatırlatılan Akşener, “Kapanmış yaraları tekrar açmak yerine, kanayan yaralara bakmak durumundayız.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili Anayasa değişikliği çağrısına değinen Akşener, “Sayın Erdoğan seçimi kaybedeceğini gördü. Her bir manevi konuya iki eliyle sarılıyor.” değerlendirmesini yaptı.

İYİ Parti’ye yönelik katılımlarla ilgili “Başka kimler var?” soruna esprili bir üslupla yanıt veren Akşener, “Bakacağız duruma. Bakacağız gari” dedi.

29 Ekim'deki TOGG törenine daha önce planlanmış programı nedeniyle katılamayacağını ifade eden Akşener, törene partiyi temsilen Siyasi İşler Başkanı Koray Aydın’ın gideceğini ekledi.

Cumhurbaşkanı adayının açıklanmasına yönelik tartışmalara değinen Akşener, “Sayın Erdoğan çok merak ediyorsa hemen seçim kararı alsın, biz de 3 gün içerisinde açıklayalım” şeklinde konuştu.

Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle

5 yıl nasıl geçti?

Çok hızlı geçti, heyecanlı geçti. Bir tarafıyla başarılı geçti. Bir tarafıyla çok mücadeleli geçti ve gerçekten hem fiziksel hem ruhi olarak yorucu geçti ama bugün 5 yıl önceye döndüğümüzde, arkadaşlarımızla bir araya geldiğimizde iyi ki bu yolculuğa çıkmışız; iyi ki İYİ Parti'yi kurma iradesini, cesaretini o günün şartlarında göstermişiz diyoruz. Bunu samimi olarak söylüyorum; bir şey değişti her şey değişti ülkemizde. İYİ Parti kuruldu, 2018 seçimlerine bir siyasi parti olarak katıldık. Bizi seçime katmayacaklardı. Başka bir sistem oluşmuştu. Kendi dilimle söyleyeyim, bir dümen oluşmuştu. Ben Sayın Kılıçdaroğlu'ndan 15 milletvekili talep ettim. Kendisi buna hiç sektirmeden evet dedi. 15 milletvekili arkadaşımızın bize katılmasıyla birlikte grup kurmuş olduk. Bu eylem neticesinde YSK bize seçime girme hakkı verdi. 15 milletvekili arkadaşımız demokrasi kahramanı olarak tekrar partilerine geri döndüler. Benim gidip 15 milletvekilini sadece seçime girmek için götürdüğüm teklife Sayın Kılıçdaroğlu'nun evet demesi CHP mensubu 15 milletvekilinin bize gelip tekrar partilerine dönmesi, onlardan herhangi bir menfaat sağlamamamız Türkiye'de yeni bir şeyi getirdi.  O da şu; Türkiye'nin lehine yan yana gelebilmeyi, demokrasi için yan yana gelebilmeyi. Ondan sonraki fasılda da zaten Cumhur İttifakı kurulmuştu. Biz bu eylemden sonra, aslında belki tek başımıza girecektik ama bu demokrasiye yönelik bu tutum üzerine biz Cumhuriyet Halk Partisi ile aynı sistemin içinde ittifak yaptık. Demokrat Parti bizim listemizden girdi. Saadet Partisi, hem Cumhuriyet Halk Partisi'nin listelerinden hem ayrı olarak girdi. Biz 4 siyasi parti Millet İttifakı'nı kurduk. Hem Meclis'e taşındık hem Cumhuriyet Halk Partisi bu ittifak sisteminden ekstra kazandı, biz 4 milletvekili bu sistemden ekstra kazandık. Sonuç itibariyle Cumhur İttifakı çoğunluğunu kaybetti. Bugün Türkiye'de Millet İttifakı ya da altılı masa diyelim, orada yan yana gelmiş siyasi partilerin çalışmaları konuşulmak yerine, 'adayınız kimdir' diye; küçük çocuklar ayaklarını vurur ya, Cumhur İttifakı mensupları bunu yapıyorsa, o zaman 13. Cumhurbaşkanı bizim masanın önerdiği kişi olacak inancımın Cumhur İttifakı tarafından da kabul edildiğini gösteriyor.

İYİ Parti kurulmasaydı ne olurdu?

Bu ucube sistem oturmuş olurdu. Partili cumhurbaşkanlığı sisteminin değiştirilebileceğine dair her hangi bir konuşma yapılmazdı. Ortada ümit olmazdı. O seçime (2018) biz katılmamış olsaydık, muhtemelen Cumhuriyet Halk Partisi tek başına katılacaktı. Diğer siyasi partiler de tek başına katılacaktı. Meclis aritmetiği bambaşka olacaktı. Gördük ki, farklılıklar zenginliktir. Farklılıkları enerjiye çevirmek mümkündür. O eylem olmasaydı bugün Gelecek Partisi'nin ve DEVA Partisi'nin o masada olması mümkün olmayacaktı.

Ülkemizin içerisine sürüklendiği derin krizler nedir?

Dış politikadan ekonomiye, yandaş kayırmadan gençlere söylenen ağır sözlere, kadınların tecavüz, taciz, dayak, öldürme gibi her türlü pislikle karşı karşıya kaldığı bir sistemde, azıcık kafasını kaldırdığında bizzat bu ülkenin cumhurbaşkanı tarafından 'sürtük' dendiği bir Türkiye'de, günlük hayattan aylık sisteme, yurt dışı ilişkilerden içeriye dair her alanda kriz var.

Ben derin yoksul evlere gidiyorum. İsmail Bey, sizin yıllardır en çok ilgilendiğiniz konu fakirlik, tarımdır. Her şeyle ilgilenirsiniz de tarımı sanki öngördünüz. Tarımda yaşananlar, ekonomide kendine özgü, rüyada görüp ertesi gün hayata geçirilen kararlar, üretimin terk edilmesi, bir avuç yandaşın korunması, 5-10-15 maaşlı ne yaptığı belirsiz danışmanlar ve o yoksul evlere girdiğimde, ayağım yere bastığımda ayağımın altı ıslanıyor rutubetten. Kucağınıza aldığınızda kemikleri sayılan çocuklar, astım hastası olan çocuklar, kapağı yamuk buzdolapları, içinde mercimek çorbası. Hiçbir şey yok. Salça, soğan ve mercimekten ibaret. Sincan'da bir eve girdim, Allah şahit doğruyu söylüyorum; buzdolabını bir açtım sadece hoşaf vardı. Bütün bunlara baktığınızda, bir tarafta uçan zenginleşen, acayip arabalarla, o yeni sistemin gençleri, teknelerde verilen pozlar; inanılmaz bir gelir uçurumunun gelişi.

Bu krizden nasıl çıkacağız?

Bir, her alanda üretimi öne koyacağız. Kapsayıcı bir kalkınma eylemini öne koyacağız. Üretim, istihdam. Kayırmanın son bulduğu, liyakatin öne geldiği, şeffaflığın gerçekleştirildiği, yargının bağımsız, tarafsız, objektif ve korkusuz olduğu, hukukun üstünlüğünün kabul edildiği, Merkez Bankası'nın gerçekten bağımsız olduğu, tahrip edilmiş bu kurumların yeniden ortaya konduğu; mesela müsteşarlık makamının kaybının maliyeti Türkiye'ye çok yüksektir. Müsteşarlık bu ülkenin bir nevi hafızasıdır. Siyasetçinin, zaman zaman biz de dahil, heyecanı olur seçim kazanmak için, o seçim kazanma iştiyakının, karar verdirdiği yanlışlıkların önüne geçecek bir sisteminin ortaya konduğu bir anlayışla çok kısa sürede bu iş düzelir. Türkiye'nin imkanları var. Dış politikada gerçekçi, akılcı bir bakış açısını ortaya koyduğumuzda; bizim Suriye, Irak birinci derecedeki sınırdaşlarımızla orta çıkan 7 trilyon dolarlık bir imkan var. Avrupa Birliği'ni Türk dünyasını Mısır'a Libya'ya kadar o hinterlandı koyduğunuz zaman 21 trilyon dolar. Ya neden kavga ediyoruz kardeşim? Bizim Suriye'nin iç işlerine karışmamızın maliyeti kimine göre 5.5 milyon, kimine göre 6 milyon, rakamın tam olarak bilinmediği bir sığınmacı problemi ile karşı karşıyayız. Suriyeliler yekpare, aynı coğrafyada doğmuş, büyümüş; aynı topraklarda üretim anlayışına sahip yekpare grubun oradan çıkıp Türkiye'ye gelmedi. Bunun pek çok problemi var. Biz bu kapıları açarak buna sebep olduk. Bir şeye daha sebep olduk, Arap nüfus buraya geldi. Buna karşılık orası da YPG'nin bir nevi PKK'nın eline geçmiş oldu. Buradan kim kazandı? Suriye kaybetti, biz kaybettik.

İktidarınızda Suriye yönetimi ile ne yapacaksınız?

2019'du ilk söylediğimde. Sayın Erdoğan'a demiştim ki; "Arkadaş sende bir ergen siniri var." Çünkü ilişkileri bireysel kabul ediyor. Türkiye eşittir benim diyor. Bütün bunlar Sayın Putin'le olan ilişkisine yansıyor, Sayın Trump'la şimdi de Sayın Biden'le olan, diğer bütün Avrupa liderleriyle olan ilişkilerine bu bireysellik yansıyor. Ben inanamıyorum. Yaşlı başlı insanlar 'Beni sever, kadim dostum' Uluslararası ilişkilerde böyle bir şey yok. O zaman demiştim ki; "Gönderim beni devlet olarak. Ben gideyim Esad'la konuşayım" 2019'dan bahsediyorum.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan destek açıklaması

Mantık doğru ama 3 çocuk gerekçesi yanlış. 1 çocuklu, dul bir kadına neden yok? 2 çocuklu bir kadına neden yok? Bu çok büyük bir ayrımcılıktır. Burada ya seçime dair bir dümen ya da Sayın Erdoğan'ın kadınların kaç tane çocuk doğurmasına dair hüküm cümleleri, kanaatleri, talimatlar var. Fantastik bir... Ne diyeyim? Bunun üzerinden patronun sözü yere düşmesin. 'Sen mi 1-2 çocuk doğurdun. Hadi bakalım sana yok, 3 çocuk ve üstüne var' derseniz, bu çok büyük bir ayrımcılık olur. Bunun ister 1 çocuklu ister 5 çocuklu, eşini kaybetmiş kadınlara bu yardımın yapılması lazım.

Kılıçdaroğlu'nun "Başörtüsü" açıklaması

Sayın Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüyle ilgili tutumuna söyleyecek bir sözüm yok. Sayın Kılıçdaroğlu bir helalleşme yolculuğuna çıktı. Orada da büyük saygım var ama zaman zaman kendimi bazı şeyleri hatırlatmakla görevli hissediyorum. Politikaya ben DYP'de başladım. Dolayısıyla o süreçlerle ilgili olarak yanlış işlerde de karşısında durdum. Pek çok bedeller de kendimize göre ödedik. Bu çerçeve içinde helalleşme yolculuğuna çok büyük bir saygım var. Ama dediğim gibi başka şeyleri hatırlatmak durumundayım. Bu ülkede Rize Belediye Başkanı, açılım sürecinde dedi ki; "Boş yere açılım yapmayın kardeşim. Demokratik süreçlere ihtiyaç yok. Bizler, Karadeniz erkekleri her seferinde ikinci eş olarak bir Kürt kadını alalım, bu meseleyi çözelim." O günlerde ben gök kubbeyi yıkmaya çalıştım, tek kişi olarak. Ve bu arkadaşa hiçbir şey olmadı. Sonra daha enteresan bir şey oldu. Samsun İl Başkan Yardımcısı dedi ki, "Başı açık kadın, perdesiz eve benzer. Ya kiralıktır ya satılık" Buna da zıpladım ben. Bunlarla ilgili kim helalleşecek. Atatürk'ün anasına, her seferinde söylediğimde üzülüyor insanlar. Olmayacak ağırlıkta sözler söylendi. Kim bununla ilgili hesaplaşacak. Ben de bunları hatırlatıyorum. Başörtüsüne gelince. Başörtüsü çözülmüş bir konu.

Şimdi bütün derdim şu, kapanmış yaraları tekrar açmak yerine, kanayan yaralara bakmak durumundayız. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu tavrına elbette saydı duyuyorum ama bakın bugün Anayasa'ya konulmasını tartışıyoruz, başörtüsü çerçevesi içinde yeniden bir kavgayı tartışıyoruz.

Erdoğan’dan başörtüsü için Anayasa değişikliği çağrısı

Sayın Erdoğan seçimi kaybedeceğini gördü. Her bir manevi konuya iki eliyle sarılıyor. Anayasalar, bu Meclis'te olmaz çünkü gidiyor. Anayasalar vaattir. Seçime giderken bunları söylersiniz. Kazandıktan sonra da bu vaadi yerine getirirsiniz. Şimdi Sayın Erdoğan'ın 2010'da aklına gelmemiş, 2017'de de gelmemiş, şu anda aklına geldi. Derhal seçim kararı alsınlar, bu vaatle gitsinler. Seçimi kazanırlarsa yerine getirirler.

İYİ Parti'ye katılımlar

Şu anda görüştüğümüz isimler var. Sadece AK Parti'den bahsetmiyorum. Türkiye'de önemli, katkıda bulunmuş genç ve yaşlı fark etmiyor, insanların her biriyle görüşüyorum.

TOGG açılışı

Biz TOGG'u elzem bir iş olarak görüyoruz. Ama daha süratle yapılması gerekirdi. Bir ekosistem bu. Pil teknolojisinden onların şarj edilme istasyonlarına kadar hepsinin planlama içinde ve hızlı olması gerekiyor. O işe para koyan, özel sektör mensuplarını da buradan şükranla anmak durumundayım. Paris Anlaşması'na imza koyan Türkiye'nin bu işin gereklerini yerine getirmesi gerekiyor. Yeşil dönüşüm planımız var bizim. Bunu yapmadığımız takdirde sanayimizin 1.4 milyar dolar kaybı olacak.

Tele1'e verilen yayın yasağı

Yazık işte. İstibdat yasası çıktı. Biz onunla ilgili bizzat ben vekil olmadığım için katılamıyorum ama ciddi bir mücadele yürüttük. Sayımız az olduğu için etkimiz çok olmuyor ama sesimiz çok çıktı. Üç grup konuşmama sırf bu yasayı koydum. Daha önce karartılan Halk TV olsun Tele 1 olsun muhalefetin temsilcilerine nefes aldıran bu alanların kapatılmalarına karşı hep devreye girdik. Ama bütün bunların hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Her birimizin dikkat etmesi gereken şu; o bu seçimin kazanılması.

İYİ Parti Lideri, programın devamında 6’lı masanın çalışmaları, Cumhurbaşkanı adayı, “Başbakan olacağım” çıkışı hakkında da açıklamalarda bulundu.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.