Öne Çıkanlar ankara chp tsk deprem cumhurbaşkanı erdoğan diyarbakır konya bodrum zam ırak sgk Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank

Kılıçdaroğlu İktidara Zarrab Ve Terör Olayları Üzerinden Yüklendi

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Rıza Zarrab’ın ABD’de de tutuklanmasına ilişkin, “Rıza Zarrab Amerika’da tutuklandı. Ben eminim çoğunluğun gözüne bu akşam uyku girmeyecek. Yataklarında rahat uyuyamayacaklar. Zarrab orada konuşur göreceksiniz, konuşacaktır. Bütün kirli çamaşırlar ortaya çıkacaktır.  Ve böylece biz 4 bakanla ilgili bütün gerçekleri, bütün ayrıntılarıyla öğrenmiş olacağız” diye konuştu.

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri,

“Rıza Zarrab Amerika’da tutuklandı. Ben eminim çoğunluğun gözüne bu akşam uyku girmeyecek. Yataklarında rahat uyuyamayacaklar. Bakın, FBI bölge direktörü ne diyor, ‘bu suçlamaların gerçek ortaklara bir mesaj olduğunu’ söylüyor. Yani Rıza Zarrab gerçek ortak değil. Asıl gerçek ortaklar var. Deniz Feneri’ni hatırlıyorsunuz değil mi? Deniz Feneri’nde ne diyordu Alman hakim, ‘Asıl failler Türkiye’dedir’ diyordu. Rıza Zarrab orada konuşur göreceksiniz, konuşacaktır. Bütün kirli çamaşırlar ortaya çıkacaktır.  Ve böylece biz 4 bakanla ilgili bütün gerçekleri, bütün ayrıntılarıyla öğrenmiş olacağız. Birilerinin nasıl Rıza Zarrab’ın önüne hangi gerekçeyle yattığını çok daha iyi öğrenmiş olacağız. Ne diyorduk,  Allah büyüktür diyorduk. Hiçbir haksızlığa ve hukuksuzluğa yer vermeyeceğiz, vermemeliyiz. Türkiye’yi hukukun üstünlüğü bağlamında yüceltmeliyiz” şeklinde konuştu.

 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Brüksel’deki terör saldırılarına değinerek, “Brüksel’de patlayan bombalar insanlığa karşı yapılmış bir suçtur” açıklamasını yaptı.

 

 

“TERÖR FAKATSIZ, LAKİNSİZ LANETLEYECEĞİMİZ BİR OLAYDIR''

CHP Genel Başkanı, “Terör nereden ve kimden gelirse gelsin, nerede olursa olsun amasız, fakatsız, lakinsiz lanetleyeceğimiz bir olaydır. Terör bir insanlık suçudur ve kim olursa olsun herkesin ortak tavır takınması gereken bir olaydır. Brüksel’de patlayan bombalar insanlığa karşı yapılmış bir suçtur. Bütün Belçika’ya orada yaşayan bütün insanlara bizim yurttaşlarımız dahil hepsine geçmiş olsun dileklerimizi, ölenler için başsağlığı dileklerimizi CHP Grubundan kendilerine gönderiyoruz” dileklerini iletti.

 

 

''SORUMLUSU KİM ?''

CHP lideri konuşmasına,

"Terör konusunda, terörün önlenmesi konusunda, en net tavrı, en ilkeli duruşu sergileyen tek parti vardır, o da CHP’dir.

Size kısa bir terör tarihi sunacağım. 7 Haziran seçimlerinden sonra, attıkları tweetlerle ne dediler, ‘millet kaosu seçti’ dediler. Sonra şehit cenazeleri gelince ‘söz veriyoruz’ dediler, ‘1 Kasım’da bizi tek başına iktidara getirin şehit cenazeleri gelmeyecek’ dediler. 1 Kasım’da tek başlarına iktidar oldular.

Türkiye öyle bir konuma geldi ki bırakın terörü bitirmeyi canlı bomba  olmanın eğitim alanına dönüştü Türkiye. Sorumlusu kim?'' diyerek devam etti.

 

 

''SEN TÜRKİYE'NİN GÜVENİNİ NASIL SAĞLAYACAKSIN''

İstanbul’da bombalar patladı, Fenerbahçe-Galatasaray maçını iptal ettiler. Şimdi ne diyorlar vatandaşlara, ‘efendim sokaklara çıkalım’, ‘turist niye gelmiyor’. Sen bir maçı bile yapmaktan acizsin, bir maça gidenlerin güvenliğini bile sağlamaktan acizsin, turist buraya niye gelsin.

Sen Türkiye’nin güvenliğini nasıl sağlayacaksın?

Kendi vatandaşını korumaktan aciz olan bu hükümet ülkenin sorunlarını çözemez.

Bu son olaylarda bir şey daha öğrendik. Türkiye’de yabancı ülkelerin büyükelçilikleri var, bunların kendi vatandaşlarına yaptıkları uyarıların ne kadar doğru olduğunu öğrendik. Ve şöyle bir tablo ortaya çıktı. Hükümetin yaptığı açıklamalar doğru değil ama yabancı ülkelerin buradaki büyükelçiliklerinin terör dolayısıyla yaptıkları açıklamalar doğru. Bu ne anlama geliyor. Bu hükümetin işlevini bitirdiği anlamına geliyor.

 

 

GÖMLEĞİN İLİĞİ DAHA EN BAŞTA YANLIŞ İLİKLENDİ

Neden böyle oldu? Birincisi şu; Türkiye terörle mücadele edeceğim diye terör örgütleriyle masaya oturdu. En büyük hata daha başlangıçta yapıldı. Yani gömleğin iliği daha en başta yanlış iliklendi.

Masaya oturdular ama terör örgütünün güçlenmesine ortam hazırladılar. Silahları bırakın diye çağrı yaptılar. Dönemin Başbakanı yaptı çağrıyı. Onlar dedi ki ‘hayır biz silahları bırakmayacağız’. Silahları bırakmadılar ve masadalar. Masaya oturdular, terör örgütünün elinde silah var bizimkilerin elinde silah yok, eşit koşulda değiller. Güvenlik birimlerine dediler ki silah kullanmayacaksınız bunlara karşı. Valilere talimat verdiler. Neden diyoruz bu hükümet AKP’nin yöneticileri terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyor, işte bunun için diyoruz.

Daha geçen televizyonlara çıkmış, diyor ki, ‘biz söyledik, güvenlik güçlerine, bunlara dokunmayın’. Bir devlet hukukun üstünlüğüne inanan bir devlet yasa dışı bir organı görüp ona ses çıkaramamazlık edemez. Ona müdahale etmesi lazım, tutuklaması lazım. Tam tersine ‘bunlara dokunmayın’ diye valilere talimat verildi.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, ‘AK Parti ile PKK görüşüyor’ diye açıklama yaptı.

Şimdi ben sosyal medyada bizim milletvekillerimizi linç eden, linç kampanyası başlatan o trollere seslenmek istiyorum. Siz de ahlak varsa siz de vicdan varsa siz neden kalkıp da Efkan Ala’nın o açıklamasını bütün kitlelere bütün dünyaya bütün Türkiye’ye yaymıyorsunuz.

 

 

“DUT YEMİŞ BÜLBÜL GİBİ”

Davutoğlu ne diyor,  dut yemiş bülbül gibi.

Bizi eleştireceğine çağırsana İçişleri Bakanı’nı. Senin gücünün yetmediğini biliyorum. Ona kızamazsın zaten. Çünkü abin buna izin vermez.  O nedenle sen vesayet altındasın.

Bakın daha sonra ne yaptılar.

Masaya oturdular, silahlarını teslim ettiler, pazarlıklarını yaptılar, dayattılar, oturup konuşuyoruz dediler, Türkiye’yi bu noktaya getirdiler, sonra bir baktık Kandil’den 5’er 6 kişilik gruplar geliyor, biz teslim oluyoruz diyorlar, teslim oluyorlar, sonra serbest bırakılıyor, nereye gidiyor bunlar, o şehir yapılanması var ya şehirleri silah deposuna döndürenler var ya işte bunlar.

Peki koskoca Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti bunun farkına varmadı mı, vardı. Bilmiyor muydu, biliyordu. Neden önlem almadı, işte vatandaşım o soruyu soruyor. Neden önlem almadı?

Kendi vatandaşının can ve mal güvenliğini sağlayamayan bir iktidarın kesinlikle gitmesi lazım.”

 

 

''VALİLERE TALİMAT VERDİ, BUNLARA DOKUNMAYIN DİYE”

Güvenlik güçleri 292 kez yazı yazdılar, ‘şurada terör örgütü var, bizim müdahale etmemiz lazım’. Bunlara valilere talimat verdi, ‘bunlara dokunmayın’ diye. Bunu yapanlar teröre yardım ve yataklık yapanlar değil mi? Bundan daha açık delil var mı?

Bu kadar söylüyorum, hiç AKP demiyor, ben seni mahkemeye vereceğim diye. Şimdi mahkemeye vermeye cesaret edemiyorlar. Neden, çünkü o belgelerin tamamı mahkemeye gelecek.

-TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK YAPMAKTAN FEZLEKE DÜZENLEYECEK BİR NAMUSLU SAVCI ARIYORUZ-

İl başkanlarımız suç duyurusunda bulunuyor. Şimdi bir yürekli, namuslu savcı arıyoruz. Ülkesini seven bir savcı arıyoruz. Unvanında Cumhuriyet olan ve Cumhuriyetin hakkını veren savcı arıyoruz. Teröre yardım ve yataklık yapmaktan fezleke düzenleyecek bir namuslu savcı arıyoruz, bir yürekli savcı arıyoruz, çocuklarına ve Türkiye’ye, gençlerimize, iyi bir miras bırakacak bir savcı arıyoruz.

 

 

“TÜRKİYE’Yİ KAN GÖLÜNE ÇEVİRDİLER”

Şimdi faturayı kim ödüyor, Ankara’daki beyler mi ödüyor? Hayır, onların çocukları mı ödüyor, hayır. Kim ödüyor, bu ülkenin gariban aileleri ödüyor, yoksul anneler ağlıyor, onların çocukları faturayı ödüyor, onlar şehit olarak geliyor, bu Ankara’daki beyler de üst perdeden konuşuyor, yaptıkları hiçbir iş yok, Türkiye’yi kan gölüne çevirdiler. Sadece bu mu hayır, PKK belası vardı, bir de IŞİD belası getirdiler.

Silahlı güçlerle Suriye’de rejimi değiştirmek istediler.

 

 

“BÜTÜN BU TERÖR OLAYLARININ TEK SORUMLUSU VARDIR AKP HÜKÜMETİ”

Ve Türkiye kan gölüne döndü. Sadece Türkiye mi hayır, Brüksel’de patlayan bombalar, Paris’te patlayan bombalar. Tek sorumlusu vardır AKP Hükümeti’dir. Altını çizerek söylüyorum bütün bu terör olaylarının tek sorumlusu vardır AKP Hükümeti.

IŞİD’e 70 ilden katılım oldu Türkiye’den 70 ilden, bunlar seyrettiler.

IŞİD’in en büyük destekçilerinin Türkiye’de olduğu anlaşılıyor.

Türkiye’nin izlediği dış politika tamamen iflas etti.

2 milyon 700 bin mülteci ile baş başa kaldık.

 

 

“SENİN KAÇ MİLLETVEKİLİN TERÖR ÖRGÜTÜNÜN AİLELERİNE TAZİYEYE GİTTİ?”

Bizim milletvekillerimize saldırıyorlar. Linç etmeye kalkıyorlar sosyal medyada. Şimdi ben Sayın Davutoğlu’na bir soru sormak istiyorum. Senin kaç milletvekilin terör örgütünün ailelerine taziyeye gitti? Kaç AKP milletvekili taziyeye gitti? Ve senin hangi belediye başkanın taziye çadırı açtı? Kahraman geçinir, bizim milletvekillerini linç ediyorsun, ben sana adam gibi soru soruyorum, hodri meydansa hodri meydan, benim bu iki soruma cevap ver.

 

 

“GELEN HER ŞEHİDİN SORUMLUSU BUNLARDIR”

Terör örgütünü besleyenler  bunlar. Eline silah verenler bunlar. Masaya oturanlar bunlar. Sözde kahraman olanlar da bunlar. Gelen her şehidin sorumlusu bunlardır.

“GÜCÜ KİME YETİYOR, AKADEMİSYENLERE YETİYOR”

Hükümet ne yapıyor. Gücü kime yeterse onu tutup hapse atıyor. Gücü kime yetiyor, akademisyenlere yetiyor. Akademisyenler bildiri yayınladı. Bizim de katılmadığımız yönleri var ama tutup akademisyeni bir bildiri  imzaladı diye adam hapse mi atılır?

 

 

“YARGI SATILIK İNSANLARIN ALANI DEĞİLDİR”

Bir makamdan talimat alıp o talimatın gereğini yerine getirenler satılık insanlardır. Yargı satılık insanların alanı değildir.

 

 

KILIÇDAROĞLU’NDAN ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Sorun nasıl çözülür. Bir; Türkiye kurucu ayarlarına dönmek zorundadır.

Dış politikayı 180 derece değiştirmek zorundadır.

Yeni bir barış iklimi yaratmak istiyorsak bunların gitmesi lazım.

 

 

MECLİS BAŞKANI’NA ÇAĞRI

Terör olaylarının TBMM Başkanı’nın el koyması lazım, Meclis’in el koyması lazım. Beceriksiz bir yönetim var, Türkiye yönetilmiyor, Türkiye savruluyor.

Sayın Meclis Başkanı’nı ziyaret ettim. Olaylara el koyun dedim. İnisiyatif alın. Çağırın liderleri, sorunun çözümüne katkı yapsınlar.

Üçüncüsü; siyasi sorumluluk. Bombalar patlayacak, yine sıcak koltuğunda oturacak, bunların gitmesi lazım.

Dört; devlette liyakat sisteminin derhal gelmesi lazım.

 

 

“TÜRKİYE BİR MÜLTECİ BAKIMEVİDİR”

AB ile mülteci konusunda bir anlaşma imzalandı. Birinci gerçek şu; Türkiye bir mülteci bakımevidir ve bu sözleşmenin altında Davutoğlu imzasını attı. Türkiye mülteciler açısından tampon bir ülke olmamalıdır.

Çıkıp şu yürekliliği gösteremediler, kardeşim ne 6 milyar Avrosu, 6 milyar Avroyu ben size vereyim tamamına siz bakın tamamına. Burası mülteci bakımevi mi? Bir felaketi devralıyoruz.

Paşa paşa altına imza atıyorlar ve adına da Kayseri pazarlığı diyorlar.

Efendim bize  vize hakkı verecekler. Vize de turist vizesi, çalışmak için gidenlere yok.

72 şartı yerine getireceğiz, getirin, hepsine destek vereceğiz. Ama ben de adım gibi biliyorum ki  bunlar getiremeyecekler.

Anahtar Kelimeler:
ChpKılıçdaroğluAkparti
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.