"Marka Şehirler Vizyonumuzu Yurdun Her Köşesine Yaygınlaştıracağız"

Başbakan Binali Yıldırım, ülke genelinde yerel şartları ve ihtiyaçları gözeterek kentsel ve kırsal alanların imarına ilişkin usul ve esasların titizlikle uygulanacağını belirterek, “Yerel yönetimlere yol göstererek stratejik planların titizlikle uygulanmasının takipçisi olacağız. Güvenli yapı malzemeleriyle nitelikli ve enerji verimliliği yüksek marka şehirler vizyonumuzu yurdun her köşesine yaygınlaştıracağız” dedi.

Başbakan Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Şehircilik Şurası’nda konuştu. Yıldırım, Çanakkale 1915 Köprüsü ve otoyolları ile birlikte ihalesinin dün gerçekleştirildiğini belirterek, proje bedelinin 10,5 milyar dolar olduğunu söyledi. Cumhuriyetin yüzüncü yılına yetişecek köprünün iki kulesi arası açıklığının 2023 metre olacağını kaydeden Yıldırım, “Böylece cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, Çanakkale’de bu ülke için canını feda eden, ‘Çanakkale geçilmez’ diye düşmana Boğaz’ın sularını dar eden ecdadımıza yakışır eseri kazandırmanın mutluluğunu yaşayacağız. Bu yıl 18 Mart’ta bu köprüye ilk kazmayı vurmak istiyoruz” dedi.

-“MARKA ŞEHİRLER VİZYONUMUZU YURDUN HER KÖŞESİNE YAYGINLAŞTIRACAĞIZ”-

Türkiye 15 yıldır büyümeye devam ettiğini, bu büyüme sürecinde şehirlerin de büyüyüp geliştiğini ve yeni ihtiyaçların ortaya çıktığını kaydeden Yıldırım, dünyada artık sadece ülkelerin değil, şehirlerin de birbiriyle yarışır hale geldiğini ifade etti. Şehirleri daha gelişmiş bir seviyeye taşımak için ana hedeflerini açıklayan Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

“Şehirlerimizi afet ve deprem riskinden kurtaracak şekilde yeniden imar edeceğiz. Bugün 39 ilimizde 200 bölgeyi yeniden inşa etmek için ayırdık ve faaliyetlere başladık. Ayrıca alçak bölücü terör örgütünün çukur siyasetiyle yakıp yıktığı doğu ve güneydoğu illerimizde 35 bin konutun yapımına başladık. Bir yıl içerisinde eskisinden kat kat daha güzel bütün ihtiyaçları düşünülmüş konutları yapıp, vatandaşlarımıza vereceğiz. Sur’u eskisinden daha güzel bir şekilde aslına uygun olarak bir cazibe merkezi haline getiriyoruz. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu doğru, standart, kaliteli coğrafi bilginin üretilmesi, yaygın bir şekilde paylaşılmasını da hedefliyoruz. Yaşanabilir bir çevre için, çevre kirliliğine etken olan bütün kirletici faktörleri engelleyecek ve kontrolü tamamen sağlayacağız. Ülke genelinde yerel şartları ve ihtiyaçları gözeterek kentsel ve kırsal alanların imarına ilişkin usul ve esasların titizlikle uygulanmasını temin edeceğiz. Yerel yönetimlere yol göstererek stratejik planların titizlikle uygulanmasının takipçisi olacağız. Güvenli yapı malzemeleriyle nitelikli ve enerji verimliliği yüksek marka şehirler vizyonumuzu yurdun her köşesine yaygınlaştıracağız. Parkları, mesire alanları, yaşam merkezleri, yeşil alanları daha çok artıracağız. Tarihi dokuyu koruyan, doğal kaynakları kirletmeyen, tarım alanlarını yok etmeyen şehirleşme anlayışına çok daha fazla önem vereceğiz.

-“ŞEHİRCİLİKTE DİKEY MİMARİ YERİNE YATAY MİMARİYİ TERCİH EDECEĞİZ”-

Şehir insan içindir, şehrin yapısı, dokusu çok önemlidir. Onun için şehirlerimiz sadece beton yığınlarından oluşmayacak, ayrıca sosyal ihtiyaçların rahatça karşılanacağı mekanlara sahip olacaktır. Şehircilikte dikey mimari yerine, daha insani, daha sosyal olan yatay mimariyi daha çok tercih edeceğiz, teşvik edeceğiz. Bizim Osmanlı’dan bugüne Nafia Vekaletinden Çevre ve Şehircilik Bakanlığına uzanan bayındırlık ve çevre geçmişimiz var. Şehircilik konusunda ufuk açıcı bir tarihi birikimimiz var. Bu şurada bu köklü birikimin yansımalarını göreceğimizden eminim. Şehircilik Şurası, üç ay devam edecek. Kimlik, planlama ve tasarımdan kentsel dönüşüme, şehirleşme ve göçten yerel yönetimlerin rolüne kadar çok geniş bir yelpazede birçok konu üzerinde çalışılacak. Biz de bu çalışmaların yakından takipçisi olacağız.

-KONUT ALANINDA 140 MİLYARLIK YATIRIM GERÇEKLEŞTİ-

Geçtiğimiz 16 yıl içinde sadece TOKİ olarak 670 bin konut tamamladık, hak sahiplerine teslim ettik. Şu anda devam eden 75 bin konut tamamlanıp teslim edilecek. Böylece 140 milyarlık bir yatırımı Türkiye’de konut alanında gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bundan sonra işimiz bitmedi, devam ediyor. Hem şehircilik alanında hem de çevre alanında. Ama şunu ifade etmek istiyorum, son 16 yılda hükümetlerimiz yeşil alan miktarını 1,8 milyon hektar düzeyinde artırdı. 3 milyar ağacı toprakla buluşturdu. Yeşillik konusunda çok büyük emeklerimiz oldu, daha da güzel şeyler yapacağız.

-“KENTSEL DÖNÜŞÜM MECBURİ DEĞİL GÖNÜLLÜ DÖNÜŞÜM”-

99 Marmara depremi bize çok şey öğretti. Öğrettiği en önemli şey depreme dayanıksız, riskli konutların yerini daha emniyetli ve daha sağlıklı konutların almasıdır. Bu bağlamda 5 milyon yapı deprem riskine karşı yenilenmesine rağmen en az 7 milyon yapı stokunun yenilenmesine ihtiyaç var. Kaba bir hesapla 750 milyarlık bir bütçeden bahsediyoruz. Gelecek 10-15 yıl içinde inşaat sektöründe hayli işimiz olduğunu ifade etmek isterim. Yapılacak bu konutlar ve harcanacak bütçenin kendi kaynağını oluşturacak bir imkana sahip olduğunu da paylaşmak istiyoruz. Kentsel dönüşüm mecburi dönüşüm değil, gönüllü bir dönüşüme tabi tutulacak. Vatandaşa çok daha iyisini göstereceğiz. Elinde bulunanın çok daha iyisini, yeşil alanıyla, okuluyla, camisiyle, parkıyla, alışveriş merkeziyle bir yaşam alanına dönüşmüş yeni güzel mahalleler ve şehirleri yapmak için bu şurada ortaya konacak fikirleri de en ince detaylarına kadar değerlendirmiş olacağız.”