Nazlıaka: OHAL Kimi Şirketler İçin "Kıyağa" Mı Dönüşüyor?

10 Şubat 2017 Cuma 12:43

Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka kamuya borcu olan kimi şirketlere döviz kuru üzerinden OHAL “kıyağı” çekilmesi iddiasını Meclis gündemine taşıdı.

Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka'nın Başbakan Binali Yıldırım tarafından cevaplanması talebiyle Meclis'e verdiği önerge metni;

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Binali Yıldırım tarafından yazılı olarak yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim.

Aylin NAZLIAKA
Ankara Milletvekili

15 Temmuz darbe girişimden sonraFethullahçı Terör Örgütü ile mücadele gerekçesiyle çıkartılan “Olağanüstü Hal” (OHAL) 21 Ağustos'ta yürürlüğe girmiş, 19 Ekim günü gece yarısından itibaren 90 gün süreyle tekrar uzatılmıştır. Terörle mücadele toplumun her kesiminin ortak emelidir. Dünyanın bazı demokratik ülkelerinde de terör gibi nedenlerle OHAL’ınuygulandığı, ancak sınırlarının belirgin bir şekilde çizildiği, süresinin olabildiği kadar kısıtlı tutulduğu, özellikle temel hak ve özgürlükler konusunda hassasiyetlere çok dikkat edildiği bilinmektedir.
Ülkemizde ise OHAL uygulamaları çığırından çıkmıştır. Hükümetin elinde kontrol edilemez, tehlikeli bir güç haline dönüşmüştür. AKP gibi düşünmeyen, muhalif olan bilim insanları, akademisyenler, sanatçılar ve kamuda farklı görevlerde bulunan binlerce kişi ihraç edilmektedir. Bunların arasında terör örgütleriyle asla ilişkilendirilemeyecek birçok kişi bulunmaktadır. Bu kişiler sırf AKP karşıtı düşünceleri nedeniyle yaşamlarını adadıkları işlerinden, öğrencilerinden koparılaraken ağır biçimde cezalandırılmaktadır.

OHAL dönemindetoplumdaki tüm muhalif güçlerisindirmek için hukuk dışı uygulamalarda sınır tanınmazken, iktidara yakın çevrelere kamu kaynakları üzerinden büyük ekonomik çıkarlar sağlanmaktadır. Terörle mücadele bahane edilerek kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesinin hiçbir izahı olamaz. Bu kaynaklar devletindir, bütün vatandaşlarındır. Bu kaynakların üzerinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır.
Yıllık bütçe onaylanırken TBMM Genel Kurulu`na bile verilmeyen gelir azaltıcı düzenleme yetkisini, iktidar KHK ile kullanmaktadır. Alınan kararla, 2017 yılı için devlet alacaklarına yönelik kur sabitlemesine gidilirken, kimlerin bundan nemalanacağı gizlenmektedir. 2017 yılı bütçesinde 13 milyar TL olarak öngörülen özelleştirme gelirleri kapsamında kimi şirketlere ödemelerini bu düşük kurdan yapma olanağı sunulduğu anlaşılmaktadır.
2015 yılında ortalama 2.72 lira olan dolar kuru, 2016 yılını 3.02 ortalamayla kapattı.Dövizdeki dalgalanma nedeniyle Türk Lirası yüzde 11`e ulaşan değer kaybına uğradı. Resmi gazetede 23 Ocak 2017 tarihinde yayımlanan 683 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile devletin alacaklarına yönelik olarak döviz kuru sabitlemesine gidildi. Buna göre devlet dolar bazında yapmış olduğu ihalelerden alacaklarını 2017 yılı sonuna kadar 2 Ocak tarihli Merkez Bankası alış kurundan tahsil edecek. Böylece dolar bazında devlet alacakları için kur 3.5338 TL, Avro bazında ise 3.7278 TL olarak sabitlendi. Döviz kurunun 2017 yılı ortalamasında hükümetin aldığı sabit kur kararı kapsamında 3.5338 TL olması durumunda 2017 yılında oluşacak devalüasyon yüzde 17`ye ulaşacak ve 2 yıllık TL`deki değer kaybı yüzde 30`a dayanacak.
Yapılan düzenleme kur riskini göze alarak borçlanıp kamu kaynaklarını satın alan şirketleri kurtarmaya yöneliktir. Bu durum hem ihalelerin yapılış koşullarını sakatlamakta, hem de daha önce ihaleye girip borcunu yurtdışından dövizle kredi alarak kapatmış olan şirketler aleyhine eşitsizlik yaratmaktadır.

Bu bağlamda;

KHK ile özelleştirme vb. nedenlerle kamuya döviz borcu olan kaç şirketin, ne kadarlık borcu için kur sabitlenmiştir? Bu şirketler ve sabitlenen borç miktarları nedir?
Reel kur ile uygulanan kur arasındaki farktan kaynaklanan kamu zararı nasıl karşılanacaktır? Bu borçlarda mı vatandaşın sırtına yüklenecektir?
Geçim derdi çeken vatandaşın cebinden kimlere avanta dağıtılmaktadır?
İlacı yurtdışından gelen hastalardan katılım payı bile dalgalı kur üzerinden alınırken, devlet alacaklarında şirketlere yönelik yapılan bu sabit kur uygulamasından kimler yararlandırılacaktır?
Kamuoyunda büyük tepkiye neden olan bu uygulamadan vazgeçilecek midir?