Öne Çıkanlar ankara chp deprem tsk diyarbakır konya ırak sgk bodrum pkk Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank cumhurbaşkanı erdoğan

"Tahrik Hayırlı Neticeler Doğurmaz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dünyada ve Batıda İslam’ı terörizmle ilişkili hale getirmek gibi art niyetli, provokatif çabalara şahit olduklarını belirterek, “Batıda son zamanlarda Müslümanların ibadethanelerine düzenlenen saldırılar bizleri üzmektedir ve biz bunları kesinlikle tahrik olarak görüyoruz. Tahrik hayırlı neticeler doğurmaz. Bunu o ülkelerin liderlerine de her görüşmemizde söylüyorum. Bu aziz dinin bir müntesibi olarak kimden gelirse gelsin İslam’la terörü ilişkilendiren tüm iftiraları reddediyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Bahreyn’de Başbakan Halife bin Salman Al Halife ile birlikte ortak basın toplantısında konuştu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Bahreyn’in gösterdiği dayanışma için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahreyn’e savunma sanayii, askeri işbirliği, ticaret, yatırım, sağlık ve bölgesel ortaklıklar konusunda her zaman destek verileceğini ifade etti.

“Acıların ve umutların kol kola yürüdüğü coğrafyada hep birlikte yaşıyoruz. Ne bizim ne sizin başka vatanları olmadığına göre bu coğrafyada yaşamayı sürdüreceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, hep birlikte bölgedeki sorunların çözümü, huzurun, refahın istikrarın güçlenmesi için neler yapılabileceği noktasında oturup konuşmak gerektiğini ifade etti. Erdoğan, şöyle devam etti:

“Hamasetle geçiştiremeyeceğimiz zor ve kritik tercihlerde bulunmak durumunda olduğumuz bir süreçteyiz. Adeta ateş çemberiyle kuşatılan islam coğrafyası çok sancılı süreçten geçiyor. Yüzyıllardır barışın adresi olan bu coğrafya günümüzde maalesef acıyla, terörle, gerilimle, yıkımla anılıyor. Altı yıldır Suriye’de çocuklar gökyüzüne baktıklarında gökyüzünün maviliğini değil, ölüm saçan uçakları, hayallerini ve bedenlerini parçalayan varil bombalarını görüyor. Bu topraklar ateş, kan ve gözyaşıyla yeniden dizayn ediliyor. Etnik kimlik, dil, kabile, renk ve mezhep temelinde birbirlerine yabancılaştırılan Müslümanlar Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Yemen'de ve daha pek çok yerde kendi kendilerini tüketiyor. Arap ve İslam medeniyetinin göz bebeği şehirlerin terör örgütlerinin, yabancı güçlerin vekalet ve yıpratma savaşlarının sahası haline getirilişini hep birlikte takip ediyoruz. İnsanlık vicdanının suskun kaldığı bu durum karşısında muktedirler ellerini ovuşturmakla, riyakarlar ise ne yazık ki timsah gözyaşları dökmekle meşguldür.

-“ BU COĞRAFYADA KADERİMİZ DE KEDERİMİZ DE ORTAKTIR”-

Tüm bu olayların karşısında bizler ne yaptık? Bu kanı, gözyaşını ve zulmü engellemek için ne çaba harcadık? Mazlumların gözyaşlarını dindirecek, kardeş kavgasını engelleyecek ne tür adımlar attık? Maalesef bu sorulara birçoğumuz gönül rahatlığıyla cevap veremiyoruz. Her birimizin kendi bağımsız devletimizin sınırları içinde yaşıyor olması kafi değildir. Tüm bölgenin, insanlığın geleceği için birlikte olma zamanı çoktan gelmiştir. Komşuları zillet içinde yaşarken aynı dili konuştuğu, aynı kıbleye yöneldiği kardeşleri zulüm görürken hiçbir ülke sadece kendi konforunu, geleceğini düşünemez. Zira bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bu topraklarda mazimiz de istikbalimiz de müşterektir. Bugün Suriye'nin, Irak'ın, Libya'nın, oralarda yaşayan kardeşlerimizin başına gelenlerin, yarın bizlerin de başına gelmeyeceğinin de garantisi yoktur. Bu sebeple, daha sonra değil hemen harekete geçmemiz gerekiyor.

-“ATEŞKESİN TESİS EDİLEBİLMESİ İÇİN DOĞRUSU BİZ BÜYÜK ÇABA SARF ETTİK”-

Böylesi sancılı dönemlerde yapılacak ilk iş, bir durum muhasebesi yapmaktır. Bu durum tespitini yapmadan vizyon geliştiremeyiz. Bugün burada bu durum tespitine Suriye ile başlamak istiyorum. Bizim Suriye ile 911 kilometre ile en büyük sınırdaş biziz. İlk tehdit bize. Bu tehditleri yaşadığımız için adımları atmak zorunda kaldık. Suriye’deki kriz, bizim gibi komşu ülkeler yanında Avrupa’nın derinliklerine kadar uzanan geniş bir bölgede güvenlik tehditlerine yol açıyor. Buna artık bir son verilmesi gerektiği ortadadır. Önümüzdeki süreçte Suriye’de en önemli husus, 2016’nın son günlerinde hayata geçirilen ateşkesin güçlendirilerek yeniden başlaması için oluşturulabilecek zemindir. Bu ateşkesin tesis edilebilmesi için doğrusu biz büyük çaba sarf ettik. Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunarak tüm dini unsurların yer aldığı meşruiyet zemini güçlü bir siyasi geçiş sürecinin hayata geçirilmesi şarttır. Bu doğrultuda Türkiye tüm uluslararası platformlarda başlattığı aktif diyalogu sürdürecektir.

-HEDEF MÜMBİÇ VE RAKKA-

Türkiye olarak terörle mücadele hususunda üzerimize düşenleri yapıyoruz. Fırat Kalkanı harekatıyla terör örgütü DEAŞ’ı ve PYD’nin bir bölümünü sınırlarımızdan uzaklaştırdık. İlk etapta Cerablus’tan başlattık ve Cerablus’u DEAŞ’tan temizledik. Hemen arkasından er-Rai’ye girdik, DEAŞ’tan temizledik ve ardından Dabık’a indik, temizledik. Şimdi el-Bab’da DEAŞ’ı temizlemek suretiyle bizim attığımız adım bir hedefe kilitlenmiştir. Ondan sonra doğuya yönelerek Mümbiç ve Rakka’da eğer koalisyon güçleriyle müşterek adımı atarsak, oradaki belirli bir hedef, ki bu da terörden arındırılmış güvenli bölge hedefidir, bu bölgeye özellikle ağırlıklı olarak Arap kardeşlerimiz, Türkmenler yerleşme imkanını bulacaktır. Tabi burada daha birkaç ay önce teröristlerin cirit attığı 2 bin kilometrekarelik alanı, şu anda güven ve umut alanı olarak halletmiş durumdayız ama yeterli değil. Hedefimiz, burada en az 4-5 bin kilometrekarelik bir alanı terörden arındırılmış, güvenli bölge haline getirmektir. Burada ciddi sıkıntı var. Bu çalışma, şu anda devam ediyor. Şehitlerimiz var. ÖSO’nun şehitleri var ama DEAŞ’tan buralarda 3 bini aşkın etkisiz hale getirilen terörist var.

-“İSLAM RADİKALLİĞİ KABUL ETMEZ”-

DEAŞ’ın İslam’la uzaktan yakından ilgisi yoktur ve DEAŞ bir terör örgütüdür. Bizim dinimiz barış dinidir. Ne yazık ki DEAŞ sürekli olarak terör estirmiştir ve bu insanlar hiçbir zaman Müslüman olamaz. Biz şu an DEAŞ tarafından devamlı tehditteyiz. DEAŞ Müslümanların yüz karasıdır ve tüm dünyada Müslümanlar bunlardan dolayı karalanmaktadır. Biz bunu hak etmedik. Bizler barış dininin mensupları olarak asırlar boyu biz hep güvenin temsilcisi olduk. Ama şimdi bunlar bizim yüz karamız olmuştur ve bunlar teröristtir. Şu anda dünyanın bazı yerlerinde terörle İslam’ı yan yana getirenler var. Buradan sesleniyorum, kimse terörle İslam’ı yan yana getirmesin. Radikalizmle İslam’ı da yan yana getirmesin. Çünkü islam radikalliği kabul etmez.”

-“HEP BİRLİKTE BU ADIMI ATALIM”-

Terörden arındırılmış güvenli bölge konusunu önce Obama’ya, sonra da Trump’a ilettiğini, ancak iki yıl geçmesine rağmen ses gelmediğini ifade eden Erdoğan, bu konuda Körfez ülkelerine büyük görev düştüğünü belirterek “Hep birlikte bu adımı atalım ve biz oradaki kardeşlerimizin mağduriyetini engelleyelim. Orada şehirler kurmuş olmamız hem bu kardeşlerimizin kendi topraklarından kopmasını engelleyecektir, hem de kendi topraklarından kopan kardeşlerimizin geri dönmesini sağlayacaktır” dedi.

-“TAHRİK HAYIRLI NETİCELER DOĞURMAZ”-

Bölgedeki ülkelere bakıldığında, hangi konu ele alınırsa alınsın terör konusunun karşılarına çıktığını söyleyen Erdoğan, “Terörizmle mücadelede kalıcı başarı ancak uluslararası düzeyde müşterek ve samimi çabalarla sağlanabilir. Bu amaçla Birleşmiş Milletler çerçevesi başta olmak üzere bugüne kadar geliştirilmiş çerçeve elbette önemlidir ama yeterli değildir. Çünkü terör değişen şartlara kendini hızla uyarlıyor” dedi.

Terör konusuyla bağlantılı başka sorunlara da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyada özellikle de Batıda mukaddes dinimizi terörizmle ilişkili hale getirmek gibi art niyetli, provokatif çabalara şahit oluyoruz. Batıda son zamanlarda Müslümanların ibadethanelerine düzenlenen saldırılar bizleri üzmektedir ve biz bunları kesinlikle tahrik olarak görüyoruz. Tahrik hayırlı neticeler doğurmaz. Bunu o ülkelerin liderlerine de her görüşmemizde söylüyorum. Bu aziz dinin bir müntesibi olarak kimden gelirse gelsin İslamla terörü ilişkilendiren tüm iftiraları reddediyorum. Terörü belirli bir dine mensup kişilerle bağdaştırma yaklaşımı, yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi insanlık tarihinin yüz karası akımların güçlenmesine zemin hazırlıyor. Özellikle bu yanlıştan dönülmesini, teröre karşı ilkeli bir mücadele yürütülmesini temenni ediyorum” şeklinde konuştu.
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.