Ünal: Kılıçdaroğlu Rabia’dan Rahatsızlık Duyuyorsa Bu Onun Bileceği Bir İştir

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal ikinci kalkışma iddialarına ilişkin, “15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de yargı, ordu, emniyet ve diğer kurumlarda FETÖ’nün beli kırılmıştır. Bu tür dedikodular, söylemler eğer umutlandıracaksa buradan kimse umutlanmaya kalkışmasın. Türkiye Cumhuriyeti devleti, yargısıyla, ordusuyla, siyasetiyle, Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, hükümetiyle dimdik ayaktadır milletimizin gönlü rahat olsun” dedi.

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, “Rabia, tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrağı işaret eden ve her türlü darbeye karşı olmanın adıdır. Eğer Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tek milletten, tek bayraktan, tek vatandan ve tek devletten rahatsızlık duyuyorsa bu onun bileceği bir iştir. Rabia bizim tarihimize, kültürümüze, inancımıza, medeniyetimize ait bir kavramdır. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu anlamda bizim kültürümüze, tarihimize ve inancımıza da ne kadar uzak olduğunu anlıyoruz” dedi.

AK Partili Ünal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti MYK toplantısı hakkında gazetecilerin sorularını yanıtladı. AK Parti’nin önümüzdeki dönemde istişare toplantısı yapacağını söyleyen Ünal, “İstişare toplantısı AK Parti kampı şeklinde olacak ama bizim her ay yaptığımız genişletilmiş il başkanları toplantısı vardı Cumhurbaşkanımızla birlikte bunun ilkini 1 Temmuz’da gerçekleştireceğiz. Ama bu defa ilk toplantıda sadece teşkilatımızla bu toplantıyı yani ana kademe il başkanları, kadın ve gençlik kolları ile bu toplantı gerçekleştirecek” diye konuştu. Ünal, kampın adresinin Afyonkarahisar ya da Kızılcahamam olacağını da bildirdi.

180 GÜNLÜK PLAN
Ünal, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu 180 günlük çalışma planına ilişkin, “Bu zaten hükümetimiz bunu kendi bünyesinde yürütüyor. Bu çalışmaları daha önce hükümetimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Başbakanımızın birlikte aldığı bir kararla 180 günlük, hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanımız da Genel Başkan olduktan sonra ilk olarak açıkladığı şey buydu. 180 günlük hemen bir eylem planı yapılması ve önümüzdeki süreçte yeni dönem çalışmalarının ilki olarak bunu kamuoyuyla paylaştı. Bunun sadece hükümete ilişkin değil aynı şekilde 180 günlük bir eylem planının parti ayağı ve belediyelere dönük çalışmaları yapılacak. Çünkü önümüzdeki süreçte AK Parti çok güçlü bir şekilde hem 2019 yerel yönetimler seçimine hem 2019 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimine güçlü bir şekilde hazırlanıyor AK Parti” şeklinde konuştu.

“GEREKLERİ NEYSE YERİNE GETİRİLECEK”
2019’dan önce Belediyelerde ve AK Parti teşkilatlarında bir değişiklik beklenip beklenmediği sorusuna yanıt veren AK Partili Ünal, “Partimizin bünyesinde Yerel Yönetimler Başkanlığı var. Başkanlık bu konuda zaten sistematik olarak çalışıyor. Aynı şekilde Başkanlığın altında çalışan Bölge ve İl Koordinatörleri var. Şu anda bizim bu süreçte yürüttüğümüz çalışmalar hem teşkilat, hem belediyeler, hem hükümet bazında yeni dönemin hazırlıklarını yapmak ve 2019’a hazırlanmak. Bunun şartları ve gerekleri neyse yerine getirilecek” açıklamasında bulundu.

“ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE KAMUOYUYLA PAYLAŞACAĞIZ”
Erdoğan’ın duyurduğu AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulacak komisyonların durumu hakkında konuşan Ünal, “Bununla ilgili çalışmalar gerçekleştirildi önümüzdeki günlerde bunu kamuoyuyla paylaşacağız” dedi. AK Partili Ünal, Hükümet-Cumhurbaşkanlığı-AK Parti arasında koordinasyonun sağlanması için kurulacak Danışma Kuruluna ilişkin, “Sayın Cumhurbaşkanımız Danışma Kurulu oluşturulacağını kamuoyuyla paylaştı. Onunla ilgili bir gelişme olduğunda, yani kurulduğunda kamuoyuyla paylaşılacaktır” şeklinde konuştu.

“KILIÇDAROĞLU’NUN KONUŞMASI SON DERECE TALİHSİZ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun AK Parti’nin İhvan’ı destekleyici siyasetten ve Rabia’dan vazgeçmesi yönündeki tavsiyelerini değerlendiren AK Partili Ünal şunları kaydetti:
“Öncelikle bugün grup toplantısında yaptığı Sayın Kılıçdaroğlu’nun konuşması son derece talihsiz bir konuşma. Çünkü bizim parti tüzüğümüzde de yer alan Rabia, tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrağı işaret eden ve her türlü darbeye karşı olmanın adıdır. Eğer Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tek milletten, tek bayraktan, tek vatandan ve tek devletten rahatsızlık duyuyorsa bu onun bileceği bir iştir.

“RABİA’YI TERÖRE DESTEK VERMEK OLARAK GÖRÜYORSA BU SON DERECE ACI BİR DURUMDUR”
Aynı zamanda kendi milletvekilinin Türkiye’ye yaptırım uygulama çağrısı yapmış olması ve o akla baktığınız zaman, o aklın Rabia’yı anlamasını ve Rabia’nın Mısırla ilgili olduğunu düşünmesi de son derece normal. CHP’nin dünya ve bölge okumasına baktığınızda bunu çok net bir şekilde görüyorsunuz. Acı olan şu ki Mehmet Selim Kiraz’ı, savcıyı şehit eden teröristin yanında duran akıl eğer Mısır’daki darbe girişimine karşı çıkmış olmayı teröre destek vermek olarak görüyorsa bu son derece acı bir durumdur. Ana muhalefet partisi Genel Başkanının dış ve iç politikayı bu şekilde okuyor olması hele hele radikal sol örgütlere, birçok terör örgütüne düşünce olarak kendisini daha yakın ve akraba olarak gören bir anlayışın bu şekilde bir açıklamayla Rabia’yı bir Ortadoğu terör işareti, simgesi ve sembolü olarak görmesi son derece talihsiz ve acı. Ben buradan tekrar Rabia’nın terör ya da terörizmle asla bağının kurulamayacağını, Rabia’nın darbeye karşı çıkmak, milletin iradesine sahip çıkmak, milletin kendi özgürlüğüne sahip çıkması, kendi bayrağına, devletine, vatanına, iradesine, özgürlüğüne sahip çıkması olduğunu bir kez daha Sayın Kılıçdaroğlu’na hatırlatıyorum. Ayrıca Rabia kelimesi Mısır’a ait bir kavram değildir Rabia bizim tarihimize, kültürümüze, inancımıza, medeniyetimize ait bir kavramdır. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu anlamda bizim kültürümüze, tarihimize ve inancımıza da ne kadar uzak olduğunu ve bunu bir İhvan ya da Mısırla ilişkilendirmiş olmasından da anlıyoruz.”

“FETÖ’NÜN BELİ KIRILMIŞTIR”
15 Haziran’da yeni bir kalkışmanın olabileceği yönündeki iddiaları değerlendiren Ünal şöyle konuştu:
“Her şeyden önce 15 Temmuz Darbe Girişimi Türkiye’nin büyük bir başarıyla bertaraf ettiği ve 16 Temmuz günü de Türkiye’nin yoluna devam etiği bir süreç oldu. Bugün Sayın Kılıçdaroğlu’nun da maalesef bu yönde talihsiz açıklamaları oldu. Yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaların siyasal söylem analizini yaptığınızda, aslında bu açıklamaların nereye oturduğunu çok net bir şekilde görebiliyorsunuz. Hangi odaklarla, mihraklarla ortak bir dili, ortak söylemi kullandığını çok net bir şekilde Kılıçdaroğlu’nun görüyorsunuz. 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de yargı, ordu, emniyet ve diğer kurumlarda FETÖ’nün beli kırılmıştır.

“BUNLARA KİMLERİN KALKAN OLDUĞUNU DA BİZ ÇOK İYİ BİLİYORUZ”
Türkiye maalesef 15 Temmuz öncesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın 17-25 Aralık’tan sonra açık bir şekilde Paralel Devlet Yapılanması ve terör örgütü olarak nitelendirdiği bu yapıya karşı ortak tavır alma çağrısı yaptığında bu yapıya kimlerin sahip çıktığını biz çok iyi biliyoruz. O gün bunlara karşı hukuki işlem yapılmak istendiğinde bunlara kimlerin kalkan olduğunu da biz çok iyi biliyoruz. 17-25 Aralık’tan sonra bugün Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ yapılanmasının siyasi ayağını aradığını söylüyor 17-25 Aralık’tan sonraki süreçte AK Parti hem yerel seçimler, hem kongreler hem de genel seçimler sürecinde bütün siyasal sistemini il-ilçe başkanlıklarından, Milletvekili ve Belediye Başkanlıklarına kadar AK Parti çok ciddi bir temizlik yapmıştır.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ DİMDİK AYAKTADIR”
15 Temmuz’u çok kritik bir süreçte kendi milletiyle, lideriyle, siyasetiyle, devleriyle birlikte püskürtmüş olan Türkiye Cumhuriyeti devleti, bundan sonraki süreçte herhangi bir şekilde bir darbe girişimine asla müsaade etmeyecektir. Bunun zemininin oluşmasına asla müsaade etmeyecektir. Ama buradan şunu söylemekte de fayda görüyorum, bundan 2 gün önce hatta dün biliyorsunuz biz MYK üyelerimizle birlikte Sincan’daydık çatı davaya katıldık. Birilerinin bu millete karşı bir psikolojik hareket içinde olmalarına ve içerideki darbecilerin morallerini yüksek tutmak için bir söylem biçimi geliştirmelerine de tabii ki müsaade edilmeyecektir. Bu şu anlama da gelmiyor, bu konuyu kaleme alan köşe yazarının bunu yaptığı anlamına gelmiyor. Tabii ki bu tür dedikodular, söylemler sıkça birileri tarafından kullanıldığında birilerinin bu dili ve söylemi kullanması bazı şeylerin şüyu vukuundan beterdir hesabı birilerini eğer umutlandıracaksa buradan kimse umutlanmaya kalkışmasın. Türkiye Cumhuriyeti devleti, yargısıyla, ordusuyla, siyasetiyle, Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, hükümetiyle dimdik ayaktadır milletimizin gönlü rahat olsun”