Öne Çıkanlar CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk suriye Koronavirüs CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan dsp Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy yılbaşı tüketici güven endeksi terörist Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği

Bakan Eroğlu: Tabii Sulak Alanlara Gözümüz Gibi Bakıyoruz

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, işletmeye aldıkları baraj ve göletler ile yarım milyon hektardan fazla suni sulak alan oluşturduklarını vurgulayarak “Sahip olduğumuz tabii sulak alanlara ise gözümüz gibi bakıyoruz” ifadesini kullandı.

Yazılı ve görsel basında sulak alanların yok olduğuna dair haberlerin yapıldığının altını çizen Bakan Eroğlu haberlerde ülkenin son 50 yılda 2 milyon hektarlık sulak alanı kaybettiği ya da Marmara Denizi kadar bir alanı yitirdiğinden bahsedildiğini belirterek şu değerlendirmede bulundu: “Ülkemizin en büyük sulak alanı olan Van Gölü’nün 364 bin hektarlık bir alana sahip olduğu düşünülürse, haberlerde telaffuz edilen 2 milyon hektar bu gölümüzün 5 katından fazlasına tekabül ediyor. Keza Marmara Denizi’nin alanı da yaklaşık 1 milyon 150 bin hektardır. Bu kıyaslamalara baktığımızda bu haberlerin ne kadar gerçek dışı ve bilimsellikten uzak hazırlandığının kanıtıdır. Bu haberler ‘çamur at izi kalsın’ düşüncesiyle hazırlanmış haberlerdir.”

Bakanlık olarak sulak alanlara gözleri gibi baktıklarını belirten Eroğlu “Bu alanlarımızı korumakla kalmıyoruz. Aynı zamanda suni sulak alanlarda oluşturuyoruz. Bugüne kadar işletmeye alınan baraj ve göletler ile yaklaşık 512 bin 689 hektar yani yarım milyon hektardan fazla suni sulak alan tesis ettik” dedi.

“Barajlar Yaban Hayatı İçin Son Derece Önemli”

Bakanlık olarak iklim değişikliği ile mücadele kapsamında birçok çalışma yürüttüklerini söyleyen Bakan Eroğlu şöyle devam etti:
“Bu çerçevede yapılan barajlar ilk bakışta sulak alanlara zarar veriyor diye düşünülse de aslında yaban hayatı için son derece önemli habitatlardır. Aynı zamanda bu alanlar Ramsar Sulak Alan sınıflandırması içinde Yapay Sulak Alanlar başlığı içinde ele alınıyor. Özellikle Hirfanlı Barajı, Sarıyar Barajı, Atatürk Barajı, Keban Barajı gibi barajlar su kuşları açısından zengin durumda olan barajlardır. Keban Barajı’nın güney kıyıları Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak ilan edilmiştir. Bunun yanı sıra Yedikır Baraj Gölü içinde bulunan ada Akpelikanlar için önemli bir üreme habitatı olmuştur.  Burdur’da bulunan Karataş Depolaması da önemli sulak alanlarımızdan biri olup aynı zamanda Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’dır”


Kurutma Çalışmasının Yapıldığı Alanlar Geri Kazanıldı

Ülkemizde 1950 yılı öncesinde sıtma hastalığı ile mücadele için, 1950 yılı sonrasında ise tarım alanı kazanmak maksadıyla sulak alanlarda kurutma çalışmalarının yürütüldüğüne dair değerlendirmelerin doğru olduğunu ifade eden Eroğlu “Bu dönemde ülkemizde Avlan Gölü, Samsam Gölü, Sultansazlığı gibi sulak alanlar olmak üzere toplam 229 bin 270 hektar sulak alanda kurutma çalışmaları yapıldı” dedi.

Tabiatı Koruma Şuuru Arttı

1980’lerden sonra tabiatı koruma şuurunun arttığını belirten Eroğlu özellikle 1994 yılında taraf olunan Ramsar Sözleşmesi ile birlikte ülkedeki sulak alanlar ile ilgili koruma çalışmalarının başladığını belirtti.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın sulak alanlardaki rehabilitasyon ve restorasyon projelerinin hızla devam ettiğini vurgulayan Bakan Eroğlu “Yapılan çalışmalar neticesinde Konya Yunak’taki Akgöl yeniden su tutmaya başladı ve yaban hayatı tarafından yeniden bir cazibe olma noktasına geldi. Ayrıca, geçtiğimiz yıllarda özelliğini kaybetmiş olan Ereğli Sazlıkları’nın yeniden su tutması için de çalışmalara başlandı” dedi.

Burdur Gölü Alt Havzası Eylem Planı Çalışmaları Başladı

Ülkemizde 1950’li yıllarda kurutma çalışmasının yapıldığı göllerden birisi olan Samsam Gölü’nün suları ile Kozanlı Gökgöl Kuş Cenneti’nin yeşerdiğini belirten Eroğlu "Kozanlı Gökgöl, Kaşıkçıdan, Ak Pelikana, birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Ayrıca yine kuruduğu ya da risk altında olduğu iddia edilen Göller Bölgesi’nde bulunan Yazır Gölü, Karataş Gölü, Burdur Gölü gibi göller kurumamış olup, bu göller ile ilgili olarak Bakanlığımız, Biyolojik Çeşitlilik Araştırma projelerini gerçekleştirmiştir. Burdur Gölü dışındaki göllerde mevsimsel kuraklık dışında su seviyelerinde önemli bir değişiklik olmadığı tespit edilmiştir. Burdur Gölü’ne çözüm bulmak ve önlem almak için Burdur Gölü Yönetim Planı’nı ise revize ettik ve 2015 yılında Burdur Gölü Alt Havzası Eylem Planı çalışmalarını başlattık” diye konuştu.

“Sulak Alanların Kuruduğu Algısı Gerçeği Yansıtmıyor”

Risk altında gördükleri her sulak alan için çalışma yaptıklarını ve tedbir aldıklarını ifade eden Eroğlu “Sulak alanlardaki su miktarı iklim değişikliğinin de etkisiyle yıllara ve hatta mevsimlere göre değişiklik göstermektedir. Bakanlık olarak bu alanlar için su takviyeleri dahi yapıyoruz. Bu çalışmalarımızı görmeyip sadece olumsuzlukları öne çıkararak haber yapmak ve bu haberleri akla sığmayacak şekilde abartmak kamuoyunu yanlış yönlendirmektedir. Söylendiği gibi sulak alanların kuruduğu algısı gerçeği yansıtmıyor” dedi.


36 Bin 42 Adet Sulak Alan Poligonu Belirlendi

Ulusal Sulak Alan Envanter Projesi’ni tamamladıklarını da belirten Eroğlu proje ile ülke genelinde bulunan bütün sulak alanların adedi, alanı, büyüklüğü, mevcut biyolojik çeşitlilik envanter durumu, alan kullanım durumu gibi bilgilerini toplayarak bir veri tabanı yönetim sistemi kurulduğunu yapılan tespitlere göre Türkiye’de en küçüğü 10 m2, en büyüğü 364 bin hektar olmak üzere tabii ve suni 36 bin 42 adet sulak alan poligonu belirlendiğini belirtti.
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.