Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Al Jazeera Mubasher Kanalında Karadavi’yi Anlattı

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Al Jazeera Mubasher kanalında Dünya Müslüman Alimler Birliğinin kurucu başkanı Yusuf el-Karadavi’yi anlattı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Katar’da Al Jazeera Mubasher kanalında Dünya Müslüman Alimler Birliğinin 96 yaşında vefat eden kurucu başkanı Yusuf el-Karadavi’yi anlattı.

Konuşmasının başında İslam âlemine başsağlığı dileklerini ileten Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Büyük bir alim olan Yusuf el-Karadavi’nin mekanı cennet, makamı ali olsun inşallah.” dedi.

Başkan Erbaş, Karadavi’nin 96 yıllık ömrünü İslama hizmete adadığını ve İslam dünyasının saygı duyduğu alim, fazıl ve mücahid bir ilim adamı olduğunu kaydetti.

Karadavi’nin Türkiye’de ve dünyada eserlerinden faydalanılan büyük bir alim olduğunu belirten Başkan Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da Karadavi’ye ve ilmine olan sevgi ve saygısından bahsetti.

Karadavi’nin İslami ilimlere verdiğini büyük emeklerden söz eden Başkan Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Fıkıh, tefsir, akaid, tasavvuf ve pek çok alanda yazmış, eserler okumuş, hem de binlerce öğrenci yetiştirmiş. Rabbimiz buyuruyor ki, ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?’

Doğru dini bilgiyi insanlara anlatmak ve insanları aşırılıklardan uzaklaştırmak, hurafelerden uzaklaştırmak, sahih dini bilgi ile insanları donatmak ve onların talim ve terbiyesini sağlamak noktasında gerçekten çok önemli bir vazife yerine getirmiştir. İnşallah onun insanlığa bırakmış olduğu eserler binlerce okuyucu tarafından okunacak ve bu şekilde belki milyonlarca insan onun eserlerinden istifade ederken yeryüzünü aydınlatmaya devam edecek inşallah.”

Alimin ölümünün alemin ölümü gibi olduğunu söyleyen Başkan Erbaş, şunları kaydetti:

“Hakikaten Yusuf el-Karadavi çok önemli bir alim. İki saat önce onun defninde bulundum ve onun tezkiyesine, defnine şahitlik ettik. Bir yandan üzüntü içerisindeyiz, çünkü çok büyük bir alimi kaybetmiş olmanın hüznünü yaşıyoruz. Bir taraftan da bu kadar farklı ülkelerden sevenlerinin olması ve onun defninde, cenazesinde pek çok ülkeden insanın gelmiş olması, katılmış olması, burada onun adına, onun tezkiyesi adına sevinilecek bir durumdur.

Hepimiz faniyiz. Gönül ister ki her faniye böyle bir cenaze merasimi nasip olsa keşke. Bizim de böyle bir cenaze merasiminin nasip olmasını arzu ederiz inşallah. Tabi burada alimler ölse de onların amel defterlerine her zaman sevap yazılmaya devam ediyor. Onların bırakmış olduğu kitaplar, onlar insanlığa hizmet ettiği sürece amel defteri hep açık kalacak ve amel defterine hasenat yazılmaya, sevap yazılmaya devam edecek. İnşallah amel defteri kıyamete kadar hep açık kalacak.”