Kurtulmuş: 330’u Aştığımızı Gördüğümüz Anda Düğmeye Basar, Adımlarımızı Atarız

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Herhangi bir şekilde Telafer’e karşı yapılacak olan etnik ya da mezhebi bir saldırının Allah muhafaza orada insanların bir etnik, mezhebi temizliğe uğramalarına yol açacak bir hareketlenmeye de Türkiye’nin seyirci kalmayacağını bir kere daha ifade etmek isterim” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Menbiç konusundaki gelişmeler de sağlanacak, ya Menbiç tamamıyla PYD’den temizlenecek söz verildiği gibi, ya da Türkiye’nin Menbiç’in oradaki bir başka terör örgütü olan PYD’den temizlenmesi için Özgür Suriye Ordusu’na gerekli desteği verecektir. Bu konuda da gerekli müzakereler yürütülüyor” dedi.
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Güvenlik kuvvetlerinin imkan ve kabiliyetlerinin her geçen gün biraz daha artırıldığını belirten Kurtulmuş, “10 bin özel harekat polisinin alınması ve 5 bin güvenlik korucusunun alınması yönündeki adımlar da atılacaktır ve Türkiye teröre pabuç bırakmayacak, bu mücadelesini kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir” diye konuştu.

“296 ÇOK ÖNEMLİ OLAY”
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, engellenen terör olayları hakkında, “296 çok önemli olayın bu yıl içerisinde önlenmiş olması da Türkiye’nin terörle mücadelesindeki edilmiş olduğu noktayı göstermesi bakımından fevkalade değerlidir. Bunlar içerisinde araçlı saldırılar, suikastlar dahil olmak üzere bu 296 olayın altını çizmek isterim” açıklamasında bulundu.

“MENBİÇ TAMAMIYLA PYD’DEN TEMİZLENECEK”
Sahada ciddi bir şekilde ÖSO’nun desteklendiğine ve Türkiye’nin stratejik hedeflerine ulaşması için adımlar atılmasının sağlandığına işaret eden Kurtulmuş, “aynı şekilde burada istenmedik bazı hadiselerin karşımıza çıkmaması için de ilgili bütün taraflarla müzakereler yapılarak bu operasyonlar yürütülüyor. Menbiç konusundaki gelişmeler de sağlanacak, ya Menbiç tamamıyla PYD’den temizlenecek söz verildiği gibi, ya da Türkiye’nin Menbiç’in oradaki bir başka terör örgütü olan PYD’den temizlenmesi için Özgür Suriye Ordusu’na gerekli desteği verecektir. Bu konuda da gerekli müzakereler yürütülüyor” şeklinde konuştu.

“HAŞDİ ŞABİ OPERASYONUN İÇERİSİNDE DEĞİLDİR”
Musul operasyonunda Türkiye’nin çizdiği çizgilere ters düşecek bir gelişme olmadığına değinen Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, “Türkiye’nin eğittiği, donattığı Ninova Muhafızları operasyonun içerisindedir Peşmergeler operasyonun içerisindedir. Korkulan Haşdi Şabi’nin Musul operasyonunun bir parçası haline dönüştürülmesiydi, şimdiye kadar Haşdi Şabi operasyonun içerisinde değildir. Yapılan müzakereler, diplomatik çalışmalar sonucunda da Haşdi Şabi’nin Musul’a girmesi önlenecektir” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE’NİN SEYİRCİ KALMAYACAĞINI İFADE ETMEK İSTERİM”
Türkiye’nin Telafer’in geleceğini yakından takip ettiğini bildiren Kurtulmuş, “DEAŞ’tan Telafer’in temizlenmesi için Şii ve Sünni Türkmenlerin birlikte hareket etmesini sağlamak ve Türkmen gücü ile birlikte Irak Ordusu’nun yapacağı operasyonlarla Telafer’in temizlenmesinin sağlanması Türkiye’nin esas üzerinde durduğu noktadır. Ancak herhangi bir şekilde Telafer’e karşı yapılacak olan etnik ya da mezhebi bir saldırının Allah muhafaza orada insanların bir etnik, mezhebi temizliğe uğramalarına yol açacak bir hareketlenmeye de Türkiye’nin seyirci kalmayacağını bir kere daha ifade etmek isterim” diye konuştu.

“BOZDAĞ’IN GEZİSİ FETO’NUN İADESİ YA DA GEÇİCİ TUTUKLANMASI SÜRECİNİ HIZLANDIRDI”
Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi için ABD ve Türkiye arasında Adalet Bakanları düzeyindeki ilk temasın sağlandığına dikkat çeken Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, “Bu çerçevede yapılan görüşmeler oldukça verimli geçmiştir. Ümit ediyorum ki bu bir süreç yani bugünden yarına, yarın sabah Feto’yu Türkiye’ye iade etmeleri ya da geçici tutuklama kararı vermeleri belki çok kolay görünmüyor ama sürecin hızlandığını ifade etmek isterim. Sayın Bozdağ’ın gezisinin, bu anlamda bu ziyaretin aradaki ilişkileri daha da net bir hale getirdiği ve Feto’nun iadesi ya da geçici tutuklanması sürecini hızlandırdığını ifade edebilirim” açıklamasında bulundu.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, “Kanun Hükmünde Kararnamelerle gündeme getirilen birçok konu aslında normal şartlarda bir düzen içerisinde yapılamayacak işlerdir. Örneğin kamudan bu kadar çok insanın ayıklanması, temizlenmesi, FETÖ’cünün temizlenmesi. Bunu normal şartlarda zor yaparsınız” dedi.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Anayasa değişikliğine ilişkin, “330’un altında parlamentoda çıkarsa o da başımızın üstüne ama herhalde siyasi bir parti olarak, iktidar partisi olarak 330’un altında çıkması muhtemel bir noktaya eğer bu iş gelirse o adım da herhalde atılmaz. 330’u aştığımızı gördüğümüz anda düğmeye basar, adımlarımızı atarız” dedi.
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yakalandığını açıkladığı üst düzey bir PKK mensubu ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak’ın tutuklanması olayının bağlantısının olup olmadığına ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanıp atanmayacağına ilişkin soruya, “Bu kişinin sorgulanmasıyla Sayın Kışanak’ın yargılanması arasında hiçbir bağlantı yoktur. Şu anda Kışanak ile ilgili devam eden bir süreç var. Tutuklama kararı var, bu tutuklama kararı çerçevesinde dosyanın münderecatına bakılarak gerekli işlemler yapılır” cevabını verdi.

“SİYASET OLARAK BU SÜREÇLE İLGİLİ BİR SÖZ SÖYLEMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL”
Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyon hakkında düşünceleri sorulan Kurtulmuş, “Şu anda devam etmekte olan, soruşturması önceden başlatılmış olan bir dosya var, devam eden bir hukuki süreç var. Hep beraber bu hukuki süreci izleyeceğiz. Bizim siyaset olarak bu süreçle ilgili şöyle ya da böyle olsun şeklinde bir söz söylememiz mümkün de değil, doğru da değil” diye konuştu.

“HANGİ YASAYI GETİRSEK MECLİS’TEN GEÇİRME İMKANIMIZ VARDIR”
Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, OHAL KHK’lerine muhalefetin getirdiği “Meclis’in yok sayıldığı” yönündeki eleştirilere şöyle yanıt verdi:
“AK Parti hükümeti olarak, Meclis’te bir çoğunluk problemimiz var mı? Hangi yasayı getirsek Meclis’ten geçirme imkanımız vardır. Tartışılır, bira vakit alır, efendim Türkiye gündemimiz biraz meşgul eder ama bir günde değil, üç günde, beş günde, bir haftada çıkar veya işte belli bir muhalefetin engellemesiyle karşılaşırsa biraz daha vakit alır. Sonuç itibariyle AK Parti parlamentoda çoğunluğu itibariyle istediği bir yasayı çıkarma gücüne sahip olmayan bir iktidar partisi değildir. İstediğimiz her yasayı Meclis’e getirip Meclis’in iradesine sunarız, çoğunluk AK Parti’dedir. AK Partili milletvekillerinin çoğunluğu da bunu uygun görürse o yasa çıkar. Dolayısıyla Kanun Hükmünde Kararnamelerdeki bizim temel amacımız etkin, süratli ve gerçekten sonuç alıcı işler yapmaktır. Dolayısıyla Kanun Hükmünde Kararnamelerle gündeme getirilen birçok konu aslında normal şartlarda bir düzen içerisinde yapılamayacak işlerdir. Örneğin kamudan bu kadar çok insanın ayıklanması, temizlenmesi, FETÖ’cünün temizlenmesi. Bunu normal şartlarda zor yaparsınız. TSK’nın yeniden yapılanmasına ilişkin kararların alınması. Yaparsınız da yine uzun süreler alır. Buradaki amaç parlamentoyu bypass etmek değil, etkin, hızlı, sonuç alıcı adımları atabilmektir ve bu istikamette kararlarımızı alıp yürüyoruz.”

“367’Yİ BULSAK BİLE MİLLETE GİDERİZ”
Kurtulmuş, başkanlık sistemi ve yani Anayasa hakkında şöyle konuştu:
“Burada iki tür yol takip edilebilir. Birincisi çok kapsamlı bir Anayasa değişiklik teklifi yani bu bir tam manasıyla bir yeni Anayasadır. Böyle bir hazırlığımız mevcuttur tamamlanmıştır. Ayrıca şu anda ihtiyaç olan temel meselelerle ilgili daha dar kapsamlı bir anayasa hazırlık paketi bu da hazırlanmıştır, bu da hazırdır. AK Parti’nin önünde iki tane dosyanın iki tane hazırlığın olduğunu ifade etmek isterim. Anayasa deyince tek başımıza bizim gücümüz yetmiyor. Bu Anayasa değişikliğini yapabilmek için diğer partilerin tavırlarının tarzlarının ne olacağını görmemiz lazım. Sayın Devlet Bahçeli’nin işin önünü açan, bu tartışmaları bir an evvel hızlandırıp, sonuçlandırmak niyetini ortaya koyan beyanları açıktır. dolayısıyla burada MHP’nin, CHP’nin nasıl tavır takınacağı bizim atacağımız adımların hem içeriğini, kapsamını belirlemek hem takvimini belirlemek bakımından önemlidir. Tek başımıza halledemeyeceğimiz bir işi, tek başımıza halledecekmiş gibi topa girmeyiz. Eğer burada bir ittifak, bir konsensüs gerekirse o konsensüsü ararız, hangi kısıtlar içerisinde bu konsensüse ulaştığımızı biliriz, bu konsensüse ulaştıktan sonra da takvimi işletmeye başlarız. 330’u aşacak bir irade ortaya çıktığını gördüğümüz anda ver hangi kapsamlı Anayasa teklifiyle bunun olması mümkünse bunu gündeme getiririz. 330’a ulaşmak için başka partilerin bu anlamda görüşlerini de sonuna kadar dinleriz.
Şunu da en baştan söyledik biliyorsunuz 367’yi bulsak bile millete gideriz. 330 ile 367 arasında oluşa zaten mecburen gideriz. 330’un altında parlamentoda çıkarsa o da başımızın üstüne ama herhalde siyasi bir parti olarak, iktidar partisi olarak 330’un altında çıkması muhtemel bir noktaya eğer bu iş gelirse o adım da herhalde atılmaz. 330’u aştığımızı gördüğümüz anda düğmeye basar, adımlarımızı atarız.”