Öne Çıkanlar Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk dsp terörist suriye Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Oğuzhan Turan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu yılbaşı Nevruz

Yıldırım: Sorunların Çözümüne Birlikte Kafa Yormak Lazım

Başbakan Binali Yıldırım, bütün ülkelerin kaderinin öyle veya böyle birbirine bağlı olduğunu belirterek, “Sorunların çözümüne birlikte kafa yormak lazım. Belirli ön yargılarla kapıları kapamak, bir ülkeyi tasnif dışı yapmak, başka ülkelerle iş tutmak bölgesel barışa da küresel kardeşliğe de hiçbir katkı sağlamaz” dedi.

Başbakan Yıldırım, Hilton Bomonti Hotel’de düzenlenen Uluslararası Çalışma Örgütü 10. Avrupa Bölge Toplantısında konuştu. Başbakan Yıldırım, son açıklanan uluslararası raporlara göre, dünya genelinde insani yardım açısından gayrisafi milli hasıladan ayırdığı pay bakımından Türkiye’nin Amerika’dan sonra dünyada ikinci sırada olduğunu söyledi. Yıldırım, bu sonuçların Türkiye’nin küresel ve bölgesel konulara bakışını çok açık bir şekilde ortaya koyduğunu ifade etti.

2008’de başlayan küresel ekonomik krizin etkilerinin henüz tam anlamıyla geçmediğini belirten Yıldırım, “Küresel büyüme son 1-2 yıl içerisinde az da olsa artış eğilimine girmiş olmakla beraber, yeni yeni küresel sorunlar kapımızı çalıyor. Böylesine derin bir kriz yaşadı ki dünya, maalesef birçok ülkeler iflasın eşiğine geldi. Türkiye etrafında var olan iç savaş, kaos, kargaşaya rağmen ve bir darbe olayı ile karşı karşıya kalmasına rağmen bütün bu güçlüklerin üstesinden gelmeyi başarmış ve krizden itibaren büyümesinde hiçbir gerileme olmadan sürdürülebilir büyümeyi yakalamıştır” diye konuştu.

“İçinde Bulunduğumuz Yıllarda Havacılığın Merkezi Bizim Coğrafyamız Oldu”

Türkiye’nin 2017 ilk yarısında yüzde 5 üzerinde büyüme sağladığını hatırlatan Yıldırım, “Bu Çin ve Hindistan’dan sonra en büyük büyümedir. OECD içerisinde de en büyük ikinci büyümedir. Avrupa Birliği ülkelerinin toplam ortalama büyümesinin iki katından fazladır” dedi.

Ekonomik krizin sadece ekonomileri küçültmediğini, aynı zamanda iş piyasalarını ve istihdamı da olumsuz etkilediğini söyleyen Yıldırım, Türkiye’nin coğrafi konumu, medeniyet ve kültür birikimiyle Avrupa ile Asya arasında bir köprü görevi gördüğünü belirterek, şunları kaydetti:

“Bu öylesine bir görev ki medeniyetlerin çatışmasını önlediği gibi buluşmasına da fırsat sağlıyor. Aynı zamanda Doğu ile Batı arasındaki zaman zaman değişen hareketliliği, ekonomik geçirgenliği de köprü vazifesiyle sağlamış oluyor. 70'li yılların başında havacılığın merkezi Amerikan kıtasıydı, 80'li yıllarda Avrupa'nın batısı oldu, 90'lı yıllarda Avrupa'nın merkezi oldu ve içinde bulunduğumuz yıllarda da havacılığın merkezi bizim coğrafyamız oldu. Ve bu nedenledir ki Türkiye bugün dünyanın en büyük havalimanını yapıyor. Böyle bir ülkedesiniz ki 3 saat uçuşla 56 ülkeye ulaşabiliyorsunuz. 30 trilyon dolarlık bir ekonomik yıllık varlığın döndüğü bir ülkede bu toplantıyı gerçekleştiriyorsunuz.”

“Belirli Önyargılarla Kapıları Kapamak Bölgesel Barışa Katkı Sağlamaz”

Küreselleşen dünyada artık hiçbir ülkenin “Sorunlarımızı biz kendimiz çözeriz, başkalarına ihtiyacımız yok” deme şansına sahip olmadığını söyleyen Yıldırım, “Bütün ülkelerin kaderi şöyle böyle birbirine bağlı. Sorunların çözümüne birlikte kafa yormak lazım. Belirli önyargılarla kapıları kapamak, bir ülkeyi tasnif dışı yapmak, başka ülkelerle iş tutmak bölgesel barışa da küresel kardeşliğe de hiçbir katkı sağlamaz” dedi.

FETÖ İle Mücadele Açıklaması

Konuşmasında 15 Temmuz darbe girişimine değinen Yıldırım, FETÖ ile mücadele kapsamında yapılan operasyonlara ilişkin farklı düşünceler, farklı önyargılar olduğundan dolayı açıklama yapma ihtiyacı duyduğunu belirterek şunları söyledi:

“Türkiye bir hukuk devleti, hiç kimsenin yaptığı yanına kar kalmayacak. Bu tasfiye işinde haksızlığa uğramış olanlar olabilir. Hukuk devleti içerisinde buna da bir mekanizma getirdik. Dedik ki ‘İtirazlar gelsin, bunlar incelenecek, gerekli cevaplar verilecek ve haksızlığa uğramış olan varsa tekrar işlerine dönebilecekler. Hala tatmin olmayanlar varsa onlara da yargı yolu açılacak. Şu anda OHAL uygulaması içerisindeyiz, yargı yolu kapalı. Bu mekanizma ile yargı yolunu da açmış oluyoruz.”

“İstikrarsızlığın Birinci Derecede Faturasını Türkiye Ödüyor”

Gerek Irak’ta, Kudüs'te, Suriye'de, Filistin’de istikrarsızlığın birinci derecede faturasını Türkiye’nin ödediğini söyleyen Yıldırım, “Biz bu faturayı ödüyoruz ama bunu Avrupalı dostlarımıza ödetmemek için büyük bir fedakarlık gösteriyoruz. Ege Denizi’nden kara yolundan Avrupa’ya Mülteci geçişlerini günlük 3 bin 500’lerden sıfıra indirdik. Bugün bu fedakarlıkların görülmesini beklerken, hala sitem dolu sözler yapılması, terör örgütüne kucak açılması bizi üzüyor” diye konuştu.

“Değişimler Karşısında İnsanlar Gelecekten Kaygı Duyuyor”

Birleşmiş Milletler, AB, diğer uluslararası kuruluşlarla birlikte ILO’nun da bir BM kuruluşu olarak önemli görevleri olduğunu ifade eden Yıldırım, çatışma yerine uzlaşma ve işbirliğini esas alan yaklaşımla geleceği inşa etme ihtiyacını vurguladı. Toplantının ana temasını oluşturan bölgedeki istihdamın geleceğinin, bir taraftan da bir endişeyi ifade ettiğine dikkat çeken Yıldırım, şöyle açıkladı:

“Küreselleşmenin yanında, teknolojik, demografik, ekonomik ve sosyal değişimler karşısında insanlar gelecekten kaygı duyuyor. Bilinen bazı meslekler ortadan kalkıyor, yeni meslekler geliyor, robotlarla iş yapma, alın teri yerini akıl terine bırakıyor. Bu değişimlere karşı hem ülkenin dinamik tedbirler alması lazım. Hem de işveren, işçi taraflarının işyerinin devamını da esas alarak değişimi, dönüşümü gerçekleşmesi lazım.

İşyeri, işin devamı, işverenin ne kadar sorumluluğundaysa çalışanların, çalışanları temsil eden sendikaların da o kadar sorumluluğundadır. Zira işyeri devam edemezse, bu sefer ne işçi kalır ne de işçi haklarından bahsedebiliriz. Değişim kaçınılmaz bir gerçek olmakla beraber, her zaman da endişeyle karşılanır. Değişime her zaman direnç olmuştur. Bugün de haklı olarak insanlarımız bu kaygıyı duymakta ve bizden rahatlatıcı etkin çözüm yollarını beklemektedir.”

“Daha Fazla İş Alanı Oluşturmamız Lazım”

Ülkelerin huzuru ve istikrarı için, toplumsal barış için yapılması gereken şeyin vatandaşın sesine kulak vermek ve birlikte çalışmak olduğunu söyleyen Yıldırım, “Tüm değişim unsurlarını dikkate alarak, insanlara çalışacakları iyi bir iş imkanı oluşturmak her hükümetin görevi olmalı” dedi. Başbakan Yıldırım, “Türkiye genç ve dinamik bir nüfusa sahip, ortalama yaş 30. Doğu ve Güneydoğu’da 20’ye indi. Türkiye son 10 yılda istihdama katılış, iş gücüne katılışta yüzde 45’lerden yüzde 55’lere yükseldi. Her yıl işgücüne katılım bulduğumuz iş sayısından fazla. Her yıl Türkiye 1 milyon vatandaşına iş buluyor. Yeni fabrikalar açılıyor ama istihdama katılım 1 milyon 300 bin. Demek ki daha fazla iş alanı oluşturmamız lazım” diye konuştu.

“Sendikalaşmaktan Örgütlü Olmaktan Korkmayalım”

Kalkınmanın en önemli unsurunun elde edilen grafikler değil, vatandaşların mutluluğu ve huzuru olduğunu söyleyen Yıldırım, “İnsanlarımızı mutlu etmek, yaşam kalitesini artırmak ve kendilerini ülkelerinin mutlu gurur duyduğu bir vatandaş haline gelmesini hissettirmek istiyoruz. Bu yüzden de sosyal adaleti, gelir dağılımını, iş güvenliği, iş güvencesini ve örgütlenmeyi son derece önemsiyoruz. Sendikalaşmaktan örgütlü olmaktan korkmayalım. Yeter ki olaylara bakış ortak olsun. Zıtlaşmakla değil, sendikacılık ideolojik ayrışma anlamına gelmemeli. Sendikacılık temsil ettiğiniz işçilerin hakkını hukukunu her ortamda savunmak, ülkenin gerçeklerini göz ardı etmemek ve işveren-işçi- işyeri gerçeğini asla koparmamak. Bunu başardığımızda her sorunun üstesinden geliriz” diye konuştu.

“Türkiye 2020’de Yüksek Gelir Grubu Ülkeler Arasına Geçmiş Olacak”

Demokrasinin olmazsa olmaz şartının, tüm kesimlerin kendini özgürce ifade etmesi olduğunu belirten Yıldırım, “İktidarımızda attığımız adımlarla ekonomide olduğu gibi özgürlüklerde ciddi mesafe kat ettik” dedi. Bu dönemde Türkiye ekonomisinin 3 kat büyüdüğünü, kişi başı milli gelirin 3 kat büyüdüğünü hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:

“Yeni Orta Vadeli Programda Türkiye 2020’de orta gelir grubundan yüksek gelir grubu ülkeler arasına geçmiş olacak. Reform ve icraatlarımızı insan odaklı anlayışla, yatırım, istihdam ve üretime öncelik veren hedefler çerçevesinde yeniden gözden geçiriyoruz.

Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu uzun yıllar hem bizim ülkemiz hem de civarımızdaki ülkeler için önemli bir fırsat olacaktır. Eğitimde fırsat eşitliği konusunda ciddi bir mesafe aldık. 2019’dan itibaren Türkiye tekli öğretim sistemine geçme durumuna geldi.

“Eğitimi, Ekonominin İhtiyacı Toplumun Talepleri Doğrultusunda Sürekli Yeniliyoruz”

Eğitim istihdam bağlantısı hükümetimizin önem verdiği konular başında gelmektedir. Meslek anlamında nitelikli insan yetiştirilmesini sağlayacak, mesleki eğitimin kalitesini de artıracak düzenlemeleri yaptık. OSB’lerde meslek okulları açılması, çıraklar yetiştirilmesi ve bunların maliyetlerinin büyük bir kısmının devlet tarafından karşılanması gibi birçok tedbiri hayata geçirdik. Eğitimi, ekonominin ihtiyacı toplumun talepleri doğrultusunda sürekli yeniliyoruz. Bu dönemde büyük önem verdiğimiz genç işsizliğin önüne geçmek için yeni hedefimizin ulusal genç istihdam stratejisi. Bu belge tamamlanmak üzere hükümet olarak istihdam alanındaki temel yaklaşımımız daha fazla daha nitelikli iş imkanı oluşturmaktır.”

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.